1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Kaçakçılık, tanınmama ve plansızlık
Kaçakçılık, tanınmama ve plansızlık

Kaçakçılık, tanınmama ve plansızlık

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek’in, “İlaç eksikliği yok, algısı var” dediği ilaçtaki krizin perde gerisi aralandı.

A+A-

Recep DAL

Kıbrıs’ın kuzeyi, son aylarda giderek büyüyen ilaç sıkıntısıyla boğuşuyor. Devlet hastanelerinde olduğu kadar eczanelerde de çok sayıda hayati öneme sahip ilaca ulaşılamıyor.

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek her ne kadar “İlaç eksikliği yok, algısı var” diyerek yaşanan krizi inkâr etse de, yurttaşlar ilaca erişimde ciddi sorunlar yaşadıklarını dile getiriyor. Özellikle kronik rahatsızlığı bulunan hastalar, düzenli kullanmak zorunda oldukları ilaçlara ulaşamadıkları için tedavi süreçlerinde aksama yaşıyor.

YENİDÜZEN’in araştırmasına göre krizin temelinde birden fazla neden yatıyor.

Türkiye’nin KKTC’yi “yabancı ülke” statüsüne almasıyla doğrudan ilaç ithalatının yapılamaz hale gelmesi, Türkiye’deki sabit ilaç kurunun uzun süredir güncellenmemiş olması ve ayrıca ülke nüfusundaki artışa rağmen planlama yapılmaması başlıca sebepler arasında gösteriliyor. Ayrıca imzalanan anlaşmaya rağmen İlaç Takip Sistemi’nin halen devreye girmemesi de krizi tetikleyen bir unsur olarak öne çıkıyor.

Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan CTP Milletvekili Dr. Sıla Usar İncirli, hastaların çok büyük sıkıntı içerisinde olduğuna vurgu yaptı; “Hükümet ve Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek ilaç krizini her ne kadar inkar etse de hakikat olarak toplumda etkisini gösteriyor.” dedi.

İncirli; ucuz şekilde ithal edilen ilaçların yasal olmayan şekilde ülke dışına çıkartıldığı iddialarından sonra Türkiye’deki yetkililerinden hamle geldiği kaydetti; KKTC’nin bu yüzden yabancı ülkeler statüsüne alındığına dikkat çekti.

“Sorunları çözmek için inkar etmek değil kabul etmek gerekiyor.” diyen İncirli, hükümetin bu tutum içerisinde olmaması halinde ilaç krizinin çözülemeyeceğini belirtti.

Eczacılar Birliği Başkanı Duygu Adahan Kuran ise, YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamada, piyasada bazı ilaçlarda eksiklik yaşandığını söyledi; “Bu, kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’deki ilaç kurlarının güncel olmamasından dolayı tedarikte sorunlar yaşandığını aktaran Kuran, “21,67 olarak belirlenen sabit kur kabul edilebilir olmaktan çıktı. Türkiye’de bu yaşananlar Kıbrıs’ın kuzeyine ilaç sıkıntısı olarak yansıdı.” diye konuştu.

Kuran, en ciddi eksikliğin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ilaçlarında yaşandığını kaydederek, “Bu ilaçlar yeşil reçete kapsamına giriyor. Dolayısıyla ithalat izinleri daha kısıtlı ve uzun prosedürlere tabi tutuluyor.” açıklamasında bulundu.

Yaşanan krizle ilgili YENİDÜZEN’e değerlendirmelerde bulunan Evrensel Hasta Hakları Derneği Asbaşkanı Emete İmge, “Kalp ilaçlarından tutun şeker ilaçlarına kadar farklı hastalıklardaki ilaçlara erişimde sorun yaşanıyor.” dedi.

İmge, Bakan Dinçyürek’in ilaç eksikliğinin olmadığı yönündeki açıklamalarını hatırlatarak, “Aslında biz işin pratiğinde biliyoruz ki ilaç eksiği vardır. Dinçyürek’in yaptığı tamamen bir algı operasyonudur.” İfadelerini kullandı.

“İlaca erişim, tedaviye erişimdir. Sağlık hakkının bir parçası da ilaca kolay ve adil bir şekilde erişebilmektir.” diyen İmge, düzenli ilaç kullanan yurttaşların ‘bu ay bulduğum ilacı yarın bulabilecek miyim’ diye düşünmemesi gerektiğine dikkat çekti.

İlaç krizi derinleşiyor

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Dr. Sıla Usar İncirli, Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği (KTEB) Başkanı Duygu Adahan Kuran ve Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHED) Asbaşkanı Emete İmge, ilaç krizini YENİDÜZEN’e değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu.

CTP Milletvekili Dr. Sıla Usar İncirli:

“Hükümet ilaç krizini inkar ettiği sürece çözülme ihtimali yoktur”

CTP Milletvekili Dr. Sıla Usar İncirli, ilaç eksikliğinin artık toplumda derin bir krize dönüştüğünü ifade etti.

İlaç sıkıntısının küresel bir sorun olduğuna dikkat çeken İncirli, “Pandemi döneminin yaşanması ve dünyadaki çatışmalar, bu sıkıntıya sebep oldu. Ülkeler, ilaç eksikliği sorununun üstesinden gelmek için kendilerine göre bazı stratejiler belirlediler. Örneğin Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler birbirlerine ilaç desteği sağlıyor.” dedi.

İncirli, KKTC’nin siyasi durumun ilaca erişime ek sorunlar yarattığına dikkat çekti; “Hal böyle olunca ilaç eksikliği bizim ülkemizde bir kriz olarak yaşanıyor.” ifadelerini kullandı. Hükümetin bu krizi inkâr ettiğini belirten İncirli, konuyla ilgili açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Hükümet ve Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek ilaç krizini her ne kadar inkar etse de hakikat olarak toplumda etkisini gösteriyor. Hastalarımız çok büyük sıkıntı içerisindedir. Özellikle kronik hastalarımız düzenli kullandıkları ilaçlara erişmekte problemler yaşıyor. Bu durum bize Sağlık Bakanlığı’nın ilaca erişim konusunda herhangi bir başarı sağlayamadığını, aksine kötü yönetimle ve beceriksizlikle krize neden olduğunu gösteriyor.”

Yaşanan krizin kök nedenlerine de dikkat çeken İncirli, Türkiye’nin KKTC’yi yabancı ülke statüsüne almasının, ilaç ithalatında ciddi zorluklar yarattığını belirtti.

İncirli, ucuz şekilde ithal edilen ilaçların yasal olmayan şekilde ülke dışına çıkartıldığı iddialarından sonra Türkiye’deki yetkililerin harekete geçtiğine vurgu yaparak, “Hal böyle olunca Türkiye Cumhuriyeti, ilaç ihracatı çerçevesinde KKTC’yi yabancı ülkeler statüsüne aldı” diye konuştu.

Türkiye’den ilaç ithali sırasında bazı zorluklarla yaşandığını kaydeden İncirli, “Bu da ilaçların ülkeye beklenilenden daha geç gelmesine sebep oluyor. Erişim de kısıtlanıyor. Bunula alakalı gerekli üst düzey girişimler yapılması şarttır. İlaca erişim konusunda başka alternatifleri de zorlamamız gerekiyor.” açıklamasında bulundu.

İncirli, ayrıca İlaç Takip Sistemi’nin hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, bu konudaki ihmali de eleştirdi.

Sağlık Bakanlığı’nın, geçmiş zamanlarda bu sistemin kurulması için sözleşme imzaladığını hatırlatan İncirli, “Fakat bu sözleşmenin tarihi neredeyse bitmek üzere, sistem hala hayata geçmedi.” dedi.

İncirli, son olarak, “Sorunları çözmek için inkar etmek değil kabul etmek gerekiyor. Bu ülkede ilaç krizi hakikat bir sorundur. Hükümet inkar ettiği sürece çözülme ihtimali yoktur.” ifadelerini kullandı.

Eczacılar Birliği Başkanı Duygu Adahan Kuran:

“İlaç krizi kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek”

Eczacılar Birliği Başkanı Duygu Adahan Kuran ise, her yıl benzer dönemlerde yaşanan ilaç sıkıntısının bu kez çok daha ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.

“Senenin bu dönemlerinde ilaç tedarikiyle ilgili sürekli sıkıntılar yaşanıyor. Bu ne ilktir, ne de son olacak. Şu anda ilaç eksiliği var. Piyasada bazı ilaçlarda eksiklik yaşanıyor. Bu, kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek.” diyen Kuran, bu durumun nedenlerini de ayrıntılı biçimde şöyle anlattı:

“Bunun birtakım sebepleri var. Bu sebeplerin en başında ilaçların fiyatlandırma politikası geliyor. Bizim ülkemize ilaçların yüzde 90’a yakını Türkiye’den ithal ediliyor. Bazı ilaçlar, Avrupa’daki ülkelerle mukayese edildiği zaman aralarında ciddi bir fiyat farkı olduğunu gözlemleyebiliyoruz. O yüzden Türkiye’den ülkemize gelen ilaçlar daha uygun oluyor. Fakat Türkiye’deki ilaç fiyatlandırma noktasında bazı sıkıntılar yaşanıyor. Türkiye’de ilaçlar fiyatlandırılırken sabit kur üzerinden işlem yapılıyor. Bu kur geçen yıl 21,67 olarak belirlenmişti. Hala daha aynı kur geçerliliğini koruyor. Bu da güncel kur ile baz alınan kur arasındaki ciddi ölçüde açıldığını gösteriyor. Bu hususu Türkiye’deki meslek paydaşlarımız da dile getiriyor. İlaç üreticileri de sabit kur uygulamasından kaynaklı olarak dar boğaza düştü. İlaç üretiminde hesaplama yapılırken birçok etken göz önünde tutuluyor. Bu etkenler birleştiği zaman 21,67 olarak belirlenen sabit kur kabul edilebilir olmaktan çıktı. Türkiye’de bu yaşananlar Kıbrıs’ın kuzeyine ilaç sıkıntısı olarak yansıdı. Türkiye’de söz konusu kurun bir an önce güncellenmesi gerekiyor. Belki ilaç fiyatları artacak fakat ülkeye gelişleri kolaylaşacak. Güncellendiği anda büyük oranda toparlanma yaşanacaktır diye ümit ediyoruz.”

Kuran, en ciddi eksikliğin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ilaçlarında yaşandığını vurguladı. Bu ilaçların “yeşil reçete” kapsamına girdiğini, dolayısıyla ithalat izinlerinin daha kısıtlı ve uzun prosedürlere tabi olduğunu belirtti.

Eczacılar Birliği olarak Sağlık Bakanlığı ile bir süredir doğrudan görüşemediklerini de ifade eden Kuran, şunları kaydetti:

“Sağlık Bakanlığı ile önceleri ilaç sıkıntısı ile ilgili bazı görüşmelerimiz olmuştu fakat son dönemlerde konuyla ilgili bir görüşme yapmadık. Eczacılar Birliği Yönetim Kurulu olarak Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek ile bir görüşme planlıyoruz. Özellikle yeşil reçeteye tabii ilaçların ithalinde yaşanan kısıtlamaları da kendilerine aktaracağız. Sıkıntıları kabul etmeliyiz. Ona göre yol almalıyız.”

Kuran, ayrıca muadil ilaçların devreye alınmasının çözümün bir parçası olabileceğini belirterek, “Neticede aynı etken madde, gramaj ve foruma sahip ilaçlar bunlar. Bu ilaçlar, testleri yapıldı ve onay aldı. Bu konuyu da gündeme alırsa eksikliklerimizi tolere edebiliriz.” diye konuştu.

Evrensel Hasta Hakları Derneği Asbaşkanı Emete İmge:

“İlaç eksikliği var, Bakan Dinçyürek algı operasyonu yapıyor”

Evrensel Hasta Hakları Derneği Asbaşkanı Emete İmge de, ilaç krizinin artık sistemsel bir sağlık hakkı ihlaline dönüştüğünü söyledi.

“Kalp ilaçlarından tutun şeker ilaçlarına kadar farklı hastalıklardaki ilaçların erişiminde sıkıntılar yaşanıyor. Bazı ilaçların muadili de bulunamıyor.” diyen İmge, yurttaşın ilaca erişiminde ciddi engeller olduğunu vurguladı.

İmge, sorunun yalnızca tedarik değil, yönetim eksikliği olduğunu belirterek şöyle devam etti:

“Yurttaşımızın ilaca erişiminin önünde bazı engeller var. Depoyla kamu hastanesi arasında düzenli bir tedarik sistemi kurulamadığı için sıkıntılar yaşanıyor. Örneğin insülin çok önemli bir ilaçtır. Bulamazsanız, kullanamazsanız bir süre sonra ölürsünüz. Hayati önemi olan bir ilaçtır. Yurttaşlarımız eczanelere gittiğinde insülin yok deniyor. Aslında İlaç ve Eczacılık Dairesi’nin deposunda olan bir ilaçtır. Yani ellerinde vardır ama depoyla hastane arasında iyi bir tedarik sistemi olmadığı için erişim zorlaşıyor.”

İmge, dijital çağda devletin hâlâ bir ilaç takip sistemi kuramamasını “anlaşılmaz bir ihmal” olarak nitelendirdi; “Yani 21. yüzyılda her şeyin dijital olduğu bir dünyada bu sistem nasıl kurulamaz? Bir de en önemli mesele nüfusun bilinmediği bir ülkede yaşıyoruz.” açıklamasında bulundu.

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek’in açıklamalarını hatırlatan İmge, “Bakan Dinçyürek, sürekli ilaç eksikliğinin olmadığını söylüyor. Aslında biz işin pratiğinde biliyoruz ki ilaç eksiği vardır. Dinçyürek’in yaptığı tamamen bir algı operasyonudur.” dedi.

İmge, artan nüfusun planlama olmadan yönetilememesinin de krizi derinleştirdiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkedeki artan nüfus ve bu nüfusun bilinmemesi planlama konusunda sıkıntılar yaratıyor. İlaç Takip Sistemi olmadığı için ülkeden çıkan ve farklı amaçlarla dağıtılan ilaçların kontrolü de sağlanamıyor. İlaca erişim, tedaviye erişimdir. Sağlık hakkının bir parçası da ilaca kolay ve adil bir şekilde erişebilmektir. Düzenli ilaç kullanan yurttaşımızın ‘bu ay bulduğum ilacı yarın bulabilecek miyim’ diye düşünmemesi gerekiyor. Tabii ki bunların dışında da sorunlar var. Çok uzun süre iktidarda olan parti bu sorunları çözmeliydi.”

Bakan Dinçyürek’in güvenilirliğini kaybettiğini belirten İmge, “Geçen yılki alkollü mama skandalını biz unutmadık. Dinçyürek o süreçte halkı yeterince bilgilendirmemiş, polisin açıkladığı bilgiler dışında başka bir detayı kamuoyuyla paylaşmamıştı. Sivil toplum örgütleriyle de görüşmüyor, gerekli iletişimi kurmuyor.” ifadelerini kullandı.

Bu haber toplam 3730 defa okunmuştur
Etiketler : ,