1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. KKTC’de 24 saat!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

KKTC’de 24 saat!

A+A-

Son 24 saatte neler yaşadım?
Tabii ki uyudum, uyandım, duş yaptım, yürüdüm, yedim, içtim ve en az iki kez büyük abdest yaptım… 
Küçükleri saymadım!

-*-*-

Son 24 saat içerisinde, Ersin Tatar’ın bir videosunu gönderdi bir arkadaş…
“Yüzün gülsün diye…” de not eklemiş!

-*-*-

Neden yüzüm gülecek ki?
Çünkü adam komik!
Gerçekten komik!
Stand up şov mu yapıyor yoksa bir toplumun lider mi?
Daha çok “Erdoğan’ın Kuklası”…

-*-*-

Üzülerek yazıyorum bunları!
Ve Erdoğan’ın kuklası olmakla övünen bir değişik “kişi”!

-*-*-

Geçtik!

-*-*-

Derken, Larnaka Havaalanı’na gitmem lazım… 
Oğlumu götüreceğim!
Oradan Dubai’ye gidecek!
Dubai’de dört saat bekleyecek!
Oradan da Seul’e uçacak!

-*-*-

Seul’de Havaalanı nerede?
Kore Savaşı’nın en yoğun yaşandığı bölgede!
Türkiye de katılmıştı!
Hatta bazı Kıbrıslı Türkler de!

-*-*-

Bunlardan biri, çok kahraman biriydi!
1974’te “kaçmayın, korkaklar” dediği için, iddialara göre, “komutanın” açtığı kalleş ateşle şehit olmuş!

-*-*-

Neyse; insan, evladının uzağa gitmesine üzülür değil mi?
Elbette evlatlarımı havaalanına her bırakışımda ben de çok üzülürüm ama bir yandan da çok seviniyorum; çünkü bir şekilde “kaçan kurtulur” oldu buraları!

-*-*-

KKTC’de yaşamak için, çok çok çok affedersiniz ama “göt öpücü, kıç yalayıcı, yağcı, yalaka, işbirlikçi” olmanız kaçınılmaz!

-*-*-

KKTC’de kazanmak için de “çalmak, çırpmak, rüşvet almak” şart!

-*-*-

Liyakat mı?
UBP kadın kolları başkanı torpiliniz mi?
Bu, yeterli bir liyakat sebebidir!
Hatta yeter de artar da!

-*-*-

Liyakat dedik de aklıma geldi!
Mertkan Hamit!
Yazımızın başlığında “KKTC’de 24 saat” dedik ya!
Bu 24 saat içerisinde, bu ülkenin çok değerli bir evladı, çok bilgili bir ekonomi uzmanı olan Mertkan Hamit, Ankara’ya gidecek!

-*-*-

Türkiye izin vermediği için, adını Dr. Fazıl Küçük koymayı başaramadığımız, beceremediğimiz, işgalin daniskası bir örnek yaşadığımız Ercan Havaalanı’nda bir kahveye 500 TL yani yaklaşık 12 Euro falan ödüyor!
Ben oğlumla Larnaka Glafkos Klerides Uluslararası Havaalanı’nda, çok kaliteli iki kahveye 4 Euro ödüyorum!

-*-*-

Neyse, Mertkan Hamit Ankara’ya giremiyor!
Akşamdan sabaha orada bir odada tutuluyor sonra KKTC’ye geri gönderiliyor!

-*-*-

Hesap sorabilen var mı?
Ers, Ünal abi?
Taysın abi?
Mertkan Hamit neden G82 midir, N82’midir nedir, ondan dolayı Anakara’ya giremedi?

-*-*-

Yoksa Fatoş hanımdan mı rica etsek; O sizden daha güçlü, eminim öğrenir!

-*-*-

Kendi vatandaşları kendi anavatanlarına alınmıyor ve bir teki çıkıp bunun nedenini soramıyor!
Korkudan!
Korkaklar!
Makam şaklabanı işbirlikçiler!
Yazıklar olsun!

-*-*-

Neyse!
Hayat devam ediyor!
Larnaka’dan dönüyoruz!
Bekle babam bekle!
Geçiş kapıları!

-*-*-

Onların sayısını bile artıramıyoruz!
Çünkü, abidik gubidik ve sidikik işlerle uğraşıyoruz!
Sen iki kapı talep ediyorsun, Rum tarafı da iki geçiş istiyor!
Yok!
“Senin geçiş istediğin yer, transit geçiştir, izin yok” diyorsun!
Yokuşa sürüyorsun!
Neden?
Utanmadan itiraf da ediyorsun, “yetkim yok ki!”…
Hiç utanma, hiç çekinme yok!
Asker bırakmıyor, Anavatan izin vermiyor!

-*-*-

Derken, KKTC’deyiz!
Saat 19.00’da, Gönyeli İlkokulu Kapalı Spor Salonu’nda bir grup arkadaşla basketbol oynayacağız…
Gazeteci arkadaşımız Aytuğ Türkkan komple bir sporcu…
O ayarladı, ilk kez ben de gittim ve oynadım… 
Aytuğ, masa tenisi şampiyonu, enfes futbol oynuyor, basın takımının yıldızı… 
Ve süper bir basketbolcu…

-*-*-

58 yaşındayım…
Evet son üç senede 40 kilo civarında vermişim; diyetisyenim ve yürüyüşlerim sağ olsun!
Bu hafta diyetin içine ettik bu arada!
Çok dağınık bir haftaydı!
Ama basketbol çok iyi geldi!

-*-*-

Süper bir arkadaş grubu ile bir saat çırpındım, cırmaladım, koşmaya çalıştım, potayı dahi tutturamadığım atışlarım oldu falan ama müthiş keyif aldım; en az üç litre terledim!

-*-*-

Gönyeli, çok büyük bir yerleşim yeri oldu…
Ve Gönyeli’de çok süper yetenekli sporcu çocuklar var!
Ama salon acınacak halde…

-*-*-

Elbette “hiç” olmamasından iyidir çünkü ülkede kaç ilkokulun spor salonu var ki o da ayrı bir mesele!

-*-*-

Cami yapıyoruz, külliye yapıyoruz ama çocuklarımıza sağlam, bakımlı, modern spor salonu yapmıyoruz!
Onları yasa dışı Kuran kurslarına göndermekten de çekinmiyoruz!
Çünkü “yasadışı” olabilir ama Ankara’dan talimat geldiğinde, KKTC’nin yasalarını takan olmayabiliyor!

-*-*-

KKTC yasaları, Ankara talimatları karşısında Yalova Kaymakamı gibi mi oluyor?
Evet aynen öyle!
Kim takar sizin yasanızı durumu!
Ne diyorsun devletin başı Ersin abim?
Bu konuda yorum yapar mısın?

-*-*-

Ve sün sabah… 
Mertkan Hamit’in Türkiye’ye sokulmadığı haberini okuduktan 30 dakika sonra, Yılmaz abi telefonda… 
“Serhatçığım sana kitabımı getireyim, neredesin?”

-*-*-

Buluşuyoruz…
Yılmaz Kalfaoğlu…
Aileden müzik tutkunu, ülke sevdalısı...

-*-*-

O Beyaz Gitar…
Kıbrıs Müzik Tarihine Düşülen Notlar… 
Kitabın adı böyle…

-*-*-

Yılmaz abi ile yollarımız İngiltere’de kesişmişti bir dönem… 
Ülkenin ilk rock gitaristlerinden, belki de ilki… 
Bayrak Dörtlüsü, Sıla 4 gibi çok önemli ve müzik tarihimizin mihenk taşı gruplarda çaldı o beyaz gitarı… 

-*-*-

İngiltere’de turizm ataşeliği yaptı bir dönem…
Hayatımda ülkesi için bu kadar çaba harcayan, bu kadar çırpınan başka bir insana rastlamadım… 
Dürüst…
Kibar… 
Kitabını hediye etti…
Hava çok sıcak, ayak üstü sohbet ettik… 
Yüzündeki gülümseme hiç eksilmemiş… 

-*-*-

Kitabı Söylem Printing – Söylem Yayınları kapsamında bastı…
Sevgili Ali Bizden… 
Çok güzel oldu… 
Her yerde de bulabilirsiniz…

-*-*-

Ve kitabın satış geliri, yılmaz abinin merhum eşi İlgün hanım anısına; Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı ile Alzheimer Derneği’ne bağışlanacak…

-*-*-

Saat 11.00… 
Yazıyı bitirdim, bitiriyorum… 
Bir mesaj, “Baba, ben Seul’e indim…”
KKTC’den Larnaka’ya, Larnaka’dan Seul’e… 
Aktarmalardı, beklemelerdi, kara yoluydu derken, neredeyse 20 saat!

-*-*-

Ve bir haber vardı gazetelerde…
“Rum gençlerin Türk düşmanlığı ile yetiştirilmesi adada barış için büyük tehlike” diyordu Ünal Üstel!

-*-*-

Bizde, yetiştirilecek genç bırakmadınız be Ünal abi!
Gelen çocuklar da Kuran kurslarında, hiç anlamadıkları bir dili ezberleyip, ayakta su içmenin günah olduğu gibi derin mevzuları öğrenerek, KKTC’nin geleceğini ebedileştiriyorlar!
Mertkan Hamit da kim?
Anavatan’a sokulmamış!
Erhan Arıklı bu konuda yorum yaptı tabii ki, “üzüldüm” dedi en azından… 
Ers hiç konuşmadı!
Ama Anavatan ülkeye sokmamışsa, Mertkan’ın da tıpkı mesela Ali Bizden, Ali Kişmir, Abdullah Korkmazhan, Dr. Okan Dağlı, Ulaş Barış, Münür Rahvancıoğlu, Başaran Düzgün, Can Sözen, Dr. Ahmet Cavit An ya da Aysu Basri Akter gibi bir azılı terörist olma ihtimali yüksektir!
Gitmeyin!
Kimse Türkiye’ye gitmesin!

-*-*-

Bu arada belirtelim, G82: “Milli güvenlik aleyhine faaliyet” gerekçesiyle kesin giriş yasağı uygulanan kişilerle; N82: Türkiye’ye girişi ön izne bağlanan kişiler; yani vize başvurusu yapmaları gerekenlerle ilgilidir…
Bu durumda, N82 ile Türkiye, KKTC’ye vize mi uyguluyor?
Peki Türkiye’den KKTC’ye herkes gelebiliyor mu?
Sıkarsa durdurun!


basliksiz-011.jpg

Yılmaz Kalfaoğlu, “O beyaz gitar, Kıbrıs Müzik Tarihine düşülen notlar” adlı kitabını hediye etti… İyi ki yazdın Yılmaz abi… İyi ki varsın… Teşekkürler…

Bu yazı toplam 1550 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar