
'Balyoz'da KARAR
Türkiye’de “Balyoz” olarak bilinen darbe girişimi davasında emekli komutanlar Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına’ya müebbet hapis cezası verildi, ceza daha sonra 20 yıla indirildi. Orgeneral Bilgin Balanlı ve MHP’li
Türkiye’de “Balyoz” olarak bilinen darbe girişimi davasında emekli komutanlar Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına’ya müebbet hapis cezası verildi, ceza daha sonra 20 yıla indirildi. Orgeneral Bilgin Balanlı ve MHP’li vekil Engin Alan 18 yıl, emekli Albay Dursun Çiçek ise 16 yıl hapis cezası aldı. 34 sanık ise beraat etti.
“Balyoz” davasında emekli komutanlar Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına’ya müebbet hapis cezası verildi, ceza daha sonra 20 yıla indirildi. Orgeneral Bilgin Balanlı ve MHP’li vekil Engin Alan 18 yıl, emekli Albay Dursun Çiçek ise 16 yıl hapis cezası aldı. 34 sanık ise beraat etti.
21 aydır devam eden, 250'si tutuklu 365 sanıklı ''Balyoz Planı'' davasında karar akşam saatlerinde çıktı.
Silivri'de görülen 108. duruşmada sanıklar, duruşma salonuna girişleri sırasında izleyiciler tarafından ayakta alkışlandı. Sanıklar da alkışa el sallayarak karşılık verdikleri görüldü.
Duruşma öncesinde izleyiciler "Harbiye", "Onuncu Yıl" ve "Gençlik" marşlarını okudu. Sanıklar hep bir ağızdan üç kez ''Sağol'' diyerek ve alkışlarla teşekkür etti.
Önce müebbet, sonra 20 yıl hapis
Mahkeme heyeti, 4 sanığa son sözlerini sordu. Daha sonra karar için duruşmaya ara verildi. Üç saatlik aranın ardından mahkeme üyeleri, salona geri geldi.
Merakla beklenen karar, üye hakim Ali Efendi Peksak tarafından okundu.
Mahkeme, davanın 1 numarala sanığı eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’i ''Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Sanıklar hakkındaki cezanın Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca yarı oranında arttırılmasının öngörüldüğünü hatırlatan mahkeme, cezanın ağırlaştırılmış müebbet hapis olması nedeniyle bunun fiilen mümkün olmadığını bildirdi.
Sanıkların ellerinde olmayan sebeplerden dolayı sonucun meydana gelmediğini belirten, kastın ve kusurun yoğunluğunu, güttükleri amacı göz önüne alan mahkeme, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını eski TCK'nın ''cürme teşebbüs'' başlığını taşıyan 61. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 20'şer yıl hapis cezasına çevirdi.
Komutanlar Özden Örnek, İbrahim Fırtına ve Çetin Doğan'a "örgüt yöneticiliği"nden de ceza verildi.
MHP'li vekile 18 yıl hapis
MHP Milletvekili Korgeneral Engin Alan, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygın ve eski Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı 18 yıl hapis cezası aldı.
Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, eski Deniz Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Koramiral Kadir Sağdıç, Güney Saha Deniz Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu, Tuğamiral Fatih Ilgar, Koramiral Deniz Cora, Adana 6. Kolordu Komutanı emekli Korgeneral Nejat Bek, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu ve Albay Cemal Temizöz de 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Çiçek'e 16 yıl hapis
Emekli Albay Dursun Çiçek, askeri hakim Ahmet Zeki Üçok ve eski HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Ağa Yarman ise 16 yıl hapis cezası aldı.
250 sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, tutuksuz olarak yargılanan 3 sanığın tutuklanmasına karar verdi. Ceza alan tutuksuz 76 sanık için yakalama kararı çıktı.
34 sanığa beraat
Mahkeme heyeti, 34 sanığın ise beraat etmesini kararlaştırdı. Bu kişilerden birinin albay, diğerlerinin ise astsubay olduğu bildirildi.
İŞTE VERİLAN CEZALAR
MÜEBBET HAPİS CEZASI VERİLEN SANIKLAR
- Balyoz davasının bir numaralı sanığı Eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan
- Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Özden Örnek
- Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral İbrahim Fırtına
- Bu isimlerin cezası, 'Darbeye eksik teşebbüs' sebebi ile 20 yıl olarak belirlendi.
18 YIL AĞIR HAPİS CEZASI VERİLEN SANIKLAR
- MHP milletvekili Emekli Korgeneral Engin Alan
- Eski MGK Genel Sekreteri Emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık
- Eski Birinci Ordu Komutanı Emeli orgeneral Ergin Saygun
- Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Deniz Cora
- Emekli Koramirak Kadir Sağdıç
- Koramiral Abdullah Can Erenoğlu
- Tuğamiral Fatih Ilgar
- Faili Meçhuller davasında da yargılanan Emekli Albay Cemal Temizöz
- Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri
- YAŞ Üyesi Bilgin Balanlı
- Korgeneral Yurdaer Olcan
- Emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü
- Emekli Korgeneral Nejat Bek
16 YIL AĞIR HAPİS CEZASI VERİLEN SANIKLAR
- 'Islak imzalı' belgenin sahibi Emekli Albay Dursun Çiçek
- Hipnozla ifade davasından da yargılanan emekli hakim albay Zeki Üçok
- Havelsan eski genel müdürü Faruk Ağayarman hakkında 16 yıl hapis cezası çıktı.
- 34 sanık hakkında beraat kararı verildi.
-Haklarında yakalama kararı olan sanıklar Ali Göznek ve Ahmet Gökhan Rahtuvan ile tedavi olduğu için savunması alınamayan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün dosyasının ayrılmasına karar verdi.
Darbe yapmaya teşebbüsten 20 yıl hapse mahkum edilen Emekli Oramiral Özden Örnek'e ait günlüklerden:
“Kıbrıs’ta Annan Planı aleyhine olaylar çıkaralım”
<< Tabii bu arada en önemli konu Kıbrıs ve mahalli seçimler. Kıbrıs'ı istediğimiz şekilde çözümsüz olarak bırakmalıyız ve bu arada Kıbrıs muhalefetinin (CTP’nin) seçimi kazanmasını da önlemeliyiz. Böylece AB'ye ikinci darbe vurabileceğiz.>>
<< Hava Kuvvetleri Komutanı başka bir seçenek tavsiye etti. Kıbrıs'ta herkesin Annan Planı aleyhinde sokağa dökerek gösterilerin yapılmasını sağlama ve anavatandan da bu hareketlere destek vererek hükümet aleyhine olaylar çıkarmak. Bunları tartıştıktan sonra ertesi sabah buluşmak üzere ayrıldık.>>
<< Eğer Kıbrıs'ı vermek istemiyorsak en son limitimiz 9 Nisan 2004. Bu tarihten sonra hükümet taraflara taahhüt vereceğinden geriye dönüş şansı sadece referandum olacak. Referandumun hangi şartlar altında yapılacağını hepimiz tahmin ediyoruz. Bütün şer güçleri evet dedirtmek için keselerin ağzını açacak ve sözler verilecek sonuçta cahil halk "evet" diyecek. Ne yapacaksak 9 Nisan'dan önce yapmamız gerekecek.>>
<< Biz Kıbrıs olaylarını takip etmeliyiz. Bizim en kuvvetli olduğumuz konu Kıbrıs konusudur. Bunlar eğer bu konuda açık verirler ve MGK kararları dışında bir hareket tarzı uygulamaya kalkarlarsa o zaman…Genelkurmay Başkanı’na gidip istifa ederiz, diyerek onun hareket tarzını öğreniriz.”>>
Türkiye’de Nokta dergisinin 29 Mart-4 Nisan 2007 tarihli sayısında yayınlanan "Darbe Günlükleri" sayesinde, 2004 yılı içinde "Sarıkız" ve "Ayışığı" kod adlı darbe girişimlerinin varlığı ortaya çıkmıştı. Darbe’den 20 yıl hapis cezası alan eski TC Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu ortaya çıkan günlüklerde hem darbe planları, hem de "darbe için gerekli toplumsal ve sosyal karışıklıkların meydana getirilmesinde medya ve akademik çevrelerin harekete geçirilmesi" amacıyla düşünülen eylem planları yer alıyor.
İşte kamuoyunda büyük etki yaratan Darbe Günlükleri’nde Özden Örnek’e ait Kıbrıs ile ilgili notlar, bölümler:
25 Ekim 2004
"Bana kalırsa AB intihar etti. Bizim bundan sonra yapmamız gereken, AB'nin bizi istemediğine dair olan konunun üzerine giderek her tarafta bunu yaygınlaştırmak. Böylelikle hükümetin eline geçmiş olan AB kozunu elinden alarak, onları iç siyasete döndürerek bizden korkar hale getirmek. Tabii bu arada en önemli konu Kıbrıs ve mahalli seçimler. Kıbrıs'ı istediğimiz şekilde çözümsüz olarak bırakmalıyız ve bu arada Kıbrıs muhalefetinin (CTP’nin) seçimi kazanmasını da önlemeliyiz. Böylece AB'ye ikinci darbe vurabileceğiz. Mahalli seçimler için muhakkak bir alternatif cephe yaratılmasına çalışmalı ve bu adamların Ankara ve İstanbul'u kazanmalarını önlemeliyiz."
3 Şubat 2004
“Diğer bir konu TSK içerisindeki birlik sağlanmış mıdır? Eğer bir ayrım varsa sonumuz tam bir felaket olacaktır. Bu nedenler ile darbeye henüz hazır olmadığımızı söyledim. Ama bu bizim eylemimize engel olmamalıdır. Biz Kıbrıs olaylarını takip etmeliyiz. Bizim en kuvvetli olduğumuz konu Kıbrıs konusudur. Bunlar eğer bu konuda açık verirler ve MGK kararları dışında bir hareket tarzı uygulamaya kalkarlarsa o zaman Genelkurmay Başkanı'na gidip, biz bu konuyu tasvip etmiyoruz ve sorumluluğu üzerimize alamayız, bu nedenle de bir basın bildirisi hazırladık, ya bizle beraber bu açıklamayı yaparız yahut da biz bu açıklamayı ve tüm düşüncelerimizi açıklayıp istifa ederiz, diyerek onun hareket tarzını öğreniriz.”
5 Şubat 2004
Önce darbe olabilir mi konusunu açtık. Amacım Şener yokken onunla teke tek konuşarak fikirlerimi ona söylemekti. Nitekim darbe konusundaki fikirlerimi ona naklettim ve zannediyorum benimle aynı fikirde oldu. Ülkenin ekonomik zorluğu, ABD'nin diğer darbelerden farklı olarak bu kez hükümet tarafını tuttuğunu, halkın henüz destek vermediğini ve desteğin yahut zeminin oluşması gerektiğini kısaca anlattım. Sonra bugün gelişen olay için ne yapabileceğimizi konuştuk. Bir hal tarzı olarak Genelkurmay Başkanı'na giderek halka bir basın açıklaması yapılacağını, isterse kendisinin de gelebileceğini, istemezse bizim bu açıklamayı yaparak TSK'nın Kıbrıs konusundaki düşüncelerinin ne olduğunu açıklayıp istifa etmemiz gerektiğini söyledim. Hava Kuvvetleri Komutanı başka bir seçenek tavsiye etti. Kıbrıs'ta herkesin Annan Planı aleyhinde sokağa dökerek gösterilerin yapılmasını sağlama ve anavatandan da bu hareketlere destek vererek hükümet aleyhine olaylar çıkarmak. Bunları tartıştıktan sonra ertesi sabah buluşmak üzere ayrıldık.
28 Şubat 2004
14:00'te kuvvet komutanları ile bizim evde toplandık. Amacınız Kıbrıs meselesini değerlendirmek ve Denktaş'tan aldığımız birçok özel ve gizli mektupları değerlendirmekti. (...) Hükümete karşı bir tepki olarak da hem Kıbrıs'ta hem de anavatanda gösterilere ve ulusal platformda toplantılara 3 Mart'tan itibaren başlanacaktı.
Eğer Kıbrıs'ı vermek istemiyorsak en son limitimiz 9 Nisan 2004. Bu tarihten sonra hükümet taraflara taahhüt vereceğinden geriye dönüş şansı sadece referandum olacak. Referandumun hangi şartlar altında yapılacağını hepimiz tahmin ediyoruz. Bütün şer güçleri evet dedirtmek için keselerin ağzını açacak ve sözler verilecek sonuçta cahil halk "evet" diyecek. Ne yapacaksak 9 Nisan'dan önce yapmamız gerekecek.
Bu nedenle yanımıza Tümg. Can Teller'i de alarak gerekli planlamaya başlamaya karar verdik. Bu iş sonunda olacak galiba. Ben bu işin olmasını istemiyorum ama benim oyumun pek bir itibarı olmayacaktı. Ama onlara hiç değilse bu işin Kıbrıs tabanına oturtularak haklı olacağımız bir dava edinebiliriz dedim ve olayı marttan nisana kaydırttım.
Son konu Kıbrıs konusu idi. Kara Kuvvetleri Komutanı da benden sonra ayrı bir yazı yazmış ve o da aynı istekleri belirtmiş. Şimdi Genelkurmay Başkanlığı'nın bir açıklama yapacağını bekliyoruz. Ama bu açıklamanın bizim beklediğimiz bir açıklama olmayacağına yavaş yavaş inanmaya başladım. Kara Kuvvetleri Komutanı'na "Eğer Kıbrıs için işler beklediğimiz gibi gitmezse ben bunu paylaşmam ve ayrılırım. İleride adımızın bu ekibin isimleriyle beraber anılmasını istemiyorum. Yapabileceğimin azamisini yaptığıma inanıyorum" dedim. O zaten kararlı, ayrılmayı kafaya koymuş. Bu adamla beraber geçinmek ve onun fikirlerini paylaşmak mümkün değil.
24 Nisan 2004
Bugün Kıbrıs'ta referandum yapılıyor. Sonuçlar akşam 18:00'den itibaren alınmaya başlandı. Gece yarısı sonuçları, Türk tarafı % 65 evet ve Rum tarafı % 75 hayır. Böylece Kıbrıs'ta hiçbir değişiklik olmadı ama Rumlar AB'ne girecek.
21 Kasım 2003
Yavuz Kayral'ı mahsus davet ettim, zira bundan önceki gelişinde DYP'nin her zaman emrimize hazır olduğunu söylemişti. Ben de bundan önceki gün topluca aldığımız karar gereğince kendisine DYP'nin seçimlerden önce bir miting tertipleyerek Kıbrıs konusunu desteklemesini istedim. "Peki" dedi ve gitti.
24-30 Kasım 2003
Yavuz Kayral aradı ve DYP'nin Kıbrıs seçimlerinden bir hafta önce Mersin'de bir miting yapacağını söyledi. Bekleyip göreceğiz.