TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI 8 MART BİLDİRİSİNİ BU YIL KIBRISLI ŞAİR NEŞE YAŞIN YAZDI

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) da bir geceyle kutluyor. “Eşit işe, eşit ücret, daha çok sosyal güvence” için kadın emeğinin yüz yıllık direnişinin sürdüğüne dikkat çeken TYS’nin geleneksel 8 Mart Bildirisi’ni ise bu yıl Kıbrıslı Şair Neşe Yaşın kaleme aldı. TYS’nin düzenleyeceği etkinlik, 8 Mart Belgeseli’yle açılacak. Fügen Kıvılcımer ve Nükhet Eren etkinliğe konuşmalarıyla, İkbal Kaynar şarkılarıyla katılacak. Nur Saka da dünya şairlerinin 8 Mart üzerine yazdıkları şiir seçkisini izleyicilerle paylaşacak. Yarın, Barış Manço Kültür Merkezinde gerçekleşecek geceyi Müslim Çelik sunacak.

Neşe Yaşın’ın yazdığı bildiri şöyle:

TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ BİLİDİRİSİ

Günaydın 8 Mart! Bugün dünya, kadınlar hakkında konuşacak. Kadınların tarihsel serüveni hatırlanacak, farklı ülkelerde salonları, sokakları dolduran kadınlar başka bir dünyaya duyulan özlemden söz edecekler. Kadınlarla ilgili dehşet verici istatistiklere değinilecek. Protestolar, şenlikler, öfke ifadeleri ve güzellemeler birbirine karışacak. Kadınların desteği için kimi politikacılar bunu bir demeç verme fırsatı olarak görecekler. Kadınlara hediyeler alınacak, kadınlar için partiler düzenlenecek. Kadınların katacağı şıklıkla rengârenk bir gün olacak yine bugün…
Günaydın 8 Mart! İyi ki doğdun! İyi ki varsın! İyi ki 103 yıl önce Clara Zetkin adındaki cesur kadın senin özel bir gün olmanı önermiş. İyi ki 8 Mart 1857’de hakları için mücadele ederken ölen kadın dokuma işçilerinin anısı yaşatılmış. Bugün malumu daha yüksek sesle söyleme, dünyanın kadın halinin fotoğrafını çekme, değişimin bir ucundan tutmak için harekete geçme günü…
Bugün kimliklerimizden bir tanesi öne çıkacak ve dünyanın yarısı, diğer yarısının da annesi bir cins olarak hiyerarşik bir dünya içinde itildiğimiz yerleri sorgulayacağız. Etnik, dinsel, sınıfsal vb. kimliklerimiz içinden yaşadığımız farklı deneyimlerimiz olsa da bu en birincil kimliğimizin, cinsiyetimizin sıkıntılarını konuşacağız. Öfkeleneceğiz, gurur duyacağız, üzüleceğiz, sevineceğiz…
Hangi ülkeye bakarsak bakalım, hayatın hangi alanına bakarsak bakalım kadın-erkek dikotomisindeki ikincilliğimizi görebileceğiz. Bugün, analizler, değişim talepleri havada uçuşacak…
Yeryüzündeki adaletsizliklerden, baskı ve zulümden payını daha fazla almış yoksulluk ve savaş içindeki kadınları düşünürken daha da sızlayacak içimiz.
Günaydın 8 Mart! Dünya kendi çevresinde dönerken bir gün şöyle bir durup bakıyor kadın cinsine… Her yıl istatistikler çok az değişmiş oluyor, ayrımcılık hep aynı ayrımcılık, zulüm aynı zulüm olmaya devam ediyor. Küçük kazanımlar için heyecanlanıyoruz; onları sevinç içinde kutluyoruz yine de…
Şair ve yazar kadınlar açısından baktığımızda kütüphane raflarındaki oranda küçük bir artış görebiliyoruz en azından. Büyükannelerimizden öndeysek bu büyük mücadeleler, cesur çıkışlarla gerçekleştirilmiş. Bugün biraz da bütün bu isimiz kahramanlara saygı günü…
Günaydın 8 Mart! Taleplerimizi sıralayacağız bugün. Dünyaya kendini seyredip utançla yüzünü kapatacağı bir ayna tutacağız. Değişim mücadelesi zorlu bunu biliyoruz… Yine de her geçen gün daha da güzelleşecek dünya, kadınların dokunuşuyla…