1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. "Hükümet yok, akılları seçimde"
"Hükümet yok,  akılları seçimde"

"Hükümet yok, akılları seçimde"

YENİDÜZEN'e konuşan muhalefet milletvekilleri, hükümetin performansını ve Cumhurbaşkanlığı seçimini yorumladı: “Hükümet bitmiş durumda, iki ortağı da Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklıyken, Bakanlar Kurulu’ndan bir şeyin geçmesi mümkün değil

A+A-

Dila ŞİMŞEK

Muhalefet partilerinin Milletvekilleri, Meclis’te YENİDÜZEN’in sorularını yanıtladı, hükümetin ‘değerlendirilecek bir performansı olmadığını’ söyledi.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri için, hükümetin iki ayağının da adaylığını açıklamasının ‘anlaşmazlıkların göstergesi’ olduğunu söyleyen Milletvekilleri, seçime kadar ‘oyalanıldığını’ belirtti.
Milletvekilleri, Meclis’te toplumu derinden etkileyecek meselelerin konuşulmadığını, hükümetteki anlaşmazsızlıktan dolayı seçime kadar süre kazanıldığını kaydetti. Hükümetin, Cumhurbaşkanlığı seçimini ‘hükümetteyken’ geçirmek istediğini ifade eden Vekiller, sonrasında ise bir ‘kaosun’ beklendiğini anlattı.

İmar Planı eleştirisi…

CTP, TDP, DP ve YDP partilerinin Milletvekilleri, dörtlü koalisyon döneminde adım atılan Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı’nın üzerine bir sene çalışıldıktan sonra ‘çöpe atılmasını’ eleştirdi. İmar Planı’nın Resmi Gazete’de yayımlanmamasına işaret eden Vekiller, “Başbakan ‘rant var’ diyor, diğer parti bakanı ‘konuşursak sonu kötü olur’ diyor. Hükümette olan sizlersiniz, neyin rantı, neden kötü olur, açıklayın deyince susuyorlar” diye konuştu.

CTP Milletvekili Erkut Şahali:

“Hükümetin iki ortağı Cumhurbaşkanlığı’na aday pozisyonda ve iliklerine kadar seçimi yaşıyorlar”

“Hükümetler, hükümet programına bağlı olarak değerlendirilmelidir. UBP-HP hükümeti, programına dahil ettiği konular için küçük bir adım bile atmadı. Attığı bazı adımları sonuçlandırmadılar, bazılarına ise hiç bakmadılar. Dolayısıyla hükümetin değerlendirilebilecek bir performansı yok. Örneğin İmar Planı, kendi dönemlerinden önce başlanmıştı, yılsonu itibariyle sonuçlanmış bir konu olmalıydı ancak seçim sonrasına havale edildi. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde bu konunun konuşulmayacağı belli, seçim sonrasına bırakılacak. Geçtiğimiz hafta onayladığımız Liman İşçileri Şirketi Değişiklik Yasası vardı, hükümet programına bakarsanız liman işçilerinin fesh edilmesiyle ilgili bir hüküm vardı ancak sınırsız bir biçimde faaliyetlerini sürdüreceği bir yasa değişikliği onaylandı. An itibariyle hükümetin iki ortağı Cumhurbaşkanlığına aday pozisyonda ve iliklerine kadar seçimi yaşıyorlar. Bu saatten sonra bir değişiklik beklemek de ölü gözünden yaş beklemek olur… Türkiye’yle imzalanan protokollerin gereği yerine gelmemişken yeni bir protokolün de imzalanması bekleniyor. Hayatı durdurmuş vaziyetteyiz, seçim sonrasına kadar hayatı durdurmuş ve hükümetten yoksun haldeyiz. Biz CTP olarak Genel Başkanımızın adaylığını 17 Aralık’ta duyurduk ve o zamandan beri hazırlık içindeyiz. Hükümet elbette iki ortağın aday olmasından dolayı hükümette olmanın avantajını kullanmak istiyor. Örneğin Tolga Atakan geçtiğimiz gün Mecliste neden yoksun diye sorulduğunda, ‘seçim yasakları gelmeden yapmamız gereken bazı işlerin paralarını bulmaya çalışıyordum’ gibi bir açıklama yaptı kürsüde. Dolayısıyla hükümet açısından bir seçim mesaisi söz konusu… Bizler Kıbrıslı Türk toplumuna Sayın Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı için ne kadar uyumlu olacağını anlatmaya çalışıyoruz. Gerek Kıbrıs Sorunu, gerek ise yürütmeye yönelik görevleri bakımından Cumhurbaşkanlığı’nın bu ülke için ne kadar önemli olduğunu her kesimden yurttaşlarla bir araya gelerek anlatıyoruz. Erhürman’ın Cumhurbaşkanı olacağına dair inancımız yurttaşlarla görüştükçe pekişiyor.”

dd-069.jpg

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit:

“Bu hükümet aslında Kudret Hoca’nın Cumhurbaşkanlığı hırsıyla kuruldu”

“Her şeyden önce şunu açık yüreklilikle belirtmek gerekir ki, bu hükümet aslında Kudret Hoca’nın Cumhurbaşkanlığı hırsıyla kuruldu. Dörtlü koalisyon döneminde, kendisine göre beklediğini bulamayacağını düşününce UBP ile bir hükümete girip, UBP’nin de kendisini desteklemesiyle Cumhurbaşkanı olma hayaline kapıldı. Bunları son günlerde herkes söylüyor, kendisine yakın Serdan Hoca bunu itiraf etti önce, ‘Ersin bey benim yanımda Kudret’e söz verdi’ dedi, ama sözünde duran olmadı. En son Metin Münür arkadaşımızın yazısını okuduk Ersin Bey’in söz verdiğini ama durmadığını… Bunların yanı sıra, hükümete baktığınızda hiçbir tutarlılığı yok, dörtlü koalisyon hükümetini protokol imzalamamakla suçladılar ancak kendilerinin imzaladığı üç buçuk aylık protokolde hiçbir vaadi yerine getirmediler. Gelen para da bu ülkeye, sadece savunma harcamaları için bizim hükümetimiz döneminde ödenmeye başlanan harcamalardır ve yatırıma yönelik henüz ortada bir şey yok. Son İstanbul ziyaretinde 170 Milyon TL’den söz edilse de bugün bir şey yok. Türkiye bizleri sevmiyor da, onlar gelince oluk oluk para gelecek gibi bir algı yaratmaya çalışmışlardı ancak bu ortaya koyuyor ki bunun aslı astarı yoktur. Hükümetin hiçbir öngörüsü doğru çıkmadığı gibi, bugüne kadar yaptıkları günü kurtarmak… Bizim hükümetimiz döneminde İçişleri Bakanlığı’nın öncülüğüyle başlayan İmar Planı’nda bütün çalışmalar heba edildi. Sayın Başbakan UBP’ye yakın çevrelerin çıkarlarını gözleyecek diye İmar Planı’nı Resmi Gazete’de yayımlamadı, Emirname uzatıldı, ancak on dört günlük ara vardı ve o arada geçerli olan neydi karmaşası yaşanıyor. Bir yıllık emeğe yazık oldu ve İmar Planı çöpe atıldı. Enteresandır ki Kudret Hoca, bizim dönemimizde Serdar Denktaş’ın bir yakınına arazi verdiğini, yasal olarak mümkün ama etik olarak doğru bulmadığını söyleyerek hükümeti bozma gerekçesi olarak kullandı. Şimdi ise trilyonluk alan İmar Planı’nın yürürlüğe girmemesiyle ranta açık hale geldi, buna sesi çıkmadı. Hükümet ciddi şekilde başarısız. Şimdi Başbakan da, yardımcısı da Cumhurbaşkanı adayı ve kendilerini seçim sevdasına adadılar. Hükümet doğru dürüst işlemiyor, mecliste nisap sıkıntısı çekiyorlar, belli olan şu ki Nisan’a kadar ülkemiz hükümetsizlikle karşı karşıya. Seçime hükümette girip, sonrasında umduğunu bulamayınca birbirine girip erken seçim söylemleri yoğunlaşacak. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, bu seçime katılması gerektiğine tamamen inanıyoruz. Sayın Akıncı, Kıbrıs Konferansı’nda, Kıbrıslı Türklerin de inisiyatifi olduğunu ortaya koydu. Bu konferansın yapılmasının da öncüsü kendisidir. Şu anki hükümet, AB içinde iki devlet formülünü istese de bunun olamayacağını herkes biliyor. Biz bu toplumun 5 yıl daha, Kıbrıs’ta federal çözüme gidilmesi için Akıncı’yla devam etmesi gerektiğine inanıyoruz.”

 

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı:

“Bakanlar Kurulu’ndan mutat konular dışında bir şeyin geçmesi mümkün değil”

“Şu andaki hükümet fiilen bitmiş durumundadır, beyin ölümü gerçekleşmiş, makineyle hayatta kalan durumdadır. Bakanlar Kurulu’ndan mutat konular dışında bir şeyin geçmesi mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar ite kaka zoraki bir şekilde ilerleyecekler. Seçim sonrası hükümet resmen bitişini ilan edecek. Arkasından da bir erken seçim gündeme gelecektir. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile erken seçime kapı açılıp bu hükümetin bitmesi gözleniyor. Oldukça fazla sayıda adayla Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyoruz. Resmi olarak 5 adayımız var, 2 veya 3 aday daha olması bekleniyor… Ancak sıkıntımız, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacak kişiler için kriterlerin hafif olmasıdır. Mevcut kriterlerle dışarıda yasaya uygun birkaç yüz kişi çıkıp aday olabilir… Keşke bu konuda bir çalışma yapabilseydik ancak arkadaşlar dinlemedi. Biz YDP olarak seçimde yer alıyoruz. Zengin bir parti olmadığımız için ve zengin de bir siyasetçi olmadığım için tamamen sınırlı bir bütçeyle seçime giriyoruz. Dörtlü koalisyon döneminde Sayın Özersay ‘dörtlü koalisyon içinde farklı Cumhurbaşkanlığı adayı çıkarsa bu yürümez’ demişti. Fakat şimdi bu sıkıntılar yaşanıyor, sabah yüz yüze bakacak Başbakan ve Başbakan yardımcısı, akşam seçim propagandası döneminde birbirleri için ağır ifadeler kullanıp ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi davranacaklar. Keşke çok daha önceden bu konuda konuşup konsensüs sağlasalardı, bence bu siyasi olarak etik değildir.”

 

DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu:

“Hükümet ‘yok’ diyeceğimiz bir durumdadır”

“UBP-HP hükümeti kurulduğundan bugüne kadar hiçbir icraat göstermedi. Özellikle son zamanlarda, memleketle ilgili çalışmalar yerine Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanmış durumdalar. Üzülerek söylüyorum ki, bugüne kadar hükümet programlarına yazdırdıkları hiçbir şeyi hayata geçirmiş değiller. İmar Planı ile de tam olarak birbirlerine düştüler, birbirlerini suçluyorlar. Bir parti başkanının çıkıp ‘rant var’ diğer partiden bakanın ise çıkıp ‘konuşursam sonunuz kötü olur’ diyebiliyor. Neyin rantı, neden kötü olur diye sorduğumuzda cevap alamıyoruz. Hükümet ‘yok’ diyeceğimiz bir durumdadır. Önceden Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek aday olacak diye konuşulurken şimdi hükümetin iki ortağı da aday oldu. Bu da anlaşmazlıkların göstergesidir. Şu anda yaptıkları, ‘Cumhurbaşkanlığı seçimine hükümetteyken girelim, sonra ne olursa olur’ hareketidir. Bu yüzden İmar Planını da 15 Temmuz’a ertelediler, ‘bu süreci atlatalım, belli ki bizim hükümetimiz sürmeyecek, bizden sonra kim gelecekse planla uğraşsın’ mantığındalar. Elbette seçim çok önemlidir, ancak hükümetin memleketi, ekonomiyi ve insanımızı önceliği yapması gerekir. Üzülerek söylüyorum ki, hükümetin önceliği Cumhurbaşkanlığı seçimi.”,

 

CTP Milletvekili Asım Akansoy:

“İmar Planı’nı geçiremeyip eline yüzüne bulaştıran bir hükümetten bahsediyoruz…”

“Cumhurbaşkanlığı seçiminin, çok adaylı bir seçim olacağı görülüyor. Tabii ki bu seçim, bir yerel yönetim seçimi değil, beş sene boyunca Kıbrıs Türk toplumunun daha ileriye gitmesi ve var olan sorunların ortadan kaldırılması için çok önemli bir pozisyondur Cumhurbaşkanlığı… Biz Kıbrıslı Türkler için, yıllardır süren çözümsüzlüğün ortadan kaldırılması ve adada kalıcı barışın gelmesi için bu pozisyonun kullanılması gerektiğine inanıyoruz. Adayımız Sayın Erhürman’ın daha önce partimiz adına yapmış olduğu açıklamada da, doğrudan ticaretin sağlanması, spor müzakereleri, ambargonun ortadan kaldırılması, Yeşil Hat Tüzüğü’nün geliştirilmesi gibi nice adım vardır. Tüm bunlar için cesaretli ve siyaseti diplomatik düzeyde en iyi şekilde yapabilen bir Cumhurbaşkanına ihtiyaç vardır. Bu nedenlerle bu makam çok önemlidir. Dolayısıyla kendimize güveniyoruz ve başaracağımıza inanıyoruz. Hem seçimlerde başarılı olacağımızı, hem de bu makama gelince istediğimiz yol haritasını ilgili tüm tarafları da ikna ederek sonuçlandıracağımızı düşünüyoruz. Ben inanıyorum ki bugün ülkenin içinde bulunduğu sorunlara cevap verebilecek kişi Sayın Erhürman’dır. Hükümette bakanlıkların çalışmasına veya meclise gelen yasalara baktığımızda toplumun beklentisine karşılık verecek bir çalışma olmadığını görüyoruz. İmar Planı’nı geçiremeyip eline yüzüne bulaştıran bir hükümetten bahsediyoruz… Çeşitli çıkar gruplarının etkisiyle bu plan bloke ediliyor ama bloke edilen sadece bir plan değil, bu ülkenin planlı düzeni, hayatı, insanların daha huzurlu yaşamasını sağlayacak bir düzenlemedir. Bu yüzden hükümetin içinde bulunduğu durumu çok net görebiliyoruz. Ben seçime kadar hükümetin bir şey yapmayacağını, seçim sonrası da hükümeti kaosun beklediğini düşünüyorum. Hükümet bütünlüğü bozulmuştur ve toplumu etkileyecek düzenlemeler yapmaları, bu iradeyle mümkün değildir.”

Bu haber toplam 1977 defa okunmuştur