1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. 'Yörü İbrahim da arkandayık'
Yörü İbrahim da arkandayık

'Yörü İbrahim da arkandayık'

Kıbrıs Türk Ağız geleneğinde “yörü” kelimesi eskiden çok kullanılırdı. Dilbilimci değilim ama “yörü” kelimesinin türevi olan “Yörükler”; sürekli hareket, göç halinde “yürür” dolduklarından dolayı bu isimle ö

A+A-

 

 

Kıbrıs Türk Ağız geleneğinde “yörü” kelimesi eskiden çok kullanılırdı. Dilbilimci değilim ama “yörü” kelimesinin türevi olan “Yörükler”; sürekli hareket, göç halinde “yürür” dolduklarından dolayı bu isimle özdeşleştirildiği görülmektedir. Kıbrıslı Türklerin kökenlerine de bakıldığında; Yörük-Türkmen soyundan (en azından büyük bir kısmı) geldikleri, araştırmacılarımız tarafından da ortaya konmuştur (örn. Bkz. Nazım Beratlı “Kıbrıslı Türklerin Tarihi)

 “Yörü be oyanı(o yana, diğer tarafa)”, “yörü oğlum gidelim”, “yörü da gorgma”, “yörü da geldim” vb. Çoğaltabiliriz bu eylem biçimini...

Konumuz; “O Ses Türkiye’de”, Mustafa Sandal’ın finalisti olan ve haftalardır göğsümüzü kabartan, bu topraktan çıkmış bir müzisyenimiz; İbrahim Şevki...

İbrahim Şevki’yle ilk tanışmamız, farkındalığına varmam; bizim 1’incisini düzenlediğimiz “BRT Hafif Müzik Beste Yarışması”’nda oldu. İlk elemelerde bestelerini dinlerken, “kimdir bu çocuk?” demiştim arkadaşlara. İnanılmaz güçlü bir ses ve inanılmaz güçlü besteleri vardı. Sanırım 4 veya 5 yıl önceydi. Dereceye girmişti yarışma sonucunda ama benim hep favorim olmuştu. Tabii bu süreç içerisinde kimdir, neyin nesidir diye sohbetimiz başladığında bir baktım ki, ta Leymosun’dan (Limasol) çocukluk arkadaşım olan, ilkokulu Limasol Sedat Simavi’de aynı sınıfta birlikte okuduğum ve 1974 sonrası, birçok göçmenin yaşadığı gibi “dağılmışlık” içerisinde birbirlerinden kopan insanlardan bir örnekti. Annesi Fatma... bunu duyunca inanılmaz müthiş bir sevinç kapladı içimi ve dolayısıyla İbrahim o andan itibaren benim sadece “favori müzisyenim” değil, bir “yakınım” gibi olmuştu.

İbrahim Şevki; müziğimiz adına yaptığı nice besteleri, güçlü sesiyle ülkemizde bazı zamanlar “vokalist” olarak çıkmış olsa da sahneye, bence “solistliğindeki güç” her zaman kendini göstermişti. Nitekim “O Ses Türkiye”de güçlü performansı karşısında nutku tutulan; Türkiye’nin önde gelen müzisyen-şarkıcılarının şaşkınlıkları ekranlara yansımıştı. Onlar daha İbrahim’in bestelerini dinlemediler. Dinleselerdi, İbrahim’in sadece bir “yorumcu” olmadığını, inanılmaz güzel bestelere de imza attığını bilecek ve iki kez şaşıracaklardı.

İlk kez tam olarak İbrahim’i, geçtiğimiz Pazar akşamı izleyebildim. “I of the Tiger”ı öyle şahane yorumladı ki, inanın oturduğum yerde gözlerim doldu, gururlandım. “bravo be çocuk” dedim içimden. İşte bu bir avuç Kıbrıs Türkü’nün yeteneğini milyonlara bir kez daha bu kez sen gösterdin. Ve desteklemek mahiyetinde bir mesaj da ben attım. Ama yüreğimdeki mesajlar o kadar bir fazla ki İbrahim için, cep telefonları buna yetişmez.

Bu akşam yine oturup İbrahim’i izleyeceğim. Yarışmanın sonucu ne olursa olsun, bu topraklarda doğan, büyüyen, ekmeğini yiyen, terini akıtan İbrahim’in bu noktalara kendisini ve dolayısıyla bu toplumun temsiliyetini taşıması bana yeter. Yolun açık olsun İbrahim’im. Yörü da arkandayık, gorgma...

 

 


Düzeltme ve özür...

 

 

Değerli okurlar, geçtiğimiz haftaki “Kıbrıs Türkü; Şeyh Sait Molla’ya da Geçit Vermedi” yazımızda kullandığımız fotoğraf, Sait Molla yerine yanlışlıkla Bediüzzaman Said Nursi’ye aitti. Yazımızın konusu olan şahsın (Sait Molla) fotoğrafı web sayfamızda verilmiş olup bu yanlışlıktan dolayı özür dileriz.

 

 

(kaynakça: https://urun.gittigidiyor.com/koleksiyon/said-molla-eski-bir-kitaptan-alinma-30619641)

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1930 defa okunmuştur