1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Komple bir vasatlıkla karşı karşıyayız”
“Komple bir vasatlıkla karşı karşıyayız”

“Komple bir vasatlıkla karşı karşıyayız”

CTP Milletvekili Doğuş Derya, Mağusa’da ilahiyat koleji açma girişimi başlatan UBP-DP-YDP Hükümeti’ne işaret etti; “Komple bir vasatlıkla karşı karşıyayız.” dedi.

A+A-

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Doğuş Derya, yapılması planlanan Mağusa İlahiyat Koleji’yle ilgili Meclis kürsüsünden önemli açıklamalarda bulundu.

CTP Milletvekili Derya, eğitimde niteliğin konuşulamadığına vurgu yaparak, “Komple bir vasatlıkla karşı karşıyayız. Bir vasatlıkla nitelik konuşulmaz. Hükümeti oluşturan ve bu hükümetin aldığı saçma kararlara evet diyen herkes bu vasatlığın parçasıdır.” diye konuştu.

19 Ekim’de gerçekleşen ve UBP-DP-YDP Hükümeti’nin desteklediği aday olan Ersin Tatar’ın büyük farkla kaybettiği Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne işaret eden Derya, “Toplum, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir mesaj verdi. Bu mesajın en temel karakteristliği kutuplaşma, ötekileştirme ve toplum içinde polarizasyon yaratarak kendine siyasi rant devşirmeye çalışanlara ‘dur’ diyen bir yaklaşım olmasıdır.” dedi.

Derya, sürekli olarak dini ve milli hassasiyetleri istismar ederek ve memleketin esas sorunlarını konuşmayalım diye suni gündemler yaratarak toplumu ve Meclis’i meşgul eden bir hükümet yapısı olduğunu vurguladı.

İlahiyat koleji tartışmasının da aynen Disiplin Tüzüğü tartışmasındaki gibi dini hassasiyeti olan yurttaşların duygularını istismar etmek suretiyle memleketin hiç ihtiyacı olmayan bir konuyu yeniden gündeme taşımak için olduğuna dikkat çeken Derya, “İkinci ilahiyat koleji tartışması yeni bir tartışma değildir. 2017 yılında da gündeme gelmişti. Sonrasında gündemden kalkmıştı. Gerek parti içi tartışmaları, gerekse de toplum nezdinde kaybedilen itibarı unutturmak için bunlara başvuruluyor.” ifadelerini kullandı.

Derya, “Bir ülkede sosyal devlet var ise en temel hizmetlerden biri olan kamusal eğitimin herkes açısından erişilebilir, nitelikli ve bedava olması gerekiyor. Fakat şu anda kamusal eğitime herhangi bir para ayrılmıyor.” diye konuştu.

Okulların depreme dayanıklı hale getirilmesi için mevduatlardan bile kesinti yapıldığını hatırlatan Derya, konuyla ilgili açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Bu çalışmalar yapılmadığı gibi çocuklarımız konteyner sınırlarda eğitim görüyor. Nüfus aşırı derece arttığı için öğretmen sayısı yetersiz kaldı. Biz bunları konuşamadan toplumun gündemine ilahiyat koleji tartışması koyuyorlar. Bunu tamamen ideolojik saiklerle yapıyorlar. Bunun dini hassasiyetlerle ilgisi yok. Hala Sultan İlahiyat Koleji de mevzuatımıza aykırı bir şekilde açılmıştı. Hatta bununla ilgili mahkemeye taşınan bir süreç söz konusuydu. Dönemin Eğitim Bakanı, şimdilerde ise Maliye Bakanı olan Özdemir Berova da bu süreci kılıfına uydurmak için birtakım adımlar atmıştı. İmam yetiştirmek için yapıldığı söylenen Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin açılışının üzerinden 10 yıldan fazla süre geçti. Bir sürü insan mezun oldu fakat Din İşleri Başkanı’nı bile Türkiye’den atıyorlar. İdeolojik saiklerle adım atılırsa insanlarımız dinden soğur.”

Derya, Milli Eğitim Yasası’nda Atatürk ilke ve inkılaplarından çok açık bir şekilde bahsedildiğini hatırlatarak, “Yasaya ve uluslararası protokolle dizayn edilmeye çalışıldığı için Anayasa’ya da aykırı olan bu uygulama tamam değildir. Daha tarikat yurtlarıyla ilgili Meclis kürsüsünden yaptığımız konuşmalar bile cevap bulmadı. İdeolojik örgütlenme yapmak için eğitim araçsallaştırılıyor.” açıklamasında bulundu.

“Bizim ülkemizde yurttaş olarak yaşayan Alevilerin çocuklarına okullarda kendi dinlerini öğretebilme imkanı yok. Herkes Sünni Müslüman olmak zorundaymış gibi zorunlu din dersleri veriliyor.” diyen Derya,  din derslerinin bir vicdan hürriyeti olarak değil de beyin yıkamak aracı olarak kullanıldığına dikkat çekti.  

Derya, “Din derslerini, tamamen tekçi bir dünya görüşü ekseninde seçmen yetişmek için bir sosyal mühendislik aracı olarak kullananlar insanlarımızı dinden soğutuyor.” dedi.

Bu haber toplam 2327 defa okunmuştur
Etiketler : ,