1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Biz kiiii…
Biz kiiii…

Biz kiiii…

Biz kiiii…

A+A-


Neriman Cahit

Bir televizyon programını izliyorum, sabrımı sınayarak… Program alışılmışın da ötesinde, artık gına getirenlerden. Tanınmış politikacılarımızdan biriyle… O da, pek çok diğerleri gibi… Bakışları, kendi güzellik aynasındaki sanallığa hayran… Gözleri kendi boşluğuyla dolu !..
- Bu Ada bizim mi? Bu dağlar, taşlar bizim mi? Bu çakıl taşı bizim mi ?
- Sonra, sanki bir yerlerden yanıt almış gibi sert bir tonla, üstüne basa basa yanıtlıyor:
- Biziiimdir… Biziiiim…
Şöyle bir geriniyor, çevresinde birileri varmış gibi kolaçan ediyor:
- Bu memleket için nice canlar verildi, kanlar akıtıldı ve bize onlardan emanet kaldı. O emanete ihanet etmek hiçbir babayiğidin harcı değildir! (öyle ya anayiğit olmadığına göre, memleketin gerçek sahipleri de babayiğitler !)

***

Gülmekle ağlamak arasında kararsız, TV’nin sesini kısıp ben sormaya başlıyorum:
“Özellikle de 1974’ten sonra edinilen onca malvarlığı benim mi ? Birdenbire edinilen onca servet benim mi? Hak etmediğim mevkiler + o mevkilere geldiğimde kıyak mevkilere getirdiğim onca yakının ve eş dost benim mi ?
Yanıt yok !..

***

Sürdürüyorum sorgulamayı:
“Bu ödenmemiş vergi, onca kaçak gelir, elektrik borcu + hesabı verilmemiş onca kaçak gelir, benim mi?”
Yanıt yok…
Bir başladım mı sorularımın ardı arkası gelmiyor:
“Şuursuzca sarf edilen, çarçur edilen milli servetimiz, tarihi – kültürel zenginliğimiz + doğamızın sıfırlanmasının suçu…
Koltuk tutkusu benim mi ? Bencillik benim mi? Ülkeyi, “sorma gir Hanı”na, hırsızlık, katillik, ırza geçiş… Kerhane ve kumarhane cennetine !!! çevirmenin suçu benim mi?
Küçücük çocuklarımızın tatil hakkını anlamadıkları bir sürü dua vb. “din” kisvesi altında zehir etmenin suçu benim mi?
Her anlamdaki bencillik benim mi ?.. Kendini bilmezlik, ukalalık benim mi?
Yanıt yok!..

***

Sorular, sorular, sorular…
“Ülkemiz maliyesi, iç-dış ticareti, başta K.T.H.Yolları olmak üzere, tüm maddi ve manevi öz varlıklarımızın getirildiği durumun suçu benim mi?
Gençlerimizin, trafiğimizin, eğitimimizin acıklı durumu benim mi? Hızla artmakta olan işsizlik ve göç benim mi???
Yanıt yok…
Ve son soru: “Tüm bu gaflar, hatalar ve günahlar benim mi?
Yanıt yok… Olmayacak da…
Bu kez soru tarzımı değiştiriyorum:
“Biz ki, tek bir çakıl taşı vermemek uğruna, canımızı veririz de… Nasıl olur da onca vurgun, onca adaletsizlik, onca utanç ve ‘toplumsal kayıp’ karşısında seyirci kalırız ?

***

Yook, bu soru tarzıyla da yanıt alamayacağım besbelli… Ama, kafam sürekli yeni sorular türetiyor.
“Ülkemde, benim-bizim hiç alışamadığımız şekilde son süreçte artarak süren, hırsızlıktan – adam kaçırmaya- cinayete, onca can alıcı sorun azalacağına… gün geçtikçe büyüyüp çözümsüzleşerek sürerken… Nasıl ulaşacağız… Nasıl ulaşacak çocuklarımız sağlıklı yarınlara… Hala daha, her aklıma gelen ve bir gemi bileti parasını bile zar zor denkleştiren ‘Sözde turistlerle’ daha ne kadar uğraşacak… Kapılarımızdaki kilitlerin ve bahçemizdeki köpeklerin sayısını kaça çıkarmamız gerekecek ???

***

Yine de ben, her şey ‘bize bağlı’ diye düşünüyor ve buna da yürekten inanıyorum…
Sizce tarih tamamıyla bir zorbalar ve rastlantısallar zinciri mi ?

***

Bu tür bir sürü soru daha gelip geçiyor kafamdan… Sonuçta sorgulamadan da müthiş yoruluyorum..
Ama, düşünceler bir çeşme musluğu değil ki kapatıp da uykuya dalasın…
Sonunda, bir eylem kararı alıyor ve rahatlıyorum:
Beşparmakların en yüksek tepesine çıkacak ve Kuzey’e de – Güney’e de dönüp haykıracağım:
“Bu ada bizim mi…
Yoksa, biz mi eşşşşşeğiz?!!

***

Sanki çok derinlerden boğuk bir yanıt geliyor sorma:
• Tarih, kaynağı belirsiz makam + servet ve yaptırımlarla kapatılmış mal ya da mülk değildir !..
Tam uyumak üzereyken ikinci bir yanıt daha geliyor:
• “Satın alıp beslediği ‘güçler’e dayanarak… bilmediği ‘tarih’e geçmek isteyenler… Olsalar olsalar, ‘Patoloji’ tarihine dipnot olabilirler….”

------------------------------------------------------------------------------------

Değerli, bilgi kaynağı bir dergi…

SPOR TARİH…

Eralp Adanır, tanımakla mutlu olduğum, kısa sürede sadece ‘sevgi değil, saygı da’ duyduğum, çok üretken, ‘insan sevgisi’ ile dolu genç bir yazarımız… Ne ki, o oranda da acılar peşini bırakmamış… 1989 yılında, ülkemizi Türkiye Liglerinde – Samsun Spor’da başarıyla temsil eden, ‘kardeşi Mete Adanır’ı kafilenin geçirdiği bir otobüs kazasında yitirmiş…

Babası, Alpay Raşit Adanır tarafından aynı yıl kurulan: “Mete Adanır Vakfı”, gerek kitap yayını gerekse sporumuza yaptığı katkılarla Mete’nin adını ve anısını yaşatmıştır…

Sırayla, annesi, babası ve bazı yakınlarını yitiren Eralp Adanır, yılgınlık yerine: Mete’nin yitirilişinin 25. Yılında, yine Kıbrıs Türk Sporu adına “bellek” oluşturmaya katkı yapacak ve yılda (4) sayı olarak yayınlanacak “Spor Tarihi” adlı derginin ilk sayısını yayınlamıştır. Ülkemiz Spor Araştırma ve yaşamında yer alan önemli isimlerle: Omaç Başat, Yücel Hatay, Bülent Fevzioğlu, Fevzi Beyar, Ahmet Ali Bahri, Dr. Okan Dağlı ile birlikte.

Dergi, Kıbrıs’ın ilk Spor- Tarih Dergisi de sayılıyor.

DERGİNİN İÇERİĞİ

Sosyal ve spor tarihimiz bakımından çok önemli olan bu dergiye hep birlikte sahip çıkarak, upuzun ömürlü olmasını sağlamak hepimizin de görevi… Ederi (7.5) Tl gibi gayet de makul…
Ve, içeriğinin başlıklarını da vereyim, meraklıları için…
• Başlarken – Eralp Adanır
• Dosya: Alpay Raşit Adanır
• Sizden gelen
• Küçük da’nın Büyük Futbolcusu: Mete Adanır
• Kıbrıs Türk Sporu’ndan Portreler: Hüseyin Recai Turan Cirit Sporu
• Naci Özkaya – Nam-ı Diğer Sarı Naci – Omaç Başat.
• Sevim Ebeoğlu – Ahmet Ali Bahri
• O zamanki Lİmasol Türk TAkılmı’nın değişik resimleri.
• Yücel Hatay: Arşivimden: Trabzon’da Kıbrıs Barış Kupası.
• Ahmet Ali Bahri: Onu Görememiştim.
• Dr. Okan Dağlı: Hisaraltına Hoş Geldiniz – (Mağusa Futbolu)
• Tozlu Arşiv – 1950’li yılların gazetelerinden
• Remzi Minci (TOL) – “Hem Ağabeyimiz Hem Hocamızdı…” Ahmet Ali Bahri…
• Ölümünün 25. Yıllında Mete’yi Anıyoruz – Eralp Adanır
• İsmail Balıkçoğlu (TOL) Bize Babalık Yaptı- Ahmet Ali Bahri.
• Spor Basınımızın İlk Örnekleri: Bülent Fevzioğlu
• Kıbrıs Türk Futbol Hakemliği: Fevzi Beyar.

***

Çok uygun bir fiyat ve dolu dolu, değerli bir dergi… Okuyana !’Onur Kaynağı’ olabilecek değerli bilgilere sahip…

Bu haber toplam 1963 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 145. Sayısı

Adres Kıbrıs 145. Sayısı