1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. DAÜ’de Gezi Parkı Eylemleri ve medya konuşuldu
DAÜ’de Gezi Parkı Eylemleri ve medya konuşuldu

DAÜ’de Gezi Parkı Eylemleri ve medya konuşuldu

“1. Kuvvet Medya” programında bu hafta Gezi Parkı eylemleri ve Türkiye medyası ele alındı.

A+A-

Çekimleri Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) televizyon stüdyolarında, Halkla İlişkiler ve Basın Müdürlüğü koordinatörlüğünde ve DAÜ TV yapımcılığında gerçekleşen “1. Kuvvet Medya” programında bu hafta Gezi Parkı eylemleri ve Türkiye medyası ele alındı.  DAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan ve Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Metin Ersoy tarafından hazırlanıp sunulan “1. Kuvvet Medya” programına bu hafta DAÜ İletişim Fakültesi, Radyo, TV, Sinema ve Gazetecilik Bölümü başkanı Yrd. Doç. Dr. Pembe Behçetoğulları konuk oldu.


Geleneksel medya, eylemleri değersizleştirmeye çalıştı
Prof. Dr. Süleyman İrvan, İstanbul’da başlayan ve Türkiye’nin farklı illerine, KKTC’ye ve dünyaya yayılan Gezi Parkı eylemlerinin başlangıçta geleneksel medya tarafından değersizleştirilmeye ve görmezlikten gelinmeye çalışıldığını söyledi. Eylemcilerin sosyal medyayı kullanarak seslerini duyurmayı başardıklarını belirten Prof. Dr. İrvan, birkaç gün sonra biraz da artan tepkilerin sonucunda geleneksel medyanın geleneksel reflekslerinden sıyrılarak habercilik yapmaya başladığını ifade etti. Türkiye’de gazetecilerin iş güvencesinin olmadığını, son 10-15 yılda birçok gazetecinin işten çıkartıldığını ve gazetecilik mesleğinin kendisini koruyan bir mekanizmasının bulunmadığını söyleyen Prof. Dr. İrvan, yine de gazetecilerin varoluş nedenlerini unutmamaları gerektiğinin altını çizdi. Tarihsel olarak bakıldığında Türkiye medyasının hep yanlış yerde durduğunu, 1960’ta, 1980’de darbeleri desteklediğini belirten Prof. Dr. İrvan, benzer yanlışlığı Gezi Parkı direnişinde de gösterdiğini söyledi.

Halkın yanında yer almadılar
“Sosyal medyanın nasıl kullanıldığını Arap Baharı’ndan biliyoruz” diyen Yrd. Doç. Dr. Pembe Behçetoğulları, insanların eylemler için sokaklara inmeye başlamasında sosyal medyanın önemli bir etkisinin olduğunu söyledi. Olayların bu kadar yayılacağının hesaplanamadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Behçetoğulları, geleneksel medyanın varoluş sebebi olan halkın yanında olamadığına dikkat çekti.

Zaman ve mekân farklı
Eylemcilerin Gezi Parkı’nda yapılması planlanan inşaat için ilk başlarda pasif direniş yaparak eylemlerini sürdürdüklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Metin Ersoy, bu pasif direnişin olaylarda kan ve şiddet arayan geleneksel medya tarafından değerli bulunmadığını ifade etti. Yapılan eylemlerde gençlerin ön saflarda yer aldığını ve artık eylemlerin şeklinin ve içeriğinin değiştiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Ersoy, gençlerin zamandan ve mekândan bağımsız aynen internette olduğu gibi eylemler yaptıklarını vurguladı. Hafta sonu en üst seviyeye ulaşan eylemlerin birçok kişi tarafından hafta başı biteceğinin düşünüldüğünü de belirten Yrd. Doç. Dr. Ersoy, bunun böyle olmadığını ve bireylerin meydanları doldurmaya devam ettiklerini söyledi.

Barış gazeteciliği uygulanmalı
Medyanın halkı görmezlikten gelerek elit odaklı habercilik yaptığını, bunun yerine barış gazeteciliği haber değerlerinin benimsenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Yrd. Doç. Dr. Ersoy, Türk medyasında çözüm süreciyle başlayan habercilik anlayışının söz konusu eylemlerde kullanılmadığına dikkat çekti.  Yrd. Doç. Dr. Ersoy, medyanın sıradan olaylarda dahi proaktif, halktan yana, çatışmaları anlamaya yönelik bir gazetecilik anlayışını desteklemesi gerektiğini ifade etti.

Medya ve sansür
Medya patronlarının ilişkilerinden bahseden Yrd. Doç. Dr. Behçetoğulları, medyanın üzerinde baskı ve korkunun olduğunu dile getirdi. Gazetecilerin bu kişilerin altında çalıştığını ve haberi yapsalar bile yayımlanmama olasılığının olduğundan söz eden Yrd. Doç. Dr. Behçetoğulları, sosyal medyada Gezi Parkı direnişiyle birlikte başlayan halk ayaklanmasında geleneksel medyanın uyguladığı sansür veya susturmanın işe yaramadığını da sözlerine ekledi. Medyada uygulanan sansürün prestij kaybından başka hiçbir anlamı olmadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Behçetoğulları, sosyal medya paylaşımları sayesinde halkın sesini duyurabildiğini ifade etti.

Sosyal medyada bilgi kirliliği
Sosyal medyanın avantajları yanında dezavantajlarının da olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Metin Ersoy, fazla miktarda bilgi kirliliğinin olabileceğini ifade ederek, halkın haberleri dikkatli okuması ve medyayı iyi takip etmesi durumunda yanlış haberleri ayırt edebileceklerini kaydetti. Sosyal medyada haber kirliliğinin engellenemez bir durum olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Behçetoğulları, medyanın görevini yaparak tarafsız haber yapması durumunda haber kirliliğinin azalabileceğini ifade etti.  

“1. Kuvvet Medya” programının söz konusu bölümü, 9 Haziran 2013 Pazar günü, saat 20:00’de, SİM TV kanalında yayınlanacak.

Bu haber toplam 2156 defa okunmuştur