1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Çevre Bakanı Bakırcı bilgi verdi
Çevre Bakanı Bakırcı bilgi verdi

Çevre Bakanı Bakırcı bilgi verdi

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı, AKSA firmasının Kalecik’teki santrale filtre takılması yönünde çalışma başlattığı ve filtrenin Aralık ayı sonuna kadar tam kapasiteyle devreye gireceğini belirterek, Teknecik için de çevre dostu bir yöntemin

A+A-

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı, AKSA firmasının Kalecik’teki santrale filtre takılması yönünde çalışma başlattığı ve filtrenin Aralık ayı sonuna kadar tam kapasiteyle devreye gireceğini belirterek, Teknecik için de çevre dostu bir yöntemin hayata geçirilmesinin en büyük temennileri olduğunu vurguladı.

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı basın bürosundan yapılan açıklamaya göre, BRT’de "Günün Özeti" programında katılan Bakan Bakırcı, konuyla ilgili soruları yanıtladı.

Bakan Bakırcı, Kalecik'te faaliyet gösteren AKSA firmasıyla yaptıkları istişare sonucunda firmanın filtre için çalışma başlattığı yönünde bilgi aldıklarını belirterek, ilk etapta tesisteki 6 bacadan 3’üne, ardından da diğer 3 bacaya filtre takılacağı, firmanın bunun için gerekli ekipmanları ülkeye getirdiğini kaydetti.

Aralık ayı sonuna kadar toplam 6 bacada da filtrenin tam kapasiteyle devrede olacağını ifade eden Bakırcı, böylece özellikle bölge halkı ve çevre sağlığı için büyük bir sorun olan bu problemin nihayet ortadan kalkacağını söyledi.

Göreve geldikleri günden bugüne AKSA ile yaptıkları istişarelerde firmanın Türkiye'deki sahibi ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirten Bakırcı, süreç içinde firmaya ağır para cezaları kesildiğini anımsattı.

Firmanın filtre sisteminin taşınması için ülkeye özel vinç ekipmanları da getirdiği bilgisini veren Bakırcı, şirketin taahüd ettiği sürenin titizlikle takipçisi olacaklarını söyledi.

Teknecik ile ilgili çevre dostu bir sistemin hayata geçirilmesinin en büyük temennileri olduğunu ifade eden Bakırcı, bu tesiste kullanılacak yüzde 1 kükürt oranına sahip yakıt ile ilgili teklifi Bakanlar Kuruluna götürdüklerini, bunun için karar verilmesi durumunda Teknecik'deki sorunun da ortadan kalkacağına inandığını belirtti.

"SU PROJESİNDE ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR"

Programda, Türkiye'den gelecek olan su projesi ile ilgili soruları da yanıtlayan Bakan Bakırcı, şu anda çalışmaların devam ettiğini, istemeyerek de olsa Hamitköy'deki depoya ulaşmak adına anayolda bazı çalışmalar yapıldığını ve yolun zaman zaman daraldığını belirterek, bunun için halktan özür diledi.

Su projesi kapsamında her iki  ülkede de barajların bitmiş durumda olduğunu anımsatan Bakırcı, projenin son durumu hakkında şu bilgileri verdi:

"Pompa istasyonu hazır halde şu anda, arırma tesisimizin ise yüzde 70'i tamamlandı. Adanın Kuzeyinde 5,5 Km'lik kıyı tabanındaki boru hatları döşendi.Türkiye tarafında tabana yerleşmesi gereken 8 Km'lik hat da yerleşti. Deniz geçişinde ise sadece askı aparatlarında olan borular kaldı. Kara hattımızda 4 tane ana depoya gidecek olan boruların ihaleleri tamamlandı. Biri Güzelyurt ve Lefkoşa ki bu yaklaşık 64 Km'lik bir mesafedir. Bu hattın yaklaşık yüzde 80'i tamamlandı.1 ay içerisinde tamamen bitmiş ve depoya bağlantısı hazır hale gelecek.Ardından Tatlısu'ya kadar döşenecek olan Girne hattı var. Daha sonra ise Gazimağusa ve İskele-Karpaz hatları olacak. 2015 sonunda hedefimiz tüm evlere suyun akmasıdır."

Kazılar yapılırken çeşitli kurumlarla istişareler yapıldığını ifade eden Bakırcı, zaman zaman kazılarda çeşitli aksaklıklardan kaynaklı elektrik ve telefon gibi kesintilerin yaşanabildiğini söyledi.

Bakırcı, kara hattı ihaleleri alan şirketlerle taahüd anlaşmaları bulunduğunu da anımsatarak, "hangi hatta çalışılıyorsa günün sonunda kazı yapılan yerler aynısı gibi eski haline döndürülecektir" dedi.

"SUYUN DAĞITIMI İÇİN 3 ALTERNATİF"

Bakan Hamit Bakırcı,suyun dağıtımı konusunda uzmanlar ve teknik komitelerin çalıştığını ifade ederek, konuyla ilgili geçen yıl bir çalıştay düzenlendiğini anımsattı.

Şu anda önlerinde dağıtımla ilgili 3 alternatif olduğunu söyleyen Bakan Bakırcı, şöyle devam etti:

"Birinci alternatif yap-işlet-devret modeliyle tüm altyapıyı yükleyici firmanın üstlendiği (ki bunun içinde atık su arıtmadan tutun da yağmur suyu toplama ve göletler gibi tesisler de var) bir modeldir. İkinci alternatif de yarı özerk yarı devlet modeli, Üçüncü alternatif ise şu an uygulanan modeldir. Yani Su işleri Dairesinin suyu depolara ulaştırması ve mevcut sistemle Belediyeler üzerinden dağıtılması"

Suyla ilgili yeni yasanın hazır olduğunu da belirten Bakırcı, yasada eksik olanın dağıtım modelinin ne olacağı konusu olduğu ve buna karar verildiği an yeni yasayı meclise sunacaklarını kaydetti.

SUYUN ÜCRETİ...

Bakırcı şöyle devam etti:

"Suyun gelmesi ve yapılan masraflar için sonuçta Türkiye bizden bir ücret talep etmiyor. Ancak suyun evlere pompalama vasıtasıyla ulaştırılması için belirli bir ek elektrik enerjisine ihtiyaç duyulacaktır. İşte su fiyatının belirlenmesindeki ana faktör bu olacaktır."

"ÇEVRE İLE İLGİLİ TÜM SORUNLARDA BAKANLIĞI HEDEF GÖSTERMEK DOĞRU DEĞİL"

Çevre ile ilgili sorunlardaki sorumluluk konusunda zaman zaman kamuoyunda bilgi eksikliği bulunduğunun görüldüğünü ifade eden Bakırcı, ülkenin her köşesinde yaşanan kirliliğin sorumluluğunu tek başına Çevre Bakanlığı’na yüklemenin yanlış olduğunu belirterek, konuyla ilgili örnekler verdi.

Yerel yönetimlerin sorumluğunda bulunan çöp sorunu konusunda ise Bakanlık olarak kendilerinin bilgi verici ve uyarıcı konumda olduğunu ifade eden Bakırcı, "belediyelerde grev oluyor, bazı kesimler oluşan çöplerden dolayı Bakanlığımızı suçluyor. Yerel Yönetimlerden sorumlu İçişleri Bakanlığıdır. Bunu kamuoyumuzun bilmesi gerekiyor. Bu durumu zaman zaman çeşitli bölgelerde de verilen izinler konusunda da yaşıyoruz. Örneğin bazı bölgelerde kurulan ya da kurulacak olan tesislerde izin verecek yetkili makamlar, Kaymakalmlıklar ya da eski eserler dairesidir. Bütünüyle sorumluluğu Çevre Bakanlığına bırakmak doğru değildir" dedi.

Yapılan kontroller sonucu cezaların eskiye oranla kat kat daha fazla şekilde, hiç bir kişi ya da kurum ayrımı yapılmaksızın kesildiğini ifade eden Bakırcı, ceza rakamlarının yeterli olabildiğini ama kontrol mekanizması olarak kendilerinin eleman yetersizliğinden dolayı yetersiz durumda olduklarını söyledi.

Bakırcı şöyle devam etti:

"Cezalarımız yeterli ama tespit etmek konusunda, yakalama konusunda biraz geri kalıyoruz.Bu konuda çeşitli düşüncelerimiz var. Tabi kaynak bulmam lazım önce. Bu yıl bu mümkün görünmüyor. Ama seneye kısmetse bazı noktalarda bazı yerlerde kamera sistemi düşünüyoruz. Yolların kenarında kamera sistemi olacak. Hangi arabadan çöp atılıyorsa ona ceza yazılacak ve herkes bilecek ki ‘Ben buradan geçerken kamera beni çekiyor olabilir’. Bu çözüm eğitimden geçer ama eğitim uzun vadede geçerli olur. Siz çocukları ilkokuldan alacaksınız, eğitmeye başlayacaksınız, bilinçlendireceksiniz ve onlar yetişkin birey olacak çevreyi kirletmeyecek..Eğitim bakanlığıyla da konuştuk. Eğitim bakanlığının kendi müfredatında var, biz onlara destek olacağız. Bu konuda bunun daha sık ve gerekirse öğrencileri teşvik edici katılımcı bir rol oynayarak, onları da bu işe çekmek için kendi çevre dairesi personelimizi de kullanacağız. Yani biz ekstra eğitimler vereceğiz."

"GAZİMAĞUSA LİMANI ESKİYE GÖRE DAHA İYİ"

İlk göreve başladıklarında Gazimağusa limanında çok büyük şikâyetler olduğunu da anımsatan Bakırcı, limandaki yüklemelerle oluşan çevre sortunlarıyla  igili şunları aktardı:

"Gittik araştırdık, başka tarafta da, Türkiye’de de nasıl yapılıyor bu işler. Geldik oturduk hep beraber samimiyetle konuştuk. Çimento getiren firmalar tedbirini aldı. Gittik kontrolünü yaptık, çimento indirirken toz çıkıyor mu diye. Çıkmıyor. Bunu eledik. Bakliyat konusunda çok büyük sıkıntılar yaşadık. Çünkü kraplarımız, eski ve krap kullanan kişiler dikkatsiz davranıyorsa, ortalık toz bulutu. Onları uyardık. Krapların nasıl olması gerektiğini araştırdık bulduk söyledik. Telkinlerde bulunduk. Sonuçta baktık ki tam olarak bu işten randıman alamadık. Eski şekilde devam ediyor. Çevre Dairemizin bir elemanını limanın oraya konuşlandırdık. Sürekli burayı izleyeceksin. Kim indirirken toz çıkıyor, hava kirleniyor, tahammül edilemez sınırlara geliyor, cezasını yazacaksın. Şu anda daha iyi. İstediğimiz gibi mi? Değil, ama çok daha iyi. En azından bir denetim yapılıyor"

"KAÇAK ODUN KESİMİNİ ÖNLEMEK ZORUNDAYIZ"

Orman alanları ile ilgili olarak ise, bu yıl önemli çalışmalar yaptıklarını ifade eden Bakırcı, bu konuda da en büyük sorunun eleman eksikliği olduğunu ifade etti. Bakırcı, konuyla ilgili şunları aktardı:

"125 tane yangın ekibine eleman alıyoruz her yıl. 5 bölgede 125 tane elemanı konuşlandırıyoruz. Kulecisinden tutun da yangın çıktığında ilk müdahale ekibine kadar. Ufak yangınlara hemen müdahale edip büyümeden önüne geçebiliyoruz. Bu 125 tane çalışan işçi 6 ay boyunca çalışıyor. Ben diyorum ki bu 125 işçinin en azından 50 tanesi biz, 4 ay ormanların bakımında kullanabiliriz. Niye 6 ay çalışıp 6 ay işsizlik alıyorlar. Yani evinde yatıyor işsizlik alıyor. Hayır, çalışsın işsizlik almasın, 4 ay ödeyelim. Ama karşılığında bize ormanın bakımını sağlasınlar, hem de ülkenin odun ihtiyacını doğru şekilde elde edelim. Biz ülkenin odun ihtiyacını doğru şekilde elde etmezsek birileri mutlaka kaçak kesim yapacak. Ve onu satacak.Yıllardır da bu şekilde yapılıyor. Kaçak kesimi önlemenin tek yolu budur. Siz ne kadar denetim yaparsanız yapın kaçak kesimi engelleyemezsiniz. Her ağacın başına bir adam dikemezsiniz.  Ama kesen adam, kaçak kesen adam o odunu satamıyorsa kesmeyecektir." (tak)

Bu haber toplam 1645 defa okunmuştur