1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Yerel yönetimlerde nasıl bir reform?
Yerel yönetimlerde nasıl bir reform?

Yerel yönetimlerde nasıl bir reform?

Ayşegül Baybars: “Özerklik, gelir kaynaklarının artırılması, kurumsallaştırma, mali disiplin…”

A+A-

Meltem SONAY

Gündemdeki soruya ilgili kesimler ne diyor, ‘sorun’a nasıl bir çözüm öneriyor?..

UBP-DP-YDP Hükümeti’nin ‘Belediye sayısını azaltma’ amacıyla hedefe koyduğu ‘Yerel Yönetim Reformu’ gerekli mi, sürdürülebilir belediyeler için nasıl bir reform yapılmalı, belediye sayısı azaltmak reforma yeter mi?

Eski İçişleri Bakanları’ndan, Halkın Partisi Milletvekili Ayşegül Baybars, yerel yönetimlerde salt sayının azaltılmasının sorunları çözmeyeceği gibi, vatandaşın hak ettiği hizmeti almasını da sağlamayacağına işaret etti.

Baybars, gerçek bir reform için ‘Yerel Yönetimlerde özerkliğin sağlanması, gelir kaynaklarının artırılması, idari ve personel kadrolarının kurumsallaştırılması ve mali disiplin’ şart dedi.

 

HP Milletvekili, eski İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars:

‘Salt sayının azaltılması sorunları çözmez, hizmeti aksatır’

“Yaşadığımız yüzyılda, çağdaş belediyecilik anlayışında, yerel sürdürülebilir kalkınma, sosyal belediyecilik ve kentlilik bilincinin oluşturulması gibi parametreler, belediyelerin mali ve idari özerkliğe kavuşturulması, belediyelerin vatandaşa karşı görev, yetki ve sorumluluklarını yeniden tanımlanmasını zorunlu hale getirmiştir.

Yerel Yönetimler Reformu; vatandaşa daha iyi hizmet sunulması, daha iyi yönetim ve hesap verilebilirlik, ekonomik kalkınma, daha iyi bir mali yönetim, vatandaşın daha fazla katılım ve etkileşimini sağlama hedeflerine yönelerek yapısal bir dönüşüm oluşturulması ile mümkün olabilecektir. Bunu sadece sayı azaltması veya birleştirme olarak öngörmemek gerektiği, 6 olursa olmaz 14 olursa çok iyi olur yaklaşımı ile meseleye bakılmaması gerektiği aşikardır.  

Salt sayının azaltılması belediyelerin sorunlarını çözmeyeceği gibi, vatandaşın hak ettiği hizmeti almasını da sağlamayacaktır. Bu nedenle reform yaparken belediyelerin birleştirilmesi bir yana yerel yönetim özerkliğinin sağlanması, yerel gelir kaynaklarının artırılması, idari ve personel kadrolarının kurumsallaştırılması, mali disiplinin sağlanması gibi kapsamlı bir planlama yapılmalıdır.”

“Mevcut sayı ve yapı ile etkin bir hizmet sağlamak çok da mümkün değil…”

“Hizmetlerini verimli, etkili ve ekonomik olarak sunan bir yönetim anlayışına ihtiyaç özellikle pandemi sonrası çok daha fazla konuşulur olmaya başladı. Yerel yönetimlerin mevcut durumu incelendiğinde mali durumlarının kötüleştiğini, bunun bir kısmının kötü yönetimden bir kısmının ise bazı belediyelerin görece dezavantaja sahip olup, merkezi hükümet katkısı dışında hizmetin nitelikli verilmesini sağlayacak gelir elde etme araçlarının ve idari yapının olmamasından kaynaklandığını görüyoruz.

Ekonomik büyüme ve halkın refahı için kritik olan temel altyapı hizmetlerini sağlama kabiliyeti gittikçe azalan, vergi, sosyal sigorta, ihtiyat sandığı gibi mali yükümlülüklerini yerine getiremeyen, tahsilat oranı zayıf, gündelik giderlerini karşılamakta sıkıntılı, devlet katkısına yüksek bağımlılık içeren bir yapıda yapısal değişikliği yapmanın şart olduğunu göreve geldiğim 2018 yılında tüm paydaşlarla paylaşmış ve reformun sayı azaltılması değil, mevcut sıkıntıları gidermeye odaklı, hizmet kalitesini artırma hedefli olması gerektiğini ifade etmiştim. Fakat bu mali ve idari sorunları çözmeye odaklanmak yerine, kapatılacak ve kapatılmayacak belediyeler üzerinden gereksiz birçok tartışma yapıldığından yasal çalışmalar hazır olmasına rağmen ilerleme sağlayamadık.

Bizler görevdeyken, yerel yönetimleri güçlendirmeye yönelik adımlar atılabilmesi amacıyla optimum belediye sayısının ne olacağını çalıştık. Bu elbette sadece sayı çalışması değildir. Biz kendi görev dönemimizde; nüfus, coğrafi dağılım, idari ve mali yapının kurgulanması, sosyal belediyecilik anlayışının yerleştirilmesi, yerel yönetimlere ilişkin olası gelir kaynaklarının değerlendirilmesi, vergi düzeyleri ve alınması gereken hizmet ücretlerinin çeşitliliği ve zayıflığı, tahsilat oranlarının iyileştirilmesi, finansal planlama ve etkin bütçe yönetim sistemlerinin nasıl oluşturulacağı, uluslararası standartta küçük ölçekli olmanın yaratacağı etkiler, merkezi hükümet yetkilerinin hangilerinin yerele devredilebileceği, yerel ihtiyaç karşılama parametrelerinin dağılımı, kapatma ve kurulum maliyetleri gibi birçok konu yerel yönetimler reformunun gerçekleştirilmesi için çalışılmış, KKTC’nin kendine özgü sosyal ve kültürel yapısı da reformun gerçekleştirilmesinde dikkate alınmıştır. Keza 28 belediyenin mali ve personel yapısı, bina, araç ve ekipman kapasiteleri de ortaya çıkarılmış bu konuda değerlendirme yapılmıştır. Yapılmak istenen reformun tüm bu parametreler dikkate alınarak yapılması halinde gerçekten sürdürülebilir bir yapı kurmak mümkündür. Mevcut sayı ve yapı ile yerel yönetimlerin vatandaşa etkin bir hizmet vermesini sağlamak çok da mümkün değildir. Bu nedenle sayıların ülkenin mülki yönetim yapısı, ilçe bucak dağılımları, sosyo-kültürel statüsü dikkate alınarak mevzuatımızın birçok noktasında değişiklik sağlayarak çağdaş belediyecilik anlayışını oluşturmamız, yerel yönetim hizmet kapasitesini artırmamız gerekmektedir.”

“İrade ortaya konursa, reformu gerçekleştirmek hiç de zor olmaz”

“Yerel yönetim reformunu sağlamanın elbette birçok farklı modeli vardır. Ülkemizin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısına, hizmet verme modellemelerine uygun bir yapı için coğrafya, mali temel, kentsel merkez, doğal kimlik ve nüfus gibi temel kriterlerde uzlaşma sağlanması gereklidir. Oluşturulacak belediyenin doğal bir coğrafi kimliğe sahip olması, ulaşım bağlantıları kentsel ve kırsal özelliklerin birleşmesi, nitelikli hizmet sunmak için mali yapının güçlendirilmesini sağlayacak enstrümanların belirlenmesi, yerel bir ekonominin ortaya çıkması için ihtiyaç olan kentsel merkezin yaratılması, yeni belediye alanlarının ortak bir kimlik sahip olması, uyumlu bir yaklaşımın sağlanması, sürdürülebilirlik için asgari nüfusa sahip olmasının belirlenmesi sağlandıktan sonra belediye sayısının belirlenmesi bilimsel kriterlere bağlanmış olacak, siyasetimiz kendi oy potansiyeline bakarak sayıları belirlemek yerine sürdürülebilir gelişimi, ekonomik kalkınma hedeflerine yönelik yaklaşımla sayılar belirlenecektir. Niyet var ise yukarıda saymış olduğum kriterlere dair bizim çalışmalarımız vardır, yıllardır birçok farklı kurum birçok çalışma yapmış ve veri toplamıştır. İradenin ortaya konması halinde bu reformu gerçekleştirmek hiç de zor olmayacaktır.”

Bu haber toplam 1405 defa okunmuştur