
“Statü sorunu sloganla çözülmez”
CTP Milletvekili Asım Akansoy, hükümetin Kıbrıs politikasının “yol haritasız ve slogan düzeyinde” olduğunu söyledi, “Dünya sizi böyle tanımaz; statü sorunu hamasi söylemlerle çözülmez” dedi.
CTP Milletvekili Asım Akansoy, hükümetin Kıbrıs politikasının “yol haritasız ve slogan düzeyinde” olduğunu söyledi, “Dünya sizi böyle tanımaz; statü sorunu hamasi söylemlerle çözülmez” dedi.
CTP milletvekili Asım Akansoy, Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşmelerinde yaptığı kapsamlı konuşmada, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’a yönelik sert çıkışlarını “devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan bir talihsizlik” olarak değerlendirdi. Akansoy, Kıbrıs sorunu gibi tüm toplumu ilgilendiren kritik bir konuda çatışmacı dilin değil, ortak akıl ve istişarenin esas olması gerektiğini vurgulayarak, Erhürman’ın bir buçuk aylık görev sürecinde izlediği çizginin Kıbrıslı Türklerin iradesini yansıttığını söyledi.
“Bakanın çatışmacı üslubu devlet yönetimiyle bağdaşmıyor”
Akansoy, konuşmasının girişinde Ertuğruloğlu’nun kürsüden yaptığı değerlendirmeleri eleştirerek, dışişlerinden sorumlu bir bakanın, Cumhurbaşkanı ile doğrudan temas kurma imkânı varken Meclis kürsüsünden sert ve dışlayıcı bir dile başvurmasının devlet yönetimi açısından kabul edilebilir olmadığını söyledi. Akansoy, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın göreve geldiği günden bu yana hem Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la hem de Kıbrıs’ın güneyindeki lider Nikos Hristodulidis’le temas kurduğunu, Kıbrıs Türk toplumunun %62,5 oranındaki iradesini uluslararası platformlarda dile getirdiğini hatırlatarak, böylesi bir siyasi meşruiyete rağmen hükümet kanadından gelen tahammülsüzlüğün “anlaşılması güç bir durum” olduğunu vurguladı. Erhürman’ın Ankara’da yaptığı ortak basın toplantısında Kıbrıs Türk halkının beklentilerini, siyasi eşitlik ve istişare temelli çözüm vizyonunu dünyaya duyurduğunu anımsatan Akansoy, bu yaklaşımın daha bir buçuk ay bile beklenmeden hedef alınmasını yanlış bulduğunu söyledi.
“Kıbrıs sorunu farklı görüşlere tahammül gerektirir”
Akansoy, Kıbrıs sorununda hiçbir siyasi görüşün diğerini domine ederek ilerleyemeyeceğini, federasyon fikrine yönelik yapay bir düşmanlık yaratıldığı izleniminin toplumda tehlikeli bir kutuplaşmaya yol açtığını belirtti. Bu ülkenin demokratik kültürünün farklı çözüm vizyonlarını barındırabilecek bir olgunluğa sahip olması gerektiğini dile getiren Akansoy, “İnsanların fikirlerine tahammül edilemeyen bir noktaya nasıl geldik?” diye sordu. Kıbrıslı Türklerin çözüm arayışının temelinde hiçbir halkın diğerini boyunduruğu altına almadığı, eşitlik ve onur temelinde sürdürülebilir bir yapı bulunduğunu ifade ederek, Erhürman’ın bu doğrultuda geliştirdiği metodolojinin çarpıtılmasına tepki gösterdi.
“Statü sorunu iki devlet diyerek çözülemez”
Ertuğruloğlu’nun Kıbrıs sorununun bir “statü problemi” olduğu yönündeki sözlerini değerlendiren Akansoy, bu tespitin doğru olduğunu ancak çözüm için ortaya konan yol haritasının gerçekçilikten uzak olduğunu söyledi. Dünyada tanınmayan iki devletli modelin Kıbrıslı Türklerin uluslararası statüsünü güçlendirmek bir yana daha da zayıflattığını belirten Akansoy, bugüne kadar ne eski Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ne de Ertuğruloğlu’nun bu konuda uygulanabilir bir perspektif ortaya koyabildiğini söyledi. Türk Devletleri Teşkilatı girişiminin dahi istenen sonuçları vermediğini hatırlatan Akansoy, uluslararası hukuka dayanmayan söylemlerin Kıbrıslı Türklerin elini güçlendirmediğini ifade etti.
“Erhürman’ın hedefi: Kıbrıslı Türkleri masada daha güçlü kılmak”
Akansoy, Cumhurbaşkanı Erhürman’ın Kıbrıs politikasının özünü, Kıbrıslı Türkleri müzakere süreçlerinde daha güçlü, daha eşit ve daha güvenli bir pozisyona taşıma hedefinin oluşturduğunu anlattı. Bu hedefin; uluslararası statüyü yükseltmeyi, siyasi eşitliği tartışma konusu yaptırmamayı, takvimli bir müzakere süreciyle ucu açık çözümsüzlüğü sonlandırmayı ve geçmiş yakınlaşmaları sıfırlamadan masaya taşımayı içerdiğini söyleyen Akansoy, bunun “gayet rasyonel ve toplum yararına bir vizyon” olduğunu vurguladı. Erhürman’ın önerdiği, Rum tarafının masadan kalkması halinde statükoya dönüşün engellenmesi yönündeki ilkenin ise Kıbrıslı Türklerin müzakere tarihinde kazanılabilir yeni bir güvenlik mekanizması olduğunu belirtti.
“Devleti güçlendirmek söylemle değil, kurumları iyi yönetmekle olur”
Konuşmasının devamında “devlet” kavramının siyasi hamasetle değil, kurumsal yapıyı çağdaş ve sürdürülebilir kılacak somut politikalarla güçleneceğini belirten Akansoy, hükümetin sürekli “devlet” vurgusu yapmasına rağmen devlet mekanizmasını kendi ayakları üzerinde durabilecek bir niteliğe kavuşturmadığını söyledi. Devletin ikili protokollerle değil, kendi kurumsal kapasitesiyle yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Akansoy, kamu yönetimindeki zafiyetlerin Kıbrıslı Türklerin çözüm öncesi ve sonrası statüsünü zayıflattığını ifade etti.
“Kıbrıs Türk halkının iradesine saygı gösterin”
Akansoy, son cumhurbaşkanlığı seçim sonucu ile ortaya konan iradenin tartışmasız olduğunu belirterek, Kıbrıslı Türklerin çözüm, statü ve eşitlik beklentilerinin göz ardı edilemeyeceğini söyledi. Erhürman’ın Türkiye ile istişare içinde yürüttüğü politikanın herkes tarafından bilindiğini ve sorgulanmasının anlamsız olduğunu belirten Akansoy, “Bu halk vardır ve bu halkın iradesi vardır; herkes buna saygı göstermek zorundadır” dedi.
“Hedef, çözüm sonrasının Kıbrıs Türk devletini bugünden güçlendirmektir”
Akansoy, konuşmasının sonunda çözümün iki kurucu devlete dayanacağını hatırlatarak, bugünden itibaren Kıbrıs Türk Devleti’nin çağdaş, modern, sürdürülebilir ve yurttaşına hizmet üreten bir yapıya kavuşturulmasının şart olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı’nın mevcut durumu ileriye taşımak için attığı adımların desteklenmesi gerektiğini söyleyen Akansoy, Meclis’i Kıbrıs konusunda daha kapsayıcı, daha birleştirici bir tutuma çağırdı.















