“Anadolu’nun Bitki Mirası”
İstanbul’da Salt Beyoğlu Mutfak’ta Anadolu’nun Bitki Mirası Sergisi’ni ziyaret ettim.
Bu sergi American Society of Botanical Artists tarafından hazırlanan ve eş zamanlı olarak 30 ülkede gerçekleşen Botanical Art Worldwide 2025 programı kapsamında düzenlendi.
Serginin Türkiye ayağı Flora Araştırmalar Derneği, Bitki Ressamlar Komitesi ve Salt İstanbul işbirliği ile gerçekleştirildi.
***
Sergi yalnızca botanik bir inceleme değil, aynı zamanda bir kültürel hafıza çalışması, bir arşiv pratiği ve görsel bir aktarım yöntemi olarak karşımıza çıkıyor.
Burada Salt’a da ayrı bir paragraf açmamız gerekiyor. Salt kurulduğundan bu yana doğa bilimleri, botanik bahçelerle ilgili araştırma ve koleksiyonlara yer veriyor.
***
Bitki ressamlığı doğayı nesiller arası aktarmayı mümkün kılan, günümüzde hala geçerliliğini ve hassasiyetini koruyan özel bir teknik. Bu nedenle sergide yer alan eserler sadece sanat objeleri değil, aynı zamanda araştırma belgeleri, bitki bilgi nesneleri olarak da değerlendirilebilir.
***
Anadolu’nun Bitki Mirası Sergisi, Türkiye’den 47 bitki ressamının 80 çalışması aracılığıyla Anadolu coğrafyasında binlerce yıldır insanla etkileşim halinde olan bitkilere odaklanıyor.
Anadolu’nun bitki çeşitliliği, benzersiz bir zenginliğe sahip. Bitki ressamlarının detaylı gözlemleriyle çizime aktarılan bu türler, Anadolu’nun kendine özgü renk, doku, tat ve kokularını şekillendiren ortak mirasın tanıkları olarak sunuluyor.
Seçki iklim krizi ve tarımsal çeşitliliği tehdit eden sanayileşmiş üretim modelleri karşısında yerel bitki türlerinin taşıdığı genetik ve kültürel mirası görünür kılmayı da amaçlıyor.
***
Anadolu coğrafyasında binlerce yıldır var olan, insanların hayıtında mutfağında, sofrasında bulunan, halk tababetinde yeri olan bitkiler serginin odak noktası.
Seçkide tarımı yapılan tahıllar, tarla ürünleri, sebze ve meyveler kadar şifa veya farklı amaçlarla kullanılan bitki türleri de yer alıyor.
***
Sergi sadece bitki ressamlarının yaptığı çizimlerden oluşmuyor.
Çizimlerin yanı sıra herbaryum örnekleri, tarihsel belgeler, nadir eserler gibi muhtelif kaynakları da içeriyor.
***
Bilimsel bitki ressamlığı floristik çalışmalarda son derece önemli.
Antik dönemlerden beri gerek zehirli bitkilerin gerekse de yenilebilir bitkilerin doğru tanımlanması için resmedilmesi gereği doğmuş.
Özellikle keşifler döneminde yepyeni topraklara ayak basan kâşiflerin en önemli amaçlarından biri, karşılaştıkları yeni bitkileri tanımlamak amacıyla resmetmek olmuştu.
Bitkinin kökten gövdeye, tohumdan çiçeğine kadar her türlü özelliğinin ve her hâlinin âdeta yazıyla anlatır gibi detaylı olarak yansıtılması bitkinin doğru teşhis edilebilmesi açısından son derece önemli.
***
Fotoğrafını çekmek varken bitkiyi neden resmedelim?
Fotoğraf hiçbir zaman bitki hakkındaki bilgiyi tam yansıtamıyor. Oysa bitki hakkındaki bilgiyi tam yansıtabilmek için fotoğrafta görünemeyecek detayları ayrı ayrı çizmek, bitkiyi tanımlayan bütün karakteristik özellikleri tek bir resimde bir araya getirmek; bitkinin mevsimsel döngüsünü, yani dönemsel farklarını, örneğin tohum, çiçeklenme, meyve gibi aşamalarını bir arada göstermek mümkün. Bu noktada bitki ressamı hiçbir zaman fotoğraftan çalışmıyor, birebir bitkiyi gözlemlemesi gerekiyor.
Böylece doğru ve bilimsel kıstaslarla yapılmış bir bitki resmi bilimsel çalışmaları ışık tutucu oluyor.
***
20’nci yılını kutlayan Flora Araştırmaları Derneği, Türkiye’deki bitki çeşitliliği konusundaki araştırmalara destek vermek amacıyla kurulmuş.
Bitkisel çeşitliliği araştırma ve koruma çalışmalarının yanı sıra toplumu bitki bilgisi konusunda aydınlatma amaçları arasında. Özellikle endemik bitkilerin önemi ve korunması konusunda bilinçlenmek sahip olduğumuz bitki hazinesini kaybetmemek son derece önemli.
Sağlıklı beslenme ve fitoterapi, yani bitkilerle doğal tedavi gibi akımlarının giderek yükseldiği günümüzde bitkilerin doğru kullanımı konusunda bilgi aktarımı giderek önem kazanıyor. Bu doğrultuda floristik botanik bilgisini geliştirmek ve bitki örtüsünü korumak ve bitkilerin doğru ve akılcı kullanım yollarını belirlemek son derece önemli. Bu doğrultuda eğitim programları, araştırma projeleri, kongreler düzenleniyor, yayınlar yapılıyor.
***
Bitkilerin bilimsel bilgi üretimi amacıyla resmedilmesinin tarihi Antik Çağ’a kadar uzanır. Bu konuda bilinen ilk eser, MS 1. yüzyılda Dioskurides’in tıbbi bitkilere odaklanan kitabı “De Materia Medica”nın, 6. yüzyılda resimli hâle getirilmesiyle hazırlanan ve “Viyana Dioskurides” olarak da bilinen “Anicia Kodeksi” adlı elyazmasıdır.
Orta Çağ’da bitki ressamlığı keşiş ve hekimlerin hazırladığı, “herbal” adı verilen kitaplarla sürdürülür. Ancak teknik yetersizlikler ve çizimlerin defalarca elle kopyalanması kimi zaman bilimsel açıdan hatalı tasvirlere yol açar.
Rönesans ile birlikte gözleme dayalı gerçekçi çizim anlayışı yeniden filizlenir. Özellikle Leonhart Fuchs’un “De Historia Stirpium Commenrarii İnsignes” (Bitkilerin Tarihi Üzerine Önemli Yorumlar)(1542) adlı çalışmasından sonra botanikçiler ve sanatçılar, ikincil kaynaklar yerine bitkileri doğrudan inceleyerek çizim yapmaya başlar. Bu dönemde botanik yayınlarındaki illüstrasyonlarda kullanılan ahşap baskı, 17. yüzyılda yerini bakır levhalara oyulan metal gravürlere bırakır. Gravür tekniği, ressamların ince çizgi ve noktalarla oluşturduğu desenlerin matbaada çoğaltılabilmesine olanak verir.
***
Bitki ressamlığının “Altın çağı” olarak bilinen 17. ve 18. yüzyıllarda coğrafi keşifler ile birlikte Avrupa’ya taşınan egzotik bitkiler, aristokratların ve bilim insanlarının dikkatini çeker. Gelişen baskı teknikleri, bu bitkilerin daha önce olmadığı kadar detaylı şekilde kaydedilmesini mümkün kılar. 18. yüzyılda elle renklendirme teknikleri, 19. yüzyılda taş baskı (litografi) sayesinde çizimler renkli olarak da çoğaltılabilir hâle gelir.
19. yüzyılda fotoğraf makinesinin icadı bitki illüstrasyonunun bilimsel önemini azaltmış gibi görünse de çizim, bitkilerin yaprak, çiçek, meyve, kök gibi tüm kısımlarını ya da yaşam döngüsünün farklı aşamalarını tek bir kompozisyonda gösterebildiği ölçüde botanik için vazgeçilmez bir araç olmaya devam eder.
Canlı veya kurutulmuş örneklerden çizilen detaylı illüstrasyonlar, tehdit altındaki türlerin belgelenmesi ve literatüre kazandırılmasında kritik rol oynar. Örneğin bilgi ressamı Margaret Mee’nin Amazon Ormanları’nda yaptığı çalışmalar, yağmur ormanlarının tahribatına dikkat çeken ilk örneklerdendir.
***
19. yüzyıl sonlarından itibaren gerek kromolitografi adı verilen çok renkli taş baskılar gerek matbaa teknolojisindeki ilerlemeler sayesinde bitki illüstrasyonları kolaylıkla çoğaltılıp farklı kitlelere hitap eden dergilerde ve kitap eklerinde yayımlanmaya başlar. Böylece bitki ressamlığı, bilim çevrelerinin yanında daha geniş bir kamunun erişimine açılır.







