1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Enerji barışın lokomotifi olmalı; çatışmanın yakıtı değil”
“Enerji barışın lokomotifi olmalı; çatışmanın yakıtı değil”

“Enerji barışın lokomotifi olmalı; çatışmanın yakıtı değil”

CTP Milletvekili Fikri Toros, Doğu Akdeniz’de hızla değişen jeopolitik dengelerin Kıbrıs’ı doğrudan etkilediğini belirtti.

A+A-

Meclis kürsüsünde konuşan CTP Milletvekili Fikri Toros, Doğu Akdeniz’de hızla değişen jeopolitik dengelerin Kıbrıs’ı doğrudan etkilediğini belirterek, bölgenin enerji keşifleri, yeni ittifaklar, güvenlik mimarileri ve küresel güçlerin artan ilgisiyle “farklı bir dönemece” girdiğini söyledi.

Toros, Kıbrıs’ın, Türkiye ve Yunanistan başta olmak üzere tüm bölge ülkeleri için kritik bir konumda olduğunu ifade eden Toros, bugün atılacak adımların gelecek kuşakların barış, güvenlik ve refahını belirleyecek nitelikte olduğunu vurguladı.

Kıbrıs sorununun bölgesel gelişmelerden bağımsız düşünülemeyeceğini dile getiren Toros, “Bu süreçte en acil ihtiyaç, ortak yurdumuzun uzun vadeli çıkarlarına odaklanan barışçıl, cesur ve stratejik bir vizyondur.” dedi.

Bölgedeki yeni jeopolitik manzarayı değerlendirirken, ABD’nin dikkatini yeniden Doğu Akdeniz’e yoğunlaştırdığını, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile savunma ve diplomatik ilişkilerini güçlendirdiğini belirten Toros, Avrupa Birliği’nin de stratejik özerkliğinin Doğu Akdeniz’den geçtiğini fark ettiğini söyledi. Türkiye’nin ise Batı ile ilişkiler, Rusya ile etkileşim ve Ortadoğu’daki değişen güvenlik ortamı içerisinde denge arayışında olduğunu ifade etti.

Kıbrıs’ın küçük bir ada olmasına rağmen “önemli bir jeopolitik etkiye sahip” olduğunu vurgulayan Toros, adanın enerji hatları, insani yardım ve ticaret koridorları açısından stratejik bir kavşak olduğunu, bunun hem potansiyel avantaj hem de ciddi bir sorumluluk getirdiğini aktardı. Hidrokarbon faaliyetleri, deniz yetki alanı anlaşmazlıkları ve bölgesel iş birliği ihtiyacının Kıbrıs’ı yeniden şekillendiren unsurlar olduğunu söyledi.

Bugünkü jeopolitik ortamda siyasi iradenin belirleyici olduğunu ifade eden Toros, Kıbrıs’ın 63 yıldır bir siyasi sorunun sembolü olduğunu ancak doğru liderlik ve siyasi iradeyle barış, güvenlik ve refahın simgesi olma fırsatına sahip olduğunu dile getirdi. Enerji kaynaklarının rekabet alanı değil “sinerjik kazanımlara açılan bir fırsat penceresi” olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

“Enerji, barışın lokomotifi olmalıdır; çatışmanın yakıtı değil.” diyen Toros, uluslararası hukukla desteklenen, siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu federal çözümün deniz yetki alanlarının adil şekilde belirlenmesini ve kaynakların güvenli gelişimini sağlayacak tek yol olduğunu belirtti.

“Taksim” politikalarının Kıbrıslı Türkleri yalnızlaştıracağını, uluslararası meşruiyeti zayıflatacağını ve statükoyu kalıcı hâle getireceğini söyleyen Toros, statükonun her geçen gün siyasi gücü aşındırdığını, genç nüfusu göçe zorladığını ve ekonomik kırılganlığı artırdığını ifade etti.

Federal çözümün Kıbrıslı Türklerin dünyayla bütünleşmesinin, AB içinde yerini almasının ve bölgesel enerji ağlarına entegre olmasının tek gerçekçi yol olduğunu belirten Toros, Türkiye–ABD–AB ilişkilerinin Kıbrıs’ın geleceğinde kritik rol oynadığını dile getirdi.

Toplumlar arası güven artırıcı adımların, sosyo-kültürel iş birliğinin ve diyalog kanallarının güçlendirilmesinin önemine vurgu yapan Toros, olası bir müzakere sürecinin BM Güvenlik Konseyi kararları ve Crans-Montana’da varılan yakınlaşmalar temelinde yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Kapsamlı bir çözümün adaya barış ve istikrarın yanı sıra ekonomik bir sıçrama getireceğini ifade eden Toros, enerji gelirlerinden AB fonlarına, ticaretten turizme kadar tüm alanlarda büyük bir büyüme potansiyelinin ortaya çıkacağını belirtti.

“Bugün kritik bir kavşaktayız.” diyen Toros, korku ile umut, geçmiş ile gelecek arasında bir tercih yapılacağını, Kıbrıslı liderlerin barış ve ortak geleceğin yolunu seçmesini umduğunu söyledi.

Bu haber toplam 2774 defa okunmuştur
Etiketler : ,