
Ayşe Öztabay: Güvende değiliz, çeteler ülkeyi esir alıyor
TDP Girne İlçe Başkanı Avukat Ayşe Öztabay, “Güvende değiliz, çeteler ülkeyi esir alıyor.” açıklamasında bulundu.
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Girne İlçe Başkanı Avukat Ayşe Öztabay, Seval Oyaltan’ın Kuzey Kıbrıs TV’de hazırlayıp sunduğu programda KKTC’de artık inkar edilemez bir güvenlik açığı bulunduğunu belirterek, çete yapılanmalarından basına yönelik tehditlere, hukukun çöküşünden kadın hakları ihlallerine kadar geniş bir yelpazede çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
“Güvende değiliz, çeteler ülkeyi esir alıyor”
Öztabay, “Güvende değiliz. Çetelerin, ithal tetikçilerin, tehditçilerin elini kolunu sallayarak dolaştığı bir döneme girdik. Basın susun diye tehdit ediliyor, yurttaşın anayasal hakları hedef alınıyor. Bu tablo kabul edilemez” dedi.
KKTC’nin “metrekaresi belli, kontrol edilebilir bir ülke” olmasına rağmen devlet mekanizmasının başarısız olduğunu söyleyen Öztabay, yıllardır çözülmeyen sorunların artık çok daha tehlikeli bir boyuta taşındığını vurguladı. Öztabay, “Mahkemelerde tetikçiler, tehditçiler yargılanıyor. Basın susturulmaya çalışılıyor. Anayasadaki haber alma ve haberleşme özgürlüğü açıkça ihlal ediliyor. ” diye konuştu.
Bu durumun yalnızca basına değil, her yurttaşa yönelik bir tehdit olduğunu söyleyen Öztabay, hükümet edenlerin “yemin ettikleri görevleri” yerine getirmediğini belirtti.
“Devlet kendi kurumlarındaki usulsüzlüğü emeklilikle örtbas edemez”
Öztabay, güvenlik zafiyetinin temel nedeninin hukuk devletinin doğru işletilememesi olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Kamu yönetiminde hiçbir enstrüman farklı nota vermemeli. Devlet kendi kurumlarındaki usulsüzlüğü emeklilikle örtbas edemez. Soruşturmak zorundadır.”
TDP’nin “iyi idare”, “kamu görevlileri yasası” ve “ceza yasası” çerçevesinde hesap verebilir devleti savunduğunu belirten Öztabay, görevini kötüye kullanan kamu görevlilerinin mal varlığıyla sorumluluk taşıdığını hatırlattı.
“Bir ülkenin gelişmişliği, tutuklulara nasıl muamele edildiğiyle anlaşılır”
Polisin zor şartlarda çalıştığını, tehditlere maruz kaldığını dile getiren Öztabay; ancak insan hakları odaklı, profesyonel bir hizmet içi eğitim düzeninin de kaçınılmaz olduğunu vurguladı:
Öztabay, “Bir ülkenin gelişmişliği, tutuklulara nasıl muamele edildiğiyle anlaşılır. Hem polis hem yurttaş güvende olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“Çocuklar bedenini, hakkını, karşısındakinin hakkını bilmek zorunda”
Kadına yönelik şiddetin temelinde eğitim eksikliği ve ataerkil yapı olduğunu belirten Öztabay, yalnızca cezayı artırmanın çözüm olmadığını söyledi. Öztabay, “Ataerkil zihniyet cezadan değil, eğitimden dönüşür. Çocuklar bedenini, hakkını, karşısındakinin hakkını bilmek zorunda.” dedi.
TDP’nin cinsiyet eşitliğini eğitimden siyasete, çalışma hayatından yerel üretime kadar tüm alanlarda savunduğunu belirten Öztabay, “Kadının güçlendirilmesi, şiddetin önlenmesinin birincil adımıdır.” açıklamasında bulundu.
“Toplumun en büyük şikâyeti sağlık sistemi”
Toplumdan en yoğun gelen şikayetin sağlık alanında olduğunu söyleyen Öztabay, randevu kuyruklarından Olivia’nın ölümü ve “alkollü mama” skandalına kadar birçok örneğin hafızalarda taze olduğunu söyledi.
Öztabay, “Sağlık Bakanlığı sürekli ‘default’ durumunda. Sorumluluk almak yerine toplumdan güven isteniyor. Bu kabul edilemez.” diye konuştu.
Liyakat ve sistem değişikliği çağrısı
Eğitimden çevreye, yerel yönetimlerden hukuk komitelerine kadar TDP’nin tüm alanlarda aktif çalıştığını belirten Öztabay, asıl ihtiyacın sistemsel bir dönüşüm olduğunu söyledi ve ekledi:
“Doğru kişilerin doğru yerde olması, liyakat TDP için kırmızı çizgidir. Bu ülkenin artık dedikodularla, usulsüzlüklerle, keyfî kararlarla yönetilmesini kabul etmiyoruz.”
“Bu ülkede insan yaşıyor bilmek istiyoruz”
TDP’nin en temel talebinin net bir nüfus sayımı olduğunu kaydeden Öztabay, “Bu ülkede kaç Kıbrıslı değil; kaç insan yaşıyor bilmek istiyoruz. Kaçı şiddete maruz kalıyor, kaçı çalışıyor, kaçı eğitimden mahrum, kaçı vergi veriyor? Devlet politikası bu verilerle şekillenir.” ifadelerini kullandı.
“Toplum temsiliyeti güçlü, saygın bir yönetim istiyor”
Öztabay, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle toplumun aslında çok net bir mesaj verdiğini belirterek, “Bu toplum artık yasadışı işler, usulsüz kararlar, dedikodular duymak istemiyor. Toplum temsiliyeti güçlü, saygın bir yönetim istiyor. Bu nedenle gecikmiş bir erken seçim talep ediyoruz.” dedi.
Kendini “mücadele, barış, duygusallık” kelimeleriyle tanımlayan Öztabay, siyasetteki en zorlayıcı deneyimlerinin seçim geceleri olduğunu söyledi; ancak toplum desteğinin her defasında kendisini güçlendirdiğini vurguladı.
Öztabay, kadınlara da şu çağrı yaptı:
“Siyaset özgürlük alanıdır. Kadınlar çekinmeden gelsin, birlikte üretebiliriz.”

















