1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Siber de ‘Aday değilim’ dedi…
Siber de ‘Aday değilim’ dedi…

Siber de ‘Aday değilim’ dedi…

Cumhuriyet Meclisi Başkanı, Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Dr.Sibel Siber de 2018 Erken Genel Seçimleri’nde aday olmayacağını açıkladı.

A+A-

Cumhuriyet Meclisi Başkanı, Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Dr.Sibel Siber de 2018 Erken Genel Seçimleri’nde aday olmayacağını açıkladı.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı, Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Dr.Sibel Siber, Cumhuriyet Meclisi Mavi Salonda erken seçim ile ilgili düşüncelerini içeren basın açıklaması yaptı.

 

Siber’in açıklamasının tam metni şöyle:

 

“Değerli  Basın Mensupları,  Sevgili  Halkımız;

4 Eylül 2013’ten itibaren Meclis Başkanı olarak sürdürdüğüm bu onurlu  görev, önümüzdeki Genel Seçimlerle birlikte son buluyor.  Öncelikle yakında gerçekleşecek olan genel seçimlerin tüm halkımıza hayırlı olmasını diliyorum.

Bugüne kadar verdiğim tüm mesajlarda çalışkan, üretken, birikimi olan, temiz, dürüst,  halkını ve ülkesini seven insanlarımızın siyasette  yer almasının önemine vurgu yaptım. Bugün de aynı düşüncedeyim. Ülkesi için heyecan duyan, ekip ruhu ile çalışmayı  önemseyen ve güzel işler başarmak için elini bu taşın altına sokma kararı alan tüm adaylarımıza başarılar diliyorum.

Siyasete girdiğimde,  “kadın ve siyaset” konusunda sorumluluğumun büyük olduğunun bilincinde oldum.
Omuzlarımda hep bu ağırlığı hissettim. Ülkenin ilk kadın başbakanı sıfatını taşırken ve Meclis Başkanlığı görevimi sürdürüken kadının düşlerinde ve hedefinde devletin yönetim mekanizmaları olmasına katkı yapmayı görev bildim.

 

Küçük bir kız çocuğunun özgüvenle “ Ben büyüyünce başbakan olacağım” demesini, gelecekte ülkemizde siyasette kadının rolü açısından umut olarak gördüm.

Deneyimlerimden yola çıkarak, özeleştiri  ile sözlerime başlayacak olursam, en önemli acı gerçeğimizin  devlette henüz kurumsal yapıyı gerçekleştirememek olduğunu söyleyebilirim.

Kurumsal yapıyı gerçekleştirmiş ülkelerde gelen giden siyasetçiye göre, keyfi bir şekilde kurumların idari yapısıyla oynanmaz, kurum siyasetçiye göre şekillenmez aksine kurumsal yapı siyasetçiye yön verir. Birçok temel sorunumuzun altında yatan da budur.

Kurumsal hafızanın değerinin ve öneminin hiçe sayıldığı bir sistem yarattık maalesef.

Bir kurumun hafızası,  iyi saklanmış arşivi ve liyakata dayalı sistemidir.

Hafızası olmayan bir kurumdan verim almayı bekleyemezsiniz.

Tüm başarısızlıklarımız için bir suçlu arıyoruz. İnsanoğlunun savunma içgüdülerinden biridir bu.  Tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim:  Yasaları geciktiren, uygulamaya koymayan, yasa dışılığı önleyemeyen,  denetim mekanizmalarını harekete geçiremeyen,  kirli çevrede yaşamayı kanıksatan, sağlık ve eğitim sorunlarını çözemeyen düşmanlarımız veya gizli eller değildir;  bizim ellerimizdir.

İnançla heyecanla  ellerimizi taşın altına koymak yetmiyor, taşın altındaki bu eller  eğer aynı amaçla birleşmezse  taş yerinde duruyor ve taşın ağırlığı sadce o elleri değil , toplumu da eziyor.

Kısacası sorunlar olduğu yerde kalıyor ve  çözemediğimiz sorunlar siyasete güvensizlik, özgüven kaybına ve halkta mutsuzluğa yol açıyor.

İnanıyorum ki halk olarak siyasetçiden beklentimizin kişisel menfaat olmadığı,  toplumsal sorunlarımıza çözüm üretmesi olduğu mesajı  net olarak verilirse, bu halkın siyasetçi profili de ona göre şekillenecek. 

“Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir” sözü çok eski ama değerini yitirmemiş bir sözdür. O nedenle seçimlerde halkımız iradesini doğru kullanırsa siyaset de doğru yolu bulacağına olan inanca katılıyorum.

Temiz ve üretken siyaseti  arzulayan bir halk, isterse bunu başarır. İrade halktadır.

Artık sistemin bir parçası olma zamanı değil, sistemin başarıya ulaşması önündeki engelleri tartışma ve toplumsal konsensusla çözüm bulma zamanıdır.

Başbakanlık yaptığım dönemde hükümetimizin şeffaflık, hesap verilebilirlik, hak ve adalet ilkesiyle  aldığı kararlar, yaşama, çevreye  olumlu  dokunuşlar,  usülsüzlükleri sorgulamalar, Meclis Başkanlığı dönemimde ekip ruhuyla çalışarak, engellerden yılmayarak gerçekleştirdiğimiz projeler “istenirse yapılabilir” düşüncesine güzel bir örnek ve iş yapma heyecanıyla seçime gireceklere de moral olur diye düşünüyorum. 

Unutulmamaldır ki toplumun  yaşamına güzel dokunuşların olumlu tepkisi bir siyasetçinin en büyük kazanımıdır ve böyle olmalıdır.

2018 Ocak ayında gerçekleşecek Genel  Seçimlere adaylığımı koymuyorum,  ama  Parlamento’daki görevimin sona ermesiyle parlamento dışında da  halkımızın yaşamına olumlu katkı yapacak tüm çalışmalara destek olmaya  ve toplum yararına olan projelerde edindiğim bilgi ve tecrübeler ışığında katkı koymaya devam edeceğim.

İnanıyorum ki parlamento dışında da topluma hizmet yönünden  bizlere düşen görevler  büyüktür.  O nedenle daha iyiyi daha güzeli hedefleyerek ve herzamnki gibi tüm halkımızı kucaklayarak var gücümle çalışmaya devam edeceğim.

Son olarak gerek Başbakanlık gerekse Meclis Başkanlığı görevlerimi sürdürüken büyük destek olan, güven duyan, yapıcı eleştirilerle çalışma motivasyonumu artıran  tüm halkımıza, Cumhuriyet Meclis’indeki  tüm çalışma arkadaşlarıma, değerli  Meclis personeline;   Projelerimize destek olan tüm kurumlarımıza,  TC büyükelçiliğine, projeler için birlikte çalıştığımız bürokratlara, sivil toplum örgütlerine ve katkı koyan herkese, değerli basınımıza teşekkür ediyorum.

Ayrıca;  iki kez katıldığım Milletvekili  Genel  Seçimlerinde beni aday gösteren Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne ve  siyasetteki görevim süresince  sevgisiyle, güveniyle destek veren, ülkesini ve halkını seven parti tabanının güzel insanlarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

 

Bu haber toplam 2518 defa okunmuştur
Etiketler : ,