
Benzetilmek Ya da Modernleşmek
Benzetilmek ya da kendin olmak.
Belki de...
Kendin olmaktan vaz geçmek; en kötüsüdür...
Benzetmek isteyenler, kendilerine benzetmek isteyecek kadar mı mükemmeldirler?
Bir anlamı daha var benzetmenin hani “gözüm ısırıyor” gibisinden...
Bir
Benzetilmek ya da kendin olmak.
Belki de...
Kendin olmaktan vaz geçmek; en kötüsüdür...
Benzetmek isteyenler, kendilerine benzetmek isteyecek kadar mı mükemmeldirler?
Bir anlamı daha var benzetmenin hani “gözüm ısırıyor” gibisinden...
Bir de “Çıkan kavgada adamı iyice benzetmişler.” anlamı var.
Hani , “Döve döve şeklini bozmak, yamultamak” var ya; o işte...
Hakkım yok mu? “Kendim olmak istiyorum.” demeye.
“Hayır” deme hakkım yok mu?
Öyleyse söyleyin, anlatın; bir toplumun, bir bireyin “kendi” olmasını sağlayan nedir?
Beni ben, bizi biz yapan nedir?
Acaba neye benzetilmek isteniyoruz; ön bahçesine mi, arka bahçesine mi?..
Koymuşlar “süslü sözlerden”, “fiyonklu paketlerden”, “programlı uçuşlardan”, “satışlardan”... oluşan basma kalıp anıtları ön bahçeye...
Bezemişler her tarafı “yavru-ana” motifleriyle...
Arka bahçeye ise önde görülmesini istemedikleri; fuhuşu, kumarı, esrarı, eroini, kara parayı, kaçakçılığı... serpiştirdiler.
İçerde ise iyice benzetiyorlar ev sahibini.
Sonra diyorlar ki “Üç ayda bir zabıt tutacağım hakkında. Ne kadar benzediysen, o kadar para vereceğim.”
Demokrasiymiş, iradeymiş, kendin olmakmış unut bunları...
Rüyanda dahi görmeyeceksin, olaki gördün hayra yormayacaksın...
Bana benzeyeceksin. Benzedikçe para vereceğim...
Maaşın, eğitimin, ekonomin...
Konuşman, düşüncen, gülmen, ağlaman...
Nefes alıp vermen...
Hastalığın bile bana benzeyecek.....
Kendin olmayı unut. Yok böyle bir hakkın.
Boyun eğ...
Bunu kabul edip, böyle mi yaşayacağız!?
Asrın yeni şafağında Kıbrıs Türkü kendisi için doğacak “aydınlığı” umut edip duracak mı? Yoksa emekcinin ellerinde, aydınların düşüncesinde, sanatçının yaratıcılığında “aydınlığa” mı ilerleyecek?
Her fırça darbesinde, her notada, her mısrada, her sözde, her nefes alışta kendin olmayı hissetmek...
İşte sadece bu; kendin olduğunun bilincine varmak.
Ne büyük mutluluk!
“Ben buyum” demek; son nefesinde bile...
Bireyden tutun da kurumlara kadar benzetilmek istenmek; hem bireyde hem de toplumda boşluklar, tanımsız alanlar, yabancılaşmalar yaratmaktadır.
Oysa modernleşme siyasi-idari sistemlerin, bürokrasinin, kurumların, kültürün çağdaş anlayışlarla geliştirilmesini içerebilmektedir.
Benzetilmenin sorunlarını yaşarken, çağın gerektirdiği modernleşme gözden kaçırılmaktadır.
Var olma, toplum olma bilinci benzetilmekten değil, modernleşmekten geçmektedir.

















