1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Güvensizlik ülkesi
Güvensizlik ülkesi

Güvensizlik ülkesi

Güvensizlik ülkesi

A+A-


Mustafa Öngün
m.ongun85@gmail.com

İlahiyat koleji vakası ile ilgili söylenecek neredeyse her şey söylendi. İlahiyat koleji meselesinin abartılmaması gerektiğinden tutun da bu kolejin sonumuzu getirecek bir hamle olduğuna kadar her türlü yoruma rastladık. Burada ilahiyat kolejinin Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan insanların öncelikli ihtiyaçları veya problemleri ile ilgili olmadığını ve be nedenle de kolejin yapımının karşı çıkılması gereken ideolojik bir karar olduğunu söyleyenlere katıldığımı belirtmekle yetineceğim. Bu yazıyı ele almamdaki maksat bu tartışmalara girmekten ziyade tartışmaların toplumumuzla ilgili bazı özelliklere işaret ettiğini düşünmem: İlahiyat koleji vakası halihazırda söylenenlerin yanı sıra toplumda güvensizliğin ve korkunun hakim olduğunu da göstermiştir.

Öncelikle açık olandan başlayalım. Kolej olayına verilen tepkilerin bir kısmı laiklik kaygıları ile verildiği doğrudur. Ancak genel olarak tepkiler muhalefette iken yapımına karşı çıkılan bu kurumun açılış törenine gidilmesi ve teşekkür niteliğinde bir konuşma yapılmasına yönelikti. Yani tepkilerin büyük bir kısmı verilen sözlerin tutulmamasına ilişkin bir tepkiydi. Bunun bize gösterdiği halkın (çoğu zaman haklı olarak) siyasilere karşı güvensizlik içinde hareket ettiğidir. Bu zaten uzun zamandır yazılan ve söylenen bir gerçek olduğundan dolayı üzerinde pek de fazla durmaya gerek yok. Burada başka bir meselenin üzerinde durmak daha faydalı olacaktır.
Güvensizliğin diğer bir boyutu da siyasilerin topluma güvenmemesidir – ki bu da pek irdelemediğimiz bir sorundur. İlahiyat koleji ve genel olarak TC’nin Kuzey Kıbrıs’a olan etkisini göz önünde bulundurduğumuzda siyasilerin dolaylı yoldan topluma verdiği bir mesaj vardır: TC’ye yönelik ciddi adımların atılmamasının nedeni, toplumun buna hazır olmaması olarak yansıtılmaktadır. Daha farklı bir şekilde söyleyecek olursak, “törene katılmak yanlıştı” derseniz, karşınıza çıkarılacak söylemlerden biri de törene katılmamanın AKP’yi karşımıza almak anlamına geleceği ve toplumun bunun getireceği yaptırımlara hazır olmadığı olacaktır.
Böyle bir mesajın verildiğini doğru kabul edersek, siyasilerin bu konuda topluma güvenmediklerini söyleyebiliriz. Vesayete karşı atılacak radikal adımların (haklı olarak) ekonomik yaptırımları da beraberinde getireceğini düşünen siyasiler, bu yaptırımların faturasının kendilerine kesileceğini düşünmekte ve bunun onları yalnızlaştıracağından “korkmaktadırlar”.

Kısacası, ilahiyat koleji vakasının bir göstergesi de ne toplumun siyasilere ne de siyasilerin topluma güvendiğidir. Herkes sorumluluğu birbirine atmakta ve kimse sorumluluk kabul etmemektedir. Oysa ortada aşılması gereken bir güven krizi vardır. Bu kriz aşılmadıkça gelecekte karşımıza çıkacak olan bu gibi problemlerle ilgili tartışmaların gerisinde bu güven krizini bulacağımız aşikârdır. Bu nedenle bu krizin neden ortaya çıktığını ve nasıl aşılması gerektiğini anlamak önemlidir.

Bu krizin oluşmasında önemli etkenlerden birisi de yine şeffaflıktır. Şeffaflık genel olarak bütçe, yönetim vs. gibi konularla ilişkilendirilse de, bazen duyguların ve değerlerin şeffaflığı da önemlidir. Korkularını, güvensizliklerini açık bir şekilde ifade etmeyen insanlar birlikte hareket edemezler ve bunun sonucunda kısır ve anlamsız tartışmalara tutuşurlar. Kıbrıs’ın Kuzeyinde de olan budur. Siyaset korkuların ve güvensizliklerin gizlendiği bir yer haline gelmiştir ve bu da bir güven krizi olarak ortaya çıkmıştır.
Korkulan nedir? Vesayete karşı adım atmanın yaptırımları nedir? Toplumda güvenilir olmayan nedir? Bu soruların yanıtı benim bu yazıda yaptığım spekülasyonlara yer vermeyecek bir şekilde ortaya konmadıkça kimse kimseye güvenmeyecektir. Aynı şekilde ilahiyat kolejine karşı çıkanlar bu kolejin iptali sonucunda ortaya çıkacak olan yaptırımlara hazır olup olmadıklarını kendilerine samimi bir şekilde sormadıkça bu ülke güvensizlik ülkesi olmaya devam edecektir.

Bu haber toplam 1293 defa okunmuştur
Gaile 234. Sayısı

Gaile 234. Sayısı