1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Kıbrıs’ın Instagram Fenomeni Altuğ Galip
Kıbrıs’ın Instagram Fenomeni Altuğ Galip

Kıbrıs’ın Instagram Fenomeni Altuğ Galip

Kıbrıs’ın Instagram Fenomeni Altuğ Galip

A+A-

Filiz Uzun

Herhangi bir sosyal paylaşım alanında çok takipçinizin olması ne işe yarar hep düşünür dururdum. Paylaşımlarınızı çok kişi beğense ne olacak? Ya da takip edenler çoğalsa?

Sonradan öğrendim ki tüm dünyada bu çok popüler bir durummuş. Hatta bu fenomenlere birçok şirket, kurum ihtiyaç duyabiliyor. Ürünlerinin ya da işletmelerinin reklamını yapmak için. Bu nedenle bu durumdan para kazananlar da var. Dünya’da vardı bunu duyuyorduk da Kıbrıs’ta bir fenomenlerimiz olduğunu bilmiyordum açıkçası.

Ben onu Kıbrıs’ta katıldığı fotoğraf yarışmasında görmüştüm. Doğa fotoğrafı ödül almıştı. Sonra instagramda da takip ettim. İnsan bu kadar takipçiyi nerden buluyor? Nasıl bu kadar ilgi çekebiliyor bilemiyorum.

Bu haftaki konuğum Altuğ Galip. O bir İnstagram Fenomeni. Dünyada onu takip eden 1 milyon 360 bin kişi var. Attığı fotoğrafları görüyor beğeniyor. Gittiği, gezdiği yerleri instagram sayesinde takip ediyor.

Bu kadar takipçinin olabilmesinin bazı taktikleri varmış. Nasıl diye sorduğumda o da benim sırrım diyor. Bu sayede dünyanın birçok ülkesini gezmiş, birçok otelde kalmış, fotoğraflar çekmiş. Hem de davetli olarak. Müthiş bir şey değil mi? Bedava tatil…

Yapması gereken tek şey İnstagram sayfasında o kurumun fotoğrafını paylaşmak ya da gittiği şehirlerin…

Elbette anlatıldığı kadar kolay değil. Herkese bu imkânlar sağlanmıyor. Altuğ bir işletmeci. İyi bir fotoğrafçı ve girişimci. En mühimi ise iyi bir pazarlamacı.

Çok ilginç bir sohbet gerçekleştirdik Altuğ Galip ile. Bence hem bilgisi hem de takipçi listesinin  değerlendirilmesi gerekiyor. Turizm Bakanlığı bu adamı duymalı bence. Tüm dünya duyarken nedense biz çok geriden takip ediyoruz her şeyi. Dünyaya ayak uydurmalıyız… 

• F.U: İnstagram fotoğrafçılığı diye bir alan oluştu. Senin adın da böyle duyuldu Ada’da.  Nedir bu?
• A.G:
İnstagram facebook, twitter gibi bir sosyal paylaşım alanıdır. Ancak instagram tamamen fotoğraf paylaşım amaçlı 2010 yılında başlayan 2011 yılında yaygınlaşan ve günümüzde bayağı fazla kitleye ulaşan sosyal medya sitesidir. Ben instagramla 2011 yılında tanıştım. İnstagramla tanışmadan önce de fotoğraf çekiyordum. Ancak manzara ağırlıklı fotoğraflarım pek yoktu. Babam da amatör fotoğrafçılıkla ilgilendiği için fotoğraf hep çekerdik.

• F.U: İnstagramda nasıl bu kadar takipçi sayısına ulaşabildin?
• A.G:
İnstagramla tanıştıktan sonra baktım ki buradan çok fazla kitleye ulaşılabiliyor. O zaman fotoğraf makinemi yeniledim. Daha iyi fotoğraflar çekmek için kendimi geliştirmeye başladım. Yabancı ülkelerde yaşayan arkadaşlarım benim, ben onların fotoğraflarını da paylaşmaya başladık ve daha çok kitleye ulaşmaya başladım.

• F.U: İnstagramda fotoğraf çekmek çok kolay ama değil mi? İstediğiniz tonu rengi kullanarak çekebiliyorsunuz.
• A.G:
Elbette instagramın adı üstünde zaten. Hemen o an instagramın kendi filtrelerini kullanarak çekilen ve paylaşılan fotoğraflardır. Kimisi kendini çeker, kimisi bulunduğu ortamı, manzarayı, doğayı.

1 MİLYON 360 BİN TAKİPÇİ

• F.U: Sanırım sen bu filtreleri kullanarak bu kadar büyük bir kitleye ulaşmadın değil mi?
• A.G:
Buradan paylaşıldığı zaman çektiğin fotoğrafların geniş bir kitleye ulaştığını keşfettiğimizde ben ve benim gibi fotoğrafçılar kendi fotoğraflarını çekmeye ve buradan paylaşmaya başladım. Profesyonel makinelerle çektiğimiz fotoğrafları editleyip instagramdan paylaşıyoruz.

• F.U: İlk başlarda manipüle edilen fotoğraflar kullanılırdı. Pembe gökyüzü, sarı doğa gibi değil mi?
• A.G:
Evet hatta bu tür fotoğraflar çok da beğeni alırdı. Ancak profesyonellerin de instagrama girmesi ile daha klas bir hal aldı ve kitlesi de büyüdükten sonra bu tür fotoğraflar pek beğeni almamaya başladı. 

• F.U: Takipçi sayın kaç şu an?
• A.G:
Ben instagrama ilk girenlerden olduğum için şanslıyım, şu an 1 milyon 360 bin takipçim var kişisel hesabımda.

• F.U: Artık tanınmış bir ülke olup olmadığımızın bir önemi kalmadı internet sayesinde. En azından yaptığın sanatı duyurmak adına?
• A.G:
Elbette duyurmakta sorun yok. Çok büyük kitlelere ulaşabiliyorsunuz. Ancak yarışmalarda o sıkıntıyı yaşıyorsunuz. Sadece fotoğraf alanında değil sporda da ya da müzikte de uluslararası arenaya ancak başka bir ülkenin bayrağı altında katılabiliyorsunuz.

• F.U: Şu an senin instagram hesabın “Kyrenian” değil mi?
• A.G
: Evet. İlk andan itibaren bu hesabı açmıştım Girne’de oturduğum için. Ailem 1974’ten sonra göç ettiği için. Daha sonra açtığım tüm hesaplarım da bu hesap üzerine.

• F.U: İnstagram’da fotoğrafları çok beğenilen veya çok takipçi kitlesi olan kişiler iyi fotoğrafçı mıdır?
• A.G:
İnstagram ile fotoğrafçılık çok ayrı şeylerdir. İnstagram genelde insanların hoşuna gittiği ve beğeni attığı bir platformdur. Örneğin makro bir fotoğraf çekersiniz ve bu fotoğraf ile birçok ödül alırsınız fakat instagram’a koyduğunuzda çok da beğeni almayabilir. Benim başıma geldi. Geçen yıl Özatay Fotoğraf yarışmasında 1.’lik alan fotoğrafımı instagramda paylaştım en az like alan fotoğrafım o oldu. Yani sanatsal fotoğraflar instagramda beğenilmiyor. Çünkü takipçiler veya instagram kullanıcıları tekniğe bakmaz. Gözlerine hoş gelen, renkli fotoğraflar daha çok beğeniliyor. Daha çok olmak istedikleri, mutluluk verici fotoğrafları beğenirler. Mavi denizler, gökyüzleri, doğa veya gitmek istedikleri ülkelerin ilginç manzaraları ilgi çeker. Çok beğeni alan fotoğrafları da yarışmalara koysak sergileme bile almazlar. Sanatsal anlamları yoktur. Bazı fotoğrafçıların hala anlayamadığı olay da budur zaten. Benim fotoğraflarımı dünya beğeniyor ama yarışmada dereceye giremedim diye sitem ediliyor hep.

• F.U: Gittiğin ülkelerde doğa ve manzara ağırlıklı fotoğraflar çekiyorsun takip ettiğim kadarıyla.
• A.G
: Evet. Ben daha çok doğal yaşam, manzara ve hayvanları çekiyorum. Bir de seyahat fotoğrafları çekiyorum. Örneğin Viyana’nın en güzel açısı, İtalya’da gondollar gibi.

“BU BENİM İŞİM”

• F.U: Bu kadar seyahat fotoğrafları çekebilmek için çok da gezmiş olman lazım.
• A.G:
Geçen yıl 13 kez Türkiye’ye, 9 kez de yurt dışına gittim.

• F.U: Neredeyse evde kalmamışsın… :) Eşin ne diyor?
• A.G:
Bu benim işim. Paramı buradan kazanıyorum ben.

• F.U: Bir de para lazım bu kadar seyahat için? Nasıl kazanıyorsun bu kadar parayı?
• A.G:
Bu seyahatlerimin çoğu çağrıldığım ülkelerdeki ya turizm şirketleri ya da otel veya organizasyonlar tarafından karşılanıyor. Örneğin geçen aralık ayında Güney Afrika’ya gitmiştik. Katar Havayolları karşılamıştı masraflarımızı ve biletlerimizi.

• F.U: Neden senin için bu masrafı yapıyorlar?
• A.G:
Bizler “influencer” olarak geçiyoruz. Yani “etkileşimci”.  İnstagram’da güçlü takipçilerimiz olduğu için bizi davet ediyorlar. Bize ulaşıp organizasyonumuz var, şuralar gezilecek deniliyor.  Biz bütçeyi kabul edersek gidiyoruz. Teklifi kabul etmezsek benim zamanım kısıtlı şu parayı verirseniz gelirim diyorum. Bazen de o ülkeye hiç gitmemişsem kabul ediyorum. Biletler Larnaka üzerinden kesiliyor. Gidiyoruz. Benim gibi yurt dışından da başka fenomenler geliyor. Onlarla fikir alış verişi yapıyoruz. Fotoğraf konusunda bilgi alış-verişimiz oluyor. Bol bol fotoğraf çekiyoruz.

• F.U: Onların işine geliyor mu?
• A.G:
Elbette. Reklamlara milyon dolarlar vermek yerine birkaç kişiye bilet, kalacak yer ve yemeklerini karşılıyorlar. Bizler de paylaşım yapıyoruz instagram sayfalarımızdan bu şirketle seyahatteyiz diye. Bundan iyi reklam mı olur. Tüm dünya şu an bunu yapıyor. Ülkelerini, şirketlerini böyle tanıtıyorlar. Hatta bazen bir ülkeye gitmek istiyoruz. Örneğin Endonezya’ya. 2 hafta da Mali adasına. Arkadaşlarımla planımızı yaptıktan sonra oradaki otellere yazdık 4-5 fenomen. Biz sizin ülkenize geliyoruz. Sizin otelinizde kalabiliriz, şu kadar gün kalacağız. Sizin otelinizin reklamını yapabiliriz. Ancak bizi şuralara götüreceksiniz diyoruz. İşten anlayan, yani sosyal medya reklamlarından anlayan firmalar, şirketler, oteller kabul ediyorlar.

“BEN ŞANSA İNANMAM”

• F.U: Süper bir şey bu… Nasıl bu duruma gelebildin peki?
• A.G:
Aslında birçok arkadaşım şanslı olduğumu söylüyor. Oh geziyorsun tatil yapıyorsun gibi. Oysa ben şansa inanmam. Ben şansımı kendim oluşturdum. Ben ODTÜ işletme mezunuyum. Ana dilim gibi İngilizce konuşuyorum. Fotoğraf için çok çalıştım. Kendimi geliştirdim. Hala daha da öğreniyorum. Girne Amerikan’da master yaptım. İnstagramda fenomen olabilmek için de uğraştım. 4 sene kadar bir süre. Günde 6-7 saatimi harcayabiliyorum bir seyahat için. Bağlantılar kuruyorum. Araştırmalar yapıyorum. Yaptığım işi pazarlıyorum yani.

• F.U: Sanatsal fotoğraflar çekmeye kaç senedir başladın?
• A.G:
3-4 senedir de sanatsal fotoğrafla ilgileniyorum. Gece pozlamalarında kendimi geliştiriyorum.

• F.U: Norveç fotoğrafların harikaydı.
• A.G:
Norveç’e Ocak ayında 2. kez bir arkadaşımla beraber kendi imkanlarımızla gittik. Gidilmesi gereken yerlerden biridir Norveç. Kuzey ışıklarını çekmeyi çok istiyordum. Burada 24 saat fotoğraf çekilebiliyor. Çok fotoğraflar çektim bu sefer çünkü daha erken bir zamanda gittik. Hatta “Kuzey Işıkları” Özatay Fotoğraf yarışmasında da doğa kategorisinde 1.’lik ödülü kazandırdı bana.

• F.U: Çok iyi bir fotoğraf yakalamak için kaç saat kalıyorsunuz aynı yerde?
• A.G:
Norveç’te kuzey ışıklarını çekmek için mesela 18 saat kalmıştık aynı yerde. Çünkü her anı ayrı bir keyifti. Kar yağarken gökte yıldız görebiliyorsunuz mesela. Hava şartları kötü olabiliyor bazen. Sezon sonu olduğu için yiyecek satan yerler de bulamıyorsunuz. Aç kalıp kar yedik mesela Norveç’te. Ama kimsenin çekemediği fotoğrafları çekmek senin çıtanı yükseltiyor. Norveç fotoğrafları takipçi sayımızı artırdı. THY fotoğraflardan istedi, yarışmada bana 1.lik ödülü getirdi. Tüm zorluklara değiyor, bir de keyif alıyoruz  tabii.

YARIŞMALAR

• F.U: Sık sık yarışmalara katılır mısın?
• A.G:
Sanatsal fotoğraf geçmişim çok eski değil. Yarışmalara katılacak fazla zamanım da yok. 2 yarışmaya katıldım Özatay Fotoğraf yarışmalarına. Devlet yarışmasına yurt dışında olduğumdan katılamadım. Yurt dışında da hiçbir yarışmaya katılmadım.

• F.U:  Dergiler bazen yarışmalar yapıyorlar ve fotoğrafçıların fotoğraflarını internet üzerinde yarışmaya koyuyorlar. Senin de var yarışan fotoğrafların değil mi?
• A.G:
Evet geçen gün bir yarışma oldu Travelandleisure dergisi ki dünyanın en iyi seyahat dergisidir. Benim de bir fotoğrafımı yarışmaya koymak için beni aradılar. Ama ben çok inanmıyorum bu yarışmalara. Manipüle oluyor. 32 fotoğraf katıldı bu yarışmaya. Dünyanın 7. Harikasını belirleyeceğiz dediler. Oylama oldu 32 kişi arasında 16 kişi kaldık şimdi. Kıbrıs’tan da destekleyenler oldu beni. Ben çok fazla yayınlamadım bu yarışmayı. Şimdi çeyrek finale kaldık ve rakibime 700 blok oy geldi. Sahte oylar. Ben dergiye bildirdim. Yarışmacının da haberi yok. IP numaraları değiştirilip aynı kişi defalarca oy verebiliyormuş. Sahte oylar kaldırıldı ama ben bu yarışmalara yine inanmıyorum. İnstagram’da da kaç kişinin beğendiği değil bizi ilgilendiren, o fotoğrafı kaç kişinin gördüğüdür. Kaç kişiye ulaştığıdır mühim olan yani. 200 like almış olabilir ama 100 bin kişi görmüştür.

• F.U: Şu an senin yaptığın işe eminim çoğu özeniyordur. Kolay bir iş yapmıyorsun aslında değil mi?
• A.G:
Herkes yapabilir elbette. Ancak bunun için bu ortamda güven oluşturmanız gerekiyor. Kalabalık bir takipçi grubunuz olması gerekiyor. İyi iletişim becerileriniz olması gerekiyor bir de yırtık olmalısınız. İyi İngilizce konuşmalısın. İsteyebilmeyi öğrenmelisiniz. Bu iş böyle yapılır. Ben Samsung’a iş yaptım mesela Güney Kore’ye 2 kamera 5 lens yolladılar bana. Burada gümrük ödedim gidip kendim alıp gelsem daha karlıydım yani. Burada Samsung için Carettaların fotoğrafını çektim. Bilboardlarda yayınlandı fotoğraflarım. Türk Hava yolları ile çalıştım, Katar Havayolları ile, Cenevre’de bir bilgisayar firması için fotoğraf çektim.

“TANITIM İÇİN HERKESLE GÖRÜŞTÜM, KİMSE BANA DÖNMEDİ”

• F.U: Bir çok ülke ile birçok yurt dışı şirketiyle çalışıyorsun… Kıbrıs’ı bu yolla tanıtmak için bir girişimde bulundun mu?
• A.G:
Hemen her hükümetin Turizm Bakanlığı ile görüştüm. Anlamıyorlar. Ya da anlamış gibi yapıp sonra herhangi bir girişim yapmıyorlar. Şu anki Cumhurbaşkanı ile de görüştüm. Kimse bana dönmedi. Ben de vazgeçtim.

• F.U: Birlikte seyahat ettiğin ve instagram fenomeni olan arkadaşın var mı?
• A.G:
Evet Kenan Hürdeniz. Norveç’e birlikte gittik. Onun bana çok katkısı oldu her konuda. Ben biraz daha üşengeç bir adamım o ise motivasyonu yüksek biri. Birlikte çok güzel işler yapıyoruz.

• F.U: Fotoğrafta bir hedefin var mı? Mesela bu yarışmadan 1. olmak ya da şu sergide sergileme almak?
• A.G:
Fotoğrafta ne iddiam ne de fazla büyük hedefim yok. Bana hep instagram fotoğrafçısı gözüyle bakılıyordu ben de bu yüzden girdim yarışmaya sanatsal da çekebiliyorum demek için. Büyük hedeflerim yok. Benim amacım ve hedefim başka. Gezebildiğim kadar gezip fotoğraf çekeceğim, ama daha sonra başka hedeflerim var. Fotoğraf hırsım hiç olmadı. Benim tek hedefim 50 yaşımın üstünde olduğumda kimseye ihtiyaç duymadan kendi paramla dünya ülkelerini gezebilmek.

• F.U: Sanırım senin amacın çok bilindik bir ülke olsa dahi bilinmeyen şehirlerin bilinmeyen açılarını fotoğraflamak değil mi?
• A.G:
Kesinlikle öyle. Norveç’e 2 kez gittim her yıl gittiğimde farklı yerleri görüp çekiyorum. Mesela benim Fransa fotoğraflarıma bakanlar burası Fransa mı diyor. Çünkü her Fransa fotoğrafında Eiffel Kulesi var. Oysa görülecek, çekilecek çok farklı yerler var her ülkede.

KAPADOKYA EN GÜZEL, KATALONYA UNUTULMAZ

• F.U: Gitmek istediğin ülkeler nereler?
• A.G:
İzlanda. Bu yıl Kenan arkadaşımla gideceğiz. Bir de Yeni Zelanda.

• F.U: Türkiye’de en çok sevdiğin şehir?
• A.G:
Bana göre Türkiye’nin en güzel yeri ayrı bir medeniyet olan Kapadokya. Türkiye’de yaşasam kesin orda yaşardım. Peri Bacaları, balonlar, yer altı mağaraları, taş evler, Avanos. 8 kez gittim. Çok seviyorum.

• F.U: En çok severek çektiğin ve önemi büyük olan fotoğraf hangisi?
• A.G:
Katalonya’da çektiğim fotoğraf.  Üstü açık bir mağara var o fotoğrafın öyküsü ilginçtir. Katalonya. Yunanistan’da bir adadır ve turistlerin çok tercih ettiği bir ada değildir. Kardeşimle gitmiştim. 1. gün hava kötüydü. 2. gün orayı çekmek istediğim açıyı yakalamak için bir adacığa çıkmam gerekiyordu. Balçık kaplı ve yılan balıkları var denizde. Adam gitmeme izin vermedi, oraya çıkmak yasak. 3. gün dönecektik kardeşim döndü, ben bir gün daha kaldım. Sabahın 4’ünde gittim ve adama bildiğim tüm dillerde yalvardım resmen. En son iyi bir rüşvet verdim ve efsane fotoğrafı çektim. İnstagramda en çok paylaşılan fotoğrafımdır.

• F.U: Bir şirket ya da herhangi bir kurum gelip sana “bizim şirket sayfasının takipçi listesinin artmasını sağla” dese yapabilir misin?
• A.G:
Evet. Benim işim tam da bu. Ücretimi öderse yaparım elbette. Bunun taktikleri var.

Bu haber toplam 8900 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 257. Sayısı

Adres Kıbrıs 257. Sayısı