1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Adaya olan sevgim mesleğimi dönüştürdü”
“Adaya olan sevgim mesleğimi dönüştürdü”

“Adaya olan sevgim mesleğimi dönüştürdü”

Bir Instagram hesabından çok daha fazlasını, gönüllü bir turizm elçisinin hikâyesini anlatacağım. Damla Boğaç, halkla ilişkiler ve reklamcılık eğitimiyle çıktığı kariyer yolculuğunu yıllar içinde yeniden şekillendirmiş bir isim.

A+A-

Simge ÇERKEZOĞLU

Bir Instagram hesabından çok daha fazlasını, gönüllü bir turizm elçisinin hikâyesini anlatacağım. Damla Boğaç, halkla ilişkiler ve reklamcılık eğitimiyle çıktığı kariyer yolculuğunu yıllar içinde yeniden şekillendirmiş bir isim. Kurumsal iletişimden markalaşmaya, emlakçılıktan sosyal medya içerik üretimine uzanan bu yolculukta kendisini en çok etkileyen, adaya dışarıdan bakabilmeyi öğrenmek olmuş. Kıbrıs’a ilk kez gelen yabancı ziyaretçilerin gözünden kendi doğup bakmayı öğrenmiş Damla. Bu farkındalıkla drone ile çektiği görüntüleri, özenle yazdığı metinler,, kurduğu dijital etkileşimler sayesinde artık adanın ruhunu, doğasını ve kültürel zenginliğini binlerce insanla paylaşıyor. “Kıbrıslı Seyyah ” adını verdiği sosyal medya hesabıyla, kendi deyimiyle profesyonel bir içerik üreticisi gibi değil; adasına duyduğu sevgiyle hareket eden bir anlatıcı gibi çalışıyor. Onun için bu çaba ne bir gelir kapısı ne de dijital şöhretin parçası. Bu, yaşadığı toprağa olan borcunu ödemenin, sevdiği yeri görünür kılmanın bir yolu.

 

“Kıbrıs’a olan hayranlığım zamanla pekişti”

Damla, üniversite arkadaşım. Ama bugüne kadar mesleki yolculuğunu hiç konuşmamıştık. Sorduğumda içtenlikle anlatmaya başladı; onunkisi yönlendirmeyle başlayıp tutkuyla devam eden bir kariyer hikâyesiydi.

“Mesleğimi aslında çok bilinçli seçmedim; biraz da yönlendirmeyle oldu. Ama bana uygun bir alan olduğunu kısa sürede anladım. Halkla ilişkiler ve reklamcılık eğitiminin içinde pazarlama dersleri de vardı. Zamanla bu alanı ne kadar sevdiğimi fark ettim. Üniversite sonrasında da bu mesleği yapmayı istedim. Yaklaşık on yıl bu alanda çalıştım. Bir bankanın isim değiştirme sürecinde aktif rol aldım. Büyük firmaların kurumsal iletişim projelerinde yer aldım. Amerikan Elçiliği’nin yürüttüğü bir projede ise destinasyon ve markalaşma üzerine çalıştım. Bu dört yıllık süreç benim için çok öğreticiydi ve aynı zamanda adaya olan hayranlığımı da pekiştirdi. Köylerimizin, kasabalarımızın ne kadar kıymetli ve özel olduğunu o dönem daha iyi fark ettim. Dört yıl boyunca özel ilgi turizmi üzerine çalıştık. Bu sayede adaya daha fazla turist çekmenin, gelenlerin burada daha uzun kalmasını ve ekonomik katkı sağlamasını mümkün kılabileceğimizi gördüm. Gerçek anlamda hem çalıştım hem öğrendim. Büyükkonuk’taki ekoköy projesinde yer aldım. Sonrasında Mağusa Suriçi Derneği’ni kurduk. Şu anda çok güzel bir şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Projemizin özü, bu alanda çalışan sivil toplum örgütlerine destek vermekti. Ve bunu gerçekten başarıyla gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum.”

 

Amerikan Elçiliği’nin yürüttüğü projede görev aldıktan sonra, destinasyon ve markalaşma üzerine çalışmak istediğini söylüyor. “Dünyada bunun çok fazla örneği vardı” diyor.  Zamanla bir Instagram hesabı açıyor. Fotoğraflar paylaşıyor, hikâyeler anlatıyor. Böylece kendiliğinden bir turizm elçisine dönüşme hikayesi de başlıyor. 

“Amerikan Elçiliği’nin yürüttüğü söz konusu proje tamamlandıktan sonra, destinasyon ve markalaşma üzerine çalışmak istedim. Dünyada bunun çok fazla örneği vardı. Her bir destinasyonun bir markaya dönüşmesi fikri beni gerçekten heyecanlandırıyordu. Ama zamanım olmadı, devam edemedim. Sonra bambaşka bir yol izledim. Emlakçılık yaptım. Ama sıradan bir emlakçı olmayı hiç istemedim. Kocaman apartmanlarda rastgele bir daire satmak yerine, adaya özgü evleri, o evlerle birlikte gelen hayatı satmaya çalıştım. Bu süreçte kendime bir Instagram hesabı açtım. Paylaştıklarım sayesinde zamanla gönüllü bir turizm elçisine dönüştüm diyebilirim. Bana herhangi bir kâr ya da maddi kazanç getirmesini hiç beklemedim. Sadece adayı anlatmak, göstermek, sevdirmek istedim.”

1-1-003.jpg

“Marka olacak bir ada”

Kıbrıs’ı tanımak bazen yeniden bakmayı, başka bir gözle görmeyi gerektirir. Damla da bu adada doğmuş olmasına rağmen, asıl keşfini Kıbrıs’a ilk kez gelen birkaç yabancıyla tanıştığında yaptığını anlatıyor.  Bir yabancının bakış açısıyla adaya yeniden bakmak, gördüklerini paylaşma ihtiyacı doğurmuş. Bu farkındalık zamanla onu yalnızca emlakçılıkla sınırlı kalmayan, adanın kültürünü, dokusunu, tarihini anlatan gönüllü bir turizm elçisine dönüştürmüş. “Cypriot the Voyager” adını verdiği sosyal medya hesabıyla, artık adayı, değerlerimizi, kültürümüzü hatta yaşam biçimimizi anlatıyor.

 

“Kıbrıs’ı ilk kez gerçekten keşfetmem, adaya ziyaret için gelen birkaç yabancıyla tanışmamla oldu. Onların bakış açısından adayı dinleyince çok etkilendim. Fark ettim ki, ben bugüne kadar adaya hiç dışarıdan bakmamışım. Onların gözünden bakınca, bazı şeyleri fark etmeye ve bu fark ettiklerimi kişisel Instagram hesabımda paylaşmaya başladım. Her şey böyle başladı. Gerçekten büyük keyif aldım. ‘Bu paylaşımlar emlak işime de katkı sağlar,’ diye düşündüm. Ve nitekim pek çok yabancı bana ulaştı, Kıbrıs’a gelmek istediklerini yazdılar. Bir süre sonra fark ettim ki, aslında yaptığım şey, zamanında Amerikan Elçiliği’yle yürüttüğümüz projeye, yani eski mesleğime bir nevi geri dönmekti. Zamanla kişisel hesabımla bu çabayı ayırmaya karar verdim ve ‘Cypriot the Voyager’ adını verdiğim ayrı bir sayfa açtım. Bu sayfa tamamen Kıbrıs’ın tanıtımına odaklandı. İsmi, ‘Kıbrıslı Seyyah’ anlamına geliyor. Şimdi bu Türkçe ismi kullanıyorum. Gezerken ben de öğreniyorum. Adaya dair bilmediğim o kadar çok şey var ki… Bu da zaten destinasyon ve markalaşma için çok değerli bir şey. Adanın gelen ziyaretçiler tarafından bir markaya dönüşmesi için elimizde çok fazla done var ama biz bunları nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Ben İtalya’yı ziyaret ettiğimde, turistlerin müze ve tarihi eserlere verdikleri ücretleri görünce şunu düşündüm: Bizim elimizde de muazzam bir potansiyel var ama bunun farkında değiliz. Hatta elimizdeki birçok şeyi yıkılmaya terk ettik. Çünkü insanlar her şeye yalnızca para gözüyle bakıyor. Oysa ben bu işten para kazanmasam da sevdiğim bir şeyi yapıyorum. Doğduğum, büyüdüğüm, yaşadığım bu adaya küçük de olsa bir katkım olsun istiyorum.”

1-2-002.jpg

“Kadınlar da uçurur”

Bugün sosyal medyada paylaştığı etkileyici görüntüler kendi drone çekimlerinden oluşuyor. Ama bu iş göründüğü kadar kolay değil tabii. Bu işe nasıl başladı, kısa sürede nasıl bu kadar ustalaştı kendisinden dinliyoruz.

“Hâlâ kendimi çok genç hissediyorum. Herkes şaşırıyor; çünkü genelde bu işi genç erkekler yapıyor. Ama ben de deneye deneye, zamanla drone kullanmayı öğrendim. Her yeni çekimle kendimi biraz daha geliştiriyorum. Yukarıdan etrafı farklı bir açıyla görmek bambaşka bir duygu. Görüntülere metinler de ekliyorum. Instagram’ın otomatik çeviri özelliği sayesinde, ben Türkçe yazsam bile içerikler farklı dillere çevrilebiliyor. Böylece daha geniş bir kitleye ulaşabiliyorum. Teknolojiye ayak uydurmak da önemli; çünkü artık Instagram bile başlı başına bir meslek alanı. Sadece çekim yapmakla bitmiyor iş. Ne zaman, neyi, kiminle paylaşacağınızı da iyi bilmeniz gerekiyor. Zaman zaman benim gibi bu işle uğraşan insanlarla tanışıyorum. Etkileşimde bulunuyoruz, birbirimize fikir veriyoruz. Bu da benim ufkumu açıyor. Gerçekten başlı başına bir iş deneyimi kazanıyorum. Zaman içinde bu paylaşımları YouTube’a da taşımayı düşünüyorum.”

 

Damla, sosyal medyanın etkisinin ve beraberinde getirdiği sorumluluğun fazlasıyla farkında. Görselin gücünü, doğru ve güvenilir bilgilerle desteklemenin şart olduğuna inanıyor. Bundan sonraki süreçte, bu alanda çok daha profesyonel bir şekilde çalışmaya devam etmenin hayalini kuruyor.

“Eskisi gibi tanıtım için artık televizyonlar ya da gazeteler kullanılmıyor. Şimdi bambaşka bir dünyadayız. İnsanlar, sosyal medyada gördüklerine daha çok inanıyor. Ülke tanıtımları da artık çoğunlukla sosyal medya platformları ya da YouTube üzerinden yapılıyor. Bu yüzden paylaşılan içeriklerin doğru ve güvenilir olması çok önemli. Ben de bu nedenle farklı kaynaklardan araştırma yapıyor, metinlerimi özenle hazırlıyorum. Bundan sonra da bu çabalarım sürecek. Hatta zamanla daha profesyonel bir yapıya dönüşeceğine inanıyorum. Şimdi bazı belediyelerle projelerim var. Zaman içinde onlar da hayat bulacak. Sayfamın devamı olarak bir Youtube hesabı da açmayı planlıyorum.”

2-484.jpg

FOTOĞRAFLAR: BURÇİN AYBARS

Bu haber toplam 2942 defa okunmuştur
Etiketler :