Erkeklerde ereksiyon ‘sertleşme’ ya da ‘penisin kalkması olarak’ bilinir. Genellikle de konuşulmaz ama konuşulduğunda herkes her şeyi biliyormuş gibi davranır. İşte bu yüzden bir yığın yanlış bilgiyle, gereksiz kaygıyla ve çoğunlukla erkeklerin kendilerine haksızlık ettikleri bir mesele olarak karşımıza gelir. Toplum genelinde kimse sertleşmeyen penis hakkında konuşmak istemez. Hatta bazen kişiler partnerlerine de bu konudan bahsetmeye çekinir. ``Acaba ‘erkekliğim’ sorgulanacak mı?`` kaygısı en çok da bu konu etrafında döner.

‘Ereksiyon yalnızca fiziksel bir olaydır’

Hayır, hayır. Penisin sertleşmesi düğmeye basınca çalışan türden bir sistem değildir. Beynin de buna ‘tamam’ demesi gerekir. Çünkü ereksiyon beyinde başlar. Duygusal yakınlık, rahatlık, cinsel çekim, güven ve uyaranlara açık olmak sertleşme sürecini başlatır. Eğer ki kişinin zihni meşgulse, kaygılıysa, geçmişte kötü bir deneyim yaşadıysa beden buna bazen cevap vermeyebilir. Bu durum bir bozukluk değil, yalnızca olağan bir insan tepkisidir.

‘Sertleşmiyorsa kesin bir sorun vardır’

Öyle hemen ‘bende bir sorun var’ diyerek kendinize yüklenmeyin. Ara ara sertleşmenin olmaması yaygın bir durumdur ve bu tek başına bir hastalık ya da işlev bozukluğu anlamına gelmez. Yapılan araştırmalar, birçok erkeğin zaman zaman benzer deneyimler yaşadığını gösteriyor. Ancak durum altı aydan uzun süre, tekrarlayıcı biçimde devam ediyorsa o zaman bir uzmana danışmak iyi bir adım olabilir.

``Cinsel performans ‘erkeklik’ demektir``

Ne yazık ki ‘erkekliğin’ tanımı hala ‘cinsel başarı’ üzerinden yapılıyor. Halbuki ‘erkekliği’ cinsel performansla ölçmek hem kişiye haksızlık hem de cinselliğin akışını sınırlayan bir yaklaşımdır. Cinsellik bir performans gösterisi değil bir keşif ve deneyim alanıdır. Bu deneyim ister biriyle paylaşılan bir etkileşim olsun ister kişinin kendi bedeniyle kurduğu bir bağ. Sertleşme yaşanmadığında cinsellik sona ermez. Öpüşmek, dokunmak, yakınlık kurmak ya da sadece bedenin verdiği hisleri fark etmek. Tüm bunlar cinselliğin doğal parçalarıdır.

Peki sertleşmeme durumlarında ne yapılabilir? Belki de ilk adım, kendimize anlayışla yaklaşmaktır. Günlük hayatın stresi, işle ilgili kaygılar ya da geçmişten taşınan duygusal yükler beden üzerinde etkili olabilir ve bu da sertleşmeyi zaman zaman zorlaştırabilir.  Meditasyon ya da nefes egzersizleri iyi gelebilir ama ille de lotus pozisyonunda oturmak zorunda değilsiniz. Doğaya çıkabilir, yürüyüş yapabilir, sevdiğiniz biriyle kahkaha atabilirsiniz. Kısacası ruhunuza ve bedeninize ne iyi geliyorsa onu yapabilirsiniz. Alkol ve sigara konusunda ise evet bir kadeh şarap anı romantikleştirebilir, ortamı güzelleştirebilir. Ama fazlası bedenin doğal işleyişini yavaşlatabilir. Özellikle damar yapısını etkilediği için penise giden kan akışı zorlaşabilir. Sigarayla birleştiğinde bu etki daha da güçlenir, çünkü her ikisi de damarları daraltarak cinsel yanıta giden yolu tıkayabilir. Öte yandan, dengeli beslenme bu sistemin yakıtı gibidir. Omage-3, E vitamini, çinko gibi besinler damar sağlığını destekleyerek bedensel yanıtı kolaylaştırır. Ve tabiki iletişim. Partner(ler)le açıkça konuşmak yaşanan baskıyı hafifletir. Arada yaşanan bu durumları hemen büyütmek yerine bir uzmana danışmak veya destek almak ne ayıptır ne de zayıflık göstergesi. Aksine kendine iyi bakmanın bir yoludur.

Maalesef toplum arasında duyduğumuz ‘kalkmıyorsa fişe tak’, ‘ben daha yeni ısındım o niye yoruldu?’, ‘kafası başka yerde herhalde’ gibi sözler ilk başta şaka gibi dursa da aslında altında gerçek bir kaygı ve kırılganlık barındırır. Erkeklerin kendilerini yetersiz hissedebilmesine yol açan bu tür söylemler çoğu zaman bir savunma mekanizmasına dönüşür. Ancak artık savunmaya geçmek yerine daha fazla anlayışa ihtiyacımız var. Çünkü cinsellikte en önemli şeylerden bir tanesi kendini rahat ve güvende hissedebilmektir.

Sertleşme bazen olur, bazen olmaz. Bu eksiklik değil, yalnızca insanın olmanın bir parçasıdır. Hatta belki de sertleşmeyen bir penis, ilk kez gerçekten ne hissettiğini fark ettirir, kim bilir?