Azınlık!
En son sevgili Hasan Taçoy söyledi!
Ne söyledi?
Şarkı değil, türkü hiç değil!
Siyasi bir analiz yaptı ve dedi ki; “… Rum tarafının amacı Kıbrıs Türk halkını azınlık konumuna düşürmektir…”
-*-*-
Katılırsınız katılmazsınız, bu ifadeye iyice bakmanız lazım!
-*-*-
Rum tarafı bir yanda; Kıbrıs Türk halkı öte yanda!
-*-*-
Kavram karmaşası – resmi ifade çıkmazı dolu!
-*-*-
Rum tarafı nedir?
En basit ifadeyle “Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti” midir?
Yoksa, Rum halkı tarafından – sayemizde – tepe tepe kullanılan Ada’nın tek ve yasal devleti midir?
-*-*-
Hadi gelin Taçoy’un ifadesini “Rum ahalisi” olarak kabul edelim!
-*-*-
Peki, “Kıbrıs Türk halkı?” kimlerdir?
Kimlerden oluşur?
-*-*-
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Kıbrıslı Türkler mi?
KKTC vatandaşı olan “Kıbrıs Türkü” mü?
-*-*-
Taçoy, eğer sadece Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan veya olma hakkı bulunanlardan bahsediyorsa, tespiti bir şekilde doğru olabillir; yaklaşık 85 – 90 bin hadi bilemediniz 100 bin kişilik bir “ahali”nin doğru ve de sağlam bir federal çözüm olmazsa yaşayacağı acı gerçeklerden bir tanesi, doğal azınlık ya da doğal asimilasyon olacaktır!
-*-*-
Ama Taçoy’un ifadesinde belirttiği “Kıbrıs Türk halkı”; Tayyip Erdoğan veya O’nun tüm papağanlarının dilinden düşürmediği “Kıbrıs Türkü” ise; o zaman azınlık olma pozisyonu en yüksek “ahali” sizce hangi “ahalidir?”
-*-*-
85 milyonluk potansiyel “Kıbrıs Türkü”nden bahsediyoruz!
Elini kolunu ama daha çok da tabancasını sallayana – her ne kadar inkar da etse – Dursun Oğuz kardeşimden hediye KKTC vatandaşlığı yok mu?
-*-*-
Kısacası, “bizi azınlık yapacaklar” diye yaygara koparmanın bir anlamı yoktur!
Gereksiz bir ırkçılıktır!
-*-*-
Kaldı ki, bu ırkçılık – ayrımcılık, çözümsüzlük devam ettiği müddetçe, en çok da “Kıbrıs Türk ahalisi” aleyhine gelişecektir!
-*-*-
Mesela Erhan Arıklı bizlere “Linobambagi” diyor!
Aşağılamaya çalışıyor!
“Bunlar Türk kanından değil” gibi en dibinden faşizan bakış atıyor!
Bunu gülümseyerek yapıyor üstelik!
-*-*-
Sağlam bir devlet kurun, vergi adaleti, yargı adaleti, hesap verebilirlik, şeffaflık, full demokrasi yaratın; Linobambagiymişim, Dilliroymuşum, Bafidiymişim, Lemeşaniymişim, Luriciadismişim uğraşmayın!
-*-*-
Ama siz sağlam bir devlet de kuramadınız ki!
Hatta çullisine, sözde bir devlet kurduğunuzu iddia edip, başına da ağlayan bir çocuk koydunuz; 24 saat 7 gündür, ve tam 52 senedir sürekli çalıyorsunuz!
-*-*-
Geçtim mülkiyet meselesini; oturun çözelim dediğimizde rahatlıkla çözülebileceğine inanırım!
Peki, öteki çaldıklarınız veya çaldıklarımız?
-*-*-
Mesela ağlayan çocuğumuz, kendisi Londra’dayken yaşanan korkunç savaştan hemen sonra sadece Maraş’tan çalınanlar hakkında bilgi sahibi mi?
-*-*-
Kıbrıs’ın 10 bin yıllık tarihi, kültürü, mirası çalındı!
Maraş’tan, gemiler dolusu araç, kasalar hatta bankalar dolusu para ve Dünya’nın en zengin 10 altın koleksiyonu ile birlikte, onlarca yarış atı çalınarak, Türkiye’ye götürüldü!
-*-*-
Daha önce de anlatmıştım; Teralı dedemi, savaştan sonra Maraş’a gece bakçisi yapmışlardı!
Dedem, bir gün büyük bir kutuda, hiç kullanılmamış yüzlerce kravatı çöplükte atılı buldu!
-*-*-
Bir miktarını aldı ya da moda deyişle ganimetledi ve çantasına doldurdu ve Osmanlı’nın Ada’ya ilk geldiğinde bir Katolik Maronit köyü olan, 1800’lerde Müslümanlaşmış, 1920’lerde Ortodokslaşmış, hatta akabinde fanatik Rumlaşmış, eski adı Larnaka Dis Lapitus, sonradan adı Kozanköy’e getirdi…
-*-*-
Evinin bahçesine domates ya da kendi deyişiyle domadez ekmişti!
Halil Karapaşaoğlu’nun yazış şekliyle bizim domadezler tabii ki talvarcık isteyecekti!
İp lazımdı!
Dedem, Dünya’nın en ünlü markalarından, Pierre Cardin kravatları, isbaho pardon – sicim yerine kullanmıştı!
Rengarenk bir domadez talvarı!
Organik be canım, organik!
Kokulu!
Sonradan bozulan domadezlerimizden değil!
-*-*-
Şimdi sevgili Taçoy’a geri dönelim…
Değerli kardeşim, sana sormak istiyorum; “biz kimiz?”
Önce bu kısa soruya cevap ver!
KKTC vatandaşı mıyız?
Kıbrıs Türkü müyüz?
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit ortağı Kıbrıs Türk Toplumu ya da halkı veya ahalisi miyiz?
Ve bizi kim azınlık yapacak?
-*-*-
Bir soru daha; Erhan Arıklıgillerin yanında ya da karşısında; yüzde 50 Bafidi, yüzde 50 Dilliro veya Dilliro Sıtkı’dan olma, Teralı Hatice’den doğma – kesin Linobambagi Serhat İncirli; kimin azınlığıdır?
-*-*-
Daha net sorayım Sevgili Hasan Taçoy; “sen”, KKTC’de, azınlık mısın?
Değilsen; mesela en son UBP Genel Başkanlığı sırasında yaşadıklarınızı veya eminim iyi biliyorsun, 1974’ten sonraki tüm nüfus gelişmelerini değerlendirmeni rica edecektim!
-*-*-
Sonuç!
Kıbrıs sorunu kesinlikle federal bir devleti içerecek çözüme kavuşturulmalıdır!
Federal Kıbrıs’ta, iki bölgelililk esas olacak, vatandaşlık tek olacak!
Kimsenin kimseyi azınlık yapma gibi bir derdi olmayacak!
-*-*-
Mevcut şekliyle devam halinde, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde, abartmıyorum, sana “Sevgili Hasan” veya “Sevgili Taçoy” diye seslendiğim için; seni tutuklayacaklar!
Bilesin istedim!
-*-*-
Seni sorguya çekecekler ve tek bir soru soracaklar:
“Bir Linobambagi sana niye sevgili diyor lan?”
-*-*-
Abarttım mı?
Göreceyik!
-*-*-
Haaaa, “halledeceyik”, “göreceyik”, “gardaccığım” gibi kelimelerin kullanılması da yasaklanacak!
-*-*-
Azınlık olmanın ne olduğunu göreceyik!
Veya göreceksin!
Hatta görüyorsun da bir şey diyemiyorsun ki en acısı da budur “Sayın” Taçoy!
-*-*-
Aman çok sorry gardaccığım!
Sana “Sevgili” demekten vazgeçtim; “Yoksa sen bu hain Linobambagi ile dost musun?” falan demesinler!
-*-*-
Susma, sustukça…
Azınlık bile değiliz Hasan Taçoy!
Şu anda!
Haydi iyi pazarlar!
Güney Lefkoşa’da, Yeşil Hat üzerindeki Ermou Sokağı üzerinde, The Centre of Visual Arts and Research (CVAR) adlı merkez bulunuyor… Bu merkezde, Costas ve Rita Severis’e ait resim koleksiyonu sergileniyor… Bu koleksiyon içerisindeki eserlerden bir tanesi, Kıbrıslı Linobambaki veya Linovamvaki toplumundan, önceleri adı Kasourides olan ancak daha sonra Mustafa Ağa adını alıp, Larnaka Gümrük Müdürlüğü de yapmış kişiye ait…