Kayıplarla ilgili “YAP/YAPMA” Kılavuzu… (1)
Geçtiğimiz hafta Kıbrıs’a bir ziyarette bulunan Suriye İnsan Hakları Komisyonu ve Suriye hükümet görevlilerine, Suriye’de oluşturacakları “kayıplar”la ilgili “mekanizma” konusunda çeşitli tavsiyelerde bulunduk, kayıplarla ilgili bir “YAP/YAPMA Kılavuzu” sunduk…
3 Aralık 2025 Çarşamba günü, Lefkoşa’yı ikiye bölen Yeşil Hat üzerindeki Ledra Palas Oteli’nin avlusunda “İki Toplumlu Konteyner”de düzenlenen toplantıda, İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve 1963-1974 Olayları Kurbanları’nın “BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ” ortak örgütünün temsilcileri olarak Suriye’den gelen üst düzey heyetle buluşarak 12.30’dan 14.30’a kadar bir sunuş yaptık ve sorularını yanıtladık.
Kayıplar Komitesi’nin daveti üzerine Suriye’den gelen Suriye İnsan Hakları Komisyonu ve Suriye hükümet görevlilerine, Suriye’de oluşturacakları “Kayıplar Komitesi” benzeri bir “mekanizma”yı kurarken, nelere dikkat etmeleri gerektiğini, neleri yapabileceklerini ve neleri kesinlikle yapmamaları gerektiği konusunda Kıbrıs’taki deneyimlerimizden hareketle tavsiyeler sunduk.
Kıbrıs’ta iki toplumdan kayıp yakınları ve savaş kurbanlarının tek ortak iki toplumlu örgütü olan “Birlikte Başarabiliriz”den Mike Efthimiu, Nasia Loizu, Maria Yeorgiadu, Müge Beidoğlu, ben ve Loizos Loizu, deneyimlerimizi paylaştık, Suriyeliler ve bundan yararlanmak isteyen başka ülkeler için oluşturmakta olduğumuz “Kayıplar konusunda neler yapılmalı, neler YAPILMAMALI Kılavuzu”muzu sunduk. Bu “Kılavuz”u geliştirmeye başladık ve geliştirmeye devam edeceğiz ve bundan yararlanmak isteyen farklı ülkelerden farklı örgütlerle bunu paylaşmaya devam edeceğiz…
Kayıplar Komitesi’nin daveti ve organizasyonuyla gerçekleştirilen toplantımıza Kayıplar Komitesi Üçüncü Üyesi Pierre Gentile, Kayıplar Komitesi Daimi Sekreteri Bruce Koepke, Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Asistanı Demet Karşılı ve diğer yetkililer de katıldı, toplantının sonlarına doğru Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üyesi Leonidas Pandelidis de toplantıya katıldı.
Toplantı, Ledra Palas Oteli avlusundaki “İki Toplumlu Konteyner”de gerçekleştirildi. Bu konteyner daha önce ön taraftaydı, şimdi yerinden sökülerek biraz daha arkaya alınmış. Konteynerde yapılan toplantıda, Arapça-İngilizce simultane çeviri de yapıldı ve Kıbrıs deneyimlerimizi Suriye’den gelen üst düzey heyetle paylaşma olanağı sağlandı bize. Bu konuda Kayıplar Komitesi’ne yürekten teşekkür ediyoruz…
SURİYE’DEN KAYIP ŞAHISLARLA İLGİLİ BAĞIMSIZ KURUM…
Aslında son iki seneden beridir Birleşmiş Milletler’in oluşturmuş olduğu Suriye’den Kayıp Şahıslarla İlgili Bağımsız Kurum’la temas halindeyiz… Bu kurumun adı “Independent Institution on Missing Persons in the Syrian Arab Republic (IIMP)” ve 29 Haziran 2023 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan bir karar sonucu BM tarafından oluşturulmuş bağımsız bir kurum. Bunu oluşturmak için Birleşmiş Milletler, Suriye’den binlerce kaybın yakınları tarafından yapılan acil çağrılar üzerine harekete geçmiş, onların akibetini ve nerede olduklarını araştırmak üzere oluşturulmuş bir BM kurumu bu. Onların Cenevre’deki kuruluş konferansına da “Birlikte Başarabiliriz” Koordinatörü Hristos Efthimiu katılmıştı… Bu kurum oluşturulurken, çok değerli arkadaşımız, akademisyen ve araştırmacı Hristalla Yakinthu da emek vermiş, Suriye’den Kıbrıs’a getirdiği kayıp yakınlarının aileleriyle bizlerin bir araya gelmemizi sağlamış ve onlarla da Kıbrıs’ta yaşadığımız deneyimleri paylaşmıştık…
Şu anda bu kurumun başında olan Dr. Karla Quintana da, yine temasta olduğumuz Meksikalı kayıp yakınlarının bildiği bir isim… Quintana, Suriye’den Kayıp Şahıslarla İlgili Bağımsız Kurum’un başkanlığına atanmadan önce de Meksika’da Kayıp Şahısları Arama Komisyonu’nun başkanlığını yürütmüş… Karla Quintana, Meksikalı kayıp yakını, oğlucuğu Roy’u arayan değerli arkadaşımız Letty Roy Rivera’nın da tanıdığı olduğu için bize onunla temas ediyor ve Karla’ya bizim çalışmalarımızdan da söz ediyor… Letty’ye bu konudaki girişimi için yürekten teşekkür ediyoruz…
Bizimle görüşmeye gelen Suriye’den üst düzey heyet de, Kıbrıs’a gelmeden önce Cenevre’ye giderek Suriye’den Kayıp Şahıslar İçin Bağımsız Kurum’la görüşmeler yapmışlar…
NEYİN ÇALIŞIP NEYİN ÇALIŞMADIĞINI GÖSTEREN BİR KILAVUZ HAZIRLIĞI…
Cenevre ziyareti ardından Suriye’den bu üst düzey heyet, Suriye’deki 2 binden fazla “kayıp şahsın” aranması maksadıyla bir “mekanizma” oluşturacağı için Kıbrıs’a gelerek Kıbrıs’taki “Kayıp Şahıslar Komitesi” mekanizmasının nasıl çalıştığını incelemeye ve kayıplarla ilgili sivil toplum örgütleriyle görüşmeye başlamışlar. İşte bu nedenle ben de oturup bir “kılavuz” kaleme almaya başlıyorum… Kendi mekanizmalarını kurarken, “Ne yapmalı/ne yapmamalı” konulu bu kılavuzu yazmaya başlıyorum, sonra da bunu “Birlikte Başarabiliriz” örgütü üyeleriyle paylaşıyorum, böylece “kılavuz”u geliştirmeye başlıyoruz… Bunu geliştirmeye devam edeceğiz – böylelikle başka ülkelerden sivil toplum örgütleri ve resmi olarak kurulacak kayıplarla ilgili komiteler de bundan yararlanabilsin, Kıbrıs’taki deneyimimizi değerlendirilebilsin diye bunu yapıyoruz.
Hazırlamakta olduğumuz bu “kılavuz”u Suriye’den gelen üst düzey gruba sunduktan sonra onlardan gelen soruları da yanıtlıyoruz… En fazla sorulan şey, “Kayıp yakınlarının güvenini kazanmak ve bildiklerini bizimle paylaşmaları için ne yapmalıyız?” sorusu oluyor. Biz de özünde bu soruya şöyle cevap veriyoruz: “Dürüst olunuz, gerçekçi olunuz, kayıplar gibi insani bir konuyu asla politize etmeyiniz, farklı taraflardan herhangi birinin tarafını tutmadığınızı ancak her zaman insani düzeyde faaliyet gösterdiğinizi sergileyiniz. Samimi olunuz… Ancak bu şekilde onların güvenini kazanabileceksiniz…”
Suriye’den gelen üst düzey heyete sunduğumuz “kılavuz”u kayıp yakınlarının ve çatışma kurbanlarının katkılarıyla geliştirmeye devam edeceğiz. Okurlarımızla da oluşturmakta olduğumuz ve Suriye’den gelen heyete sunduğumuz bu “Kayıplar Konusunda Yap/Yapma Kılavuzu”nu özetle paylaşmak istiyorum… “Kılavuz”umuz şöyle:
*** KAYIPLARI “SINIFLANDIRMAKLA” YARATILAN HASAR…
Kıbrıs, “kayıp şahıslar”la ilgili “sınıflandırma” konusunda pek çok hata yaparak farklı “kayıplar” listeleri oluşturmuş, bu da kayıp yakınlarına daha da fazla acıya malolmuştur… “Resmi Kayıp Şahıslar Listeleri” oluşturulurken, “Ölü olduğu bilinen” gibi farklı listeler de oluşturulmuştu – tümü de “kayıp”tı bu insanların çünkü onlardan geride kalanlar bulunmamıştı, nerede gömülü oldukları da genel olarak bilinmiyordu… Birilerinin “ifadeleri” üzerine bazı “kayıplar”, “ölü olduğu bilinenler” listesine konmuş ya da sonradan bu listelere eklenmişlerdi… Kayıp Şahıslar Komitesi oluşturulurken, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum liderlerin bu komitenin “hem kayıplar, hem de ölü olduğu bilinenlerin akibetini aramak üzere oluşturulduğunu” açıkça belirtmelerine ve özgün anlaşmada bu olmasına karşın, ilerleyen yıllarda Kayıplar Komitesi yalnızca “resmi kayıplar listesinde” olanlar için araştırma ve kazı yapmış, “ölü olduğu bilinenler” listesinde olanlar için çaba göstermekten kaçınmıştı… Pek çok kereler, Kayıplar Komitesi yetkililerine bazı olası gömü yerleri gösterilmiş olduğu halde, kendi değerlendirmeleri sonucunda bu olası gömü yerleri “ölü olduğu bilinenlerin gömülü olduğu yerler” diye sınıflandırıldığından, buralarda kazı yürütülmekten kaçınılmıştır. Zaman zaman “ölü olduğu bilinenler” listesinden bir kayıp şahsın kalıntıları kazılarda bulunmuştur – bunun pek çok örneği var ve Kayıplar Komitesi kazılarında bulunup kimliklendirilen bu “kategoriden” yani “ölü olduğu bilinenler” kategorisine yerleştirilmiş kayıplarla, “resmi kayıplar listesi”nde olan kayıplar arasında artık o noktada herhangi bir “ayırımcılık” yapılmayarak kalıntılar yakınlarına defnedilmek üzere teslim edilmiştir. Zaman zaman “ölü olduğu bilinenler” için bazı çabalar gösterildi ancak bu “istisnalar”, “kaide”yi bozmadı ve genel olarak Kayıplar Komitesi, “ölü olduğu bilinenler” listesindeki kayıplar için, “resmi kayıplar listesi”nde olanlar için gösterdiği çabaları göstermekten kaçındı.
Bazı “kayıplar” da herhangi bir resmi listeye konmamış ve onların yakınları da herhangi bir biçimde hiçbir yardım almayarak ne sevdiklerinin kalıntılarına ulaşabilmiş, ne de bu konuda herhangi bir umuda sahip olabilmişlerdir. Bu “kategoriye” sokulmuş olan kayıp yakınlarının acısı çok büyüktür ve bu acılar devam etmektedir… Suriyeli kayıplarla ilgili bir “mekanizma” oluşturulurken, “kayıplar”ın kategorize edilmemesini, bu şekilde bir ayırımcılığa maruz bırakılmamalarını, tüm kayıplara eşit muamele yapılmasını, farklı “listeler” yapılmamasını tavsiye ediyoruz.
*** KAYIP YAKINLARININ KAYIP ŞAHISLAR KOMİTESİ ÇALIŞMALARINDAN DIŞLANMASI…
Kayıp Şahıslar Komitesi üç üyeden oluşacak biçimde kurulmuştu: Kıbrıslıtürk toplumunu temsilen bir Kıbrıslıtürk Üye, Kıbrıslırum toplumunu temsilen bir Kıbrıslırum Üye ve Birleşmiş Milletler’i temsilen Üçüncü Üye… Bu komitenin kuruluşunda, kayıp şahısların ve savaş kurbanlarının yakınları tümüyle dışlanmıştı. Onlar için herhangi bir danışmanlık rolü gibi bir rol de öngörülmemişti. Böylelikle kayıp yakınlarına izlenecek politikaları etkilemek ya da alınan kararları uygulamak konusunda herhangi bir olanak tanınmamıştı. Kayıp yakınlarının ve savaş kurbanlarının Kayıplar Komitesi’ne yapabilecekleri tek katkı, “kayıplar”ın gömü yerlerinin bulunması için gönüllü ve insani bir görev üstlenerek dıştan yardım etmeleriydi. Oysa dünyada, kayıp yakınlarının da komite çalışmalarına dahil edilebilecekleri örnekler mevcuttur.
*** KAYIP YAKINLARININ İHTİYAÇLARI, KAYGILARI VE DUYGUSAL DURUMLARI HİÇBİR ZAMAN ÖNCELİKLİ GÜNDEM YAPILMADI…
Kayıp yakınlarının ve savaş kurbanlarının ihtiyaçları, kaygıları ve duygusal durumları, hiçbir zaman öncelikli gündem yapılmadı. Kayıp Şahıslar Komitesi böylesi konuları öncelikli gündem yapmayacak biçimde oluşturulmuştu. Kayıplar Komitesi 1981 yılında oluşturulmuş olduğu halde, kayıp yakınlarına yönelik psikolojik destek hiçbir zaman öncelikli olmamıştır. Ancak 2006 yılından sonra, kayıplardan geride kalanlar bulunmaya başladığı zaman, kayıp yakınlarına Kayıp Şahıslar Komitesi’nde çalışan bir psikolog ziyaret yapacaktı. Kayıp yakınlarına “psikolojik destek”, sözkonusu kaybın kalıntıları bulunduktan 50 ya da 60 sene sonra ulaşabilecekti. Kayıp yakınlarının travmatik deneyimleri bu aileleri biçimlendirmiş ve psikolojik desteğin yokluğu, 1981’de Kıbrıs’ta oluşturulan sistemin temel bir eksikliğidir.
Bir “kayıp” yakınına, kaybı yaşamış olduğu günden ancak 50 ya da 60 sene sonra “psikolojik destek” sunarsanız, bunun ne tür bir etkisi olmasını beklersiniz ki?
Kayıp yakınlarının ve savaş mağdurlarının ihtiyaçları ve kaygıları, Kıbrıs’ın her iki tarafında da politikacıların, egemen çevrelerin ve adada her iki taraftaki rejimlerle birlikte çalışan ‘sivil toplum örgütlerinin’ insafına bırakılmıştır ki bu da kayıp yakınlarının acısının manipülasyonuna, “kayıplar” konusunun politize edilmesine ve bunların “milliyetçilik” propagandası için kullanılmasıyla birlikte toplumlarımızın birbirine daha da yabancılaştırılması ve ayrılmasına yol açmıştır.
(Devam edecek)

Suriye'den gelen heyete kayıplarla ilgili çalışmalarımızı sunarken...

Suriye'den gelen heyetin sorularını yanıtlarken...

Suriye'den gelen üst düzey heyet, Birlikte Başarabiliriz üyeleriyle Ledra Palas avlusunda...







