1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. OYUN BİTTİ… ANLAYIN ARTIK!
OYUN BİTTİ… ANLAYIN ARTIK!

OYUN BİTTİ… ANLAYIN ARTIK!

UBP’nin kampanya afişini hatırlar mısınız? “Oyun Bitti!” deniyordu, fondaki satranç tahtasının üzerinde kocaman harflerle. Az önce LTB Başkanı Bulutoğulları’nın istifa haberi geldiğinde, benim gibi bu afişi hatırlayan var mı bilm

A+A-

 

UBP’nin kampanya afişini hatırlar mısınız? “Oyun Bitti!” deniyordu, fondaki satranç tahtasının üzerinde kocaman harflerle.

Az önce LTB Başkanı Bulutoğulları’nın istifa haberi geldiğinde, benim gibi bu afişi hatırlayan var mı bilmiyorum ama şunu söylemenin zamanıdır: Kıbrıs’ın Kuzeyinde UBP açısından sonun başlangıç vuruşu yapıldı. Kale düştü, sıra vezirde…

6 yıl önce gerçekçilikten uzak vaatlerine rağmen “kıl payı” denecek bir oy farkıyla LTB yönetimini ele geçiren Cemal Bulutoğulları Lefkoşalıların ve LTB çalışanlarının mağduriyetine çok gecikmiş bir kararla aldığı istifa kararıyla nihayet son verdi. Ancak istifasının duyulmasından sonra SİM FM’e verdiği demeçten anlaşılan o ki, Cemal Başkan bir “nedamet” duygusuyla değil, tam tersine haksızlığa uğramış, oyuna getirilmiş, hatta kurban edilmiş bir siyasetçi psikolojisinde… “Bana oyun oynayanlarla hesaplaşacağım” diyerek UBP kurultayı ve sonrasında siyasi hesaplaşmanın bir parçası olacağını ima ediyor.

Lefkoşa’ya Külliyeler mi düşünmedi, Ankaralı Melih Bey ile kol kola girip Lefkoşa’yı Ankaralılaştırmaya mı kalkmadı Cemal Bey. Ne yaptı, ne ettiyse günün sonunda Lefkoşa’yı Lefkoşalılara rağmen yönetemeyeceğinin farkına vardı. Ne Ankara ne de onun Lefkoşa’daki işbirlikçisi bir Hükümet kurtarmaya yetmedi Cemal Başkanı…

UBP yönetimi sona yaklaşırken, kelle vermemek için dirense de bir noktada artık sürdürülebilirliği kalmayan LTB yönetiminden vaz geçmek zorunda kaldı. Ama beraber gelenlerin beraber gideceği bir geri sayım noktasında, satranç tahtasına dışarıdan bakanlar için kalenin feda edildiği ve sıranın vezire geldiği bu oyunun bitişinin hayli yakın olduğunu söylemek zor değil.

Kıbrıs’ın Kuzeyini Kıbrıslı Türklere rağmen yönetme anlayışının iflas noktasına geldiği ve UBP’nin bu istifayı kabul etmek zorunda kalışıyla birlikte iflasını da ilan ettiği ortada. Önemli olan bundan sonra ne olacağı…

Cemal Başkan’ın gitmesi çözüm değil. İrsen Bey’in gitmesi de çözüm değil. Hatta UBP’nin bile gitmesi çözüm değil… UBP zihniyetinin bir daha geri dönmemecesine siyaset sahnesinden gitmesi gerekiyor asıl… Kıbrıslı Türklerin geleceğini, Kıbrıs dışında arayan, Ankara’yı kıble bellemiş ve Ankara’ya biat dışında hiçbir önceliği olmayan zihniyetin gitmesi gerekiyor…  Cemal Aga’ların, İrsen Paşa’ların gidip gelmesi değil mesele…

Kıbrıslı Türkler artık gerçekçi olmayan vaatlerle, gücünü denizin ötesinden alanları artık geri dönmemek üzere siyaset sahnesinden uzaklaştırma becerisini gösterebilecekler mi, yoksa hilebaz oyuncular, yeni hokus pokuslarla göz boyamayı, halkı yanıltmayı başaracaklar mı?

Hokus pokus siyaseti hâlâ etkili Kıbrıs’ın Kuzeyinde. O kadar ki, her türlü beceriksizliğin, her türlü melanetin sorumluluğunu hâlâ daha tek bir dönem yönetimde kalabilmiş CTP’ye yükleyip sıyrılmayı başarıyor birileri. “Hepsi birbirinin aynı, fark yok” diyen bir algı pompalanıyor ya, aslına bakarsanız her olayda, her icraatta, her tıkanıklıkta daha iyi anlaşılıyor ki UBP’nin kendi siyasal reklamında söylediği doğruydu: Fark var! Fark, UBP zihniyetinin halka rağmen iktidar olma kararlığında… Fark, UBP zihniyetinin “kıblesinde”… 30 yıldır bu böyle… Anlayın artık!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1441 defa okunmuştur