1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Garıştırma be gardaş onu!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Garıştırma be gardaş onu!

A+A-

Türkiye, kendisi için “tehlike” olarak kabul ettiği kişileri ülkesine sokmak istemeyebilir; bu en doğal hakkıdır.
Tartışmaya gerek yok!

-*-*-

İlla ki girmek mi istiyorsunuz?
O zaman, “girmenin kuralları”nı bilmeniz gerekir.

-*-*-

Nedir bu kurallar?
Bir çırpıda aklıma gelenlerin bazılarını sıralayayım:

-*-*-

Mesela “Türk soyundan geleceksiniz”… 
Değil misiniz?
“Öyleymiş gibi yapacaksınız!”…
Laz, Kürt, Çerkez falan sorgulamak yok; herkes Türk!
Nasıl bir ıkçılıksa!
Irkçılıksa ırkçılık, sorgulamayacaksınız! 

-*-*-

Türk soyundan değilseniz mesela Türk ordusunda “General” olamazsınız ki bu da bizdeki sıkıntılar arasında ama Allah’a şükür bir kişi hariç, henüz general olamamış emekli albaylarımıza “Türkiye’ye giremezsin” denmiş değil.
Emekli komutanlarımızdan birinin kesinlikle “Türkiye’ye giremeyecek sakıncalılar” listesinde olduğunu tahmin ediyorum ama öteki emekli albayların bu konuya hiç ses çıkaramıyor oluşunu da anlamıyorum; arz ederim!

-*-*-

Türkiye’ye giriş açısından “sakınca” içerebilecek ne olursa olsun, sorgulamayacaksın!
Mesela çok şükür galiba benden başka kimse böyle bir şey demedi ama yine de aklınızda olsun, sakın ha; “Selahattin Demirtaş’a ve Osman Kavala’ya özgürlük” gibi terörist yaklaşımlardan uzak duracaksınız!
Size ne be Türkiye’den?
Gerçi Türkiye bizim her şeyimize şey ediyor ya neyse…
Hiç bu meselelere bulaşmayacaksın!

-*-*-

İçinde olduğumuz dönemde, Atatürk kelimesini unutacaksın.
Bre aman zaman, bizim UBP’li milliyetçiler?
Onlar çoktan unuttu!
Şu andaki Dışişleri Bakanı’na hatta Cumhurbaşkanı’na sorun, “… Karıştırmayın yahu” dışında verecekleri yanıt yoktur.
Veya en iyi ihtimalle size, “Rumcusunuz, hainsiniz” deyip, devam edecekler…

-*-*-

Besmele çekmeyi bilmeseniz bile, her Cuma işi gücü bırakıp, camiye gideceksiniz ve bunu göstere göstere yapacaksınız.
Büyükelçi veya bağlı birimlerin elemanlarına görünmek avantaj kabul edilmektedir.
Ve hepsinden önemlisi, Kıbrıslı deyişiyle, “Aldanma guzzum Ramazan’da oruç dutmam deyesin ha” durumunda olacaksın. 
Oruç tutmuyorsan bile, “tutuyormuş gibi” yapacaksın; bu kesin kuraldır ona göre!

-*-*-

Meyhaneye gidişleri azaltacaksın, olur da meyhanede selfie meraklısı biri yanına yaklaşırsa, anında masadaki alkollü içecekleri kaldıracaksın… 
Meyhanede, meyve suyu, ince belli bardakta çay içermiş gibi davranacaksın.

-*-*-

Türkiye’den o kadar çok para geliyor ki, nereye koyacağımızı şaşırırmış gibi davranacaksın…
Olur da üç dört varil katran satın alabildiğiniz gün, törenle yarım kalan yolların birinde işe başlamış gibi yapacaksın.

-*-*-

Her fırsatta, her uyduğunda Maraş’ın dedelerimizin vakfına ait olduğunu söyleyeceksin…
Aşırı abartı olduğu halde, “atalarımız bu topraklarda on binlerce şehit verdi” ifadesini ağzına sakız yapacaksın.
Gerçeği söyleyip de “ birkaç yüz” demeyi aklından bile geçirmeyeceksin!

-*-*-

Bir konuyu çok kısa kesiyorum; “… Maraş’la ilgili uluslararası mahkeme kararlarını bilmezmiş gibi davranacaksın; kaldı ki zaten bilmiyorsun…” Bunu unutmayacaksın…  

-*-*-

Her an “kalkındık, kalkınmak üzereyiz, pandemiden sonra kesin yırttık, turizmde patlama bekliyoruz, 100 bin öğrenci kesin geliyor; Anavatanımız sayesinde, şükran Anavatan” şeklindeki yazılı açıklamalarınız hazır olacak…

-*-*-

Ülkede, Şener, Ali, Sami, Cenk, Serhat isimleri gibi isimleri yasaklayacaksınız…
Zaten “Ali” ismi kesinlikle yasaklanmalı…
Erdoğan, Tayyip, Recep, Muhammed isimleri tercih edilmelidir, aklının köşesine yazacaksın… 

-*-*-

Oğlun, kızın, torunun baba – anne falan mı oldu?
Yeni doğan bebeğe ne isim verirlerse versinler, yalan da olsa, yakınlarına bu saydığım dört isimden birini verdiğini açıklayacaksın. 

-*-*-

Girne’de bir caddeye “Jet Caddesi”, Lefkoşa – Girne Anayolu’na “Bülent Ersoy Otobanı” isimlerinin verilmesini önereceksin.
Mağusa – Lefkoşa Anayolu’nu da “Adapas Anayolu” diye adlandıracaksınız… 
Çangar Motors ile görüşüp, tüm Ford Escort’lara bundan böyle “Seren Serengil” adını yazılması şartını Meclis’e önereceksin. Gerekirse bunun bakanlar kurulundan “Kanun Gücünde Kararnamesini” çıkaracaksın.

-*-*-

Ülkede tüm matematikçilerin katıldığı bir sempozyum düzenleyecek ve 17 milyon rakamının bu bilim dalında var olmayan bir rakam olduğunu belgeleriyle kanıtlayacaksın. 

-*-*-

Okullarda Pazartesi dersler başlamadan önce öğrencilere, “nasıl yalaka olunur, nasıl şükran çekilir, nasıl terfi alınır, nasıl cumhurbaşkanı seçilir, seçildikten sonra nasıl rezil olunur (Pardon son dersi kaldıralım) dersleri vereceksin.
Lise son sınıflara, çok affedersiniz ama seks bilimi kapsamında değil, yalakalık anlamında, “nasıl döt yalanır”ın detaylarını öğreteceksin… 
Bunlar için çaba göstereceksin…

-*-*-

Arapça mecburi din dersi yapılacak… 
Bunu ısrarla savunacaksın.
Neden?
Arap ülkeleri Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini geliştireceği zaman en azından belki tercümanlık falan yaparız diye tabii ki!

-*-*-

Ve son bir konu var; “… Vatandaşı olduğun Kıbrıs Cumhuriyeti ve Birleşik Krallık İmparatorluğu pasaportlarını iade edeceksin!”…
“Çocuklar, eşler dahil”… 

-*-*-

Garıştırma be gardaş onu, garıştırma be gardaş onu, garıştırma be gardaş onu!

 


Etişir be gavollem, etişir!


Elbette kimse koronavirüsün hapishaneye girmesini istemez!
Kesinlikle bu konuda kişisel bir hata arıyor değilim…
Ama, ne olur birileri çıksın, insaniyet namına, bu hapishane olayında ciddi anlamda sorumluluk üstlensin.

-*-*-

30 mahkum ve tutuklu Covid – 19 pozitif!
300’den fazla temaslı var!

-*-*-

Ve 250, hadi bilemediniz 300 kişilik hapishanede, 650’den fazla mahkum ve tutuklu bulunuyor!

-*-*-

Hani yeni hapishane?
Önce ihalede hata yapıldı!
İnşaatta hatalar oldu!
Türkiye sistemi, bizim sisteme uymadı, elektrik sistemleri, elektronik aygıtlar çalışmadı.

-*-*-

Derken, yeni hapishanenin açılabilmesi için Meclis’in bir – kaç yasa yapması gerekiyordu!
Oysa bizde Meclis’i çalıştırması gereken Hükümet sadece “hamasi nutuk sallıyor”…

-*-*-

Nedir hamasi nutuk sallamak?

-*-*-

Efendim, inanması güç, sahte, yalan, hikaye, masal, kahramanlık, yiğitlik içeren olayları; abartarak, süsleyerek anlatmak!
Amaç, dinleyenleri etkilemek.
Amaç, kahramanlık yapmak ve iş yapamaz olduğunu gizlemektir.

-*-*-

Ne yapacaksınız şimdi?
Hapishane karantinaya mı alınacak?
Peki gardiyanlar?
Onlar temaslı değil mi?
Peki onların aileleri?
Ve onların temaslıları?

-*-*-

Bir an önce bıraksanız, istifa etseniz ve gitseniz…
Lütfen ya hu!
Lütfen artık!
Kıbrıslı da der, “etişir be gavollem, etişir!”

 


hhh-020.jpg

Hrant Dink'in suikast sonucu öldürülmesinde 'hizmet kusuru' olduğu gerekçesiyle eşi Rahel Dink, kızları Sera ve Delal ile oğlu Arat Dink maddi ve manevi 1.5 milyon liralık tazminat davası açmıştı. Danıştay, Dink'in öldürülmesinden Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı'nın hizmet kusuru olduğu gerekçesiyle mahkemenin 1 milyon 66 bin liralık tazminat kararını onadı… Kutlu Adalı mı demiştiniz? Sahi, bu konuyu kapatmış mıydınız? Cumhurbaşkanı veya Dışişleri, İçişleri bu konuda Türkiye’den bilgi istedi mi?

 

Bu yazı toplam 2605 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar