1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Gençler varlık endişesi içinde”
“Gençler varlık endişesi içinde”

“Gençler varlık endişesi içinde”

YENİDÜZEN mecliste temsil edilen siyasi partilere üye gençleri bir araya getirdi, ülke sorunlarını masaya yatırdı.

A+A-

Gençler, toplumun varlık endişesi içerisinde olduğu hususunda hemfikir oldu. Kimi gençler bu kaygıyı çözümsüzlüğe dayandırırken, kimileri de eğitim ve mesleki hayatta yaşanan sıkıntıların etkin olduğunu söyledi.


Aygün Bahar ÖKMEN

Gençler “varlık endişesini” çok ağır hissediyor, kendilerine dünyada bir yer arıyor. Siyasi partilerin gençlik örgütlerinden tüm isimler toplumun varlık endişesi yaşadığı yönünde hemfikir oldu. Kimi gençler bu kaygıyı çözümsüzlüğe dayandırırken, kimileri de eğitim ve mesleki hayatta yaşanan sıkıntıların etkin olduğunu söyledi.
 


HP Gençlik Örgütü Üyesi Muhammet F. Erol:

“İnsanların ortaya bir emek koyabilmesi için verilen herhangi bir teşvik yok"

“Gençlerin bu ülkede kalmaları için onlara daha fazla neden sunabilmeliyiz”

 

Halkın Partisi (HP) Gençlik Örgütü Üyesi Muhammet F. Erol, Kıbrıs’ta bir varlık endişesi yaşandığını, gençlerin gerçekleştirdiği göçlere bakılarak da anlaşılabileceğini ifade etti. Erol, mesleki koşulların bunda büyük etkisi olduğuna dikkat çekti.

Erol şu şekilde konuştu:

“Gençlerin göç etmek istemediği bir Kıbrıs hayal ediyorum. Çünkü şu anda benim yaş grubumda olup görüştüğüm pek çok arkadaşım Kıbrıs’ta yaşamak için sebep bulamıyor. Evet, Kıbrıs’ı sevdikleri için bir bağ hissediyorlar, burada olmak istiyorlar ama tüm bunlar hayatını kazanmak için yeterli değildir, geçim kaygısı vardır. Gençler işsizlik sorunu ile boğuşuyor. İnsanların ortaya bir emek koyabilmesi için verilen herhangi bir teşvik yok. Geleceği bu anlamda biraz karamsar görüyorum. Gençlerin bu ülkede kalmaları için onlara daha fazla neden sunabilmeliyiz.”
 


TDP Gençlik Örgütü Başkanı Yusuf Osman:

“Bu ülkede bugünümüz hiçbir zaman parlak olamadı”

“Geçmişte mücadele sorunun ne olduğuydu. Artık o kadar çok cevap var ki gerçek sorunun ne olması gerektiğini tartışıyoruz”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Gençlik Örgütü Başkanı Yusuf Osman, toplumdaki herkesin “varlık endişesi” ile yaşadığını ifade etti. “Bu ülkede bizim varoluş mücadelemiz on yıllardır devam ediyor” diyen Osman, burada emek veren her insanın ırkı, dili, dini, rengi fark etmeksizin, ülkenin geleceğinde söz sahibi olması gerektiğini ifade etti.

Osman şu şekilde konuştu:

“Ülkede yaşayanların tercih ettiği ya da seçtiği yönde bir yol çizilmelidir. Gençlerin özelinde konuşacak olursak artık farklı bir kuşak var. Farklı bir dünyada yaşıyoruz. Her şeye erişmemiz bir saniye uzaklıkta. Bilgi her yerdedir. Geçmişte mücadele sorunun ne olduğuydu. Artık o kadar çok cevap daha doğrusu o kadar çok bilgi kirliliği var ki gerçek sorunun ne olması gerektiğini tartışıyoruz. Böyle bir değişken var.

Gençlerin geleceği parlak diyorlar. Geleceğimiz belki parlak ama bu ülkede bizim bugünümüz hiçbir zaman parlak olamadı. Bugün yaşadığımız çerçevede kendimizi güvende hissetmiyoruz. Pek çok varoluşsal sıkıntımız var.

Kendi kendine yetebilen, üretebilen, siyaseten insanca ve hakça bir düzende yaşayan bir Kıbrıs görmek istiyoruz.”
 




CTP Gençlik Örgütü Güzelyurt İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Suzan Kısaoğlu:
 

“Geleceğe baktığımda şu anda gördüğüm Kıbrıs’ı görmek istemiyorum”

“Görmek istediğim kendi irademizle, bu yurdu kendi yurdu bilmiş erkesin ortak iradesiyle, ortak bir mücadele ile kurulan bir federasyonun getireceği daha eşit, daha barış dolu, daha laik ve demokratik bir ortamda yaşanan bir Kıbrıs”

"Varlık endişesi" taşıdığını ifade eden Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gençlik Örgütü Güzelyurt İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Suzan Kısaoğlu, yaşadığı varlık endişesinin “Kıbrıslı Türklere özel” bir varlık endişesi olmadığını belirtti. Kısaoğlu, “Bu endişe, Kıbrıs’ı yurt olarak benimseyen herkesin yaşamını etkileyecek her türlü gelişmenin onlardan bağımsız bir şekilde ilerlemesinden ötürü duyulan bir endişedir” ifadelerini kullandı.

Kısaoğlu şu şekilde konuştu:

“Öyle bir noktadayız ki, bir evde yaşıyoruz ve bizden habersiz bir anda evin her şeyi değişebiliyor. Nasıl yaşayacağımıza başkaları karar veriyor. Yaklaşık 50 yıldır bu şekilde yaşıyoruz. Bu nedenle bir varlık endişesi taşıyorum. Geleceğe baktığımda şu anda gördüğüm Kıbrıs’ı görmek istemiyorum.

Gördüğüm Kıbrıs 50 yıl önce ne ise, gittikçe daha da kötüleşerek yoluna devam eden bir Kıbrıs. Görmek istediğim ise kendi irademizle, bu yurdu kendi yurdu bilmiş olan herkesin ortak iradesiyle, ortak bir mücadele ile kurulan bir federasyonun getireceği daha eşit, daha barış dolu, daha laik ve demokratik bir ortamda yaşanan bir Kıbrıs.”


DP Gençlik Örgütü Başkanı Erden Pekri:

“İster inanalım ister inanmayalım, ülkemizi geliştirmek bizim elimizde”

“Çözüm istiyor muyuz? Evet istiyoruz. Çünkü 15 kilometre ötemizde bambaşka bir hayat var”

 

Demokrat Parti (DP) Gençlik Örgütü Başkanı Erden Pekri, her gencin varlık endişesi taşıdığını belirtti. Pekri, geçen süreçte gençlere saygı duyulmayan bir topluma dönüştüğümüzü ifade etti. Hükümetlerin gençlik politikalarını ileri götürecek adımlar atmadığını dile getiren Pekri, genç üreticilerin yalnız bırakıldığına dikkat çekti.

Pekri şu şekilde konuştu:

“Genç üreticilerin yalnız bırakılması, beyin göçü gibi pek çok sorun yaşıyoruz. Bu insanlar bizim ülkemizde iş bulamıyor. Sanat dalında master yapıp bugün muhasebe bürosunda çalışmak durumunda olan gençlerimiz var. Bunun çözümü, iş portalının genişletilmesi ve devlette bazı bölümlerin açılması. Örneğin tarih ya da sanat tarihi okuyan bir insanın müzede çalışabilmesi olanağını yaratılmalıdır.

Burada varlık endişesi taşımamızın bir başka nedeni de bence eğitimdeki eşitsizlik. Eğitim her şeyin başıdır. İnsan 7 yaşında ilkokula başlıyor. Herkesin maddi gücü özel okula yetmeyebiliyor. Ben de devlet okulunda okudum. TMK mezunuyum. Haspolat Meslek Lisesi’nde okuyan bir çocukla benim aldığım eğitim eşit olmalıdır. Benim devlet okulumun duvarına projeksiyon yansıyorsa, onunkine de yansımalı. Benim akıllı tahtam varsa, Haspolat Meslek Lisesi’ndeki çoğun da olmalı. Bir okulda kimya ya da biyoloji dersi görülüyorsa, özel ya da devlet fark etmeksizin okulun bir laboratuvarı olması lazım.  Bu konularda belli başlı adımlar atılırsa memleketimiz daha yaşanılabilir bir hale gelecektir diye düşünüyorum.

Çözüm istiyor muyuz? Evet istiyoruz. Çünkü 15 kilometre ötemizde bambaşka bir hayat var. Bazı standartlar oturmuş durumda. Bizden çok daha gelişmiş bir hayat sürdürüyorlar. Şu an kurulu bir düzen var. KKTC. İster inanalım ister inanmayalım, bunu geliştirmek bizim elimizde. Bizim bu düzeni geliştirmemizin de çözüm konusunda bize yardımcı olacağına inanıyorum.”


YDP Gençlik Kolları Genel Başkanı Kurtuluş Sözmen:

“İnsanların etnik kökenlerine göre ayrıldığı bir yerde varlık endişesi yaşanması doğal”

“Artık federal çözümün bir kenara bırakılması gerekiyor. Çünkü federal çözüm bizi bir adım ileri taşımadı”

Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Gençlik Kolları Başkanı Kurtuluş Sözmen, bugün çok büyük bir varlık endişesi yaşadığımızı dile getirdi. Sözmen, insanların etnik kökenlerine göre ayrılmasının da varlık endişesini azaltmadığına dikkat çekti.

Sözmen şu şekilde konuştu:

“Sorunu önce kendi içimizde çözmeliyiz. Türkiyelisin, Bulgarsın, gurbetsin, kök Kıbrıslısın… Bu söylemlerin bittiği gün, gençliğin birleştiği gündür. Bu algı değiştiği takdirde bir yerlere gelebiliriz. Ben Türkiye’de doğdum. Nerede doğacağıma ben karar vermiyorum. Ama nerede yaşayacağıma ben karar verebilirim. Bugün ben burada yaşıyorum, buranın vatandaşıyım. Bu ülkede yaşamak için varım. Bu ülkenin geleceği için varım. Suzan Kısaoğlu arkadaşımız çok güzel bir şey söyledi. ‘Kim olursa olsun kabul görsün’ dedi. Bizim adamız yüz yıllardır birçok medeniyeti kabul etmiş bir ada. Bugün de iki toplumlu bir yaşam var. Bir Müslüman toplumun ve bir de Hristiyan toplumun birlikte yaşadığı bir adadayız.

Barış savaşla kazanılırdı. 1974’te yaşanmaması gereken bir savaş yaşandı ve bitti. Bu insanlar uzun zamandır bir arada yaşıyordu. Ta ki İngilizler böl, parçala ve yönet politikalarını burada uygulayana kadar. O andan itibaren adada ne özgürlük kaldı, ne de bağımsızlık.

Mustafa Sipahi arkadaşımız federal çözümden bahsetti. 37 yıldır devam ediyor. Artık federal çözümün bir kenara bırakılması gerekiyor. Çünkü federal çözüm bizi bir adım ileri taşımadı. Crans-Montana federal çözümün son demiydi, Sayın Akıncı’nın da söylediği gibi.

Bizim çok büyük sıkıntılarımız var. Gençler neden adamızdan gidiyor? Gençler sosyo-kültürel anlamda neden bu adada eksiklik çekiyor? Kütüphanelerimizde, sinemalarımız, tiyatrolarımızda, pek çok konuda eksikliklerimiz var…

Sürekli bir müdahale nağraları. Bizim bunlara karnımız tok. İsteyen, istediği eleştiriyi yapabiliyor. Az önce Demokrat Parti’den ve Halkın Partisi’nden iki arkadaşımızla son derece seviyeli biçimde görüşlerimizi paylaştık. Kaldı ki Sayın Erdoğan buraya geldiğinde CTP’deki arkadaşlarımız Pazar günü eylem yaptı. Kim müdahale edebildi? İstediği gibi eylemini yaptı.”

 

ss-110.jpg

 

GENÇLER TARTIŞTI:

  • Kısaoğlu: “Savaşların kazananı yoktur çünkü ölüm barış getirmez”
  • Sözmen: “Artık yeni bir çözümün var olacağına inanıyorum
  • Suzan Kısaoğlu: Kıbrıs meselesi için çok hassas olan birkaç nokta vardı söylediklerinizde. Öncelikle barış savaşla kazanılmaz. Savaşların kazananı yoktur çünkü ölüm barış getirmez. Savaşla elde edilebilecek tek şey belki yaşam alanı belki daha fazla toprak… Ama bu barış değildir. Kıbrıs temelinde konuşacak olursak, barış diye adlandıracağımız şey eşitlik ve özgürlükten geçer. Eşitlik ve özgürlük de savaşla kazanılmaz. Bunlar müzakere masasıyla tabandan tavana bir barış inşası ile elde edilir. Diyalogla, uzlaşıyla ve temelinde saygının olduğu ifadelerle kazanılır.
  • Kurtuluş Sözmen: Ben bunu 1974 için söylemiştim.
  • Suzan Kısaoğlu: Tamam, orada kazandığımız şey barış değildi. Bu nedenle biz şu anda çabalıyoruz. Bunun devamında federal çözüm söyleminin bitmesi gerektiğine değindiniz. Federal çözüm bitebilecek bir söylem değildir. Şu anda bizim uluslararası hukuk dediğimiz bir mekanizma mevcut. Uluslararası hukuk KKTC’nin varlığını kesinlikle yasal yolla kabul edemez. Uluslararası hukuk temelinde, biz burada ülkeyi bölerek kabul gören, işleyen bir sistem elde edemeyiz. Bu yüzden federal çözüm olmazsa olmazımızdır. Ve Crans-Montana’nın son deneme olduğunu, Akıncı’nın da böyle söylediğini ifade etmiştiniz. Ben bunun da yanlış bir söylem olduğunu düşünüyorum. Geçmişte Sayın Akıncı’nın da söylediğini yanlış buluyorum. Son olarak müdahale olmadığını ifade etmiştiniz. Bu noktada Ezgi Özyiğit’e kesinlikle katılıyorum. Müdahale algı yönetimiyle de olur. En büyük müdahale de budur.

jg.jpg

  • Kurtuluş Sözmen: Sonuç itibari ile Pazar günü eylem yaptınız mı?
  • Suzan Kısaoğlu: Yaptık çünkü bu tür müdahalelere boyun eğmeyeceğiz.
  • Kurtuluş Sözmen: Sonuç itibari ile siz ne olursa olsun iradenizi kullandınız mı?
  • Suzan Kısaoğlu: İrademizi kullanabilmek için mücadele veriyoruz. Mesele de budur.
  • Kurtuluş Sözmen: Bu mücadeleyi verdiniz mi? Eylem yapıldı mı? Yapıldı. Demek ki gençlerin iradesi, demokratik anlayışı hiçbir şekilde yok sayılmadı. İkinci olarak federal çözüm mecburidir dediniz. 37 senedir yapılan bir çalışma var. Beşinci Cumhurbaşkanı seçildi. Bu Cumhurbaşkanlarımızdan iki tanesi sol kesimdendi. 2008 yılında Hristofyas adil çözüm adil toplum adı altında Cumhurbaşkanı seçildi. Ancak Sayın Mehmet Ali Talat ile hiçbir şekilde sonuca varamadılar. Federal çözümün ne kadar gerçekten uzak olduğunu bir kez daha söylüyorum. 1986 Çerçeve Anlaşması, 1989 Fikirler Anlaşması, 2004 Annan Planı… Bu doğrultuda artık yeni bir çözümün var olacağına inanıyorum. İki devletli olabilir, konfederasyon olabilir. Bunlar olabilecek şeyler. Çözümsüzlüğün bile bir çözümü olduğuna inancım tam.
  • Mustafa Sipahi: Barış savaşla kazanılır demiştiniz, buna ben de bir ekleme yapmak isterim. Bu noktada kazanılabilecek hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. Diyalog yolu, diplomasi yolu tek yoldur. Kıbrıs’ta halkların kardeşliğini, insanların birbirine toleranslı olmasını sol tarafın benimseyerek koruduğu gibi sağ tarafın da benimsemesi ve koruması gerektiğini düşünüyorum. Zira şu anda bir masa etrafında toplanıp bunları hep birlikte irdeleyebiliyorsak, bunların sayesindedir. Müdahale noktasında ise baz almamız gereken temel nokta; müdahalelerin her zaman belli yollarla yapılmaz. Manipülasyon da bir müdahaledir. Medya ile, dijital ortamlarla da yapılır. Bu ülkede nüfus aktarımı ile bile manipülasyon yapılmaktadır. Oy uğruna vatandaşlık verilmektedir. Bu ülkenin demografik yapısı değiştirilmektedir. Bu seçimlere de etki ediyor. Bunu görmezden gelmenizden dolayı üzüntü duyuyorum.
  • Kurtuluş Sözmen: Ben 1974 yılını neden dile getirdim? Neden barış savaşla kazanılır dedim? EOKA gibi bir yapılanma vardı burada. Geçitkale Katliamı’nı okumanızı öneririm.

CTP Gençlik Örgütü Üyesi ve Örgüt Sekreteri Mustafa Sipahi:

“Bölünmüşlük ve defacto bir ülke olmamızdan dolayı varlık endişesi içerisindeyiz”

“Türkiye’den gelen baskılar ve müdahaleler sonucunda Kıbrıslı Türklerin hem geleceği hem de umutları zedelenmiştir”

Kıbrıslı Türklerin yaşadığı varlık sorununu dışarıdan gelen müdahalelere, kendi ayakları üzerinde duran bir ülke olamayışımıza bağlayan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gençlik Örgütü Üyesi ve Örgüt Sekreteri Mustafa Sipahi, çözümün tek çatı altında tanınan federal Kıbrıs olduğunu savundu.

Sipahi şu şekilde konuştu:

“Kıbrıslı Türkler olarak, Kıbrıslı Türk derken nereden gelirse gelsin, etnik kökeni ne olursa olsun bu adayı yurdu bilmiş insanlar olarak, çok acı çekmiş ailelerin çocuklarıyız. Bunun nedeni de bölünmüşlük ve defacto bir ülke olmamızdan kaynaklanıyor maalesef. Az önce Suzan Kısaoğlu’nun da bahsettiği gibi temel çıkış noktamızın federal çözüm olması gerektiğini düşünüyorum çünkü Kıbrıslı Türkler olarak varlık sorunu yaşıyoruz. Dünyadaki hiçbir devletle yatay düzlemde ilişki kuramıyoruz. Ne BM bağlamında, ne yanı başımızdaki Türkiye ile ne de Kıbrıs Cumhuriyeti ile. Tek temsilcimiz olan cumhurbaşkanlığımızdır. O da Kıbrıs Türk toplumu adına tanınmış bir makamdır. Onun dışında ne bir Dışişleri Bakanlığı bazında ne de diplomatlar bazında ilişki kurabiliyoruz. Bu noktada dışarıdan gelen müdahaleleri de göz ardı etmememiz gerekiyor. Demokrasimize yapılan anti demokratik uygulamalar ve deniz aşırı, özellikle Türkiye’den gelen baskılar ve müdahaleler sonucunda Kıbrıslı Türklerin hem geleceği hem de umutları zedelenmiştir. Biz solun ilkelerine inanmış gençler olarak bunun karşısında durmak zorundayız ve duracağız da. Buradaki diğer arkadaşlarımızla hemfikir olacağımız nokta şudur ki, Kıbrıslı Türkler olarak bir an önce hem ekonomik olarak hem de siyasal bağlamda kendi ayaklarımız üzerinde durmayı başarmalıyız. Bunun yegâne çözümü de federal çözümdür. Birleşik Kıbrıs’dır. İki bölgeli, iki toplumlu, eşitliğe dayalı, tek egemenlik ve dünyada tek çatı altında tanınmış bir federal Kıbrıs’tır.”


YDP Gençlik Kolları Üyesi ve Gençlik Kolları Genel Başkan Yrd. Ali Şimşek:

“Artık çözümler üretilmesi gerekiyor”

“Ülkemde kendi işimi yapamıyorum. Bu sorun aslında ülkemizin en büyük sorunlarından biridir”

Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Gençlik Kolları Üyesi ve Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Ali Şimşek, yaşanan işsizliğin en büyük varlık endişesi olduğunu ifade etti. Şimşek, işsizlikten kast ettiği şeyin herkesin okuduğu alanda iş bulabilmesi olduğunu dile getirdi.

Şimşek şu şekilde konuştu:

“Bir psikoloji mezunuyum. Ülkemde kendi işimi yapamıyorum. Bu sorun aslında ülkemizin en büyük sorunlarından biridir. Gençlere daha iyi eğitim olanaklarının sunulduğu, daha çok iş imkânının olduğu bir Kıbrıs istiyorum. Burada eğitim de büyük bir sorun. Okuduğumuz süre içerisinde deneyimlediğim şeyler oldu. 5-6 ay okula gidiyorsak geriye kalan süreç grevlerle geçiyor. Bunlarla ilgili artık çözümler üretilmesi gerekiyor.

 


TDP Gençlik Örgütü Üyesi ve Örgütlenme Sekreteri Redif Ekinci:

“Bugüne kadar bizi yönetenler farklı kaygıları olan nesillerdi. Ancak artık arkadan biz geliyoruz”

“Bu kaygıların temelinde yatan çözümsüzlüğün getirdiği bir yere ait olamama, dünyada kendine alan bulamama durumudur”

Toplumcu Demokrasi Partisi Gençlik Örgütü Üyesi ve Örgütlenme Sekreteri Redif Ekinci, bu ülkede yaşayıp da gelecek kaygısı olmayan, varlık endişesi yaşamayan bir insan olduğunu düşünmediğini belirtti. Ekinci, bu kaygıların temelinde yatanın bir yere ait olamama, çözümsüzlük, dünyada kendine alan bulamama olduğunu dile getirdi.

Ekinci şu şekilde konuştu:

“Hepimizin gelecekle alakalı bir kaygısı var. Hepimiz varlık endişesi taşıyoruz. Bu kaygıların temelinde yatan çözümsüzlüğün getirdiği bir yere ait olamama, dünyada kendine alan bulamama durumudur. Dolayısı ile bir çözüm mecburidir. İhtiyaçtır. Federal çözümün en temel ihtiyaç olduğunu düşünüyorum ama federal çözüme odaklanıp Kıbrıs Türk toplumunu geliştirebilmek adına ne yapacağımızı da konuşmadık yıllardır. Kıbrıslı Türklerin harekete geçme zamanıdır.

Bizim Y ve Z kuşağından gençler olarak kaygılarımız ortaktır. Siyasal koltuk beklentileri olmayan biz gençlerin bir ev sahibi olmak gibi bir gailesi vardır. Bu noktada bizim özellikle bürokratik alanlarda rant üzerinden şekillenen değil yetkinliğe dayanan istihdamlar yaratabileceğimiz bir sistem oluşturmamız gerekir. Bu toplumu ancak bu şekilde bir yerlere taşıyabiliriz. Şu an için geleceğimizi karanlık görüyoruz ama yapılabilecek şeyler aslında çok da ütopik değil.

Özellikle dijital dönüşümle ambargolara takılmayan dijital bir ülke olabiliriz. Turizmin çeşitlendirilmesi, üniversitelerin geliştirilmesi… Doğru vizyonlarla, doğru liderlikle başarabiliriz. Bugüne kadar bizi yönetenler farklı kaygıları olan nesillerdi. Ancak artık arkadan biz geliyoruz. Bizim kaygılarımız onların kaygılarından farklı. Artık Kıbrıs Türk gençlerinin, bu ülkede yaşayıp bu ülkeye gönül veren insanların, birlik olması ile bir şeyler başarılabilir diye düşünüyorum.”

 


CTP Gençlik Örgütü Üyesi ve Yerel Yönetimler Sekreteri Halil Uskuri:

“Kıbrıs Türk toplumu yıllardır varlık endişesi yaşamaktadır”

“Hepimizin yaşadığı çıkmazlar var ve bunun en büyük sebebi Kıbrıs’ta bir siyasi çözümün bulunmamasıdır”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gençlik Örgütü Üyesi ve Yerel Yönetimler Sekreteri Halil Uskuri, varlık endişesi taşıdığını ve Kıbrıs Türk toplumunun da yıllardır bu endişeyi yaşadığını dile getirdi. Yıllardır yaşanan savaşlar, ekonomik buhranlar ve toplumlar arası çatışmalar ile bunların getirdiği siyasi istikrarsızlığın varlık endişesini körüklediğini belirtti.

Uskuri şu şekilde konuştu:

“Kıbrıs Türk toplumu yıllardır varlık endişesi yaşamaktadır. Süregelen savaşlar olsun, ekonomik buhranlar olsun, toplumlar arası çatışmalar olsun, bunların getirdiği siyasi istikrarsızlık olsun, bunlar varlık kaygısını tetikledi ve şu anda da bu kaygı devam etmektedir. Buna bağlı olarak şu an geldiğimiz noktada, ekonomik ve sosyal anlamda çıkmazda olan bir Kıbrıs görüyorum. Bunu sadece Kıbrıs’ın kuzeyi ile ilgili değil tamamı ile ilgili olarak dile getiriyorum. Hepimizin yaşadığı çıkmazlar var ve bunun en büyük sebebi Kıbrıs’ta bir siyasi çözümün bulunmamasıdır. Kıbrıs’ın kuzeyi özelinde de eğitimin, sağlığın, ekonominin birçok alanın ciddi sıkıntılar yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Demokratik teamüllerin yerle bir edildiği, irademize ciddi müdahaleler olduğu bir dönemden geçiyoruz.

En büyük arzumuz Kıbrıs’ta siyasi bir çözüm bulunması ve bunun federal çözüm olmasıdır. Biz bunu ideolojik bir saplantıdan dolayı istemiyoruz. Mantıklı ve makul olanın ve Kıbrıs sorununun tüm alanlarını çözebilecek yegâne formül bir federasyondur.

Bununla birlikte Kıbrıs’ta terini bu topraklara akıtan herkesin barış içerisinde, kutuplaşmadan, Kıbrıs’a has değerleri koruyarak ve refah içerisinde yaşadığı, militarizmden arınmış bir Kıbrıs görmek istiyorum.”

 


TDP Gençlik Örgütü MYK Üyesi Ezgi Özyiğit:

“On yıllardır var olma kavgası veriyoruz”

“Varlık kaygımızın varlık kavgasına döndüğü süreçlerden geçiyoruz”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Gençlik Örgütü MYK Üyesi Ezgi Özyiğit, var oluş kaygısı taşıdığını ifade etti, bu kaygıyı taşımayan insan olmadığını dile getirdi. Yıllardır varoluş kavgası verdiğimizi belirten Özyiğit, son yıllarda bu konuda verdiğimiz kavganın daha da alevlendiğini ifade etti.

Özyiğit şu şekilde konuştu:

“On yıllardır bu var olma kavgasını özellikle Türk toplumu olarak veriyoruz. Son yıllarda bunun çok daha arttığını düşünüyorum. Kurtuluş Sözmen arkadaşımızın söylediği gibi Pazar günü yapılan eylemlerde müdahale olmadığını düşünmüyorum. Aslında o eylemlere bir yasak getirilmeye çalışıldı. Bu yasak gibi baskılar bizim şu an varlık kaygımızı daha da artıyor. Çünkü bizim gençler olarak istediğimiz sesimizi duyurmak, kendi ayaklarımız üzerinde durmaktır. Bu tarz baskıların her nereden gelirse gelsin, önümüze duvarlar ördüğünü düşünüyorum. Bu yüzden varlık kaygımızın varlık kavgasına döndüğü süreçlerden geçiyoruz.

Bu kavgaların yaşanmadığı, herkesin hangi etnik kökenden olursa olsun kendi sesini, dilediğince, kendi cümleleri ile çıkartabileceği bir Kıbrıs hayal ediyorum. Bunun tek yolunun da federal çözüm olduğunu düşünüyorum.”

 


CTP Gençlik Örgütü Üyesi ve Dış İlişkiler Sekreteri Enver Tekiner:

“Dünya standartlarına entegre olmuş bir Kıbrıs istiyorum”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gençlik Örgütü Üyesi ve Dış İlişkiler Sekreteri Enver Tekiner, bu ülkede yaşayan tüm gençlerin bir varlık endişesi taşıdığını belirtti.

Enver şu şekilde konuştu:

“Bu ülkede yaşayan her genç gibi ben de varlık kaygısı yaşıyorum. Siyasi eşitliğe dayalı bir federal çözümün olduğu, dünyaya adapte olabilmemiz için güçlü teknik alt yapıların kurulduğu, üretimin sağlandığı, ülkemizin son derece elverişli olduğu eco-turizm, kaliteli eğitim gibi konularda geliştiğimiz bir Kıbrıs görmek istiyorum. Dünya standartlarına entegre olmuş bir Kıbrıs istiyorum.”

 

 

 

Bu haber toplam 3249 defa okunmuştur
Etiketler :
İlgili Haberler