Kıbrıs sorunu görüşme süreci, liderlerin isteksizliğine rağmen yeniden başladı. Onlara kalsaydı ne zaman başlayacağı belli değildi. Ancak, CTP’li Dış İşleri Bakanı Nami’nin doğru ve etkili girişimleri sürecin başlamasını sağladı.
Şimdi olması gereken ise, bütünlüklü çözüme ulaşmak için anlamlı ve sonuç alıcı görüşmeler yapılmasıdır. İki lidere kalırsa, durumun öyle gelişmeme olasılığı yüksektir. Kıbrıslı Rum lider tutuk ama Kıbrıslı Türk lider tutuğun ötesinde isteksiz, gönülsüz ve sürece de karşı…
Yani, görüşme sürecinin kaderi liderlerin bugünkü ‘katkıları’ üzerinden okunursa, umut verici bir başlangıç yapılmış değildir. Dolayısıyla, başlangıçta olduğu gibi, devamı için de süreç gene liderlerin tutum ve isteklerine terk edilmeyecek, CTP bu süreçte her iki lideri de rahat bırakmayacaktır.
Bu bağlamda, CTP, Kıbrıslı Rumların sendika ve diğer sivil toplum örgütlerine ziyaretler başlattı, ardından da siyasi partilere gidilecek. Onlara verilen mesaj açık ve belirgindir: 2004’de sadece Kuzey’de çaba gösterdik ve başardık; Güney’i Kıbrıslı Rumların siyasi ve sivil toplum örgütlerine bıraktık, başarısızlık oldu. Bu defa hem Kuzey’de hem de Güney’de çaba göstereceğiz, Kıbrıslı Türk lideri de Rum lideri de yakından izleyeceğiz. Görüşme sürecinin her aşamasında Kıbrıslı Rum siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum örgütleri ile durum değerlendirmesi yapılacak, kamuoyunun bilgilendirilmesi sağlanacak… Tıkanıklık varsa aşmak için, korkaklık varsa yenmek için, tereddüt varsa gidermek için CTP, Kuzey’in ve Güney’in tüm siyasi ve sivil toplum unsurları ile birlikte çalışacaktır. Ortak geleceği kurmak için bu aşamada artık iki halk birlikte düşünecek, birlikte üretecek ve gerekeni birlikte yapacaktır. Yok öyle liderlerin kendi kapasitesine ve vizyonuna bağımlı kalmak, yok öyle liderlerin peşinden sürüklenip yeni bir duvara toslamak, yok öyle hamasetçilerin şöven edebiyatına yenik düşüp geleceği esir vermek…
CTP, bu süreç içinde, konu ile ilgilenen tüm üçüncü taraflarla da yakın iletişim içinde olacak, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların onaylayacağı bir anlaşmayı hazırlamak için onların da birikimlerinden, deneyimlerinden ve görüşlerinden yararlanacaktır. CTP’liler New York ve Washington’da olacak, Brüksel ve Berlin ve Roma’da olacak, Cenevre ve Ankara ve Atina’da olacak, Londra ve Paris ve Moskova’da olacak… Nerde olmak gerekiyorsa, orda olacak; ulaşılabilecek en üst seviyelerle temas için oralarda olacak… Sürecin gönülsüz unsurları, CTP’nin bu girişimlerini etkisizleştirmek için toparlanıp toparlanıp, CTP’lilerin gittiği yerlere arkadan gitmeye çalışacaklar, kabul gördükleri seviye ile görüşecekler… Ama CTP’lileri yetişmeleri olası değil; bu çalışmaları yapabilecek CTP’li  sayısı fazla, CTP’lilerin uluslar arası ağı büyük ve geniş, kabul gördükleri seviyeler de yüksek… CTP ve CTP’liler için yok öyle memlekette oturup beklemek, yok öyle başkalarının inisiyatifi ile süreç sürdürmek, yok öyle Kıbrıslı Türkleri tapulu mal gibi görüp yalnız ve çaresiz sanmak…
CTP hükümette olmasını Kıbrıs sorunu görüşme sürecinde bir fırsat olarak değerlendirecek ve Kıbrıslı Türklerin geleceği için de bu fırsatı kullanacaktır. CTP’yi hükümetten düşürmek isteyenler var, olacaktır da… Onların hesabı sürecin önünü kesmektir ama CTP akıllı stratejilerle Kıbrıs sorunu görüşme sürecinin tehlikeye girmesini önleyecektir. CTP muhalefette de olsa, görüşme sürecinin etken unsuru olmak için her gayreti gösterecektir ancak hükümette bulunmak, süreci engellemek isteyenleri engellemeye yararlı olacaktır.   
Yani, yeni başlayan süreç başka olacak…
Liderler olarak Kuzey’de Eroğlu, Güney’de Anastasiadis olabilir ama sürecin sürükleyici gücü CTP olacak. 2004’ten ders alındı, ihmale gelmeyen konular olduğu belli… Şakası yok; Kıbrıs adasında yaşayan insanların geleceği şekillenecek, belirlenecek… CTP “dün bugüne çıkar, bugün yarını kurar” diyen bir partidir. Ve geleceğin aydınlığı ilerici ve devrimci güçlerin başarısı oranında parlak olacaktır. Ve ilerici, devrimci ve enternasyonalist bir Parti olarak CTP, Kıbrıs adasında yaşayan herkesin ve Kıbrıs adasının bulunduğu coğrafi bölgedeki tüm halkların barış içinde sürdürülebilir mutlu yaşamına karşı sorumludur.  
Liderler ve onların etrafında toparlananlar kendilerini oralarda istediklerini yapmak için yalnız sanmasın; CTP, Kuzey’in ve Güney’in çözüm güçleri ile birlikte oralarda olacak. Bu defa başka olacak