
Kıbrıs’ta şimdi de ‘Trump planı’ mı? ’AKP her zaman Kıbrıs için pazarlığa oturur’
Trump’ın Kıbrıs’tan Türk askerinin çekilmesi karşılığında Ankara’ya "BM’nin yıllardır teklif edemediği bir paket” sunacağı iddia edildi.
Sol Haber’in haber yorumu
Trump’ın Kıbrıs’tan Türk askerinin çekilmesi karşılığında Ankara’ya "BM’nin yıllardır teklif edemediği bir paket” sunacağı iddia edildi. Emekli diplomat Solakoğlu iddiaya temkinli yaklaşsa da “AKP her zaman Kıbrıs’ta masaya oturur” dedi. Güneyde ve kuzeyde NATO varlığına dikkat çeken Solakoğlu, “iki devletli çözüm”ün AKP’nin de isteyeceği bir şey olmadığına işaret etti.
Kuzey Kıbrıs seçimlerinde Ersin Tatar’ın hezimete uğraması ve Tufan Erhürman’ın yeni cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Cumhur İttifakı’nın iki ortağı AKP ile MHP arasında esen soğuk rüzgarların asıl nedeninin Kıbrıs olduğu öne sürülüyor.
Bahçeli seçim sonuçlarının tanınmamasını isteyip Kuzey Kıbrıs'ın 82. il olarak Türkiye'ye ilhakı çağrısı yaparken, Erdoğan, Erhürman’ı tebrik ederek ittifak ortağıyla taban tabana zıt bir tutum sergilemişti. Erhürman da seçimin hemen sonrasında kritik meselelerde Ankara ile istişareye devam edileceğini açıklamıştı.
Erdoğan’ın Ankara’ya davet ettiğini duyurduğu Erhürman’ın yakın bir zamanda Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Erhürman ayrıca önümüzdeki haftalarda Kıbrıs Cumhuriyeti’yle BM temsilcileri olmadan ikili görüşmelere başlanacağını duyurdu.
Bu gelişmeler yaşanırken ABD’de yayımlanan muhafazakar Washington Examiner dergisinde Trump’ın şimdi de Kıbrıs planı hazırlığında olduğunu iddia eden bir makale yayımlandı.
Makaleye göre Trump yönetimi Ankara’ya Türk askerinin adadan çekilmesi şartıyla “BM’nin yıllardır teklif edemediği bir paket” sunacak. İddiaya göre Trump’ın paketin kapsamında “artırılmış savunma işbirliği, Avrupa destekli enerji anlaşmaları ve ticaret kolaylıkları” yer alacak.
Yazıda, “On yıllardır Kıbrıs diplomatların mezarlığı oldu; her zaman çözüm yakın görünüyordu ama asla ulaşılamadı. Eğer Trump bu işe gerçekten girerse, bu çıkmazı nadir bir dış politika başarısına dönüştürebilir” yorumu yapıldı.
Kuzey Kıbrıs basınına da yansıyan bu iddiayı Erdoğan’ın Beyaz Saray’da Trump’la görüşmesinden sonra Kuzey Kıbrıs seçimlerine müdahaleyi azalttığı yorumları izledi.
'AKP uygun karşılık bulduğunda mutlaka pazarlık edecektir'
Emekli diplomat ve soL yazarı Engin Solakoğlu söz konusu iddialar hakkında sorularımızı yanıtladı.
Solakoğlu kısa vadede bir Kıbrıs planının ortaya çıkacağı iddiasına temkinli yaklaşsa da AKP’nin Kıbrıs’ı her zaman bir pazarlık unsuru olarak masaya getirebileceğini dile getirdi.
Ona göre Erdoğan'ın Trump'la görüştükten sonra Kuzey Kıbrıs seçimlerine müdahalenin şiddetini azalttığı yorumları çok inandırıcı değil. Zira seçim öncesinde arada kapatılamayacak kadar büyük fark olduğu görülüyordu. “Evet çok yüklenmediler” diyen Solakoğlu “Kapatamayacakları kadar büyük bir fark vardı” diye belirtti.
Geçtiğimiz günlerde TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan’ın AKP’nin aklında her zaman Kıbrıs’ın bir koz olarak durduğuna işaret ettiğini hatırlatan Solakoğlu “Dolayısıyla zaten temelde AKP’nin ‘Kıbrıs’ta pazarlık etmeyeceğim’ gibi bir durumu yok. Uygun konu, uygun bir karşılık olduğunda muhakkak pazarlık edecektir. Bunda hiçbir kuşku yok” dedi.
AKP için durumun her konuda böyle olduğunu da söyleyen Solakoğlu “Şimdi Suriye’de olup biteni kabullenen AKP Kıbrıs’ta mı pazarlık etmeyecek? Mutlaka eder” diye belirtti.
'CTP bu konuda çok deneyimli, bu Türkiye'nin işine gelir'
Öyleyse Kuzey Kıbrıs’taki seçim sonuçları bu olası pazarlığı nasıl etkiler?
Solakoğlu’na göre “Evet bu seçimlerin öyle bir kolaylaştırıcı tarafı var. Yani böyle bir plan geldiği takdirde Kıbrıs Türk tarafında en azından federasyonu bilen, federasyonu ilke olarak savunan ve bu konuda müzakere deneyimine sahip bir ekip olacak.”
Eğer bir pazarlık masası kurulacaksa bunun Türkiye’deki hükümet açısından bir avantaj olduğunu kaydeden Solakoğlu, Ersin Tatar ekibinin böyle bir özelliği ve yetkinliği olmadığına, sadece yandaş bir ekip olduğuna işaret etti.
Solakoğlu “Ama bu ekip yani CTP bu konuda çok deneyimli ve akıl alabileceği de çok iyi kadroları var. Dolayısıyla bu Türkiye’nin evet işine gelir. Ama Türkiye bunu durup dururken gündeme getirmez, eğer gündeme gelirse de muhakkak bir pazarlığın parçası olarak…”
AKP 'Kıbrıs kozunu' neyin karşılığında kullanır?
O zaman AKP nasıl bir pazarlığın kozu olarak Kıbrıs’ı kullanmak isteyebilir?
Kıbrıs adasının çevresindeki enerji kaynakları Solakoğlu’na göre AKP için yeterli bir unsur değil. Ona göre AKP Kıbrıs kozunu Avrupa Birliği’yle daha fazla yakınlaşma ya da iktidar güvencesi sağlayacak bir şey elde etmenin karşılığında kullanmak isteyebilir.
“AKP Kıbrıs’ta her zaman masaya oturur” diyerek bunda yeni bir şey olmadığını vurgulayan Solakoğlu ancak Trump’ın mevcut konjonktürde Kıbrıs başlığını öne alarak yeni bir plan başlatması olasılığına temkinli yaklaşıyor.
'Unutulmamalı: Adanın kuzeyinde ve güneyinde NATO var'
“Şimdi sonuç itibariyle adanın güneyinde de kuzeyinde de NATO var, bunu hiç unutmamak lazım” diyen Solakoğlu, yine de ABD’nin adadaki sürtüşmeyi ortadan kaldırarak Ortadoğu’ya yöneltecek bir girişim başlatabileceğini de dile getirdi:
“Orada bir karşıtlık hikayesi dinliyoruz biz ama aslında o karşıtlık birbirini tamamlayıcı bir şey. Yani Amerika Kıbrıs adasını hiç kuşkusuz Ortadoğu’da güvenli bir tramplen olarak kullanmak istiyor. Kullanıyor da zaten. Ve ada birleşirse bunu daha da iyi yapabilir. Ama şu andaki durum da buna engel olan bir durum değil. Sadece o sürtüşmeler ortadan kalksın, kinetik enerji birbiriyle sürtüşeceğine Ortadoğu’ya doğru yönelsin istiyor olabilir. Bu yüzden de bir ‘çözüm’ girişimi başlatabilir. Ama onun dışında şu anda Kıbrıs’ta acil çözümü gerektiren herhangi bir sıkışma yok. O yüzden de ben birdenbire bir Kıbrıs meselesiyle karşı karşıya kalacağımızı zannetmiyorum Amerika girişimiyle. Ancak AKP eğer daha geniş bir pazarlık masası açar da bunu masaya getirirse mutlaka tabii Kıbrıs pazarlık masasında yer alır.”
Tufan Erhürman’ın Kıbrıs Cumhuriyeti lideri Nikos Hristodulidis ile Birleşmiş Milletler'in dahil olmayacağı, doğrudan bir görüşmede hemfikir olduklarını, tarihin henüz belli olmadığını açıklamasının ne anlama geldiğini sorduğumuz Solakoğlu bunun zaten CTP’nin standart çizgisi olduğunu dile getirdi.
Daha önce Mustafa Akıncı da yaptı, Mehmet Ali Talat da yaptı. Adada zaten bu yapılır devamlı. Dolayısıyla buradan çarpıcı bir değişiklik çıkartamayız.”
Ersin Tatar’ın cumhurbaşkanlığındaki geçtiğimiz dönemin bu açıdan “sıradışı bir parantez” olduğunu kaydeden Solakoğlu “Çünkü Ersin Tatar zaten elaleme gösterilemeyecek bir adam olduğu için AKP de istemiyordu müzakere etmesini. Çünkü öyle konuşacak bir adam değil, bilmiyor, hiç bilmediği bir konu. Kıbrıs meselesini hiç bilmiyor. Yani Kıbrıs’la bir alakası yok. Hayatı hep Londra’da ve Türkiye’de geçmiş.”
'İkili görüşmeler AKP'nin de onayıyla başlayacaktır'
Kıbrıs’ta kuzey ile güney arasındaki ikili görüşmelerin AKP’nin de onayıyla başlayacağını öngören Solakoğlu AKP’nin de bunu çok rahatlıkla güven artırıcı önlemler, sınır kapıları vb. konulu temaslar olarak yansıtabileceğini dile getirdi. Ona göre bu görüşmeler daha geniş kapsamlı görüşmenin hazırlığı niteliğinde de olabilir.
'İki devletli çözüm diye bir şey yok, bu bir el yükseltmeydi'
AKP’nin Kıbrıs’ta “iki devletli çözüm” diyerek bir paradigma değişikliğine gidip gitmediğine dair sorumuza ise Engin Solakoğlu “Bu bir el yükseltmeydi” diye yanıt verdi.
Solakoğlu Kıbrıs’ta “iki devletli çözüm” diye bir şeyin olmadığını, bunun AKP’nin de isteyeceği bir şey olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:
Aynı devlet, bugünkü bağlı statüsünde nasıl ayrı devlet yapacaksın? Türkiye’nin ilhakı demek o. Onu da yapabilmek için çok ciddi, başka yerlerden taviz vermesi gerekiyor AKP’nin. Yani Türkiye’nin yaptığı askeri bir harekat sonucu elde ettiği yeri kendi topraklarına katması anlamına gelecek şeyi Türkiye’ye yedirmiyorlar, yedirmezler. O bölge çok önemli bir bölge. Dolayısıyla ben hiçbir zaman iki devletli çözüm tartışmalarını ciddiye almadım."
'Federasyon çok geniş bir kavram, içi çok farklı şekillerde doldurulabilir'
İki devletli çözümün “Kıbrıs sorununun bütün müktesebatına ters olduğunu" kaydeden Solakoğlu’na göre hiç unutulmaması gereken iki şey var.
Bunlardan biri “federasyonun bir Türk tezi olduğu”.
İkincisi ise “federasyon”un çok geniş bir kavram olduğu ve içinin çok farklı şekillerde doldurulmaya açık olduğu…
Federasyon dediğimiz çözüm çerçevesinin içi o kadar farklı şekilde doldurulmaya müsait ki buradan İsviçre gibi adı konfederasyon olup bayağı merkezi devlet niteliği de taşıyan bir şey de çıkar, Belçika gibi adında federasyon olmadığı halde gayet federatif bir yapı da çıkar. Çünkü federasyon çok geniş bir şey.”
Kıbrıslı Türklerin 1950’lerden bu yana her koşulda belediye bazında bile olsa ayrı bir yönetimi savunduğunu dile getiren Solakoğlu “Meselenin özü budur. Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetme talebidir. Yani Rumların doğrudan yönetimi altına girmemesidir. Dolayısıyla federasyon görüşülecektir mutlaka. Ama o federasyonun içindeki alternatifler çok geniş olabilir. Bu da tamamen AKP’nin Batı’yla yürüteceği pazarlığa bağlı olarak şekillenir” dedi.
AKP pazarlıkta nereye kadar gidebilir?
Ancak AKP’yi bu pazarlıkta bağlayan bir şey var, o da Kuzey Kıbrıslıların "kırmızı çizgisi". Solakoğlu eğer bu çizgi aşılırsa önce Kıbrıslı Türkler ve CTP'nin karşı çıkacağını belirterek şu ifadeleri kullandı:
AKP eğer Kıbrıs Türklerini neredeyse Batı Trakya gibi bir statüye indirgeyecek bir şeyi kabul etmeye kalkarsa önce Kıbrıslı Türkler ve CTP karşı çıkar. Bundan eminim, ortalığı birbirine katarlar. Yani karşımızda Denktaş’ın yaptığına benzer bir şeyi görebiliriz, çok da şaşırır belki bazı çevreler ama ben şaşırmam. Çünkü Kıbrıslı Türklerin de bir kırmızı çizgisi var bu konuda.”

















