1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Başka bir insana hayat verebilmenin en onursal değeri: Donör olmak
Başka bir insana hayat verebilmenin en onursal değeri: Donör olmak

Başka bir insana hayat verebilmenin en onursal değeri: Donör olmak

Kör Nokta yazı dizisinde bu hafta, Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı’nın kuruluş hikayesini ve vakfın çocuklara sağladığı destekleri ve donör olmanın önemine dikkat çektik.

A+A-

Serap ŞAHİN

Hayat bazen hiç beklemediğin bir yerden, bilmediğin ve tanımadığın bir hastalıkla seni sınar. 12 yaşındaki Kemal Saraçoğlu ve ailesi de takvim yaprakları 2000 yıllarını gösterdiğinde böyle bir sınavla karşılaştı. Yaşanan zorlu sürecin ardından kurulan Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı, bugün benzer mücadeleleri veren çocuklara umut ışığı olmaya devam ediyor.

Kör Nokta yazı dizisinde bu hafta, Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı’nın kuruluş hikayesini, vakfın çocuklara sağladığı destekleri ve donör olmanın önemini ele aldık.

12 yaşındaki Kemal Saraçoğlu, 1999 yılında Kıbrıs’ın kuzeyinde hastalandığında ailesi ve doktorlar bunun basit bir kabakulak vakası olduğunu sandı. Ancak haftalar süren testlerin ardından durumun ciddi olduğu anlaşıldı. Ankara’daki Hacettepe Üniversitesi’nde lösemi teşhisi konulan Kemal, tedavi sürecinde Kıbrıs’ta iki toplumun ilk kez bir araya geldiği nadir dayanışmanın merkezinde yer aldı.

Kemal için uygun kemik iliği bulunamadı ve 30 Ağustos 2000’de hayatını kaybetti. Aynı kampanya sayesinde Kıbrıslı Rum çocuk Andreas Vassilliou sağlıklı bir şekilde yaşama tutundu. Bu acı kayıp, erken teşhisin ve toplumsal farkındalığın ne kadar hayati olduğunu gösterdi ve Kemal’in ailesi ile 72 kurucu üye, “Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı”nı kurdu.

Vakfın bugünkü Başkanı Hüseyin Özün Yamaç’ın yolculuğu da bir donör çağrısıyla başladı. Uyumlu bir eşleşme bulununca kendisine ulaşıldığında hiç tereddüt etmeden “evet” dedi ve o andan itibaren hayatının yönü değişti. Gönüllülüğün ve bir başkasına yaşam verebilmenin değerini en derinden hisseden Yamaç, vakıfla olan bağını bu şekilde kurdu.

YENİDÜZEN’e konuşan Vakfın Başkanı Hüseyin Özün Yamaç, vakıfla 2006 yılında donör talebi ile tanıştığını ve o günden itibaren mütevelli heyetinde gönüllü olarak yer aldığını belirtiyor. Yamaç, “İlk baştan itibaren vakfın saymanlığını yürüttük, ikinci dönemde ise başkanlık görevini üstlendim. Önceliğimiz çocuklara tıbbi destek sağlamak; ilaç, tetkik, tahlil ve tedavi süreçlerini karşılıyoruz. Bunun yanında maddi ve sosyal yardımlar, burslar, özel eğitim ve psikolojik destek de veriyoruz” dedi.

Vakfın, Kıbrıs’ın güneyindeki Karaiskakio Vakfı ile iş birliği içinde olduğunu aktaran Yamaç, “Bu iş birliği sayesinde devlet hastanesinde yapılamayan pahalı kanser testlerine halk ücretsiz erişebiliyor. Hem ülkemizde hem de dünyada ilik nakli bekleyen hastalara uygun donör bulunmasına katkı sağlıyoruz. Ayrıca toplumu lösemi ve lenfoma hakkında bilinçlendirmek için eğitimler, seminerler ve kampanyalar yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.

Yamaç, toplumdan gelen desteğin önemine de dikkat çekerek, “Bağışlar banka hesaplarımız, web sitemiz veya SMS ile yapılabilir. 18-45 yaş arasında, KKTC kimlik kartına sahip ve ciddi bir sağlık sorunu olmayan herkes, ilik havuzuna katkıda bulunabilir. Kanseri yaşamadan sorumluluk hissetmek bir erdemdir” dedi.

Bir telefonla başlayan gönüllülük hikayesi..

SORU: Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

“Ben Hüseyin Özün Yamaç. Vakıfla 2006 yılında donör talebi sayesinde tanıştık. Uyum sağlandığı için bana ulaşmışlardı. O günden itibaren vakıfta mütevelli heyetinde gönüllü olarak yer aldım. İlk günden beri saymanlık görevini yürüttüm, ikinci dönemde ise vakfın başkanlığını üstleniyorum.

Bu hayatta bir insana hayat verebilmek en onurlu değerlerden biridir. Bir gün telefon gelir ve size şöyle derler: ‘Daha önce bağış yapmıştınız, hücreleriniz yüzde 100 uyum sağladı, nakil için gönüllü olur musunuz?’ Ben hiç tereddüt etmeden ‘evet’ dedim.” Donör olmak, bu hayatta başka bir insana hayat verebilmenin en onursal değeri. Bir telefon gelir ve der ki, böyle bir siz bağışta bulunmuştunuz, bu konuda sizin hücreleriniz yüzde 100 uyuyor ve nakil için böyle bir gönüllülük düşünüyor musunuz? Hiç tereddütsüz beni aradıklarında ben evet dedim.”

“Aynı acıların bir daha yaşanmaması için bu vakıf kuruldu”

SORU: Kemal Saraçoğlu Vakfı'nın hikayesini bir de sizden dinleyelim.

“Kemal Saraçoğlu 12 yaşında, zeki ve cıvıl cıvıl bir Kıbrıslı Türk çocuğuydu. 1999’da lösemi teşhisi konulduğunda, hastalığın geç fark edilmesi ve uygun ilik bulunmasında yaşanan bürokrasi ve bilgi eksiklikleri, onun tedavi şansını azalttı. O dönemde Kıbrıslı Türk ve Rum toplumları ilk kez bir araya gelerek ortak bağış kampanyaları düzenlediler; bu, Kemal’i ve benzeri çocukları yaşatmak için nadir görülen bir dayanışmaydı. Ancak ne yazık ki uygun ilik zamanında bulunamadı ve Kemal 30 Ağustos 2000’de hayatını kaybetti. Onun hikâyesi, erken teşhisin önemini ve kanserle mücadelede toplumsal bilincin ne kadar hayati olduğunu gösterdi. Bu nedenle ailesi ve 72 kurucu üye, aynı acıların bir daha yaşanmaması için ‘Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı’nı kurdu.”

whatsapp-image-2025-09-19-at-16-11-19.jpeg

“Önceliğimiz tıbbi yardımlar”

SORU: Vakfın şu anda yürüttüğü faaliyetler nelerdir?

“Çocuk ve aileler için hem maddi hem de sosyal destekler sağlamaya çalışıyoruz. Özellikle kanser tedavisi gören çocuklarımıza ve ailelerine düzenli maddi destek veriyoruz. Önceliğimiz tıbbi yardımlar; ilaç, tetkik, tahlil gibi ihtiyaçlar. Bunun yanında maddi destek, gıda yardımları, tedavide olan ailelere kira desteği, üniversiteye giden gençler için burs, çocuklar için özel eğitim ve dershane desteği de sağlıyoruz. Çocuklara doğum günü hediyeleri veriyoruz, ailelerin kaynaşması ve moral bulması için yıllık tatil organizasyonları yapıyoruz, ayrıca tüm aile için psikolojik destek sağlıyoruz.”

“İlik nakli bekleyen hastalara donör bulunmasına katkı sağlıyoruz”

“Sağlık alanında Kıbrıs’ın güneyindeki Karaiskakio Vakfı ile iş birliği yapıyoruz. Bu iş birliği sayesinde devlet hastanesinde yapılamayan pahalı kanser teşhis testlerine halk ücretsiz şekilde erişebiliyor. Hem ülkemizde hem de dünyada ilik nakli bekleyen hastalara uygun donör bulunmasına katkı koyuyoruz.

Toplumsal farkındalık bizim için çok önemli. Lösemi ve lenfoma gibi hastalıklar konusunda bilinçlendirme kampanyaları yürütüyoruz. Gönüllü donör kayıt kampanyaları yapıyoruz. Ayrıca erken teşhisin önemini vurgulayan eğitimler, seminerler ve sosyal medya çalışmalarıyla topluma ulaşmaya çalışıyoruz.

Faaliyetlerimizi tamamen halktan gelen bağışlarla sürdürüyoruz. Yıl boyunca bağış kampanyaları düzenlemeye gayret ediyoruz. Kimi zaman ürünler çıkarıyoruz, kimi zaman özel günlerde kampanyalar yapıyoruz. Yani biz ne yapıyorsak, halkın desteğiyle yapıyoruz.”

SORU: Kemik iliği bankası çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

“Kıbrıs Kemik İliği Bankası, verici donör sayısının artırılması ve daha çok hayata umut olmak için Kıbrıslı Türk ve Rum toplumlarını ortak insani amaçlarda birleştiren bir olgu oldu. Kemal ve Andreas’ın hikâyesiyle başlayan bu misyonun ardından, Karaiskakio Vakfı ile olan iş birliği sayesinde bugün hem ülkemizde hem de dünyada birçok hastanın hayata yeniden başlama şansı doğuyor. Yıllardır sürdürülen kampanyalar çerçevesinde Kıbrıs geneli 200 bin gönüllü kayıt yaparken bu sayının 39 bin civarı Kıbrıslı Türk’tür. Bugüne kadar 104 Kıbrıslı Türk, ilik bekleyen hastalar ile uyum sağladı ve kemik iliği donörü oldu.”

“Donör kaydı sayımız da gitgide düşüyor”

SORU: Kan bağışı, kök hücre bağışı gibi konularda toplumdan ilgi görüyor musunuz?

“Toplumun geçtiğimiz yıllara göre daha umursuz ve çekingen olduğunu gözlemliyoruz. Bir hasta ile uyumu olduğuna dair aradığımız kişilerde maalesef ‘hayır’ cevabı gittikçe artıyor. Donör kaydı sayımız da gitgide düşüyor. Toplumun duyarsızlaştığını düşünmek istemiyoruz, belki kendi sağlıklarına bir şey olacak korkusu olabilir. Oysa, her detayına kadar açıklıyor, tüm bilgileri paylaşıyoruz. Sağlıklı bir bireyi, sağlığını bozacak bir sürece neden taşımak isteyelim ki? Bakın ben de bu 104 donörden biriyim, karşınızda oturuyorum. Günlük hayatıma devam edebiliyorum.”

“Devletin vatandaşına sırt dönmesiyle, yük hayır kurumlarının omuzlarına biniyor”

SORU: Vakfın karşılaştığı en büyük zorluklar neler?

“Saymakla bitmez sanırım… Devletin vatandaşına, hastalarına her geçen gün daha da sırt dönmesinden dolayı, biz hayır kurumlarının sırtına yüklenen yükler.

Devletin elzem ilaçları düzenli olarak depolarında bulundurmaması.

Başa çıkılamayan, her geçen gün artan giderler. Bağışlar yeterli kalmıyor.. 2024 yılında çocuklara yapılan yardımlar toplamı 2 milyon 350 bin TL iken 2025 yılında yalnızca ilk 8 ayda 2 milyon 880 bin TL’ye ulaşmıştır. Bugün kanser teşhisi almış olan 70 üye için harcamalarımız yalnızca tedavi kaleminde değil… Çocuk ve ailelerimizi 360 derece düşünüyor, kendimizi onların yerine koyup ihtiyaçlarına cevap olmaya çalışıyoruz. Çocuklarımızın eğitimine verdiğimiz katkılar da her geçen gün artıyor. Okulların açıldığı bu günlerde, devletin sahip çıkması gereken ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki çocuklarımızın okul üniformaları, kırtasiye giderleri, okul harçlıklarına da destek sağlıyoruz. Ayrıca geçtiğimiz dönemde 10 üniversite öğrencimize destek verirken, bu dönem en az 12 öğrencimize burs sağlamayı hedefliyoruz.”

“Aylık eğitim giderimiz 100 Bin TL’nin üzerinde”

“Sadece üniversite yardımlarımızın aylık tutarı 77 bin 600 TL civarındadır. Buna ek özel eğitim alan çocuklarımız ve dershane desteği sağladığımız çocuklarımız vardır. Bu da aylık eğitim giderimizi 100 bin TL üzerine taşıyor.

Ayrıca Türkiye’de tedavi gören çocuklarımıza kira ve maddi destek sağlarken, buradaki ailelerimize de maddi yardım, gıda yardımı, ilaç ve tıbbi malzeme desteği, tetkik ve benzeri harcamalar yapıyoruz. Bu başlıklarda bugüne kadar toplamda 1 milyon 400 bin TL’nin üzerinde bir harcama gerçekleştirdik. Çocuklarımızın doğum günü hediyesi yardımı, psikolojik destek yardımları da yine bağışlarla karşılanıyor.”

“Kampanyalara katılarak çocuklarımıza umut verebilirler”

SORU: İnsanlar vakfa nasıl destek verebilir?

“Maddi destekler için banka hesaplarımız üzerinden, web sitemizden online bağış yaparak, SMS yoluyla ya da doğrudan vakfımıza gelerek bağışta bulunabilirler. Ayrıca yıl boyunca düzenlediğimiz özel kampanyalara katılarak da çocuklarımıza umut verebilirler.”

“Kanseri yaşamadan sorumluluk hissetmek bir erdemdir”

SORU: Peki son olarak topluma vermek istediğiniz mesaj nedir?

“Bu mesaj çok önemli. Biz bir sivil toplum kuruluşu olarak hassasiyetin farkındayız. Ancak nüfus değiştiği, farkındalıklar ve öncelikler farklılaştığı için toplumun her kesimi aynı önceliklere sahip olmayabilir. Bu nedenle sağlıkla ilgili katkıların Kemal Saraçoğlu Vakfı’nda şeffaf bir şekilde nasıl kullanıldığını bilmek ve toplumun bu farkındalığını artırmak için hem vakıf merkeziyle hem de sosyal medya aracılığıyla projeler geliştirebilir veya doğrudan bağışta bulunabilir. Kapımız her zaman açık. 18-45 yaş arasında, KKTC kimlik kartına sahip ve ciddi bir sağlık sorunu olmayan herkes, hiç çekinmeden hayatın en onurlu değerlerinden biri olan ilik havuzuna katkıda bulunabilir. Bizim istediğimiz bu. Çünkü bizim bir sloganımız var: Kanseri yaşamadan sorumluluk hissetmek bir erdemdir.”

Bu haber toplam 1894 defa okunmuştur