1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Kuraklık riskine ve taşkınlara karşı, göletler süratle bakıma alınmalı ve iyileştirilmelidir
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Kuraklık riskine ve taşkınlara karşı, göletler süratle bakıma alınmalı ve iyileştirilmelidir

A+A-

Ülkemiz uzun yıllardır, çok kurak zamanlar geçirmektedir. Yağmurlar yetersiz kalmakta, kuraklık, bitkisel üretimi ve hayvancılığı çok olumsuz etkilemekte, verim yıldan yıla  düşmektedir.

Kuraklık bölgesel değil, ülke genelinde yaşanmakta, özellikle Karpaz, Güzelyurt ve Mesarya’daki alanlar olumsuz etkilenmektedir.

Ocak ayına yaklaşmamıza rağmen, ekilen ürünlerin yeni yeni yeşerdiğini görüyoruz. Çiftçiler, yağışların devam etmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Bundan sonraki aylarda, yeterli yağış olmazsa, ekilen arpa, buğday v.b tohumlarından, yeteri kadar ürün veya yem de elde edilemeyecektir. Üreticiler, yağışların devam etmemesi halinde, bitkisel üretimde rekoltenin düşeceğini, böylece ürünlerin fiyatlarının da yükseleceğini, pahalılığın artacağını  vurguluyorlar.

Yüksek elektrik, mazot, gübre, ilaç ve yem fiyatlarından dolayı üretim maliyetleri de oldukça  artmış durumdadır. Bu bağlamda, sebze- meyve üreticileri, çiftçi ve hayvancılar, devletten teşvik desteklerini artırmasını beklemektedir.

Kuraklık nedeniyle, geçmiş yıllarda, hayvan yemi olarak kullanılan balya, saman, kaba ot da yetişmemişti. Küçük baş hayvanlar ovalarda ot bile bulamıyordu. Yurt dışından gelecek kaba yemin fiyatı da  yüksek olurca, hayvan üreticilerini de kurtarmamaktadır.

Hayvan üreticileri de, artan girdi maliyetlerinden dolayı, süt ve et miktarının azalacağını, zaten pahalı olan fiyatların, daha da  pahalı olacağını belirtiyorlar.

Kuraklığa karşı mücadelede, özellikle sebze ve meyve üretiminde kullanılmak üzere, göletlerdeki  suyun tarım alanlarına aktarılması büyük önem arz etmektedir. Göletlere yakın  bölgelerdeki çiftçilerin bu yönde talepleri vardır.

Kuraklığın boyutunun büyümesi, susuzluğun artması,  özellikle sebze ve meyve üretimini olumsuz etkilemektedir. Susuzluk konusuna verimli çözüm bulunmazsa ve meyve, sebze ithalatı artarsa, bu alandaki üretimde de, büyük gerilemeler yaşanabilecektir.

Girdi maliyetlerinin günden güne arttığı bu dönemde, hayvancılara ve çiftçilere yönelik, mazot, elektrik, yem, gübre, tohumluk ve doğrudan gelir desteği teşvikleri mutlaka artırılmalı, çiftçi ve hayvancı borçları yeniden yapılandırılıp, faiz destekleri ve hibe destekleri çoğaltılmalıdır.

Öte yandan, geçtiğimiz haftalarda taşkınlara ve sellere yol açan yağmurlardan önce, ülkemizdeki aktif göletlerdeki su miktarları da çok düşmüştü.

Su İşleri Dairesi verilerine göre de , aktif durumdaki tüm göletlerdeki doluluk oranı düşmüş görünüyordu.. Bu da kuraklığın en önemli göstergelerinden biridir. Kurak geçen dönemlerde, üreticinin sulama ihtiyacının karşılandığı göletlerdeki doluluk oranındaki bu düşüş, doğal olarak tedirginlik yaratmaktadır.

Bu bağlamda, mevcut göletlerin bakımı ve iyileştirilmesi mutlaka yapılmalıdır. Türkiye’den su geliyor diye rahat davranılmamalıdır. Göletler ve yerel su kaynakları özellikle sulamada çok önemli bir yer tutmaktadır.

Hatta, hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz yıllarda, Türkiye’ den gelen su hattında arıza meydana gelmiş, ve ülke günlerce susuz kalmıştı. Bu tür arızalara karşı, yedek kaynakların mutlaka hazır olması çok elzemdir.

Son yağışlarda, doluluk oranı sıfıra yakın olan Kanlıköy ve Gönyeli göletlerinin kısa süre içinde taşmaya başlaması da, bize, baraj ve göletlerin bakım ve iyileştirilmesinin ne kadar önemli olduğunu düşündürmektedir.

Uzmanlara göre, Kanlıköy ve Gönyeli göletlerinin çamur birikimi nedeniyle normal depolama  kapasiteleri, günümüzde yaklaşık yüzde 30 seviyelerine düşmüştür.

Bu nedenle, yağış suları göletlerde tutulamamakta ve doğrudan şehir içlerine yönelmekte, dereler de  normal yağış miktarının çok üzerinde yükle karşılaşmakta ve böylece taşkınlar yaşanmaktadır.

Bu bağlamda, bahse konu  her iki göletin ve ülkedeki diğer göletlerin de uygun zamanda bakıma alınması veya yeni gölet projelerinin gündeme gelmesi şarttır.

Ayrıca, taşkın ve sellere karşı, şehir içi drenaj kapasitelerinin de yenilenmesi, geliştirilmesi gerekmektedir. Son taşkınlarda olduğu gibi de, Belediyeler ve Sivil Savunma ekipleri işbirliği içinde çalışmalıdır.

Temennim, ülkemizdeki yağışların, taşkınlara ve sellere yol açmadan,  düzenli ve zararsız bir şekilde devam etmesidir. Zira, hem yer altı kaynaklarımızın hem de tarım sektörü ve üreticilerimizin bu yağışlara ihtiyacı çoktur.

Bu yazı toplam 299 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar