
“Tarihi yapılar halkındır, ranta teslim edilemez”
Kıbrıs Vakıflar İdaresi’nden kiraladığı Aziz Phanurios Şapeli’nde sanatsal üretim yapan Ali Arınç’ın kira sözleşmesi yenilenmedi. Arınç, arsanın “büyük şirketlere peşkeş çekilmek istendiğini” iddia ederek, açlık grevine başladı.
Kıbrıs Vakıflar İdaresi’nden kiraladığı Aziz Phanurios Şapeli’nde 12 yıldır sanatsal üretim yapan Ali Arınç’ın kira sözleşmesi yenilenmedi. Arınç, arsanın “büyük şirketlere peşkeş çekilmek istendiği” gerekçesiyle yenilenmediğini iddia ederek, açlık grevine başladı.
İddialarla ilgili YENİDÜZEN’in ulaştığı Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Mustafa Tümer ise sözleşmesinin yenilenmemesinde spesifik bir amaç olmadığını, bazı tarımsal arsaların ticari kullanım ihtimali üzerinde durulduğunu, askıya alınan kira sözleşmesinin incelenip yenilenip yenilenmeyeceğine karar vereceklerini açıkladı.
Recep DAL
Kıbrıs Vakıflar İdaresi’nden kiraladığı Karaoğlanoğlu’ndaki arsada, Aziz Phanurios Şapeli’nde 12 yıldır sanatsal üretim yapan Ali Arınç, sözleşmesinin yenilenmemesi üzerine açlık grevine başladı.
YENİDÜZEN’e konuşan Ali Arınç, şapelin bulunduğu arsanın “deniz kaynaklı olması” nedeniyle “büyük şirketlere peşkeş çekilmek istendiğini” bu nedenle sözleşmesinin yenilenmediğini iddia etti.
Arınç’ın direniş adını verdiği açlık grevi cumartesi gecesinden bu yana sürüyor.
Tarihi yapıların korunması gerektiğini vurgulayan Arınç, “Tarihi yapılar halkındır, ranta teslim edilemez. Bu toprakların kültürel mirası üzerinden kimsenin çıkar hesabı yapmasına izin vermemeliyiz.” dedi.
İddialarla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Mustafa Tümer ise Vakıflar İdaresi’ne ait tarımsal amaçlı kiralanan arsaların olduğunu, bu arsalarının bazılarının ticari olarak kullanılma ihtimali üzerinde durulduğunu söyledi.
Tümer, “Bu sözleşme 12 yılın ardından askıya alındı. Askıya alınmasında spesifik bir amaç yok. Konuya ilişkin edindiğim bilgilerde, ‘denize yakın olduğu için ticari olabilir’ denildi. Detaylı bir inceleme yapacağız. İncelemenin ardından askıya alınan kira sözleşmesinin yenilip yenilenmeyeceğine karar vereceğiz.” açıklamasında bulundu.
Ali Arınç:
“Çocuklarımızın hayallerini kimseye sattırmayacağım”
Direnişini sosyal medya hesabından duyuran Arınç, “Tek başıma hepsiyle uğraşıyorum. Çocuklarımızın hayallerini kimseye sattırmayacağım.” ifadelerini kullandı.
Kısa süre önce kira sözleşmesinin sona erdiğini belirten Arınç, şapelin bulunduğu arsanın “deniz kaynaklı olması” nedeniyle özel bir şirkete devredilmek istendiğini söyledi. Arınç, “Beni ekarte edip arsayı kendi çıkarlarına uygun şekilde kullanmak istiyorlar.” diyerek Vakıflar İdaresi’nin sözleşmeyi bilerek yenilemediğini ifade etti.
“Burası yıkılmak üzereydi”
Arınç, 12 yıl önce âtıl haldeyken kiraladığı Aziz Phanurios Şapeli’ni tamamen kendi emeğiyle restore ettiğini söyledi. Yapının Karaoğlanoğlu’nda bir otelin yanında bulunduğunu, alt kısmında bir mağara olduğunu anlatan Arınç, “Burası yıkılmak üzereydi. İçerisine insanlar tuvalet yapıyordu, her yer çöp yığınıydı.” diye konuştu.
O dönemde binanın kapısı bile olmadığını belirten Arınç, süreci şu ifadelerle anlattı:
“Şapeli ilk kiraladığımda her taraf pislik içerisindeydi. Camları kırıktı, duvarları dökülüyordu. 12 yıl içinde en az 5-6 kez kapsamlı tadilat yaptım. Camların üzerine demir sacdan panjur yaptım, seramikleri değiştirdim, duvarları güçlendirdim. Her defasında kendi imkânlarımla, kimsenin desteği olmadan yaptım.”
Arınç, yalnızca yapıyı restore etmekle kalmadığını, bölgeyi de korumak için mücadele verdiğini belirterek, “Binaya zarar vermeye çalışan, bölgeyi kirleten herkesin karşısında durdum. Şapelin yeniden ayağa kalkmasıyla birlikte Rum yurttaşlarımız 40 yıl sonra burada tekrar ayin düzenlemeye başladılar. Benim tek amacım bu tarihi yapıya hak ettiği değeri vermekti.” diye konuştu.
“Arsa büyük şirketlere peşkeş çekilmek isteniyor”
Arınç, yıllar boyunca binayı korumak ve yaşatmak için büyük özveri gösterdiğini, zaman zaman da hedef haline getirildiğini dile getirdi.
“Şapelin idaremde olduğu süre boyunca beni yıpratmaya, burayı kötü göstermeye çalıştılar. Ama mücadelemden vazgeçmedim.” diyen Arınç, sözleşmesinin sona erdiği dönemi ise şöyle anlattı:
“31 Ağustos 2025 tarihinde sözleşmem bitti. Bitmeden bir ay önce uzatmak için başvurdum, ama izin verilmedi. Gerekli yerlerle görüştüm, ama sonuç değişmedi. Çünkü arsa büyük şirketlere peşkeş çekilmek isteniyor. Benim kira sözleşmem bu yüzden yenilenmedi.”
“Çaresizlik değil, direnişin sembolü”
Arınç, açlık grevine başlama kararını bir “çaresizlik değil, direnişin sembolü” olarak tanımladı.
“Bu, sadece kendi hakkımı değil; çocuklarımızın, sanatın ve kültürel mirasın hakkını savunmak için bir duruştur.” diyen Arınç, süreci şu sözlerle anlattı:
“1 Kasım gecesi açlık grevimi başlattım. Mücadelem sürecek. Tek başıma hepsiyle uğraşıyorum. Bu tarihi yapının özel çıkarlar uğruna satılmasına izin vermeyeceğim.”
Facebook üzerinden direnişini kamuoyuna duyurmaya devam eden Arınç, son günlerde konu kapsamında yaklaşık 5 bin kişiyle iletişim kurduğunu ve toplumun artan desteğini hissettiğini söyledi.

“Tarihi yapılar halkındır, ranta teslim edilemez”
Arınç, şapelin yalnızca kendisinin emeğiyle değil, halkın ortak değeriyle yeniden hayata döndüğünü vurguladı. “Bu mekân, hem sanatın hem inancın buluştuğu bir yer haline geldi.” diyen Arınç, yetkililere şu çağrıyı yaptı:
“Tarihi yapılar halkındır, ranta teslim edilemez. Bu toprakların kültürel mirası üzerinden kimsenin çıkar hesabı yapmasına izin vermemeliyiz.”

Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Tümer:
“Sözleşmenin askıya alınmasında spesifik bir amaç yok”
İddialarla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Tümer,
Vakıflar İdaresi’ne ait tarımsal amaçlı kiralanan arsaların olduğunu, bu arsalarının bazılarının ticari olarak kullanılma ihtimali üzerinde durulduğunu söyledi.
“Yatırıma müsait bir alan varsa da ihaleye çıkılıyor.” diyen Tümer, prosedürün normal şartlarda bu şekilde işlediğini belirtti.
Tümer, “Bahse konu şapel de kiralık değil. Kiralanan yer şapelin bulunduğu arsadır. Bu sözleşme 12 yılın ardından askıya alındı. Askıya alınmasında spesifik bir amaç yok. Konuya ilişkin edindiğim bilgilerde, ‘denize yakın olduğu için ticari olabilir’ denildi. Detaylı bir inceleme yapacağız. İncelemenin ardından askıya alınan kira sözleşmesinin yenilip yenilenmeyeceğine karar vereceğiz.” açıklamasında bulundu.



















