1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Hayvancı: "Eti ucuza veriyoruz, pahalılığın sebebi kasaplar" / Kasaplar: "Hayvancı her hafta canlı hayvan fiyatına zam yapıyor"
Hayvancı: "Eti ucuza veriyoruz, pahalılığın sebebi kasaplar" / Kasaplar: "Hayvancı her hafta canlı hayvan fiyatına zam yapıyor"

Hayvancı: "Eti ucuza veriyoruz, pahalılığın sebebi kasaplar" / Kasaplar: "Hayvancı her hafta canlı hayvan fiyatına zam yapıyor"

Et fiyatları yükseldi, tüketici ve kasapların şikâyetlerine bir de üreticinin tepkisi eklendi.

A+A-

Hüseyin ÖZBARIŞCI

Et fiyatları yükseldi, tüketici ve kasapların şikâyetlerine bir de üreticinin tepkisi eklendi.

Hayvan üreticileri, kendilerinin canlı hayvanı kasaplara ucuz fiyattan verdiğini savundu.

Kasaplar, et fiyatlarının pahalı olduğuna işaret etti “denetimden” yakındı.

YENİDÜZEN’e konuşan hayvan üreticileri, “Kasapların giderleri çok olabilir ancak hayvancının da giderlerinin çok olduğu unutulmamalı. Bir denetim eksikliği var, bu bir gerçek… Tüketiciler de bu durumu sorgulamıyor. Hayvancının kasaba, kasabın da hayvancıya ihtiyacı var. Bu unutulmamalı” şeklinde konuştu.

Kasaplar Birliği Başkanı Halil Akbıçak ise değerlendirmesinde hayvan üreticilerinin sürekli olarak canlı hayvan fiyatlarını yükselttiğini savundu, “Bu fiyatları müşterilerimize yansıtamıyoruz” dedi. Kasapların bu fiyatlar karşısında et satamadığını belirten Akbıçak, “Etin kilosu olmuş 220 TL ve kasaplar et satamaz hale geldi. İnsanlar gelip 50 TL’lik kıyma almak istiyor ve bu miktarlık kıyma makineden çıkmıyor… Müşterinin yüzüne bakıp durumu izah ediyoruz ve biz utanıyoruz” diyerek sitem etti.


Akbıçak: “Hayvan üreticileri sürekli olarak canlı hayvan fiyatına zam yapıyor”

Kasaplar Birliği Başkanı Halil Akbıçak ise YENİDÜZEN’e yaptığı değerlendirmede hayvan üreticilerinin sürekli olarak canlı hayvan fiyatlarına sürekli olarak zam yaptıklarını ve kendilerinin de bu fiyatları müşterilerine yansıtamadıklarını söyledi.

Akbıçak şöyle konuştu:

“Üretim azlığından dolayı hayvancı arkadaşlar sürekli olarak canlı hayvan fiyatlarına zam yapıyor. O kadar ki her hafta bu fiyatlar yükselmeye başladı. Tamam, anlıyoruz pahalılık var, bu dönemde üretim yapmak çok zor ancak biz kasapları da düşünmek zorundalar… Bu ülkede sadece hayvancı yok, tüketici de var esnaf da var. Canlı hayvana yapılan zamlar olmasına rağmen biz bu rakamları müşterilerimize uygulayamıyoruz. Etin kilosu olmuş 220 TL ve kasaplar et satamaz hale geldi. İnsanlar gelip 50 TL’lik kıyma almak istiyor ve bu miktarlık kıyma makineden çıkmıyor… Müşterinin yüzüne bakıp durumu izah ediyoruz ve biz utanıyoruz. Bu konuda ithal etin serbest olabilmesi için Tarım Bakanlığı’yla görüştük, onlar da yardımcı olmadılar. Bu noktada kasaplar mağdur çünkü müşteriler Güneye gidiyor. Kasapların buzlukları 7/24 çalışıyor. Peki, biz bu durumda elektriğimizi nasıl ödeyeceğiz?”


Hayvan Üreticileri ne dedi?

Ahmet Bidar: “Bu kadar kar elde edilmez. Denetim eksikliği var”

“Zamların ardı arkası kesilmiyor. Yem fiyatlarını artık takip bile edemiyoruz. En son 50 kiloluk bir torba yem 470 TL, bir rulo balya 250 TL oldu. Bunun yanında çiftliğimin elektrik gideri aylık 10 bin TL… Su giderimiz aylık 5 bin TL, işçilik giderimiz aylık 10 bin TL, ilaç giderlerimiz aylık 12 bin TL, daha birçok gider yaklaşık ayda 45 bin TL’yi buluyor. Bu fiyatlar, üretimi yok etmek demektir. İnsanlar et ve sütün pahalı olmasından şikâyetçi. Şu anda yaptığımız şey, maliyetinin altında üretim yapmaktır.

Ayda 500 bin TL’lik yem alıyoruz, 50 bin TL’lik balya yediriyoruz. Pahalı olduğunu eleştiriyorlar ama bunların fiyatını kimse bilmiyor. Biz kasaba bir canlı büyükbaş hayvanın kilosunu 60 TL’ye veriyoruz. Yani kasaba bu durumda 110 TL’lik kar kalıyor. Evet, kasabın başka giderleri vardır ancak bizim de giderlerimiz unutulmamalı. Bu kadar kar elde edilmesi yanlış, bu durum da denetim eksikliğinden geliyor.”

 

Cemal Darbaz: “Tüketiciler sorgulamıyor, kasaplar istediği fiyattan satıyor”

“Böyle bir dönemde hayvancılık yapmak bir intihardır. Hayvancının bütün girdisi dolara endekslidir.

Dolar endeksli olacağı için tüm girdilerimizi yüksek fiyata alıyoruz, ama ürünümüzü satarken Türk Lirası üzerinden satıyoruz. En vahim durum da aslında budur. Şu anda yapılmaya çalışılan şey hayvancılığı yok etmektir. Bu ülkede memur olan da hayvancılık yapıyor, iş insanı da hayvancılık yapıyor, köylü de hayvancılık yapıyor. Hayvancının kim olduğunu kimse bilmiyor. Gerçek anlamda hayvancılık yapan insanlar şu anda çok zor durumdadır. Bu yem fiyatları ve bu mazot fiyatları böyle devam ederse gerçek anlamda hayvancılık yapan kişilerin sayısı 3’ü, 5’i geçmeyecek. Kasaplarda et fiyatlarının pahalı olduğu da bir gerçek. Bunun en büyük sebebi hayvancı kasaba 7 çeşit hayvan verir, kasap ise tüketiciye 3 çeşit et satar. Bunların her birinin fiyatı farklıdır. Hayvancının verdiği fiyatlar bellidir. Kasaplar, büyükbaş hayvanı kiloyla alıp kiloyla satıyor ama küçükbaş hayvanı okkayla alıp kiloyla satıyor. Bunu denetleyecek olan Tarım Bakanlığı’dır. Eğer Tarım Bakanlığı denetleyemiyorsa belediyelerin yetki verilip, belediyelerin denetim yapması lazım. Bir denetim eksikliği olduğu bir gerçektir. Burada esas kazancı kasaplar elde ediyor. Tüketici de oğlak etini kuzu eti olarak alıyor. Biz hep anlatıyoruz tüketiciler de sorgulamıyor. Kasap da istediği fiyat biçiyor, tüketiciler de pahalıya et alıyor. Olay bundan ibaret…”

 

Mustafa Töre: “Kasabın hayvancıya, hayvancının kasaba ihtiyacı var”

“Hayvancılıkta en büyük girdilerimiz yem, mazot, elektriktir. Şu anda hepsinin de fiyatı yüksek. Yani artık hayvancılığın tutar yanı kalmadı. Hayvancı gün geçtik sonra daha da çok eriyor. Devlet ne kadar destek verirse versin, artık bu gemi batıyor, kurtarılmaz. Bana göre en büyük sorunlardan biri de işçilik sorunudur. Bu ülkede tarım ve hayvancılıkta çalıştıracak işçi maalesef yok. Bu iş artık yapılacak bir iş değil. Zaten istatistiklere bakıldığı zaman da hayvancılığın da günden güne geriye gittiği bir gerçek… 6 aydır işyerime solar enerji sistemi kurmak için çaba gösteriyorum ama bir türlü tamamlayamıyorum. Bu ülkede yaptığımız şey, iğneyle kuyu kazmaktır. Üretici devlet tarafından cezalandırılıyor. Devlet hayvancıya yol göstereceğine daha da köstek oluyor. Bunun başka bir izahı yok. Ömrüm boyunca hep saat 04.00’te kalkıp, hayvanlarımın yanına gittim. Bir ömür harcadım ama hiçbir şey kazanmadım. Et satış konusuna da değinecek olursak, aslında kasabın eti ucuza alıp, tüketiciye pahalıya satması gibi bir durum söz konusu değil. Bir gerçek var ki, hayvancının kasaba, kasabın da hayvancıya ihtiyacı var. Bir hayvancı nasıl ki, yüksek maliyetlere üretiyorsa, kasap da o eti satıp dükkanının giderlerini çıkarmak zorunda. Yani iki taraf da aslında haklı… Burada önemli olan denetim mekanizmasının çalışıp çalışmamasıdır. Bu mekanizmayı çalıştıracak olan da yetkililerdedir. En büyük sorun bu noktada…”

 

Fahri Darbaz: “Hayvancı yok olmak üzere…”

“50 kiloluk bir torba yemin fiyatı şu anda 460-500 TL’ye satılıyor. Geçen yıl bu zamanlar 50 kiloluk aynı yemim fiyatı 300 TL’ydi ve o döneme göre de fiyat yüksekti. Çok büyük rakamlar harcanarak hayvancılık yapıyoruz ancak yaptığımız iş bizi kurtarmıyor. Devletin de desteği yetersiz. Hatta destek yerine köstek oluyorlar. Bu ülkede gerçek anlamda kim çiftçi, gerçek anlamda kim hayvancı kim onun tanımını bile yapamadık. Hayvancı varsa çiftçi vardır. Ama hayvancı yok olmak üzere sorun orada. Üretmek, emek vermek lüks oldu.”

 

Arif Sakallı: “Hayvancıların yüzde 90’ının pili bitti”

“Öyle bir duruma geldik ki, artık elimizdekini yiyoruz. Çünkü artık kazanamıyoruz. Bırakın kazanmayı zarar ediyoruz. Biz etin kilosunu kasaplara 65-70 kilodan verirken, tüketiciye yansıyan etin fiyatı ortada. Peki, bunu kim denetliyor? Kimse… Artık hayvancının dayanacak gücü kalmadı ve üretemiyor.

Hayvancıların yüzde 90’ının pili bitmiş durumda. Bugün müşteri çıksa satıp bu işten vazgeçeceğim ama ne yazık ki alıcı da yok.”

yd-destek-gorseli-2-874.jpg

Bu haber toplam 1971 defa okunmuştur