
“Üreten kadınlar çoğalmalı”
Amber Unuz; Değirmenlik’te bulunan, oymalı koltukları, lefkara işi tabloları, kasnakta nakış işleyen kadınlarıyla, köy kadın kursu atölyesinin kapılarını YENİDÜZEN’e açtı.
Berivan BABAHAN
Değirmenlik’ten Karaağaç’a, köy kadın kurslarından okullara, hayatını üretmeye ve öğretmeye adamış 40 yıllık çınar Amber Unuz…
Unuz, Değirmenlik’te bulunan, oymalı koltukları, lefkara işi tabloları, kasnakta nakış işleyen kadınlarıyla, köy kadın kursu atölyesinin kapılarını YENİDÜZEN’e açtı. Amber Unuz daha çocuk yaşlarda ilgi duyarak başladığı mesleğini “üreten kadınlar çoğalmalı” düşüncesiyle bugünlere taşıdığını söyledi. Kıbrıs kültürüne ait el sanatlarının yanı sıra, seramikten oymacılığa, birçok alanda kadınlarla üretim yapan Unuz, her yıl düzenledikleri sergilerde, çalışmalarını bölge insanına sunduklarını da belirtti.
“86 yılından bu yana üretiyor ve öğretiyorum”
Amber Unuz, 86 yılından itibaren El Sanatları Öğretmenliği yaptığını ve aynı zamanda birçok el sanatları dalında üretimi olduğunu ifade etti. Unuz, çeşitli köylerde bulunan atölyelerde ve ayrıca Değirmenlik Lisesi’nde öğretmenlik görevine devam ettiğini de belirtti. Değirmenlik köy kadın kursu dışında, Minareliköy, Demirhan, Meriç ve Karaağaç köy kadın kurslarında öğretmenlik yaptığını belirten Unuz, “Bu meslekte 40 yıldır kadınlarla beraber üretiyoruz” ifadelerini kullandı. Unuz ayrıca, Değirmenlik Lisesi izcilik bölümü öğrencilerine de ders verdiğini ve izcilik dersi kapsamında atıkları değerlendirme çalışmaları yaptıklarını da sözlerine ekledi.

“Lefkara’dan Lapta işine, seramikten oymacılığa kadar bütün el sanatlarını yapabiliyorum”
Amber Unuz yaptığı çalışmalardan söz ederken “Kıbrıs kültürünün kendisi Lefkara’dır, Yorgoz dantelidir, Lapta işidir” ifadelerini kullandı. Unuz, Kıbrıs kültüründe yer alan bu el işlerini kıyafetlerden aynalara, tepsilere ve yastıklara aktardıklarını söyledi. Unuz, Kıbrıs’ın geleneksel el işlerinin yanı sıra, farklı iğne teknikleri kullandıklarını da belirtti. Bu tekniklerden örnekler veren Unuz, panç nakışını yastık yapımında kullandıklarını, bunun yanında, süryani teknikleri de çalıştıklarını ve süryani işi (suzani) folklorik kıyafet ürettiklerini de ekledi. Daha birçok el sanatından söz eden Amber Unuz, “Yıllar önce kitaplar getirerek yaptığım üç boyutlu nakışlar var ve bunlardan tablolar yapıyoruz. Baktığınızda çiçeği tabloya koymuşsunuz gibi görüntü veriyor” diye anlattı. Unuz, keçe tüğüyle ve bir iğne yardımıyla da çok güzel tablolar yaptıklarını da ekledi. Unuz atölyesinden ve üretimlerinden söz ederken “Bu okulun her yerinde öyle ürünler var ki, yapılacak olan çalışmaların da örnekleri niteliğindedir” dedi.
“Çevremizden ve doğamızdan faydalanmalıyız”
Amber Unuz, endemik bitkiler kullanarak yaptıkları çalışmalarda çevrenin ve doğanın kendilerine çok büyük katkı sağladığını söyledi. Unuz tüm çalışmalarında doğadan faydalandıklarını söylerken, insanın çevreye çevrenin de insana çok şey kattığının altını çizdi. “Çevre bilincini geliştiren her insan çevresine farklı bakar” diyen Unuz, bunun da sanat noktasından geçtiğini söyledi. Unuz, doğa ve sanata dair “Bir resim yapacaksan doğaya bakman gerekir, bir ağaca bir yaprağa bakman gerekir ki onu seramiğe işleyebilsin. Ayrıca endemik bitkileri de kullanmamız için doğadan gelen bu güzellikleri önce görmemiz gerekir” diye açıkladı.

“Zaman bize yetmiyor ama biz zamana doğru koşuyoruz”
Eskiden çok daha yoğun olduklarını belirten Amber Unuz, ekonomik sıkıntılardan dolayı herkesin çalışmak zorunda olduğunu ve kadınların bu tür aktivitelere zaman ayıramadıklarını dile getirdi. Unuz, öğrencilerinin çoğunlukla emekli kadınlar olduğunu ve kendisinin de 1 yıl sonra emekli olacağını söyledi. Bir dönem kadınların katılım sağlayabilmeleri için gece kursları da açtıklarını söyleyen Unuz, “Ne yazık ki zaman bize yetmiyor ama biz zamana doğru konuşuyoruz” sözlerine yer verdi. Unuz, ayrıca zamanın yanı sıra kursa gelmek isteyen kadınların birçoğunun çok masraflı olduğunu düşünerek gelemediğini söyledi. Unuz, bunun için “Önce evimizdekini değerlendirmeyi öğrenirsek masraflı olmaz” ifadelerini kullandı. Amber Unuz, ekonomik sıkıntılardan dolayı gelemeyen kadınlar için ayrıca, “Evdeki malzemeyi kullanarak üretmek lazım. Kumaş atıklarından patchwork (kırkyama) yastıklar yapılabilir. Evdeki yırtık gömlekten bile çok şey üretebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Her yıl sergiler düzenliyoruz fakat bölge olarak pazara ihtiyacımız var”
Amber Unuz, sadece her yıl haziran veya temmuz aylarında düzenledikleri sergilerde sunumlarını yapma şansı bulduklarını ifade ederken, bölgesel olarak bir pazara ihtiyaçları olduğunu da dile getirdi. Bununla ilgili projeleri olduğunu fakat hayata geçirmek için çalışmaların da olması gerektiğinin altını çizdi. Unuz ayrıca, 2011 yılında Değirmenlik İlkokulu’nda bölgesel çalışmalar sunumlarını yaptıktan sonra Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’ndan (United Nations Development Programme -UNDP) sunumlarını sergilemek için teklif aldıklarını da anlattı. Unuz, UNDP planı kapsamında Koruçam’da düzenlenecek sunum için “Yaklaşık yirmi–yirmi beş hanımla kırk endemik nakışı, ahşaba ve seramiğe aktardık ve sergiledik. Ama bölge dışından kimsenin bilgisi olmadı ne yazık ki ve bu projeyi turizm ayağına açamadık” sözlerine de yer verdi.

“Kendinize özgü olun”
Çocuk yaşlarından itibaren el sanatlarına ilgi duymaya başlayan Amber Unuz, “Anlattığım çerçeveden hayata bakmak için öğrenmeye çocuk yaşta başlanılması gerekir” dedi. Unuz, kendi mesleğine duyduğu ilginin daha ilkokul çağındayken Seza öğretmenin nakışlarına bakmaya gitmekle başladığını anlattı. Ortaokulda ise el sanatları derslerinde etamin gibi yaptığı işlerin arkadaşlarının el işlerinden çok farklı olduğunu belirtti. Unuz yıllar sonra öğretmeninin kendisi için yazdıklarını “Öğretmen olunca fark ettim. Kütük defterimde öğretmenim, ‘dersleri iyi ama el sanatları çok çok iyi’ altına not olarak da’ meslek hayatı da sanat yolunda geçecek’ diye yazmış” sözleriyle anlattı. Unuz, bu anısından çıkarmamız gereken anlamın ise o zaman öğretmeninin kendisini ne kadar iyi tanıdığı ve bunun için de çevre duyarlılığının çok önemli olduğunu sözlerine ekledi. Unuz, okulların bizlere aktardıklarının önemli olduğunu ancak, insanın kendi kendine katacaklarının çok daha önemli olduğuna vurgu yaptı. Kendi çalışmalarının tümünün kendine özgü olduğunu söyleyen Unuz, sadece fikir almak için örneklere baktığını söyledi. “Kendine bir şey katarsan ilerleyebilirsin” diyen Unuz ayrıca, “üretmeliyiz” mesajını yineledi.
“Hayallerimiz var ve bunun için çalışıyoruz”
Amber Unuz, kursa gelen kadın öğrencileri ile gerçekleştirmek istedikleri bir projeleri olduğunu dile getirdi. Bu projenin ise kadınların kendi ürünlerini hem üretip hem satabilecekleri bir el sanatları merkezi açmak olduğunu söyledi. Unuz, açmak istedikleri sanat merkezinin el işi oyma, seramik hatta börek gibi aslında kadının ürettiğini kazanca çevirebileceği el emeği merkezi diye de ekledi. Üretime ve el sanatlarının önemine vurgu yapan Unuz, bu konuda meslek edinebilmenin önemine de değindi. Unuz, gençlerin el becerilerini geliştirecek çalışmaların çoğaltılması gerektiğini belirtirken, meslek okullarına karşı eskiden bir ön yargı olduğunu fakat şimdi ailelerin çocuklarına meslek edindirme isteği ile meslek okullarına bakış açısının değiştiğini söyledi. Meslek okulunda bir öğrencisi ile geçen anısından da söz eden Unuz “Yıllar önce meslek lisesinde pratik sanat okulu diye çocuklara meslek edindirme bölümü açılmıştı. Bir öğrencim solaktı, şiş işi öğretemiyordum ve gece sabaha kadar sol elimle işlemeyi öğrenip ertesi gün ona öğrettim” dedi ve bunların da yaşamda biriktirdiklerimiz olduğunu söyledi. “Ben bir kişiye bugün bir bilgi aktarabildiysem o gün evime huzurlu giderim” diyen Amber öğretmen, bunun hayatında hep ‘günaydınla başlayan ve hoşça kal ile biten bir döngü olmaya devam edeceğini de ifade etti.


















