
Ağlatanlar utansın!
Bir baba...
Ekranda çocuğuyla yaşadıkların anlatıyor.
Önce dudaklarını ısırıyor, gözünden yaş gelmesin diye...
Sonra zorlukla yutkunabiliyor.
Ağzından dökülen cümleler bir hançer gibi delip geçiyor herkesi...
**
Sevgili Arda Gündüz’ün Kanal Sİ
Bir baba...
Ekranda çocuğuyla yaşadıkların anlatıyor.
Önce dudaklarını ısırıyor, gözünden yaş gelmesin diye...
Sonra zorlukla yutkunabiliyor.
Ağzından dökülen cümleler bir hançer gibi delip geçiyor herkesi...
**
Sevgili Arda Gündüz’ün Kanal SİM’de her Çarşamba ekrana gelen ‘MÜZİK-CHE’ programında bu hafta müzik yoktu.
“Bu kadar insan acı çekerken ben müzik yapamam” diye açtı Arda programını...
Konukları Lefkoşa Türk Belediyesi’nde çalışan emekçilerdi.
Birinin burnu kırık. Geçen haftaki eylemler sırasında polis tarafından kırılmış!
Biri sakal bırakmış. Yaşadıklarını protesto ediyor sakalıyla da...
Ve diğer katılımcıların yüzünden okunuyor gerginlikleri, acıları...
**
Programın en dramatik anları, konukların kendi çocuklarıyla diyaloglarını anlatırken yaşanıyor.
9 yaşındaki çocuğunun “Nasıl olsa babam aybaşı yine maaş alamayacak” diyerek, gizlice harçlığndan biriktirdiği 26 TL’nin hikayesi burkuyor yürekleri...
Bir diğer çocuk, anne ve babası belediyede çalıştığı için okuldaki arkadaşlarının kendisine ‘yoksul’ gözüyle baktığını düşünüp “hastalanmış” gibi yapıp o ortamdan uzaklaşmak istiyor.
Yayına telefonla katılan belediye çalışanı kadın izleyici ise, neyi varsa satmak zorunda kaldığını söylüyor ve ekliyor: “Eğer çocuğum olmasa bu ülkeyi çoktan terkederdim ben... Çünkü yaşanacak bir yer olmaktan çıktı. Ve çocuğum büyüyünce, bu ülkede kalmasını istemiyorum!..”
Arda dudaklarını ısırdıkça ısırıyor, hüngür hüngür ağlamamak için!..
**
İnsan olan herkesin gözleri doldu önceki gece ekran başında...
Ama sadece ‘insan’ olanların!
Oysa bu insanları böylesi hallere düşürenlerin keyfi yerindeydi o sıralarda yine...
Ne ağlama...
Ne dudağını ısırma...
Ne utanma...
Ne arlanma!
**
Savaş yıllarından beter hale geldi bu ülke artık...
Erzak dağıtılan günler yaşıyoruz!
İnsanlar aç... Gerçekten aç!..
Ve insanlar varını, yoğunu tüketmiş durumda...
Yakını, ailesi, bir kenarda birikmişi olmayanlar nasıl çıkacak bunca borcun, harcın içinden artık?
Kim geri verecek bu insanlara kaybolan yıllarını?
Ve kim verecek hesabını, babasının eline para geçmeyecek diye çantasında gizlice para biriktiren o çocuğun yaşadığı psikolojinin?
**
Ağladı herkes...
İnsan olan kim varsa ağladı...
Ağlamak ayıp değil ki...
Ağlatanlar utansın!

















