Murat Obenler

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen “Singing for Akamas” etkinliği vesilesiyle Akama’yı Koruyalım/ Kıbrıs’ı Koruyalım Hareketi ve Doğal Kıyıları Koruma İnisiyatifi’nin 2015 sonundan itibaren sürdürdüğü çok boyutlu çevreci aktivist çalışmaları ile ilgili İnisiyatif sözcüsü Klitos Papastylianou ile bir kısa röportaj gerçekleştirdik.

“Bu alanlar  Natura 2000 Ağı kapsamındaki Özel Korunma Bölgesidir” 

Bu kampanya ne zaman başladı ve nasıl ilerliyor?

Akama’yı Koruyalım/ Kıbrıs’ı Koruyalım Hareketi ve Doğal Kıyıları Koruma Kampanyası 2015 sonu,2016 başında başlatıldı. Bu kampanya ile Akama Yarımadası ve Hrisofu Körfezi’ni bütünlüklü ortak bir koruma stratejisi oluşturarak hareket ediyoruz. Bu alanlar ekolojik olarak çok önemli yerler. Bu sahiller iki tane nesli tükenmekte olan kaplumbağaya evsahipliği yapıyor. Yeşil kaplumbağa(Chelonia Mydas) ve Caretta Carettaların üreme yeri de olan bu alanların yanısıra bazı kayalıklar da bir keşiş foku olan Monachus monachus’a evsahipliği yapıyor. Bu alanlar  Natura 2000 Ağı kapsamında (EU Habitat Directives)Doğal yaşam alanları, vahşi flora ve fauna hayatını, bazı kuş türlerinin de yaşadığı Özel Korunma Bölgesi’dir. Bu yarımada 168 çeşit kuş,20 farklı  sürüngen,16 kelebek türü ve 12 farklı memeli türüne ev sahipliği yapmaktadır.  Akama aynı zamanda Karpaz gibi altın kumsallara sahip el değmemiş sahilleri olan çok önemli bir bölge.

“Anastasiadis hükümetinin 2013’den itibaren Milli Kalkınma Planı diye açıkladıkları faaliyetlere karşı çıkıyoruz”

Hükümetin planı nedir ve özelde Akama genelde çevre nasıl bir tehlike altında?

Anastasiadis hükümetinin 2013 yılından itibaren Milli Kalkınma Planı diye açıkladıkları ve 3 parça olarak hayata geçirmeye çalıştıkları faaliyete karşı çıkıyoruz. Onlar bunun bir kontrollü  kalkınma planı olduğunu iddia ediyorlar ama bunu kontrol altında tutamıyorlar. Üç başlıklı bir plan var.
1.Akama Milli Orman Parkı Sürdürülebilir Kalkınma Planı. Bu tüm bölgeyi kapsayan kaldırım ve yürüyüş  yolları yapımını da içinde barındıran bir plan. Bu yaptığımız mücadele sonucunda reddedildi ve yapılmadı.
2. Akama Toplulukları Yerel Kalkınma Planı ise bölgeyi  turistik bir alana çevirmeyi planlayan ve birçok olumsuz etkiyi içinde barındıran bir çalışma.
3.ise Peya Belediyesi Yerel Planıdır. Bu ise bölgeyi farklı alanlara bölerek lokal kalkınma icraatları (betonarme ağırlıklı yapılar, çevreyi yok edecek tesisler vs.)yapmayı amaçlıyor. Biz de inisiyatif olarak bölgeye verilecek toplam zararı gördüğümüz için bütünlüklü bir karşı duruş sergiliyoruz.

Karşınızda çevreyi çok da önemsemeyen hükümet erki, açgözlü müteahitler ve yatırımcılar ve bunların destekçileri ile işbirlikçileri var. Bu çetin mücadelede ne durumdasınız?

Akama Toplulukları Yerel Kalkınma Planı’nın ilk versiyonunun resmi olarak reddedilmesini sağladık. Bu planın 2. Versiyonunu 2 hafta içinde göreceğiz ve değerlendirmemizi sunacağız. Ayrıca bölgeye kaldırım yapılması çalışmasını da durdurduk . Bu çalışma alanda hiç faaliyete geçmedi.

Ben kilisenin de bölgede bazı mekanlar inşaa etmek arzusunda olduğunu duymuştum. O konuda durum nedir?

Evet kilisenin(başpiskoposluk) bölgede büyük bir arazisi vardır ve bizim de bazı yerler yapılmasına dair duyumlarımız vardır fakat bu konuda resmi bir adım daha atılmadı.

“Bu Özel Koruma Alanları’nı gelecek kuşaklara aynen taşımak için uğraş veriyoruz”

Çevrenin genel anlamıyla korunması ile ilgili neler yapıyorsunuz? Bu mücadele hem sokakta hem diplomasi ile hem de yargı süreçleri ile mi oluyor?

Adanın bütününde bizler için en önemli çevresel doğal alanlar Karpaz yarımadası, Akama yarımadası, Cape White, Ağrotur Limasol üs bölgeleridir. Tabi dağlık alanlar da bu kategoriye girer. Bu alanları gelecek kuşaklara aynen taşımak için uğraş veriyoruz. Umarım birleşik bir Kıbrıs'ta tüm bu alanların tüm toplumlar ve canlıların ortak alanı olarak kullanacağı günleri de görürüz. 
Evet yasal yollarla da mücadelemizi sürdürüyoruz. Avrupa Komisyonu tarafından belirlenen ve Kıbrıs Cumhuriyetinin de uymak zorunda olduğu Natura 2000 Ağı direktiflerinin hayata geçirilmesini talep eden davalarımız sürüyor. Mahkemelerde de hakkımızı savunuyoruz ve küçük küçük gelişmeler de oluyor. Çok boyutlu olarak sürdürdüğümüz bu kampanyada hem alışılagelen hem de alışılmadık, sıra dışı eylemler yapıyoruz. Sokakta etkili eylemlerle(anayolları kapatma gibi) bu süreci durdurmaya veya yavaşlatmaya veya dönüştürmeye çalışıyoruz. Biz çevrenin ve doğal yaşamın tarafındayız.

Biz yeni bir STÖ oluşturmak istemiyoruz. Mevcut STÖ’ler (çevre örgütleri, hak bazlı örgütler, meslek örgütleri) ile yakın bir dayanışma ve işbirliği içerisindeyiz. Biz Kıbrıs'ın tüm doğal alanları için uzun ömürlü bir mücadele sürdürüyoruz ve Kıbrıs'ın doğal mirasına sahip çıkmaya çalışıyoruz.

“Konserlerle de çevreyi yok edici çalışmalara “Yeter” diyoruz”

Çok güzel bir konser etkinliği izledik. Sanatçılarla etkileşiminiz nasıl?
Kampanyaya baştan beri destek veren hatta kampanyanın bir parçası olan Monsieur Doumani gibi sanatçılar ve gruplar vardır. Bu sanatçılar gerek eylemlerimizde gerek yaptıkları destek etkinlikleri ile kampanyaya önemli  bir katkı koyuyorlar. Toplumun farklı kesimlerinden de kampanyaya destekler vardır. Büyük kalkınmacı(!!!) şirketler ve inşaat şirketleri bu çevre için yıkım olan yok edici çalışmalarını sürdürüyorlar. Biz de bunlara “yeter” diyoruz.

“Gelecek için umutlu kazanımlarımız var ve bu alanları korumayı başaracağız”

Kampanyada gelinen son güncel durum nedir?
8 yıldır bu kampanyayı sürdürüyoruz. Arzuladığımız süreç için yeterli noktada değiliz ama gelecek için umutlu kazanımlarımız var ve bu alanları korumayı başaracağız