1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. ‘Para gelmiyor, çalışmak zorundayız’
‘Para gelmiyor, çalışmak zorundayız’

‘Para gelmiyor, çalışmak zorundayız’

Prof. Dr. Mustafa: “Onlara defalarca herhangi bir Filistinli öğrenciye, hakları için mücadele ettiği sürece, yardım etmenin benim için onur olduğunu söyledim. Yanlarında Rum tarafındaki veya Ankara’daki elçilikten kimsenin olmayacağını biliyorum, onlara D

A+A-

Kuzey Kıbrıs’taki üniversitelerde eğitim gören Filistinli öğrenciler, Gazze’de yaşananlardan dolayı aileleriyle zaman zaman irtibatlarının kesildiğini ve maddi olarak sıkıntı yaşadıklarını söyledi

Ödül AŞIK ÜLKER

   Kuzey Kıbrıs’taki üniversitelerde eğitim gören Filistinli öğrenciler, Filistin’de yaşananlardan dolayı zor zamanlar geçirdiklerini, aileleriyle zaman zaman irtibatlarının kesildiğini ve maddi olarak da sıkıntı yaşadıklarını söyledi.

   Filistinli Öğrenciler Birliği Başkanı Hatem Dawabsha, DAÜ’de Uluslararası İlişkiler öğrencisi. 25 yaşındaki Dawabsha, tanınmamışlık nedeniyle Kuzey Kıbrıs’ta Filistin Büyükelçiliği olmamasının da hayatlarını zorlaştırdığını, Güney Kıbrıs’taki ve Ankara’daki Filistin büyükelçiliklerinden de yardım alamadıklarını anlattı. Dawabsha, “Burada Filistinli öğrencilerimize yardımcı olma çabalarımız nedeniyle Filistin’e gidince İsrail bize sorun yaratacak. Filistin davasını medyada anlatmamız, desteklememiz, eylemler yapmamız sorun yaratacak” diye konuştu.

   DAÜ İnsan Kaynakları Yönetimi öğrencisi, Filistinli Öğrenciler Birliği Başkan Yardımcısı 22 yaşındaki Mohammed Abedalbari de Gazze’deki olaylardan dolayı ailelerinden harçlık isteyemediklerini, çalışmak zorunda olduklarını ancak öğrenci oldukları için üniversite dışından kimsenin kendilerine iş vermediğini söyledi.

   DAÜ’de  Öğretim Görevlisi, DAÜ-SEN Yürütme Kurulu üyesi, Filistinli öğrencilerin “elçiliği olmayan elçimiz” dedikleri Filistinli Prof. Dr. Omar Mustafa, hükümetin destek olmak için bazı kararlar aldığını, kendilerinin de Filistinli öğrencilere DAÜ-SEN aracılığıyla yardımcı olmaya çalıştığını belirtti. Prof. Dr. Omar Mustafa, Filistinli öğrencilere maddi yardımda bulunmak isteyenlerin Kooperatif Merkez Bankası 304-141921 DAÜ-SEN Yardımlaşma Fonu’na yatırım yapabileceklerini kaydetti.

“İsrail Gazze’deki sivillere saldırıyor”

• Soru: Öncelikle Kıbrıs’a gelişinizden başlayalım. Ne zaman geldiniz, buraya geleceğiniz zaman ne gibi sorunlar yaşadınız?
• Abedalbari:
2009 yılında geldim. Gelmeden önce 2008 yılı sonunda, 2009 yılı başında savaş başlamıştı. Üniversiteye daha önce gelecektim ama gelemedim, olaylardan dolayı bir dönem erteledim. Gazze’nin dışına çıkamıyorduk. O dönemde Gazze’deyken bombalama altındaki diğer aileler gibi, ailelerimizi, komşularımızı, arkadaşlarımızı, evlerimizi kaybettik. Gazze’den ayrıldıktan sonra Kıbrıs’a geldim, okuluma başladım. Tatil geldiği zaman evime gitmek istedim, gidemedim çünkü sınırlar kapalıydı. Ailemi özledim, Gazze’ye gitmek istedim, ama gidemedim. Şu anda Kıbrıs’tayım ama orada ne kadar kötü şeyler olduğunu, ne kadar kötü hissettiklerini biliyorum. İsrail işgalinden dolayı ne kadar acılar çektiklerini, ne kadar sıkıntılar yaşadıklarını çok iyi biliyorum. İsrail Gazze’deki sivillere saldırıyor. Kadınları, yaşlı insanları, çocukları hedef alıyorlar. Su yok, elektrik yok, yakıt yok, yemek yok. Çok sayıda aile çok küçük evlerde kalıyor, kendilerini korumak için okullara sığındılar ama BM altındaki çalışan okulları bile bombaladılar. Gazze’de güvenli bir yer yok, her yer İsrail kuvvetlerinin saldırısı altında, gidecek yer yok.

• Soru: Geldiğinizden beri hiç Gazze’ye gidebildiniz mi?
• Abedalbari:
5 senede sadece bir defa ailemin yanına gidebildim. Şimdi mezun oldum, yaz okuluna devam ediyorum. Aileme törene katılmaları için davet gönderdim, çok mutlu oldular, vizelerini aldılar, geleceklerdi ama yine savaş başladı, sınırlar kapandı. Gelemediler. Durum bu.

• Dawabsha: Mohammed Gazze’den ben Batı Şeria’danım. 2011’de oradan ayrıldım. Çıkmak çok kolay olmuştu ancak geri gittiğim zaman, ailemle geçirdiğim 4’üncü günden sonra İsrail ordusu evimize geldi, beni aldı, 8 saat soruşturmada kaldım. Bana “Kıbrıs’a okumaya gidebilirsin, ama siyaset okuma, bölümünü değiştir” dediler. 3 senede bir defa ailemin yanına gidebildim. 2011’den beri evime gitmedim çünkü gittiğim zaman beni neyin beklediğini biliyorum. Geçen hafta evime gittiler, erkek kardeşimi aldılar ve aynı şeyi yaptılar, kız kardeşimi götürdüler, aynı şeyi yaptılar. Şu anda kardeşim hapistedir, beni ve başka yerde olan diğer kardeşimi istiyorlar. Eve gittiğim zaman beni bekleyen bir “pasta” , tutuklama olacağını biliyorum. Sorunum var demiyorum çünkü biz bu ortamda yaşamaya alıştık ve bu bizim için normal oldu.

 

“Ailelerimizden para isteyemiyoruz”

• Soru: Orada yaşanan olaylar buradaki hayatınızı nasıl etkiliyor, ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz?
• Abedalbari: Kıbrıs’ta öğrenci olarak bulunuyoruz. Özellikle Gazze’deki olanlardan dolayı  gerçekten sıkıntı çekiyoruz. Paramızı istediğimiz zaman alamıyoruz. Herşey Gazze’deki duruma bağlı, bankalar kapalı olabiliyor. Ailelerimizden her zaman para isteyemiyoruz, burada çalışmak zorundayız. Üniversite dışından kimse bize iş vermiyor çünkü çalışma iznimiz yok. Bazen hocalarımız bize yardımcı oluyor. Sorunlarımızı birliğimiz aracılığıyla çözmeye çalışıyoruz.

• Dawabsha: Burada Filistinli öğrencilerimize yardımcı olma çabalarımız  nedeniyle Filistin’e gidince İsrail bize sorun yaratacak. Filistin davasını medyada anlatmamız, desteklememiz, eylemler yapmamız sorun yaratacak. Bizim sadece susmamızı istiyorlar, biz de susmuyoruz. Buradaki sorunlarımız Kıbrıs sorunuyla da alakalı. Buradayız, burası tanınmış değil, kendi elçiliğimiz yok. Elçiliğimiz olsa, normal öğrenciler gibi olacaktık, normal öğrenci hayatı yaşayacaktık.

“Prof. Dr. Omar Mustafa bizim elçiliği olmayan elçimizdir”

• Soru: Güney Kıbrıs’taki Filistin elçiliğiyle temasınız yok mu? Sorunlarınıza çözüm bulmanız konusunda yardımcı olmuyorlar mı?
• Dawabsha:
Hayır. Diplomatik ilişkiler onların buraya gelmesine izin vermiyor. Kişisel  temaslarımız var ama hala bizim için birşey yapamıyorlar. Zaman zaman Ankara’daki Filistin Elçiliği’yle temasımız oluyor ama Türkiye’dekilerle ilgilenebiliyorlar, Kıbrıs’takilerle değil. Ben buradaki Filistinlilere yardımcı olmanın bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum. Allah’a şükür ki Prof. Dr. Omar Mustafa var. O Kıbrıs’ta olmasaydı sorunlarımız çok daha büyük olurdu. Prof. Dr. Omar Mustafa bizim elçiliği olmayan elçimizdir.

• Soru: Ailenizle temasınız var mı?
• Dawabsha:
Ailemizle zaman zaman telefonlaşıyoruz ama ben arayamıyorum, konuşmak istemiyorum. Aradığım zaman annemin ağladığını veya bu tür şeyler duyuyorum.  

• Abedalbari: Benim de ailemle temasım var, elektrikleri oldukça ve cep telefonları çalışırsa konuşabiliyoruz. İstediğim zaman arayamıyorum. Günde iki saat elektrik veriliyor. Annemin bu iki saatte 24 eli olması lazım. Herşeyi o iki saatte halletmesi lazım. Kolay değil. Biz orada ne olduğunu onlardan daha iyi biliyoruz, haberlerden izliyoruz. Uyuyamıyoruz, yiyemiyoruz, hep panik halindeyiz. Çok zor bir durum. Herşey çok zor, istediğimiz şeyleri yapamıyoruz. Okulumu bitiriyorum, nereye gideceğim? Gazze’ye şimdi gidemem. Türkiye’ye bile gitsem 15 günlük vize veriyorlar, seçeneğimiz yok.

• Dawabsha: Nereye gideceğimi bilmiyorum. Okulumu bitirmem için 2 dönem daha var, okulumu bitirip evime dönmek istiyorum.

“Haklarımızı, özgürlüğümüzü istiyoruz”

• Soru: Gazze’de yaşananlarla ilgili uluslararası toplumun tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Abedalbari:
Uluslararası toplum var mı?

• Dawabsha:  Her gün Mağusa’daki BM kampının yanından geçiyorum. Hiçbir şey yapmadan büyük bir alanı işgal ediyorlar. Sadece koşuyorlar. Filistin’de de durum aynı,

BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu UNRWA var, dünyanın her yerindeki Filistinli mültecilerle ilgilenmeleri gerekiyor. UNRWA’da sadece eğitim ve sağlık hizmeti var, başka hiçbir şey yok, peki ya hayatımız?

   Ban Ki Moon sondan bir önceki açıklamasında İsrail’de ölenlerden dolayı üzüntü duyduğunu söylemişti. Haberleri hiç mi dinlemiyor? Öldürülen Filistinlilerle ilgili hiç mi birşey duymadı. Bunlar incitiyor. Arap ülkelerine gelince, Ürdün şimdi BM’de Arap topluluğuna ait sandalyeyi tutuyor. Hiçbir şey yapmıyorlar. Gazze’de olanlar konusunda acil bir toplantı bile talep etmiyorlar. Ban Ki Moon son açıklamasında bir anlamda ortada durmaya çalıştı ama Filisitinlileri sevdiği için değil, bir İsrail askeri Filistinliler tarafından kaçırıldığı için. Bunu yaptığımız için gurur duyuyorum çünkü bir askeri kaçıracak gücümüz olduğunu gördüler ve son konuşmasında savaşın bitmesi gerektiğini söyledi. Orta noktadadır, bizi desteklemiyor, biz hala onun gözünde teröristiz. Uluslararası toplumun duruşu bu...
 
Bizim istediğimiz dünyaya barış istediğimizi anlatmak için tutunacak birşey... Filistin BM’de gözlemci statüsü aldı. Bu yeterli mi? Bunu alınca kutladık ama düşününce, dünyaya bir ülke olduğumuzu kabul ettiği için teşekkür mü ediyoruz? BM’de sadece oturup bakabiliriz, konuşamayız, oy hakkımız yok. Direnişimiz olmazsa varolamayız. Haklarımızı, özgürlüğümüzü istiyoruz.


“Filistinliler de diğer insanlar gibi olmayı hak ediyor”

• Soru: Sizin onların elçisi olduğunuzu söylediler. Yaşanalarla ilgili siz neler söylemek istersiniz?
• Prof. Dr. Mustafa:
Diplomatik bir statüm yok. ne zaman sorunları olsa bana geliyorlar. Onlara defalarca herhangi bir Filistinli öğrenciye, hakları için mücadele ettiği sürece, yardım etmenin benim için onur olduğunu söyledim. Yanlarında Rum tarafındaki veya Ankara’daki elçilikten kimsenin olmayacağını biliyorum, onlara DAÜ-SEN aracılığıyla yardımcı olmaya çalışıyoruz. 

   7 Temmuz’da Gazze üzerindeki olaylar başladığında onlara kötü şeylere hazırlıklı olmalarını söyledim. Televizyonlardan neler olduğunu izledik. Bu soykırımı ilk kez yapmıyorlar, bunu Filistinlere hep yapıyorlar, bunu kimse görmüyordu. Şimdi sosyal medyayı kullanabiliyoruz ve dünyanın her tarafından insanlarla temasa geçebiliyoruz ve bu yüzden olumlu tepkileri görüyorsunuz. Hatem’in de söylediği gibi BM Konseyi tarafından Filistin Devleti olarak kabul ediliyoruz. Bu bir başlangıç. Filistin Devleti daha fazlasını talep edebilir.

   Şu anda sadece Gazze’de bir savaş yok, bir yandan Gazze’de askeri savaş var, diğer yandan Batı Şeria’daki Filistin topraklarına el konmak isteniyor. Gazze ve Batı Şeria bizim için Filistin devletinin iki kanadıdır. İsrail Gazze’yi haritadan silmek istiyor. İsrail Hamas’a, tünellere saldırdıklarını söylüyor, medyayı Gazze’de savaşanların Hamas’la olduğu konusunda yönlendiriyorlar. Şunu vurgulamak isterim, Filistin spektrumunun tüm askeri kanatları tek bir askeri konsey komutası altındadır. İsrail bundan hoşlanmıyor. Onlar sadece Hamas olduğunu söylemek istiyorlar. Çocuklarımızı, annelerimizi, kızkardeşlerimizi, yaşlılarımızı öldürüyorlar. Direnişimizde onlardan da çok ölen oldu. Bu yüzden alanı yakıp, temizleyip ilerlemek istediler. Yakıp, yıktılar ama ilerleyemediler. Bu bir savaş, bizim için bir oyun değil. BM Konseyi’nin 1967’deki 242, 334 ateşkes kararları kapsamında İsrail 5 Haziran 1967 sınırlarına geri çekilmek zorundadır. Çekecekler, İsrail, Amerika bundan hoşlanırlar ya da hoşlanmazlar, umurumuzda değil. Bu savaşta bizim hedefimiz çok nettir, Bağımsız Filistin Devleti’ni kurmak. Filistinliler de diğer insanlar gibi olmayı hak ediyor, kendi bağımsız devleti olmasını hak ediyor. Dünyaya sesleniyoruz, Bir milyon şehitten sonra mı olacak? Biz buna bile hazırız.

  Çevremizdekiler hala bizim Filistin’le olan ilişkimizi anlamadılar, bu ilişki bir aşk hikeyesidir. Biz Filistin’e aşığız, topraklarımızı seviyoruz, onun için ölmeye hazırız. Bu olaylar Filistin’den başka bir yerde olsaydı, bir sorun olmazdı. Onların hatası Filistin’i seçmek oldu. Biz farklıyız. Biz topraklarımızı seviyoruz ve sonsuza kadar orada olacağız. Filistin konusunu bitirmek istiyorlarsa, bunun sadece iki yolu var. Ya bize özgürlüğümüzü ve bağımsız devletimizi verirler ya da sadece Filistin’deki değil, tüm dünyadaki Filistinlileri öldürmek zorundadırlar. Dünyada tek bir Filistinli bile kalsa, o, özgürlük için savaşır.

   Bu Gazze’deki son savaş olmayacak. Biz bundan yarar sağlayabiliriz. Bu da siyasi yarar olacak. Bizim siyasilerimizin hata yapma hakkı yoktur, bu defa siyasi bir sonuç elde etmek zorundadırlar. Ya bunu yaparlar ya da görevlerini bırakırlar veya bırakmaya zorlanacaklar.

Maddi yardım için DAÜ-SEN Yardımlaşma Fonu’na yatırım

• Soru: Kuzey Kıbrıs’taki Filistinli öğrenciler pek çok sıkıntı yaşıyor. Yaşadıkları maddi sıkıntılarla ilgili Bakanlar Kurulu bazı kararlar aldı. Destek olmak isteyenler size nasıl ulaşabilir?
• Dawabsha:
Kuzey Kıbrıs’ta Gazze’den gelen 53 öğrenci var, tümüne önümüzdeki dönem için burs verdiler. Ayrıca 4 ay cep harçlığı verilecek. Başka herhangi bir ülkede böyle bir destek verildiğini sanmıyorum. Ayrıca DAÜ’de ücretsiz yemek yardımı veriliyor. DAÜ-SEN’in bizim için yaptıkları da çok özel.

• Prof. Dr. Mustafa: Hükümet bazı tedbirler aldı. Hükümet, Sayın Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu, Sayın Cumhurbaşkanı Eroğlu çok duyarlı. Bazı sendikalarla görüştük, onlar da destek verecek. Filistinli öğrencilere destek olmak için maddi yardımda bulunmak isteyenler Kooperatif Merkez Bankası 304-141921 DAÜ-SEN Yardımlaşma Fonu’na yatırımda bulunabilirler. Bu fonda toplanacak yardımlar tüm Filistinli öğrencilere eşit miktarda verilecek.

(Fotoğraflar: Didem Menteş)

Bu haber toplam 2556 defa okunmuştur