• BU NASIL POLİS?
Mehmetçik'te “cinsel saldırı” suçundan birini arayan polis “yanlışlıkla” 67 yaşındaki  Zeki Yorgancıoğlu'nu gözaltın aldı.

• DARP, KÜFÜR!
Yorgancıoğlu'nun ifadesiyle kendini ‘isim-lakap’ karışıklığı nedeniyle alıkoyan polisler darp etti, küfürler yağdırdı.

• ÖZÜR DİLEDİLER!
Yorgancıoğlu'nu gözaltında bir buçuk saat alıkoyan polisler, bir süre sonra suçsuz olduğunu anladı, özür diledi, serbest bıraktı.  Yorgancıoğlu yaşadıklarını YENİDÜZEN’e anlattı

Didem MENTEŞ

Mehmetçik köyünde sakin 67 yaşındaki ‘Kel Mehmet’ lakaplı Zeki Yorgancıoğlu, bir suçtan dolayı ‘isim-lakap’ karışıklığı nedeniyle polis tarafından alı konularak darp edildi. 31 Temmuz Pazar günü evinden alınarak Ziyamet Karakolu’na götürülen, kendisine hiçbir açıklama yapılmadan, ‘sivil kıyafetli’ bir polis tarafından küfür edilerek, defalarca yüzüne tokat atılan Yorgancıoğlu hastanelik oldu.

Köydeki 19 yaşındaki engelli bir gence cinsel saldırıda bulunulması üzerine, şüpheli şahıs olan M.Ş’nin ismi yerine, ‘Kel Mehmet’ lakaplı olarak bilinen Zeki Yorgancıoğlu’nun isminin verilmesi üzerine olay meydana geldi.  Karakolda 1.5 saat sorgulanan ve isim karışıklığı nedeniyle suçsuz olduğu ortaya çıkan Zeki Yorgancıoğlu, hastaneden taburcu olur olmaz, kendisini darp eden polisten şikayetçi oldu, savcılık devreye girdi.

Bu arada YENİDÜZEN’e bilgi veren Polis Basın Subaylığı, konunun araştırılmak üzere Başsavcılığa havale edildiğini ve savcılık tarafından gerekli araştırmanın yürütüleceğini ifade etti.

“Hiç bir şey söylemeden beni götürdüler”

Yaşadığı şoku üzerinden atamayan Yorgancıoğlu, yaşadıklarını YENİDÜZEN’e anlattı: “Ben dün saat 4’de zeytinleri sulamaya gittim. Kızım beni aradı, ‘baba polisler geldi, seni ister’ dedi. Ben de kızıma gelip beni almasını söyledim. Kızım beni aldı, eve gittiğimde 3 tane polis vardı. Bana karakola gideceğimizi söylediler. Orada hanımlar ve yaşlı kayınvalidem olduğu için bana bir şey söylemediler. Beni arabaya koydular, Ziyamet Karakolu’na götürdüler. Yolda o kadar sordum ama hiçbir şey söylemediler. Bir tanesi tanıdık polisti. Karakola gittik, beni bir odaya aldılar. Beni alan polislerden biri ‘ağbi bu koltuğa otur’ dedi ve arka tarafa geçti, diğer iki ikisi de karşımdaydı.

“Bre utanmaz, bre ayarsız’ deyip yüzüme yüzüme vurdu

İki dakika sonra başka bir adam karşıma geldi. ‘Bre utanmaz, bre ayarsız’ dedi ve bir tane vurdu suratıma. Yukarı kalkmaya çalıştım ama kalkamadım, çünkü dizleri dizlerime dayalıydı.
‘Yahu suçum ne? Suçum ne, bana niye vuruyorsun’ dedim. ‘Utanman yüzünden de daha lafta söylen’ der ve vurur yüzüme. Suçum ne dedik sonra yüzüme yüzüme vururdu. Elleriyle tokatlardı beni, çok sert vururdu. Yüzümün bir tarafı hala daha ağrır. Ondan sonra aradım kımıldanayım, ‘kımıldama da kemiklerini kırarım seni burada’ dedi. 3 tane de polis seyreder ama tanımıyorum bu polisi.

“İsim hatası olmuş”

‘Yahu nedir’ diye tekrar sordum, ‘5 dakika bekle de öğrenecen’ dediler. Daha sonra bu saldırıyla ilgili şikayetçiyi getirdiler. Sordular, ‘sana yapan bu mu’ diye. O da ‘yok bu değil’ dedi. Bunun üzerine dönüp bana dediler, ‘isim hatası oldu özür dileriz senden’. Neyin özrünü dilerler benden, ezdin eledin beni. Bu olay nedeniyle tansiyon çıktı 22’ye. Kalbim yerinden oynadı. Şekerim tavana çıktı. Duramadım, elim ayağım titrerdi. Onlar beni sağlık ocağına götürmelerini söylediler, ben istemedim. Beni eve getirdiler. Oğlumla beraber Mağusa Hastanesi’ne gittik, 4.5 saat hastanede yattım. Değerlerim yüksek çıktı. Mamurladıktan sonra çıktım hastaneden. Şikayetçi oluyorum. Savcılıkta gerekenleri anlatacağım.

“Benden özür dilediğini duymadım”

“Bana vuran sivil kıyafetli polis şahıs gitti geldi önümde, bana özür dilemedi. Diğerleri dedi ki bana ‘senden özür diledi’. Ama ben onun özrünü duymadım. Bana bir laf söylemedi, yüzüme bakmadı. Bana şikayetçi olmamı söylediler. Bir polis bana dedi, şikayetçi olma, ben sana vuran polisi sürgün edeceğim dedi. Biz hastaneden çıkarken doktor raporlarını almadık, yarın (bugün) polis alacak dediler. Zaten ben hastaneden çıktıktan sonra polise de şikayetçi olduk.