Ne güzel bir sonuçtu…

İnsanın yüzünü güldüren, umudu yeniden yeşerten…

Mutlu eden…

***

Seçimden üç gün önce yazdığım yazımda; “Pazar gün seçilecek Cumhurbaşkanı, yani Erhürman ‘ciddiyeti’ yeniden tesis edecek, makama güveni ve saygıyı sağlayacak, umudu yeniden dudaklarımızda hafif bir gülümsemeyle yeşertecek ve itibarın binada değil, niyet ve izlenecek politikada olduğunu gösterecek” demiştim.

Öyle olmadı mı?

Daha o geceden… Yürekteki mutluluk ve yüzdeki gülümseme… Umut yeşerdi yeniden… Saygı da gelecek makama, güven de, itibar da yarından sonra…

***

Görevi devralacağı yarından sonra Tufan Erhürman’ı çok daha fazla duyacağız… Çalışmalarıyla, görüşmeleriyle, daha iyi bir toplum yaşamını zorlamalarıyla…

Bazı kimselerin bu mutluluğu bozma girişimleri olsa bile içinde olduğumuz hafta çok güzel geçiyor… Bundan sonra daha da güzel olacak diye düşünüyorum.

***

İşte bu güzellik içinde Devlet Bahçeli’nin yaptığı gibi bazı açıklamalar ve niyetler sorgulansa ve Türkiye TV kanallarına ‘konu’ olsa da Kıbrıslı Türklerin bu gibi açıklamaları çok dikkate almadığını da söyleyebiliriz. Bahçeli’nin “KKTC 82. İl olsun” açıklamalarının altında yatan niyeti de Mete Hatay’ın sosyal medyada yaptığı paylaşımda görebiliyoruz;

“Bu ilgi duygusal milliyetçilikten çok, adadaki çıkar ilişkileriyle de ilgili. Siyasetle iç içe geçmiş yatırım ağları, Kıbrıs’ı bir kazanç sahası olarak görüyor. Girdikleri her sektörü siyaset gibi kirlettiler maalesef. Üniversiteleri sahte diploma makinasına, otelleri kumarhaneye, inşaatı ise kontrolsüz bir rant alanına çevirdiler.”

LTB Başkanı Mehmet Harmancı ise; “Bunların endişesi KKTC’ye çöken tetikçilerin bağlantılarının yok olması, mafya ve kara para düzeninin ve bu düzenden beslenenlerin hortum borusunun kesilmesidir” diye açıklıyor açıklamanın altındaki niyeti…

***

Bu arada TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, olması gerektiği gibi diplomatik bir tebrik mesajı yayınladı ama bazı konularda önce Bahçeli’ye söylettiği ve tepkileri ölçtüğü bir durum da olabilir mi diye düşünmeden de yapamıyoruz.

***

Burada Tatar ve UBP-DP-YDP üçlüsü, Türkiye’de bazı kesimler, özellikle bize direkt yansıyan havuz medyası hâlâ seçimimizin sonuçlarını hazmetmeye çalışırken, biz önümüze bakalım ve bundan sonra yapılması gerekenleri düşünelim.

***

Tabii, Tatar hezimetinden sonra hükümetin erken seçime gitmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. UBP içinde de kazanlar kaynarken Üstel’in yapacağı söylenen bakan değişikliği gibi manevralar onu orada bir süre daha tutmaya yarar mı göreceğiz!

***

Cumhurbaşkanımız Tufan Erhürman’ın yarın görevi devraldıktan sonra seçim öncesi açıkladığı ilk 100 gün programı içinde yer alan “birlikte yönetim, mülkiyet sorunlarının çözümü, serbest dolaşım, ihracat ve turizmin geliştirilmesi, AB yurttaşlık hakları, sporda uluslararası açılım, kamu diplomasisi, müzakere hazırlıkları, anayasal denetim, güvenlik, eğitim ve toplumsal birlik” konularıyla ilgili girişimlerini heyecanla bekliyorum.

İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde dinamik ve geleceğe dönük olarak güzel heyecanlar yaşayacağımız bir dönem yaşayacağız.