1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. ONLAR BİRER ŞÖVALYE; POSTA GÜVERCİNLERİ...
ONLAR BİRER ŞÖVALYE; POSTA GÜVERCİNLERİ...

ONLAR BİRER ŞÖVALYE; POSTA GÜVERCİNLERİ...

İngiltere’de posta güvercinleriyle ilgili bir yarışmaya katılacak olan Mustafa Gürsel, güvercin tutkusunu ADRES KIBRIS için paylaştı

A+A-

 

 

İngiltere’de posta güvercinleriyle ilgili bir yarışmaya katılacak olan Mustafa Gürsel, güvercin tutkusunu ADRES KIBRIS için paylaştı.

 

 

 

Didem MENTEŞ

 

Onlara ilk baktığınızda, meydanlardaki yem dilenen sefil güvercinlerden bir farkları yok gibi görebilirsiniz. Ama mağrur duruşları, akıllı bakışları ve atletik yapıları hemen dikkatinizi çekiyor... “Bunlar farklı” diyorsunuz hemen... Onlar farklı tabii ki... Onlar birer şövalye... Korkusuz, sadık, gururlu... Unutmayan, yılmayan, aşklarından asla vazgeçmeyen...

Hızlı ve kolay ama bir o kadar da tüketici, yıpratıcı, merhametsiz ve bencil yaşam koşullarının insan ilişkilerinden söküp attığı iki büyük değer var: sevgi ve sadakat... Girdap misali süren bu yaşamda, insanların artık eskisi kadar önem vermediklerini bu iki evrensel değeri, gökyüzünün kanatlı şövalyeleri olan posta güvercinleri yaşatıyor...

Posta güvercinleri, piramitlerin yapılmaya başlandığı eski çağlardan beri insanlar tarafından haberleşme amacıyla kullanılıyor... Onlar barışın simgesi. Ancak savaşların da en güvenilir kuryeleri... 2. Dünya Savaşı’nda, en kötü hava koşullarında taşıdıkları mesajlarla savaşın gidişatını etkileyen, binlerce insanın yaşamını kurtaran, madalya sahibi kahraman güvercinler var... Posta güvercinleri soy, antrenman, sağlık ve beslenmelerine bağlı olarak inanılmaz mesafeleri uçabiliyor. Bu konuda dünya şampiyonluğu, Fransa'dan Brezilya'daki yuvasına uçan "Charlie" isimli güvercine ait. Atlantik Okyanusu'nu aşan Charlie, 7 bin 590 km yaptı. Dünyanın en pretijli yarışı olan Uluslararası Barselona’yı kazanan “Susi” isimli güvercin, 1201 km'lik mesafeyi hiç durmadan dakikada 1462 metre gibi rekor hızla uçtu.

 

MALTA’DAN GELEN BİR ŞÖVALYE…

Gazeteci Mustafa Gürsel paylaşıyor bizlerle bu bilgileri. O bir güvercin tutkunu, büyük bir aşka bağlı güvercinlere… İngiltere’de düzenlenecek bir yarışmaya katılmaya hazırlanıyor… “Kendimi bildim bileli güvercinleri severim. Güvercinler yaşamımdan hiç çıkmadı. Posta güvercinleriyle 1996’da tanıştım. Bir arkadaşımın anahtarlığında üzerinde ‘Malta 1993’ yazan bir kuş bileziği gördüm. Nerde bulduğunu sordum. Avda vurduğu bir yaban güvercininin ayağından çıktığını söyledi. Meğer vurduğu yaban güvercini değilmiş. Yönünü şaşırıp Malta’dan Kıbrıs’a kadar uçan bir posta güvercini imiş... Yaklaşık bin 800 kilometre...  Aynı olay Ocak 2003’de de oldu. Malta 2002 07-2123 kimlik bileziği olan posta güvercini, Yenierenköy’de bir avcı tarafından vuruldu. Olaya tanık olan arkadaşım bu bileziği bana getirdi. Malta’daki iki siteye olayı yazdım. Bir hafta sonra, Malta’dan bir mail aldım;  güvercinin sahibi Marco Farrugia’dan... Herkes gibi benim de hayallerim var... İlk üç sıradaki ikinci hayalim, bir gün Malta’ya gitmek. Marco Farrugia ile tanışmak. Ve en güvendiğim üç şövalyemi, Kıbrıs’a gelmeleri için, La Valetta marinasında, öpüp de gökyüzüne bırakmak... Üçüncü hayalim de, bir BMW F650 GS DAKAR motosiklet sahibi olabilmek...  

 

BURS PARASININ YARISINI GÜVERCİNLERE VERİR

Mustafa Gürsel, güvercinlerle ilgili öyküsüne şöyle devam ediyor. “Lefkoşa Ayluka Mahallesi’ndeki yüksek damlı ve büyük pencereli evimizde, tavuklarımız ve güvercinlerimiz hep vardı. 1978’de üniversite için İstanbul’a gittim.  Bir Pazar günü, Aksaray’daki kuş pazarında, ayaklarından ısbahoyla bağlanmış “çoraplı” güvercinlerin, havada takla attıklarını gördüm. Gözlerime inanamadım... Burs paramın yarısını verip bir çift taklacı güvercin aldım. Onları Kıbrıs’a getirdim. Getirdiğim gün de kaçırdım. Çok üzüldüydüm... Sonra dahalarını getirdim; takla atan, tekerlenen, pervane gibi dönen güvercinler... İlk posta güvercinlerimi 2000’de Urfa’dan, ünlü kuşçular kahvesinden aldım; 4 tane... Pedigrileri yoktu. Soyları belli değildi. Bu bambaşka bir heyecandı ama... 2002’de İstanbul’da, Avrupa’dan güvercin getiren başarılı yarışçı Mehmet Metin’le tanıştım. Ondan pedigrileriyle birlikte 4 güvercin aldım. 2004 ve 2006’da da güvercin getirdim. Son aldığım 5 posta güvercininden 3’ü, dünyanın en iyi yarışçılarından biri olan ünlü “De Klak 613”ün soyundandı. Hollandalı efsane yarışçı Jos van Limpt’in, vasiyetine, “Hepsini satın ama bunu satmayın” dediği 613’ün... Güvercinlerin iki tanesi de, iki kez Barselona kazanmış Belçikalı Williams Albert’in kümesindendi. İstanbul’dan 6 tane de yumurta getirmiştim. Böylece damızlık takımını kurdum. Kümeslerimi, Avrupa’nın en iyi soylarından şövalyelerle doldurdum.

Bu arada, 2004’de, Paralimni’den Stavros Neofidu isimli bir Rum arkadaşım,  Mağusalı Emir Emirzadeoğulları isimli arkadaşımın aracılığıyla bana Malta’dan 10 tane posta güvercini yumurtası getirdi. Güvercinler, bu şekilde de barışa katkıda bulunmuş oldu. İlerici dostlarım ne zaman barışın simgesi güvercine ihtiyaç duysalar, beni ararlar: “Güvercin isterik...” Güvercinlerim son olarak, Öğretmen Akademisi öğrencilerinin eyleminde uçuruldu. Daha önce de birçok mitingte, iki toplumlu etkinlikte ve eylemde “görev” yaptılar...

 

İNGİLTER’DE YARIŞACAK

“Geçen yıl, Londra’da yaşayan Serkan Gezer isimli arkadaşım, Hollandalı Jef van Wanroy’un “Black Giant” soyundan bir yumurta gönderdi. Siyaha yakın koyu renkli bir asil kanlı güvercinim daha oldu böylece. Yedi yavrusunu aldım. Bu soydan gelen posta güvercinleri esas başarılarını 750 km üzeri yarışlarda gösteriyor. Kümesimin temel damızlıklarından birisi de, Bulgaristan orijinli erkek güvercindir. Bu güvercini Naim Bicen isimli arkadaşım 2001’de Bulgaristan’dan getirdi. Harika bir vücut ve tüy yapısı olan, çok akıllı bakan, gururlu, dik duran, güven veren, ama pedigrisi olmayan bir güvercin... Bu kültürde pedigrisi olmayan kuştan yavru alınmaz. Pedigrisi olup da başarısız olan bir kuştan da. Ama  ben bu kuşu sevdim ve ona güveniyorum... En değerli damızlık dişimin eşidir. Yavruları birçok kez, Dipkarpaz Apostolos Andreas Burnu’ndan Lefkoşa’ya, bir saat 15 dakikada geldi. Ocak ayında Londra’ya, yarış amacıyla 8 yumurta götüreceğim. Bu yumurtalardan çıkacak yavruların çoğunda Bulgar güvercinimin kanı olacak. Bu macera, benim için çok heyecanlı bir sınav olacak. Yumurtaları Serkan Gezer dostumun güvercinlerinin altına koyacağız. Antrenör olarak Serkan’a çok güveniyorum. 

 

KIBRIS’TA POSTA GÜVERCİNİ KÜLTÜRÜNÜ İLK BAŞLATAN İSİM

Kıbrıs’ta posta güvercini kültürünün ilk kez kendisiyle başladığını söylüyor Mustafa Gürsel. “Benden sonra merak edip Türkiye’den kuş getirenler oldu. Mehdi Küçüksu isimli arkadaşım ise direkt Hollanda’dan 12 adet damızlık getirdi. Barış Çabuk isimli henüz lise öğrencisi meraklı ise İstanbul’dan şampiyon yarışçılarından damızlıklar edindi. Bu kültürün mayası tuttu; gelişiyor...  Posta güvercinleri, yuvalarına bağlılıkları yanında yavrularına da çok iyi bakıyorlar. Güçlü ve korkusuz olan posta güvercinleri soy, antrenman, sağlık ve beslenmelerine bağlı olarak inanılmaz mesafeleri uçabiliyor.  Ülkemizde şu anda, Belçika ve Hollanda’dan orijinal pedigrileri bulunan damızlıklar var. En başarılı güvercinler bu iki ülkeden çıkıyor.  Mevcut damızlıkların soy ağaçlarında, dünyaca ünlü şampiyonlar bulunuyor.  

   Hollanda ve Belçika, posta güvercini kültürünün en başarılı iki ülkesi kabul ediliyor. 312 km karelik yüzölçümüne sahip küçük bir ülke olan Malta ise posta güvercini sevgisinin en yaygın olduğu ülkedir. Avrupa, Amerika ve Uzakdoğu ülkelerinde posta güvercini yarışları yapılıyor. “Gökyüzünün korkusuz sövalyeleri” olarak kabul edilen posta güvercinleri, 80-2 bin 800 km arasında yarıştırılıyor. Dünyanın en ünlü yarışı, İspanya’nın Barselona kentinde yapılıyor. Avrupanın dört bir yanından Barselona’ya getirilen en iyi yarışçılar burada aynı anda serbest bırakılıyor. Ülkemize getirilen damızlık posta güvercinlerinin arasında, nene-dedeleri Barselona yarışını kazanmış olanlar da var...

 

“KAHRAMAN” İLAN EDİLEN GÜVERCİNLER
Ülkemizde henüz posta güvercini yarışları yapılmıyor. Meraklılar değişik mesafelerden kendi güvercinlerini salıyor. Ancak merak geliştikçe, rekabet duyguları da kabarıyor. Meraklılar örgütlenebilirse, önümüzdeki bir-iki yılda yarışların başlaması mümkün olabilecek. Güvercinlerin, kısa mesafe yarışlarından sonra ada dışından salınmaları gerekecek. Deniz geçilen etaplar, dünyanın en sert yarışları olarak kabul ediliyor...

Birinci ve ikinci dünya savaşı dahil, eski zamanlarda, gezici kümesler ve hatta denizde gemiler arasında da haberleşme yapılıyordu. Bu olağanüstü kuşlar için gidilecek adres her zaman, kendi yuvalarıdır. Bir posta güvercininin bir günde hiç durmadan bin kilometreden fazla uçarak yuvasına dönebilmesi mümkün. Bunun çok sayıda örneği var. Her yönüyle tam bir güvercini havada sadece ölüm durdurabiliyor. Uçulamayacak kadar çok kötü hava koşulları ise onları sadece birkaç saat veya birkaç gün geciktirebiliyor... Bu kuşlar çok akıllı. En zor koşullarda bile hayatta kalıp yuvalarına dönmeyi başarabiliyorlar.

Taşıdıkları mesajlarla binlerce insanın hayatını kurtarmış, insanlığa hizmet etmiş ve uluslararası Dicken Vakfı tarafından "Kahraman" ilan edilerek ödüllendirmiş çok sayıda posta güvercini var.

 

KIBRIS’TA MERAKLILARI ÖRGÜTLENMELİ

“Posta güvercinleri sprinter, orta mesafe ve maraton olmak üzere üç gruba ayrılıyor. Ancak mesafe tanımadan uçan ve her yarışta başarılı olan any/all distance- güvercinler de var. Ayrıca, 2-3 bin kilometre gibi akılalmaz mesafelerden gelebilen -extreme long distance- güvercinler de bulunuyor. 

 

GÜMÜŞ MADALYALI BİR AŞK...

Bu ülkelerde, güvercinler bile kayıt altında bulunuyor. Örneğin İngiltere’de, her posta güvercininin bir soyağacı, bir kimliği ve koçanı var. Güvercinler el değiştirdiğinde kimliği aynı kalıyor, ancak koçanı federasyon tarafından yeni sahibine devrediliyor. Pedigrisi de satış anlaşmasına göre yeni sahibine veriliyor. Alıcı pedigri için ayrıca para ödemek zorunda. Pedigrisi olmayan bir posta güvercininin hiçbir değeri yok. Her posta güvercininin ayağında mutlaka, üzerinde kimlik numarası olan bilezik bulunmalı. Ayrıca, bilezikteki numaranın yazılı olduğu bir de kimlik kartı olmalı. Kulübe ve federasyona kaydının yapılması ve koçanının çıkarılması da gerekiyor.
   Yönlerini şaşırıp Malta'dan Kıbrıs'a kadar uçan ve avcılar tarafından vurulan iki güvercinin öyküsüyle ülkemiz Kıbrıs'ta da başlayan posta güvercini sevgisi, üstün nitelikli damızlıkların ülkeye getirilmesi ve bu kültüre yeni isimlerin katılımıyla, ayrıca bir rekabet ortamının da hareketlenmeye başlamasıyla, ilerliyor... Posta güvercini olayı aslında bir sevgiden çok öte; o bir büyük aşk... Gümüş madalyalı bir aşk...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 7937 defa okunmuştur