Skandal ve etik
İskân Komitesi Başkanı Halis Üresin’in ‘usulsüzlük’ nedeniyle Bakanlar Kurulu kararıyla görevden alındığı açıklandı.
Üresin, İskân Komitesi Çalışma Usül ve Esaslar Tüzüğündeki maddeye rağmen, yani “komite üyelerinin eşlerini, çocuklarını ve yakınlarını ilgilendiren konularda toplantıya katılamayacaklarını ve oy kullanamayacaklarını” açıkça hükme bağlayan maddesine rağmen eşine ait bir dilekçe konusunda toplantıya katıldı ve dilekçede yer alan bir arazi isteğinin altına diğer üyelerle birlikte imza attı.
Hatırlayacağınız gibi Üresin, İhale Komisyonu Başkanlığı döneminde de açılan ihalelerle ilgili bazı tartışmalar yaşanmıştı. Daha sonra bu görevden de ayrılmıştı. Üresin, MİK Başkanı iken Maliye Bakanlığı Genel Koordinatörlüğü görevini de bir süreliğine yürütmüştü. Ancak işte şimdilerde de İskân Komitesi Başkanlığı’nı yaparken yine ‘usulsüzlük’ gerekçesiyle görevden alındı Üresin…
Usulsüz ve etik olmayan durum da ortaya çıkınca tabii ki olması gereken yapıldı. Ancak bu görevden alınma gerekçesi daha ileriye götürülür mü, yoksa Merkezi İhale Komisyonu Başkanlığı’nda iken benim bildiğim kadarıyla askıya alınan konular gibi bu da askıya mı alınır?
***
Üresin, olması gerektiği gibi en azından görevden alınırken Türk Maarif Koleji’nde 11 yaşındaki öğrencilerin “askerle bağlarını güçlendirmek” adı altında askeri bölgeye götürülmelerini, silahlarla kucak kucağa fotoğraflarının çekilmesi ve paylaşılması skandalında bir sorumlu bulunacak mı? Bir görevden alma daha yapılacak mı?
Okul Müdürü, konuyla ilgili konuşmuyor, Eğitim Bakanı Çavuşoğlu ise “haberimiz yoktu” diyor ama aslında haberinin ve onayının olduğu belgeleniyor sonrasında…
Daire Müdürü’nün imzasıyla onaylanan gezinin, Bakanlık tarafından uygun görüldüğü ve ‘ekteki okullar’ şeklinde de sadece TMK’nın değil, başka okulların da bu askeri bölgeleri gezmelerinin ve çocukların silahlarla ‘kaynaşmalarının’ Bakan’ın açıklamasındaki gibi habersiz olmadığı görülüyor.
“Böyle bir politikamız da yok” demişti Bakan ama onay yazısında “Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı tarafından belirlenen ve Bakanlığımız tarafından uygun görülen program dahilinde” diyerek ekte okulların isimleri veriliyor. Yani GKK’yla böyle bir politika belirledikleri de anlaşılıyor.
İşte burada, yani 11 yaşındaki çocukların “askerle bağlarını güçlendirmek” gerekçesinin nereden çıktığı, çocuklara o yaşta militer yaşamı sevdirme! gereğinin neden oluştuğu araştırılmamalı mı?
Bakanlığın bu talebe, yani GKK’nın belirlediği belirtilen bu programa onay verme gerekçesi incelenmemeli mi? Bu skandalın sorumlusu veya sorumluları belirlenmemeli mi?
“Haberim de yoktu, programımız da yoktu” şeklinde doğru da söylemeyen Bakan Çavuşoğlu, belki görevden alınmaz ama en azından (olmaz ama!) etik gereği kendisi, Türkiye’de ‘trend’ olduğu gibi ‘affını’ isteyemez mı?







