1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Kendini Kandırma Hikayesi
Kendini Kandırma Hikayesi

Kendini Kandırma Hikayesi

“Fırtınalarda çatlayan dudaklarımdan, Dökülür sabır yaşları, Ve ben silerim sabrımın küflerini, Henüz vakit varken”…h.e Sen olmasan da yaşayabilirim, Öyle sensiz yaşayamam gibi arabesk ayaklara yatanlardan değilim. Sen olmada

A+A-

 

 

 

“Fırtınalarda çatlayan dudaklarımdan,

Dökülür sabır yaşları,

Ve ben silerim sabrımın küflerini,

Henüz vakit varken”…h.e

 

Sen olmasan da yaşayabilirim,

Öyle sensiz yaşayamam gibi arabesk ayaklara yatanlardan değilim.

Sen olmadan da hayatımı sürdürebilirim,

Vazgeçilmez değilsin.

Galiba hiç değildin…

 

Seni, kendinin bile taşımakta zorlandığın yüreğinden rehin aldım,

Yaptığım suçun cezası ise yazdığım şiirlere,

Seni senden kaçırmanın bedeli ise yazdığım hikâyelere mühür oldu.

 

Yokolan bir isim,

Elinden kayıp giden ben,

Üzülme,

Beni isteseydin kucaklardın,

Üzülme,

Kalmamı isteseydin tutardın beni,

Hani yanağımı okşayıp konuşmadığın zamanlardaki gibi…

 

Kimse değil,

Beni bir tek sen kandırabilirsin,

Kimse değil,

Beni bir tek sen kandırabilirdin…

 

Yokluğunda kelimeler dökülmez önüme,

Yokluğunda ancak daha çok hikâyeler yazarım.

Kırılan harfleri,

Dökülen kelimeleri toparlayabilirim,

Ardından eşsiz eserler yazabilirim,

Üzülme,

Beni bir tek sen kandırabilirdin,

Merak etme,

Sensiz de kelimeleri cümleler haline getirebilirim…

 

Kaç beden bana küçüksün biliyor musun?

Hayal edemezsin,

Zorlanıyorum bazen,

Yine de seni bedenime dar gelsen bile,

Taşımayı seviyorum…

 

Sensiz çok yaşadım,

Ve işin ilginç tarafı,

Senden çoktan vazgeçtim ben,

Bedenimden dökülüyor sabitlenmiş kelimeler,

Senden vazgeçmeme rağmen…

 

Yüzümdeki izlerden uçurumlar dökülür,

Soğuk ve ayazda üşüyen,

Fırtınalarda çatlayan dudaklarımdan,

Dökülür sabır yaşları,

Ve ben silerim sabrımın küflerini,

Henüz vakit varken…  

 

Yokolan bir isim,

Elinden kayıp giden ben,

Üzülme,

Beni isteseydin kucaklardın,

Üzülme,

Kalmamı isteseydin tutardın beni,

Hani yanağımı okşayıp konuşmadığın zamanlardaki gibi…

 

Gecelerimi işgal eden,

Bana bakamayan bakışların,

Buna yeltenen ama cesareti olamayan bakışların,

Karşılığında benim de sana bakamayan gözlerim…


Yokluğunda kelimeler dökülmez önüme,

Yokluğunda ancak daha çok hikâyeler yazarım.

Kırılan harfleri,

Dökülen kelimeleri toparlayabilirim,

Ardından eşsiz eserler yazabilirim,

Üzülme,

Beni bir tek sen kandırabilirdin,

Merak etme,

Sensiz de kelimeleri cümleler haline getirebilirim…

 

Yüzümdeki izlerden uçurumlar dökülür,

Soğuk ve ayazda üşüyen,

Fırtınalarda çatlayan dudaklarımdan,

Dökülür sabır yaşları,

Ve ben silerim sabrımın küflerini,

Henüz vakit varken… 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 2315 defa okunmuştur