1 Ekim Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü yalnızca güneyde ve Rumların katılımıyla kutlandı.

Törende Rum tarafının yeni aldığı silahlar yanında, Yunanistan hava kuvvetlerine ait F16’lar da resmi geçit töreninde boy gösterdi.

1960 yılında ortaklaşa kurduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti çok kısa sürede bir Rum devletine dönüştürüldü. 1963 olaylarının ardından Kıbrıslı Türkler ortaklık cumhuriyetinden dışlandı. O tarihten bu yana bizim de ortak olduğumuz devlet tek yanlı olarak Kıbrıslı Rumların oldu.

Bu nedenle 60 küsur yıldır Kıbrıs Cumhuriyeti tek kanatlı olarak yoluna devam ediyor. Tam 62 yıldır tek kanatlı olarak yoluna devam eden KC elbette bazı alışkanlıklar yarattı. Rumlar ortak kurduğumuz devleti tek başlarına sahiplenmekten ve bütün dünyada tanınmış bir devlet sahibi olmaktan mutludurlar.

Bu yapının değişmesine de çok sıcak bakmıyorlar. Bu nedenle çözüm istediklerini söylüyorlar, ama çözüm müzakerelerinde esneklik göstermiyorlar.

Özellikle son dönemlerde ciddi bir silahlanma yarışına girdiler. Adamızın topraklarını ABD, İsrail, Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerin kullanımına sunmaktan da çekinmiyorlar.

Hristodulidis askeri geçit töreninin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada “hepsi olmamakla birlikte, Güney Kıbrıs’ın son dönemde edindiği bazı yeni silahları gördüklerini” söyledi.

Bu çabanın, AB’nin sunduğu argümanlar ve ABD gibi stratejik ortaklarla işbirlikleri değerlendirilerek devam edileceğini belirten Hristodulidis, Yunan F-16’larının törene katılmasının ne gibi mesajlar verdiği şeklindeki soruya ise; “Yunanistan ve Kıbrıs’ın ortak mücadelesine, vatanımızın özgürleşmesi ve yeniden birleşmesine ilişkin net mesajlar verirken, ikinci olarak ise AB üyesi ve bölgenin ülkeleri olarak Kıbrıs ve Yunanistan’ın güvenlik ve istikrar merkezleri olduklarını fiiliyatta da ortaya koymaktadırlar” yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Tatar ise Hristodulidis’in açıklamalarına verdiği yanıtta “Geleceğe dair tek vizyonları, Kıbrıs Türk halkını boyunduruk altına almak ve maksimalist hedeflerini bize zorla kabul ettirmektir. Yunan savaş uçaklarının törenlere katılması, bir taraftan barıştan söz ederken diğer taraftan halkımıza karşı yeni silahlarını sergilemeleri, bu zihniyetin en net ifadesidir” dedi.

***

Kıbrıs’ın kuzeyinde de 29 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ve 15 Kasım’da da KKTC’nin kuruluş yıldönümü kutlamaları yapılacak. Bu iki törende de askeri geçit törenlerinde silahlar gösterilecek, Türkiye’den gelen savaş uçakları da gösteriler yapacak.

Şimdi iki lidere de soruyorum silahlanma ve karşılıklı silah gösterme ne işinize yarayacak?

Rum tarafı Yunanistan’la, Türk tarafı da Türkiye ile ortak mücadele verdiklerini söylüyorlar.

Kime karşı ortak mücadele veriyorlar?

Elbette birbirlerine karşı mücadele ediyorlar.

Karşılıklı sürdürülmeye çalışılan bu mücadeleden kim kazançlı çıkacak?

Bugüne kadar kim ve kimler kazançlı çıktıysa, bugün de onlar kazançlı çıkacak. Ama bu Kıbrıslı Türkler ve Rumlar olmayacak.

Adamızı yeniden birleştirmek için mevzilerde karşılıklı birbirimize ateş etmek yerine müzakere masasında birbirimizi anlayarak, empati yaparak bu soruna erken bir çözüm bulmayı denememiz gerektiğini unutmamalıyız.

Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyesi olduğu gün, AB’nin Türkiye’yi bu adadan göndereceği hayalini kuran ve bu nedenle referandumda % 76 çoğunlukla ‘Hayır’ diyen Rum tarafı, bugün de yeni silah almakla Türkiye’yi Kıbrıs’tan göndereceğinin hayalini kuruyor.

Bunun mümkün olmadığını aslında biliyorlar. Silah ya da asker bakımından kendilerinden kat kat güçlü bir ülke ile bu yarışa girilemeyeceğini elbette kendileri de biliyor.

Buna rağmen yeni silahlar temin etmek ve üslerini başka ülkelerin askerlerine açmakla adamızın bütününü tehlikeye atmaktan çekinmiyorlar.

Çünkü 60 küsur yıldır tek başlarına sahip oldukları Kıbrıs Cumhuriyeti devletine alıştılar. Bu devleti bizimle paylaşmak istemiyorlar.

Ama bölgede barış ve istikrar sağlamanın tek yolu budur. Masaya oturacağız, gerekli tavizleri karşılıklı olarak vereceğiz ve bir çözüm bulacağız.

Bunun başka yolu yoktur.