
Çocuklarımız nasıl doyacak?
Eczacılar Birliği dün Cumhurbaşkanı’na gitti, çok önemli bir uyarıda bulundu.
Fatma Azgın başkanlığındaki heyetin talebi özetle şu:
- Ülkemizdeki eczacı sayısı hızla artıyor. Çünkü eczacı yetiştiren fakültelere giriş kolaylaştırıldı. Bu gidişle mesl
Eczacılar Birliği dün Cumhurbaşkanı’na gitti, çok önemli bir uyarıda bulundu.
Fatma Azgın başkanlığındaki heyetin talebi özetle şu:
- Ülkemizdeki eczacı sayısı hızla artıyor. Çünkü eczacı yetiştiren fakültelere giriş kolaylaştırıldı. Bu gidişle meslekte artık iş bulmak imkansız hale gelecek. Pasta küçülecek. Devlet bu konuda önlem almalı...
Yaşadığımız yoğun gündemin içinde kaybolup gideceğinden endişe duyduğum bu uyarı, aslında ülkemizdeki temel sorunlardan birine parmak basıyor.
Konu sadece eczacıların meselesi değil...
Her meslek, her branş ağzına kadar ‘diplomalı’ doldu!..
Eskiden ‘avukat’lar parmakla gösterilirdi.
Şimdi binden fazla kayıt var büromuzda...
Ve binlerce hukuk fakültesi öğrencisi...
Her yıl yüzlerce ‘yeni mezun’ çalışma yaşamına atılıyor.
Daha doğru bir deyişle, piyasada kendisine yer bulmak için didişiyor.
Mühendisler için de aynı durum geçerli...
Mimarlar için de...
Birçok öğretmen brançı için de...
Gazeteciler için de...
**
Ülkemizin çözüm bekleyen en önemli sorunları sıralaması sorulsa, ‘eğitim-üretim’ ilişkisini ilk üçte sayarım mutlaka...
Zira eğitim denen ‘araç’ ne yazık ki ‘amaç’ haline geldi ve asıl hedeften kopuldu.
Artık ‘üretim için eğitim’ alınmıyor.
Sırf “çocuğum bir diploma sahibi olsun” diyen ailelerin egoları tatmin olsun diye alınıyor çoğunlukla!..
“Başkalarının çocuğundan ne eksiği var ki benim çocuğumun?”
Oysa bakın bir etrafa...
Gençlerimiz, üniversite diplomalı gençlerimiz ne yapıyorlar?
Bu ülkeden beklentileri nedir?
İş bulabiliyorlar mı?
Üretime katılabiliyorlar mı?
Geçinebiliyorlar mı?
Mutlu olabiliyorlar mı?
“Evet”se cevap, yola devam!..
**
Eczacılar Birliği uyarısını yaptı, Cumhurbaşkanı Eroğlu ise topu Devlet Planlama Örgütü’ne (DPÖ) attı!..
Ancak iş DPÖ ile bitmedi ve bitmeyecek.
Zaten DPÖ, ülkeyle ilgili rakamları ancak birkaç yıl geriden izleyebiliyor. Yani ülkenin planlamasına yön verecek haceti yok.
Olsa bile, konunun özünde siyaset yatıyor.
Eczacılar Birliği’nin de dikkati çektiği gibi, okullara giriş rejimine dokunmadan bu işin çözümü yok.
İsteyen istediği branşta diploma sahibi olabiliyorsa eğer, bilelim ki çok yakında duvara toslayacağız toplum olarak...
Dahası, “Bu kadar edebiyatçıyı, mühendisi, avukatı, mimarı, iletişimciyi biz ne yapacağız?” sorusunu sormadığımız ve çıkış yolu arayıp da bulmadığımız için, bin bir emekle ve para harcayarak okuttuğumuz çocuklarımızı kendi ellerimizle işsizliğe yahut göçe zorluyoruz.
Bunun adına “eğitim özgürlüğü” diyenler var.
Kimin özgürlüğü?
Çocuklar kendileri mi karar veriyorlar eğitim hayatlarına?
Kendimizi kandırmayalım artık!..
Ve çocuklarımızı da kandırmaktan vazgeçelim.
Onlara illa ‘diploma’ aldırmak yerine, karnını doyurabileceği, bu ülkede tutunabileceği bir ‘iş’ öğrenmesine yardımcı olmak daha doğru değil midir?
Bu sorulara kafa yormakta fayda var.
Kitlesel iflaslar kapıda!
Türk Lirası yine baş kaldırdı.
Üç sıfırlı enflasyon dönemlerini çok iyi anımsayanların yürekleri ağzına geldi.
Böyle ‘stabil’ bir Türk Lirası yoktu uzun yıllar... Akşamdan sabaha cüzdandaki para değerini yitirir, dükkana girerken 3 olan fiyat, kasaya gidene kadar 5’e çıkardı!..
Bir süredir sinyalleri gelen devalüasyon nihayet gerçeğe bindi. Dövizin nerede duracağı bilinmiyor.
Hem iş dünyası yeni bir belirsizlik içine giriyor, hem de dar gelirli kesimler gırtlaklarının sıkıldığını hissediyor.
Türkiye’nin cari açığının yol açtığı devalüasyon katmerli olarak buraya da yansıyor, her zamanki gibi...
Tüm bunlar karşısında Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan herkes gibi bizim hükümet de ‘seyirci’ olmaktan öteye gidemiyor.
Para politikasına müdahale etme imkanı olmadığı gibi, bu tür kriz durumlarında alınması gereken önlemler de alınmıyor.
“Altında kalanın boynu kopsun” der gibi, sürece terk ediliyor insanlarımız...
Binlerce insan iflas etmiş durumda zaten...
Bu dönemde yeni ve yığınsal iflaslar olacağını kestirmek ne yazık ki zor değil...
Aman dikkat!..