1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Kürt Kadınlara Saygı
Kürt Kadınlara Saygı

Kürt Kadınlara Saygı

İnsan hiç tanımadığı, görmediği, konuşmadığı kişilere de saygı duyabilir..Mücadelelerini takdir edebilir. Tanımadığım 3 Kürt kadının Paris’te öldürülmesi nedeniyle tarifsiz üzüntü içindeyim.. Tetiği çekenler neden bu 3 kadını seçmişler? Gaddarlıkl

A+A-

 

 

İnsan hiç tanımadığı, görmediği, konuşmadığı kişilere de saygı duyabilir..Mücadelelerini takdir edebilir.

Tanımadığım 3 Kürt kadının Paris’te öldürülmesi nedeniyle tarifsiz üzüntü içindeyim..

Tetiği çekenler neden bu 3 kadını seçmişler? Gaddarlıklarını kanıtlamak  için mi?

Bu kadınlar, geçmişte onca baskı görmüşler. Hapishanelerde korkunç işkence görmüşler.Yurtlarını terketme zorunda kalmışlar..Başka ülkelerden sığınma hakkı talep etmişler.

Dağlara çıkıp birlikte silahlı mücadele verdikleri örgütleri tarafından bile dışlanmışlar, hesaba çekilmişler, gözden düşürülmüşler.

Eşlerinin-nişanlılarının ve sevdikleri dava arkadaşlarının, örgütleri PKK tarafından öldürülmesinin acısını yaşamışlar. Ama kimlik kavgalarından vazgeçmemişler. Okumuşlar, aydınlanmışlar, Avrupa’da “sivil” bir yaşama başlamışlar.

Türkiye’de hükümet, devlet PKK lideri Öcalan ile silah bırakma ve Kürt sorununu çözme üzerine bir anlaşma planı üzerinde çalışırken, bu çalışma ilk kez Türk halkından da geçmişe oranla geniş bir destek bulurken, süreci baltalamak isteyenler olacağı endişesi yaşanırken, Paris gibi bir Avrupa şehrinde 3 PKKlı kadın öldürülüyor.

Yaşamları ölüme iliştirilmiş bu kadınların böylesi bir vahşi yöntemle öldürülmesi belki de yaşadıkları süre içinde gördükleri en büyük şiddet ve işkence olmuştur. Onlar hep; “ölüm hoş geldi safa geldi” demiş olabilirler ama böylesi bir ölümü hak etmediler. Üç kadın arkadaş kimbilir neler konuşuyorlar, neler hayal ediyorlardı? Tanıdıkları veya tanımadıkları katillerle karşılaşıp birkaç dakika içinde öldürülmeleri, yaşamları süresince çektikleri tüm eziyetin kat kat üstündedir.

Kendi mücadelelerinde ölümü göze almışlardı. Ama böyle pisi pisine bir öldürülmeyi sanırım hayal etmemişlerdi.  

Kürt halkının kimlik hakkı için mücadele eden kadınlar, önce gerilla oldular sonra da siyasete atıldılar. Şu anda BDP partisinde böyle bir geçmişe sahip %23 oranında kadın milletvekili var..Hepsi de Leyla Zana’nın izinde gidiyorlar. Geçmiş ve yeni statülerini çok iyi birleştirmişler.

 Bu yazıyı yazarken, arada bir internette verilen cenaze törenine bakıyorum..Gözyaşları, üzüntü içinde barış ve çözüm umudu vurgulanıyor..Beyaz eşarp ve kaşkollar siyah matem elbiselerinin, paltoların, çeketlerin üzerinde uçuşuyor..

Ben barış, kimlik ve daha iyi adil bir yaşam için mücadeleye inanan pasifist bir kişiyim..Kürt kadınları takdir etsem de onların seçtiği mücadele yöntemini tercih etmezdim.. Belki de onların yaşadığı eziyeti kendi hayatımda yaşamadığım için..

Buna rağmen, bir ideal uğruna ölümü göze alan insanların önünde eğilirim..

Bireyi ölüme götürecek o güçlü düşünce ve inanç sistemini algılamaya çalışırım.

İnancım şudur; bir silahlı mücadelede, şiddet “düşman taraf” ile sınırlı kalmaz, kendi içinde, örgütüt içinde de şiddet hakim olur.

Bence bu ölümlerle ortaya çıkan diğer bir hazin taraf, bu kadınların kendi örgütleri içinde de haksızlığa, şiddete uğramalarıdır.

Bu nedenle, Türk ve Kürt halkının, silahları bırakıp barış yapmaları en doğru yoldur.

Sanırım çoğunluk bunu anlamış görünüyor. Çünkü tüm taraflar “kan revan içinde” bir hayata son verip, barış içinde bir yaşamı özlemektedir. Dileğimiz, Türkiye’nin  gündeminde olan barış yoluna yeni cesetler atılmaması, sorunun çözümünde çatışma ve savaş yerine barışçı yöntemler kullanılmasıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 2268 defa okunmuştur