
Futbolda Birleşme IN, siyasiler OUT
Kanımca, 20. yılın en büyük spor olayı 1972 yılında Kapitalist Amerika Birleşik Devletlerinin emperyalist emellerine karşı çıktığı için, dünya sporundan dışlanan, 1 Milyar insanın yaşadığı Çin Halk Cumhuriyeti’nin, dünya sporuna dahil edilmesiydi.
Kanımca, 20. yılın en büyük spor olayı 1972 yılında Kapitalist Amerika Birleşik Devletlerinin emperyalist emellerine karşı çıktığı için, dünya sporundan dışlanan, 1 Milyar insanın yaşadığı Çin Halk Cumhuriyeti’nin, dünya sporuna dahil edilmesiydi.
1 Milyar nüfusu olan Çin Halk Cumhuriyeti’nin dünyadaki varlığını daha fazla göz ardı edemeyen emperyalist ABD, bu büyük ülke ile ABD’de bir Ping Pong (masa tenisi) maçı yapmayı kabul etmişti.
İşte, bu Masa Tenisi karşılaşması Çin Halk Cumhuriyeti’nin dünya spor platformuna taşınmasına en büyük etken olmuştu.
Sadece, belirli egemen kişiler için( ki, bunların arasında merhum Cumhurbaşkanı R.R.Denktaş’ın adı da söyleniyor), kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gerekçesiyle, dünyadan dışlanamız start almıştı.
Bu bağlamda bu rantçı kişilerin böyle bir girişimi nedeniyle siyasi, ekonomik, kültürel ve sportif ambargolara mahkum edilen Kıbrıslı Türkler 30 yıla çeyrek kalırken, bu izolasyonlar altında ezilmeye devam ediyor.
Kendi içimizde düzenlediğimiz sportif etkinlikler ile kişisel egolarımızı tatmin etmeye çalışırken, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası varlığından dolayı Kıbrıslı Rumlar birer dünyalı olmanın keyfini çıkarıyorlar.
Böylesine gelişen bu ortamda, Kıbrıslı Türklerin uluslar arası arenada futbol oynama özlemini yasal bir çerçeveye çekecek girişimler artık yavaş yavaş sonuç alma aşamasına geliyor.
Halen daha, gerçek gerekçesi tartışılan, Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP)tan dışlaması iddiasıyle, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun 31 Ekim 1955 tarihinde kurulmasının üstünden 56 yıl geçmesine rağmen, yukarda belirttiğimiz KKTC’nin kuruluşu nedeniyle dışlanmamız adeta, Kıbrıs Türk futbolunun yok oluşu oldu.
Bu 56 yıl içerisinde zaman zaman, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu ile Kıbrıs (Rum) Futbol Federasyonu arasında Kıbrıs’taki futbolun birleştirilmesi için sayısını anımsayamayacağım görüşmeler yapıldı.
Ne var ki, bu görüşmeler her iki tarafın siyasilerinin bağnaz vetoları ile engellendi.
Özellikle, Ömer Adal’ın son başkanlık döneminde Saray’da Kıbrıs’ta bir barış ve çözüm misyoneri olan Cumhurbaşkanı Talat olmasına rağmen. Neyse, ben o günleri sorgulamak istemiyorum.
Ancak, kendi siyasal görüşüne rağmen, bugün müthiş ve yürekli bir atılımla Kıbrıs’ta futbolun birleştirilmesi misyonuna soyunan Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu’nun masada bulduğu Adal dönemindeki konsensus metni olduğu iddiaları ortada dolaşıyor.
O gün, siyasilerin telkiniyle Adal’ın vazgeçtiği konsensus önerileri neydi? Bir anımsayalım.
“1.Bu bir anlaşma değildir”
2.Kesin anlaşma Kıbrıs sorunu çözüldüğü zaman çözüme muvazaa olacaktır.
3.Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs( Rum) Futbol Federasyonu’ndan izin alarak, FIFA’ya üye herhangi bir takımla maç yapabileceklerdir.
4.Kıbrıslı hakemler ve antrenörler Kıbrıs(RUM) Futbol Federasyonu’nun lojistik desteği ile yetiştirileceklerdir.
5.Kıbrıs Türk takımları ortak ligde yer almaları halinde beş yıl süreyle güçlenmelerine kadar bulundukları ligden küme düşürülmeyeceklerdir”
Peki, o günden bugüne ne değişti? Siyasal konjenktür de ne fark var? Geriye doğru bir dönersek, geçtiğimiz yıl bugünlerde Futbol Federasyonu Başkanı Sertoğlu, FIFA önerilerini gördüğünde “ben görevde olsaydım, bu önerileri birkaç değişiklikle kabul ederdim demişti.
Sertoğlu, bu söyleminin ardından birilerinin telkiniyle, eski FIFA Dış İlişkiler Sorumlusu Jerome Champagne’yi danışman olarak atadı. Champagne’nin danışman atanmasının ardından, hızla gelişen görüşmelerde doğru adres olan Kıbrıs(Rum)Futbol Federasyonu ile resmi görüşmeler geçtiğimiz Aralık’ta başladı.
Ve son tarihi görüşme, 17 Ocak 2013 Perşembe günü Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nda FIFA-UEFA gözlemcilerinin gözetiminde yapıldı. Bu görüşme, 31 Ekim 1955’ten beri tam 56 yıl sonra ilk kez bir Kıbrıs (Rum) Futbol Federasyonu başkanının, KTFF’yi resmen ziyaretiydi.
Neyse, bu görüşmeden sonra yapılan açıklamalarda çok büyük adımlar atıldığı hatta ufukta görülen ışığın, başkanların söylemine göre “ el feneri ışığı değil, büyük SPOT IŞIĞI olduğu söylendi.
Büyük bir olasılıkla, Mart’ta Zürih’te “Kıbrıs’ta Futbolun Birleşmesine” olumlu bir nokta koyulacak gibi.
Bu konunda, Kıbrıs (Rum) Futbol Federasyonu’nun sorunu yok. Sorun asıl bizde. Çünkü, KKTC sonsuza dek yaşayacak masalı ile Kıbrıslı Türklerin 30 yılını çalan “STATÜKOCULAR” pusuda bekliyor.
Tüm, bunlara rağmen “CESUR YÜREK SERTOĞLU”, 1280 yılında İskoçya’daki İngiliz egemenliğine karşı çıkan ve günün sonunda öldürülerek cesedi parçalanan ünlü İskoç kahraman William Wallace gibi, KIBRIS’TA FUTBOLDA BİRLEŞMEYİ BAŞARIRSA GERÇEKTEN TARİHE GEÇECEKTİR.
Kurultay Uğruna UBP Futbol takımı
Yazık, çok yazık. Sırf, UBP Kurultayı adına tüm insanlık değerleri yerle bir ediliyor. Hangi sektörden, nereden başlayalım bilemiyorum ama geçtiğimiz gün, bu kurultayda delege bazında avantaj sağlamak uğruna spora da el atan UBP’deki egemen yönetim, ortada eğitimli onca işsiz genç dururken, sadece futbol oynadıkları için bir grup futbolcuyu devletin çeşitli dairelerinde istihdam etti ve bunu da pervasız bir şekilde açıkladı.
Eeee, bu kadarı da olmaz. Muhakkak bu istihdam edilen futbolcuların da işe girmek haklarıdır ama bu adil olmalı.
Oldu olacak, madem bu futbolcular UBP’ye transfer pardon istihdam edildi; hemen Süper Lig’e alınsınlar ve her alanda küme düşen UBP belki şampiyon olur.?

















