“Çocukların eğitim ve öğrenimi için yapılan diyalog çalışmalarında istenilen noktaya gelindiğini” iddia etti Ünal Üstel ve öğretmenlerin grev nedeni olan değişiklik yasasını Meclis’ten geçirtti.

Diyalog çalışmalarında istenilen noktaya gelinmişse öğretmenler neden grevlerini sürdürüyorlar o zaman?

Sınav zamanı öğrenciler neden sınavlarına giremiyorlar?

Ankara’dan Başbakan olarak hatta partisinin başına da Genel Başkan olarak atanan Ünal Üstel, emirleri yerine getirmek için uğraşıyor, toplumunu ezse de, toplumdan gelen sesi duymasa da, sosyal yaşamı, kültürü yerle bir etse de o aldığı emirleri toplumun yok olması pahasına yerine getirmeye çalışıyor!

Vay be!

Ne koltukmuş bu koltuk!

Öyle bir koltuk ki altında çok şeyler saklar ama içinde bulunduğumuz sistem o saklananların gün yüzüne çıkmasına engel oluyor.

Hatırlasanıza; Jet Krizi yüzünden bakanlık görevinden alınmıştı Üstel ama Başbakan yapıldı, Kurultay’da beş adaydan sonuncu geldi ama partisinin başına getirildi ve o Jet Krizi raporu hasır altı edilmeye devam ediyor.

***

Beceriksizliklerin, kirli işlerin yanında şimdi gündemde öğretmenlerimiz var; “Para yok” bahanesiyle birçok işsiz öğretmenimiz boşta beklerken Türkiye’den öğretmen getiriliyor… Gözümüz yok ama Türkiye vatandaşlarının ödediği vergilerden yurt dışı görevi yaptıkları gerekçesiyle yüklüce euro maaş ödenen bu ithal öğretmenler sürekli açılan münhallerle okullarımızı dolduruyorlar.

Bunun paralelinde Hacı Sunat Atun, okullarda din derslerini imamların vermesi önerisini getiriyor Meclise… Bazı UBP vekilleri de böyle bir önerinin leyhinde oy kullanabiliyor… Bereket ki bazı UBP vekillerinin aleyhte oylarıyla da öneri reddediliyor.

***

Önceden düşünülen, kurulan ve devamında kendilerinin atadığı içimizden bazı koltuk sevdalılarıyla Kıbrıs Türk toplumunu değiştirmeye, yiyemedikleri soğana rağmen, alamadıkları TOGG’u tercih edenlerin seviyesine çekmeye çalışılan bir stratejiyi yaşıyoruz yıllardır…

Bu stratejinin başlangıç ve en iyi sürdürülebilir merkezi de okullardır. O yüzden sarı sendikalar kurdurarak, öğretmen yapısını değiştirerek bu projelerini hayata geçirmeye çalışıyorlar ki bu tehlikeye karşı her zaman hazırlıklı olmak ve dik durmak gerekliliğini unutmamak gerekiyor.      

Bir sana bir bana…

Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çok sayıda Kıbrıslı Türkün de oy kullandığını duydum. Türkiye’deki yaşamlarından, orada çalışmalarından dolayı alınan vatandaşlıklardan başka neredeyse orada bulunmayan kişilerin de TC vatandaşı olarak oy kullanmaları ilginç geldi.

Doğal olarak TC vatandaşlığı kazanmışların dışında oy kullanan, orada sadece tatil nedeniyle veya hiç bulunmamış kişilerin da oy kullandıklarını duyunca bu kişilerin ortak noktalarının genellikle UBP’li olmuş olmaları dikkatimi çekti.

Tayyip Erdoğan’a verilen oylara bu kişilerin oyları da eklenmiş oldu. Böyle bir gelişmenin akla getirdiği şey; Demek ki karşılıklı olarak AKP ve UBP arasında ve şimdiki hükümet üyeleri arasında büyük ihtimalle yukarıdaki stratejiye bağlı olarak böyle de bir taktik geliştirilmiş. Ankara’nın atadığı KKTC hükümeti TC yurttaşlarına KKTC vatandaşlığı dağıtırken, hükümet partilerinin üyeleri veya sempatizanları da sırası geldiğinde Erdoğan’a oy vermek için vatandaşlık almışlar. Akıllıca!  

TLC ve Kıbrıs’ın kuzeyinde tatil fiyaskosu

Televizyon kanalı TLC’de bir program. Tatil Fiyaskoları… TLC genellikle tatil, güzel evler, ev restoreleri gibi farklı programlar yayınlar… Bu tatilin fiyaskosu da nedir ki diye baktım; Karşıma Acapulco çıktı. Acapulco’nun yanındaki askeri cephaneliğin ardarda patlaması, turistlerin yaşadıkları korku, savaş mı çıktı endişeleri, travmalarının sonraki hayatlarına yansıması ekranlarda yayılıyor dünyaya “Tatil Fiyaskoları” adı altında… Güzel ülkemiz, sahillerimiz, yemeklerimiz ve otel hizmetlerimiz programa konu olmuş ama patlayan bombaların yaşattığı travmanın başrol oynadığı filmde… Başka bir anlatımla Kıbrıs’ın kuzeyi tatil programına konu olmuş ama nasıl! Gecenin karanlığında patlayan bombaların sağlam cam bırakmadığı, turistlerin sabaha kadar korkudan sahilde bulunan tuvaletlerde sabahladığı tatilin yaşattığı travma ile…