İtibar ve teslimiyet (!)
Meclis kürsüsünde bir bakan diyor ki: Ne yapsak, ne etsek, itibarsızlaştırmak için uğraşıyorlar.
"İtibarsızlaştırmak."
Çok heceli, uzun bir söz…
Bunun gerçek olması için önce itibar gerek.
***
Geliniz hep birlikte biraz “akıl oyunu” yapalım.
Misal.
Nikos Anastasiadis'in baş danışmanı “Sözde devletin boşbakanı, hoş konuşmamış boş konuşmuş” dese.
Ne gibi tepkiler olurdu?
“Sen kimsin be adam, sen kimsin” denirdi herhalde…
Ya da…
Başpiskopos Kıbrıslı Türklere seslense: Hadsizlere gerekli mesajı vereceğim.
“Sıkılayacağım” dese misal…
Papaz dese…
- “Sen kimsin be adam, sen kimsin”
***
Akıl oyunlarını bırakalım da “eşit egemen uluslararası statü” oyuncaklarına bakalım o zaman…
“Üç ortak” Ankara’ya gitti.
“Hükümet” olarak kendi aralarında istişare etmek için huzura çıkacaklar.
İtibar arayacaklar (!)
***
Söz “itibar”dan açılmışken…
Bunu ihtişamlı binalarda arayanlar var.
“Külliye” gibi…
Yeni bir hastane gibi…
Devasa havaalanı gibi…
Havaalanı var, dünyaya uçuş yok!
Hastane var, tam gün doktor yok!
Stadyum var, UEFA yok, FİFA yok!
Meclis var, içinde hükümet yok!
Külliye var, dünyada sesimiz yok!
***
“KKTC düzeni” ile kendini iyice gösteren yapının ismi ilkesizliktir.
Bu düzene uyumlaştıkça – kim olursan ol – ortada ilke falan kalmaz…
Kutlu Adalı’nın son yazısı o nedenle çok önemlidir.
- Kim bilir, belki o nedenle son yazısıdır. -
“Bu politikanın ruhunda acındırma vardır, acizlik vardır, sızlanma vardır, dilenme vardır, tembellik vardır, kolaycılık vardır.
…
Muhtaçlık vardır, boyun eğme vardır, şamar vardır, tokat vardır, tekme vardır, baskı vardır, sopa vardır, ama kişilik, kimlik, gurur, onur yoktur.”
***
“İtibarsızlaştırmak…”
Bunları hepsini çoktan geçtik.
Birileri “buraların sahibi benim” diyor şimdi.
“Geldim, adım, benimdir” diyor.
“Ne diyorsam o olacak” diyor.
“Kes sesini, itaat et” diyor.
Yoklukla sınıyor seni…
Hiçlikle…
Yurtsuzlukla…
Öyle diyalog da yok ortada…
Nüfus yığılıyor.
Sermaye taşınıyor.
Stratejik tüm alanlar birer birer teslim alınıyor.
***
“Teslimiyet!”
Dört heceli, ağır bir söz…
Bunun için önce teslim olmak gerek.