
Erhürman: "Sendikalaşma hakkını sınırlandırmayı isteyecek bir parti asla olmadık"
Tufan Erhürman, düşünce özgürlüğüne ve insan haklarına inanan ve sonuna kadar bunun arkasında duran bir parti olarak, sendikacıların bazı sözlerine üzülseler de bu sözler nedeniyle sendikalaşma hakkını sınırlandırmayı isteyecek bir parti asla olmadıkların
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Başbakanlık bütçesi görüşülürken söz alan TDP Milletvekili Mehmet Çakıcı, iki büyük siyasi partinin kurduğu hükümetin iş yapmamasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Çakıcı, eğer hükümet vaatlerini yerine getirmezse gelecek yılki bütçe görüşmelerinde geçmişte yaptığı gibi 13 saatlik bir konuşma yapacağını ifade etti.
Serdar Denktaş’ın ÖRP ile ilgili söyleminin haklı olduğunu ancak Denktaş’ın da geçmişte iktidarda yer aldığını ve söz verdiklerini yapmadığını savunan Çakıcı, “Takdir halkındır, saygı duyulmalı” dedi
Mehmet Çakıcı, sendikaların eylemdeki “paran yoksa bulacan, yoksa gidecen” söyleminin espri olduğunu, göç yasasının kaldırılması talebinin esas olduğunu vurgulayarak kendisini sendikaların espriye vuran söylemlerini anlayışla karşıladığını söyledi.
Sendikaların siyasilere yönelik söylemlerine değinen Çakıcı, özelde çalışırken milletvekili olanlarla devlette çalışırken milletvekili olanların haklarının farklı olduğunu belirtti ve düzenlenmesi gerektiğini kaydetti. Çakıcı, kendisini en yüksek vergi ödeyen milletvekili olduğunu da belirtti.
Çakıcı, ülkedeki zenginlerin doğru dürüst vergi ödeyip ödemediğini sordu.
Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun amaçlandığı gibi çalışmadığını savunan Çakıcı, daha aktif ve etkin çalıştırılmasını istedi.
Yolsuzlukla ve şikayetler konusunda bu kurulun varlığının önemli olduğunu ifade eden Çakıcı, tavuklarda hormonlar ve petrol ticaretiyle ilgili duyumlar aldığını, kurulun bunlarla ilgilenebileceğini kaydetti.
Çakıcı, Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun sesini duymadıklarını, oysa çıkaracakları her raporun ülkeyi sallaması gerektiğini söyledi.
Kamu reformunun ne olduğunu, polisin sivile bağlanmasıyla ilgili yasanın neden ilerlemediğini soran Çakıcı, reform hükümetinin geçmişteki hükümetlerin yaptıklarının aynısını yaptığını belirtti.
Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın değişmesi ve tek seçim bölgesine geçişin vaat edildiğini hatırlatan Çakıcı, bu yasanın geçmesinin önemli olduğunu belirtti ve tüm milletvekillerinin komploların önlenmesi için bu yasaya destek vermesini istedi.
Çakıcı, su yönetimiyle ilgili hükümetin tutumunu sordu; Türkiye’nin talebine karşı tutumunu açıklamadığını belirtti.
Mehmet Çakıcı, “Kıbrıs Türkleri kendi sularını kendileri yönetmeli, tüm kontrol mülkiyet de dahil bizde olmalıdır” dedi.
CTP Genel Başkanı ile Başbakan’ın farklı kişiler olmasının iki başlılık ortaya çıkardığını savunan Çakıcı, “Bu dağınıklık umarım daha büyük bedeller olarak karşımıza çıkmaz. Bu dağınıklık UBP içinde de var, CTP içinde de var” dedi.Çakıcı, başbakanlık bütçesine ret oyu vereceklerini belirterek, adına reform hükümeti diyen hükümetin biraz daha fazla icraatı olmasını diledi.
Erhürman: Politbüro esprisi artık kabak tadı verdi
Daha sonra söz alan CTP Grup Başkan Vekili, Genel Sekreter ve Milletvekili Tufan Erhürman, CTP’ye yönelik iddialara yanıt verdi.
“Politbüro” esprisini artık kabak tadı verdiğini belirten Erhürman, hükümeti kimin yönettiği noktasında hiçbir kuşkuları olmadığını, Başbakan Ömer Kalyoncu’nun yönettiğini söyledi.
Tufan Erhürman, “Başbakanlık sistemi” diye bir sistemin İsrail’de 1996-2001 arasında denendiğini kaydetti. Bu sistemde Başbakan’ın iki turlu bir seçimle doğrudan halk tarafından seçildiğini anlata Erhürman, ancak bunun başarılı olamadığını ve istikrarı daha da bozduğu gerekçesiyle İsrail tarafından terk edildiğini bildirdi.
Parlamenter sistemde başbakanın ve bakanların nasıl belirlendiğini bilinmeyen şeyler olmadığını ifade eden Erhürman, şimdiye kadar diğer partilerde de CTP’de de başkanların nasıl seçildiğinin ortada olduğunu; UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün, milletvekili olduğu halde kabinede yer almamayı tercih ettiğini hatırlattı.
Erhürman “ortada çok şaşıracak, bilinmedik bir şey olmadığını” söyledi.
Hükümette yer aldıkları için eyleme katılmadıkları söylemlerini de değerlendiren Tufan Erhürman “Tabi ki öyledir ama biz hükümetteyiz diye sendikacılığı yok sayacak, sendikaları sınırlayacak bir parti değiliz” dedi.
Tufan Erhürman, düşünce özgürlüğüne ve insan haklarına inanan ve sonuna kadar bunun arkasında duran bir parti olarak, sendikacıların bazı sözlerine üzülseler de bu sözler nedeniyle sendikalaşma hakkını sınırlandırmayı isteyecek bir parti asla olmadıklarını, olmayacaklarını vurguladı.
“Biz tam aksine bu ülkede sendikalaşma hakkının daha da genişletilmesi gerektiğine inanıyoruz” diyen Erhürman,Anayasa’nın 53. Maddesine göre çalışanların ve işverenlerin sendika hakkı olduğunu hatırlattı. (TAK)

















