1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Mali Yardım korundu
Mali Yardım korundu

Mali Yardım korundu

AB Mali Yardım Tüzüğü AB Parlamentosu'nda tartışıldı, Kıbrıs Türk heyeti önemli bir sonuçla adaya döndü. Özdil Nami gelişmeleri YENİDÜZEN’e değerlendirdi:

A+A-

 

AB Mali Yardım Tüzüğü AB Parlamentosu'nda tartışıldı, Kıbrıs Türk heyeti önemli bir sonuçla adaya döndü. Özdil Nami gelişmeleri YENİDÜZEN’e değerlendirdi:

 

 

Mali Yardım korundu

 

Ö.Nami: AB temaslarımızda partimizden ben ve Mağusa Milletvekilimiz Teberrüken Uluçay görev alıyoruz. UBP'den ise Hasan Taçoy. Bu konularda uzun süredir uyum içinde çalışıyoruz. Diğer taraftan AB Koordinasyon Merkezi Başkanı Erhan Erçin'in ve ekibinin bu sürece çok büyük katkıları olmuştur

 


Avrupa Birliği Parlamentosu’nda sıkıntılı bir süreç ve önemli tartışmaların ardından, Kıbrıslı Türkler’e yönelik “Mali Yardım” tüm hedeflerine hizmet edecek şekilde korundu.
Geçtiğimiz hafta yaşanan ve kamuoyunda çok fazla gündeme gelmeyen gelişmeleri, CTP Milletvekili Özdil Nami, YENİDÜZEN için yorumladı, sorularımızı yanıtladı.

YENİDÜZEN: Sayın Nami geçtiğimiz hafta AB'nin Kıbrıs Türk toplumuna sağladığı mali yardımı düzenleyen Mali Yardım Tüzüğü hakkında AB Parlamentosu'nda önemli tartışmalar yaşandı. Bu tartışmaları takip etmek ve alınacak kararları etkilemek üzere sizin de içinde bulunduğunuz Meclis Heyeti bir hafta arayla iki kez Brüksel'e gitti.  Gelen haberler bu çalışmaların olumlu netice verdiği yönünde... Bize orada yaşananları özetler misiniz? Sorun neydi? Şimdi ne noktadayız?

Nami: İfade ettiğiniz gibi konu Mali Yardım Tüzüğünün geleceği ile ilgiliydi. Hatırlanacağı üzere Mali Yardım Tüzüğü Annan Planı’na EVET dediğimiz için AB'nin 26 Nisan 2004'de aldığı üzerimizdeki izolasyonların kaldırılması kararını yerine getirmek için Komisyon tarafından hazırlanan 3 tüzükten en başarılı olanıdır. İlk üç yıl için €259 milyon ile başlayan bu yardım şimdi yıllık €30 milyon civarındadır.

AB Mali Yardım Tüzüğü 5 ayrı hedefe hizmet edecek şekilde kabul edilmiştir. Bunlar sırasıyla:

Altyapının geliştirilmesi ve yeniden yapılandırılması

Sosyal ve ekonomik gelişmenin teşvik edilmesi

Uzlaşının teşvik edilmesi, güven artırıcı önlemler ve STÖ'lere destek.

Kıbrıs Türk Toplumunu AB'ye yakınlaştırmak

Kıbrıs Türk Toplumuna AB Müktesebatını tanıtmak ve Müktesebatın uygulanmasını sağlamaktır.

KKTC AB üyelerince tanınan bir ülke olmadığından ülkemize yapılan mali yardımın bu hedeflere uygun şekilde uygulanmasından sorumlu AB Komisyonudur. Komisyon kendine verilen bu görevi Lefkoşa'da Sarayönünde bulunan Destek Ofisi vasıtası ile yerine getirmektedir.

AB kuralları Komisyonun Mali Yardımı etkin ve amaçlarına uygun şekilde kullanıp kullanmadığını denetleme görevini AB Sayıştayına vermektedir. AB Sayıştayı bu denetlemeyi yerine getirmiş ve değerlendirmeleri ile önerilerini içeren raporunu hazırlayıp AB Parlamentosuna sunmuştur. Bu raporda özetle Komisyon’un iyi bir iş çıkardığı ancak Kıbrıs sorunun devam etmesinden kaynaklanan, özellikle mülkiyet sorunu ile ilgili konuların, Mali Yardım’ın etkin kullanılmasını zorlaştırdığı örnekleri ile belirtilmiştir. Olumsuz örneklerin başında Kumköy'de yapılması için ihalesi açılan ancak çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleşemeyen €27 milyon tutarındaki deniz suyundan tatlı su üretme projesi gösterilmiştir.


PARLAMENTODAKİ TARTIŞMA

YENİDÜZEN: AB Sayıştay raporunun genelde olumlu olduğunu ifade ettiniz ancak yine de Parlamentodaki tartışmalarda sorunlar çıktığını biliyoruz. Bu nasıl oluştu?

Nami: Sayıştay Raporu Parlamentoda Bütçe Kontrol, kısa adı ile CONT, komitesine gönderildi. CONT kendi üyelerinden Bulgar Sosyalist MEP Kalfin'i raportör olarak görevlendirdi. Bu noktadan sonra güney Kıbrıs yetkilileri Kalfin'e yoğun telkinlerde bulunarak Mali yardımın uygulanmasındaki mülkiyet kaynaklı sorunları da bahane edilerek paranın esasen iki Toplumlu temaslar ve kültürel mirasın korunması için harcanması, alt yapı ve müktesebata hazırlık çalışmaları gibi projelere kaynak ayrılmaması için telkinlerde bulundular. Bu baskı ve telkinlerin neticesinde Kalfin'in hazırladığı taslak rapor Kıbrııslı Rum temsilcinin taleplerine uygun şekilde çıktı.

 

Yenidüzen: Konuya Kıbrıs Türk tarafı nasıl müdahil oldu?

Nami: Konu hakkında görüş vermesi için rapor Dışilişkiler Komitesine de sunuldu. O komitede uzun süredir temas içinde olduğumuz milletvekilleri var. Onlar konuyu Brüksel’deki görevli yetkililerimize aktardılar. Diğer taraftan bize de doğrudan e mail ile görüş sordular. Konuyu bilgi edinen AB Koordinasyon Merkezimiz gecikmeden harekete geçti ve tüm detayları bilgimize getirdi. Hep beraber bu aşamada ne yapabileceğimizi değerlendirdik ve süratle Brüksel'e giderek değişiklik önerileri yapılmasını sağlamak için çalışmaya karar verdik. Hangi değişikliklerin bizim için önemli olduğuna karar verip bunlara odaklandık. AB Koordinasyon Merkezindeki arkadaşlarımız bunları yazılı metinler şekilde de hazırladılar. Brüksel temsilciliğimizin de yardımı ile bunların en geniş şekilde dağıtımını sağladık.

 

Yenidüzen: Temasta olduğunuz milletvekillerine ulaştığınızı ifade ettiniz. Bu süreçte Komisyon yetkililerinin tavrı ne oldu? Nasıl bir rol oynadılar?

Nami: Komisyon da Mali Yardım’ın tüm hedeflerine hizmet edecek şekilde korunması taraftarıydı. Ayrıca Sayıştay Raporunda da önerildiği şekilde Mali Yardımın Çok Yıllı Bütçeye (MFF) dahil edilmesinin de faydalı olacağı düşüncesindeydiler. Dolayısıyla, bizim önceliklerimiz ile onlarınkiler örtüşüyordu.  Komisyon yetkilileri bizim konuşma hakkınız olmayan komitelere katılarak bu görüşlerini orada ifade ettiler. Komisyon ile uyumlu pozisyon içinde olmamızın bizim çalışmalarımızın olumlu sonuç vermesine önemli katkısı oldu.

 

YENİDÜZEN: Kıbrıs Rum milletvekillerinin özellikle karşı olduğu noktalar nelerdi?

Nami: Hedeflerin azaltılmasını talep ettiler. Ancak daha fazla Mali yardımın her yıl kendi onaylarından geçecek şekilde kalması ve MFF'e dahil edilmemesi yönünde yoğun uğraş verdiler.


TÜM HEDEFLER KORUNDU

YENİDÜZEN: Sonuç ne oldu?

Nami: Dış ilişkiler komitesinin tavsiye nitelikli kararı Mali Tüzüğün tüm hedeflerini korunması gerektiğini ifade eden bir raporu kabul etti. Çok Yıllı Bütçeye dahil edilmesi konusunda ise olumsuz tavır alarak bunu önermeyi reddetti. Ancak esas ilgili komite CONT komitesinde Raportör Kalfin her iki konuda da kendi raporunda değişiklikler yapmayı kabul etti. Diğer Grupların komite üyesi etkin milletvekilleri de 5 hedefin korunması ve mali yardımın çok yıllı bütçeye dahil edilmesi konusunda ikna oldular. Bu sayede gruplar arası uzlaşı ile rapor taslağı olumlu yönde değişerek kabul edildi.

 

YENİDÜZEN: Varsa bundan sonraki aşamalar nelerdir?

Nami: Gelinen aşamada Mali Yardım tüm hedeflerine hizmet edecek şekilde korunmuştur. Çok yıllı bütçeye dahil edilme konusunda ise Komisyondan sonra Parlamentonun da desteği alınmıştır. MFF konusunda top artık Konsey'dedir. Bundan sonra konuyu o platformda takip etmek gerekecektir.

 

YENİDÜZEN: Bu konuda iktidar ve muhalefet birlikte çalıştılar. Bu konuda bir sıkıntı çıkmadı mı?

Nami: Hayır. AB temaslarımızda partimizden ben ve Mağusa Milletvekilimiz Teberrüken Uluçay görev alıyoruz. UBP'den ise Hasan Taçoy. Bu konularda uzun süredir uyum içinde çalışıyoruz. Diğer taraftan AB Koordinasyon Merkezi Başkanı Erhan Erçin'in ve ekibinin bu sürece çok büyük katkıları olmuştur. Brüksel Temsilicimiz Gizem Alpman ve diğer personel de oradaki temasların kurulması ve teknik seviyede olan AB Yetkilileri ile temaslarda kilit rol oynamışlardır. Biz AB uyum sürecinin tüm partiler ve bürokrasi tarafından paylaşılıp sahiplenilen bir vizyon olmasını istiyoruz. Halkımızın buna ihtiyacı var. Takım çalışması ile iyi netice alınabileceği de son yaşanan bu tecrübe ile bir kez daha ortaya çıkmıştır diye düşünüyorum.

 

YENİDÜZEN:  Son olarak eklemek istediğiniz bir görüş var mı?

Nami: AB ile uyum ve yakınlaşma çalışmaları günlük yaşantımıza olumlu katkı yaptığı gibi federal çözüm hedefimize de hizmet etmektedir. AB ile bağların güçlenmesi ayrılığa değil çözüme doğru atılmış adımlardır. Rum tarafı bu bağları zayıflatma, kontrol altında alma, darbeleme gibi girişimler ile aslında adanın bölünmüşlüğüne doğru çalıştığını anlamalı ve bundan sonra ki siyasetini olumlu yönde değiştirmelidir. Onları bu çalışmalarımızın köstekçisi değil destekçisi olarak görmek istiyoruz. Artık köhne kalmış anlayışlar ile siyaset yapmaktan vazgeçilmelidir. Umarım bundan sonra AB platformları aramızda diplomatik mücadele değil işbirliği alanlarına dönüşür. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 915 defa okunmuştur