1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Minik bir cümle
Minik bir cümle

Minik bir cümle

Aliye Özsoylu: Bir şeyi bilmemek ve bilinmediği için de düşünmemek insan aklını her zaman daha huzurlu ve dinç tutar. Ama eğer farkında olup bilinmemesi gereken, “gereksiz” bir şey gibi düşünülürse eksiklik; o zaman peynire hasret kalan ve ken

A+A-

 

 

Aliye Özsoylu
[email protected]

 

 

“Her birimiz birer kelimeyiz. Bir arada olduğumuzda anlamını kendimiz oluşturabileceğimiz birçok cümleye dönüşmek için uğraşalım.”

(Geçitkale İçin Çalış ve Yarat)

 

         Bir şeyi bilmemek ve bilinmediği için de düşünmemek insan aklını her zaman daha huzurlu ve dinç tutar. Ama eğer farkında olup bilinmemesi gereken, “gereksiz” bir şey gibi düşünülürse eksiklik; o zaman peynire hasret kalan ve kendi kuyruğunu kemirmeye başlayan bir zihinsel problemli fareye dönüşür insan. Nereden bakılırsa bakılsın; hangi açıdan değerlendirilirse değerlendirilsin her göz için aynı ölçüde bir eksik varsa ortada; farkındalık tam da orada demektir. Ve bunu bilmek; kişiyi ya da toplumu çözüm üretmeye, o eksikliği tamamlamaya zorunlu kılar.

         Bir aksaklık; illa ki gözünün içine sokulduğu zaman, bilmenin şahit olmaktan geldiğine mecbur bırakıldığı zaman “eksiklik” halini alıyor. Birileri tarafından ittirile ittirile çemberin içerisine sokulduğu zaman kişi ve başkalarının gözlerini taktığı zaman kendi gözlerinin yerine; bilmenin ne demek olduğunun, ne kadar acı verdiğinin ve aynı zamanda uğraş gerektirdiğinin farkına varmış oluyor. Yani güzellikler yaratmak ve yaratılan güzel bir şeye saygı duymak kendiliğinden, olağan bir şekilde meydana gelmiyor anlaşılan. Gerçek anlamda tamamlanmış bir kompozisyon; girişin “farkında olmanın” vurgusuyla başladığı, gelişmenin “bilme hevesinden” bahsedildiği ve sonucun “eksikliğin” içi lezzetli tatlarla doldurulmuş bir karışımın bulunduğu bardakların doğru ellerde havaya kaldırılıp tokuşturulduğu “eksiksiz bir tam” olmalıdır.

         Benim gözümün gördükleri; insan kalabalığını oluşturan milyarlarca noktacıkların aynı gökyüzüne bakıp, aynı havayı soluyup, aynı yer küreye farklı noktalarda ayak basarken hep başı olmayan, bu nedenle gelişemeyip yanlış bir sonuca varan kompozisyonu oluşturmalarıdır. Bu yüzden bazen gözlerimi yerinden çıkarıp doğrusunu görene kadar dinlenmeye bırakmak istiyorum, bir süreliğine kör olmaya özeniyorum. Ama bazen güzel şeyler de görüp gülümseyebiliyorum. Benim doğduğum, doyamadığım ama hâlâ nefes almaya devam ettiğim bu coğrafyada; birkaç farkındalık sahibi insanın doğru kelimelerle girişi hazırlanan bir kompozisyon yaratmaya çalıştıklarına şahit oluyorum.

         “Geçitkale İçin Çalış ve Yarat” ekibi; eksik olanların farkında olan ve bunları tamamlamak için bilmek gerektiğinin bilincinde olan ve bunun için doğru uğraşlar sergileyen yirmi kişinin nefes aldığı bir kültürel oluşumdur. Tam manasıyla; yöre halkına ve yakın çevrelerce katılan diğer insanlara, olması gereken kültürel faaliyetleri eğlencelerle süsleyerek sergileme amacında olan “büyümüş çocuklar” topluluğudur. 2011 yılının sonlarında, yılbaşı etkinliği düzenleyerek faaliyetlerine başlayan bu oluşum; hali hazırda çalışmalarına devam etmektedir. Bir yılı aşkın bir sürede; öncelikli olarak Geçitkale halkının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla birkaç kültürel etkinliğe imza atmışlardır. Yılbaşı etkinlikleri, ağaç dikme organizasyonu ve festivaller düzenleyerek hem kültürel değerlere yakınlık sağlamayı amaçlamış hem de eğlence ihtiyacını gidermeye çabalamışlardır. Geçitkale gençlerinin çoğunlukta olduğu bu grup; kesinlikle bir örgütlenme olarak değerlendirilmemeli tam aksine içerisinde birçok gözün görebileceği farklı noktalara saygı duyan, farklı seslerin ortak bir nota haline gelebileceğini düşünen ve bunu duymak isteyen, farklı kelimelerle çok manalı bir cümle oluşturmayı ve bunu okutmayı hayal eden, gülümseyebilen yüzler topluluğudur. Yaptıklarıyla ve yapacaklarıyla da daha çok insanı gülümsetmeyi amaçlamaktadırlar. Geçitkale’ye özgü; Geçitkale’de yaşayanı “Geçitkaleli” yapan birçok kültürel örüntüleri sergilemeyi, hatırlatmayı ve yaşatmayı amaçlayan bu “küçük ama dev” insanlar birçok farklı meslek gruplarından ve farklı yerlerde ikamet edip Geçitkale’de toplanan kişilerden oluşmaktadır. Farkında oldukları ve fark ettirmek istedikleri eksiklikleri tamamlamak için bir başlık attılar ve bunu istedikleri şekilde sonuçlandırmak için de kafalarının içini masanın tam ortasına çekinmeden koyabiliyorlar. Yeme-içme kültürüne dair, müziğe dair, eğlence kültürüne dair hatırlatılmak istenen, tamamlanılması istenen ne varsa buna dair uygun bir konsept oluşturup, o kültüre ait insanları çağırıp bunu bir etkinlik adı altında sergiliyorlar. Bunun dışında sadece “Geçitkaleli” kimliğine sahip olan insanları değil gelmek isteyen her şehirden her köyden insanları da bu kültürel değerlerle ve eğlenceli saatlerle tanıştırıyorlar. Bu etkinliklerin planlanma, hazırlanma ve gerçekleştirme sürecinde herhangi bir maddi destek talep etmedikleri gibi tüm masrafları kendileri karşılıyorlar; bu yüzden de şimdiye kadar gerçekleştirdikleri tüm etkinlikler, gayet doğal ve “halk”tan bir görünüme sahip oluyor.

         Geçitkale’nin eğlence kültürüne ait en özel ritüeli hiç tartışmasız ki “Mart Dokuzu”dur. Baharın gelişini her yıl bu tarihte kutlayan ve bunu bir ritüel niteliğinde yaşamayı seven Geçitkalelilere; “Geçitkale İçin Çalış ve Yarat” ekibi de bir yıldır katkıda bulunmaktadır. Her yıl aksatılmadan ve hiçbir engel tanımadan kutlanılan bu yenilenmenin başlangıcına birçok güzel ses de bu ekipten geliyor ve gelecektir. Köy halkının içerisinden yetişmiş ve kendini geliştirmiş birçok yetenekli insanlar da mevcuttur. Bu insanlar ada genelinde de kendini ispatlamış ve belli çevrelerce bilinen, tanınan müzisyen kimliklerdir. Etkinlikler içerisinde gerçekleştirilen kısa müzik şölenlerine bu yeteneklerin de katkısı sağlanmaktadır. Daha birçok alanda yeteneklerini sergilemek isteyen aktifler de kendi dokunuşlarıyla bu görselliğe katkıda bulunmaktadırlar. Gerçekleştirdikleri ve gerçekleştirmeyi amaçladıkları düzenlemeleri halkla birlikte ve onlardan da bir şeyler öğrenerek, yeni bildiklerini ve eski var olanları harmanlayarak oluşturmaktadırlar. Amatör ruhludurlar ve acayip derecede heyecanlı oldukları için de yaptıklarını gördüğünüz de sizi birazcık olsun titretebiliyorlar.

         Gözlerimin görmeye ihtiyaç duyduğu küçük bir kalabalık “Geçitkale İçin Çalış ve Yarat” ekibi. Bir gecede aslında koskocaman bir kompozisyon okudum. Benim okuduğum bu heyecanlı kelimeleri herkes okusun istedim. Farklı yerlerde, farklı insanlarla başka bir yorumda daha olmayı isterim. Daha çok farkında olan; bilerek eksikleri tamamlamaya uğraşan insanlar görmek isterim. Bilmenin acı vermesinden korkmayan ve inadına, bilerek bir şeylere amatörce dokunabilmeyi heves eden insanlar yaşasın isterim. Herkes burada, bu adada bir parça çalışıp dolu dolu yaratsın isterim. Kimlik göstermeden, ücret ödemeden, yoldan geçerken, bir köyde “öylesine” bir kültürel eğlenceye her zaman katılmak isterim. Hangi gözle bakarsa baksın, hangi açıdan görürse görsün ve nasıl farkında olursa olsun “eksiksiz bir tam” yaratmak için; “kelimelerin gerekli harfleri olmaya herkes davetlidir” diye fısıldamak isterim. Ve son olarak da hayatını bir “deney” olarak yaşamayı seçmemiş, sıradan gibi görünen ama aslında içerisine girdiğinde çalışılarak yaratılmış bir karnaval seyrettirmek isteyen bu “kocaman kafalara” da teşekkür ederim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1441 defa okunmuştur